Gündem

Doğan ailesinin de yargılandığı POAŞ davaları birleştirildi

Petrol Ofisi'nin 2000 yılında özelleştirildikten sonra yapılan işlemler ve 'akaryakıt kaçakçılığı yapıldığı' iddiasıyla İstanbul ve Mersin'de açılan davalar birleştirildi

24 Kasım 2016 20:55

Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan, kızı Hanzade Doğan Boyner İş Bankası’nın eski genel müdürü Ersin Özince ile birlikte 47 kişinin Petrol Ofisi'nde (POAŞ) "örgütlü bir şekilde akaryakıt kaçakçılığı yaptıkları” iddiasıyla Mersin ve İstanbul'da açılan iki ayrı dava birleştirildi.

Fatih Ulaş'ın Sabah'ta yer alan haberine göre, İstanbul'da devam eden yargılamada sanıkların savunmalarının alınmasına başlandı. “Örgüt yöneticisi” olduğu iddiasıyla yargılanan dönemin İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, özellikle 15 Temmuz'dan sonra açığa çıkan gelişmelerin dikkate alınarak müfettiş ve bilirkişi raporlarının savcılığı yanıltmış olabileceği ihtimalinin değerlendirilmesini istedi. 13 Temmuz'da İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlanan POAŞ davasında sanıklar, aynı konuyla ilgili daha önce Mersin'de de dava açıldığını belirterek, İstanbul'daki davanın Mersin'deki dava ile birleşmesini istemişti. Dün görülen ikinci duruşmada ise mahkeme başkanı Mustafa Karayıldız, Mersin'deki davanın bu dosya ile birleştiğini bildirdi. 

Duruşmaya dönemin İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince ve Jan Nahum'un aralarında bulunduğu 25 sanık katıldı. Aydın Doğan ve kızı Hanzade Vasfiye Doğan Boyner ile birlikte toplam 22 sanık ise duruşmaya katılmadı. Mahkeme başkanı Karayıldız ilk duruşmada savunmalara geçilemediğini anımsatarak, sanıkların savunmalarını yapmalarını istedi. Duruşmadaki 25 sanık, suçlamaları reddetti.
 

Özince'den ‘FETÖ’ iması


Sanıklardan Ersin Özince, ortada bir örgüt olamayacağını, şirketinin yapısının da buna müsait olmadığını savunarak, Türkiye'nin iktisadi ve siyasi buhran içinde olduğu bir dönemde özelleştirmesi yapılan Petrol Ofisi'ni ulusal bir konsorsiyum halinde aldıklarını söyledi. Özince, "Ülkemizin geleceği için elimizi taşın altına koyduk. O buhranlı dönemde yurtdışından petrol getirdik. Ben Petrol Ofisi'nin yönetim kuruşunda bile yer almadım. Ben neden örgüt lideri olarak gösteriliyorum anlayamadım. Genel müdür olmam nedeniyle ise benim üstümde yönetim kurulu başkanı var" dedi. 

Özince, özellikle 15 Temmuz'dan sonra açığa çıkan gelişmelerin dikkate alınarak müfettiş ve bilirkişi raporlarının savcılığı yanıltmış olabileceği ihtimalinin değerlendirilmesini istedi. 

 

İddialar neler?

 

İddianamede, Petrol Ofisi’nin petrol ithalatını bu şirket üzerinden gerçekleştirmeye başladığı, soruşturmaya konu usulsüzlük iddialarının Kocaeli Emniyet Müdürlüğü KOM Şubesi’ne 23 Ekim 2008'de yapılan bir ihbarla başlandığı aktarıldı.

Söz konusu ihbara da yer verilen iddianamede, ihbarda, ''Petrol Ofisi’nin 2001-2008 yılları arasında sonuna kadar yurt dışından Türkiye'ye yapmış olduğu akaryakıt ithalatında Gümrük Birliği olmayan ülkelerden yapılan ithalatın Birlik üyesi olan İngiltere’den yapılmış gibi gösterilerek, gümrüklerimize sahte belge ibraz edilmek suretiyle, vergi muafiyeti sağlanmak suretiyle vergi kaçırıldığı, devletin Petrol Ofisi tarafından zarar uğratıldığının" öne sürüldüğü kaydedildi.

Körfez Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma dosyasının, Petrol Ofisi şirketinin merkezinin İstanbul'un Şişli ilçesinde bulunması sebebiyle Şişli Cumhuriyet Savcılığına, çevre adliyelerin birleştirilmesinin ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına intikal ettiği anımsatılan iddianamede, soruşturma kapsamında Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığından alınan raporlara da yer verildi.

SPK raporunda, yapılan işlemlerde gümrük mevzuatına aykırılıkların söz konusu olduğunun tespit edildiği savunulan iddianamede, gümrük müfettişlerinin hazırladığı raporlarda da eksik ve yanıltıcı beyanname verilmek suretiyle gümrük kaçakçılığı suçunun işlendiği iddia edildi.

İddianamede, Petrol Ofisi’nin 2000 yılından sonra Ukrayna ve Rusya gibi AB üyesi olmayan ülkelerden akaryakıt aldığı, eksik ithalat vergisi ödemek üzere merkezi Bahamalar’da olan fakat İngiltere’de faaliyet gösteren Point isimli bir şirket kurduğu, akaryakıtı bu şirket üzerinden almak suretiyle Avrupa Birliği ülkelerinden alınan mamullerdeki vergi muafiyetinden yararlanıldığı, böylece vergi kaybına yol açıldığı öne sürüldü.

Ayrıca Point şirketinin maliyet rakamlarının kasıtlı olarak aşağı çekilerek Petrol Ofisi’nin eksik ithalat beyannamesi vermesinin sağlandığı, 64 sevkiyat işleminde 6,3 milyon dolarlık vergi kaybının söz konusu olduğu savunulan iddianamede, şüpheliler Aydın Doğan ve Ersin Özince'nin, Petrol Ofisi'nin "İş-Doğan" ortaklığı tarafından satın alınması ardından kurumun faaliyetlerini denetleyip çeşitli talimat verdikleri, bu talimatların yöneticileri bağlayıcı nitelikte olduğu, 2001-2007 yılları arasında eksik beyanda bulunmak suretiyle işlenen suçtan kaynaklanan ekonomik kazancı kendi uhdelerine aktarmak suretiyle haksız kazanç elde ettikleri iddia edildi.

Doğan ve Özince'nin suç örgütü liderleri oldukları ve örgütün üyeleri arasında hiyerarşik ilişki bulunduğu öne sürülerek, Doğan ve Özince’nin verecekleri talimatların Petrol Ofisi yöneticilerini bağlayıcı nitelikte olduğu ve suç yapılanmasının en tepesinde oldukları ileri sürülen iddianamede, 2001-2007 yılları arasında devam eden eksik beyan yönetimini bilmedikleri şeklindeki anlatımlarının hayatın olağan akışına aykırı olduğu anlatıldı.

İddianamede, aralarında iş adamı Aydın Doğan, Ersin Özince, Hanzade Doğan Boyner, İmre Barmanbek'in de bulunduğu 47 şüpheli hakkında hazırlanan iddianamede, şüphelilerin ''kaçakçılıkla mücadele kanununa muhalefet'', ''resmi belgede sahtecilik'', ''suç işlemek amacıyla örgüt kurmak'' ve ''örgüte üye olmak'' suçlarından hapis cezasına çarptırılmaları istendi.

Doğan ve Özince hakkında ''suç işlemek amacıyla örgüt kurmak'', "kaçakçılıkla mücadele kanununa muhalefet'' ve "resmi belgede sahtecilik'' suçlarından 8,5 yıldan 24,5 yıla kadar ayrı ayrı hapis cezası istenen iddianamede, aralarında Hanzade Vasfiye Doğan Boyner'in de bulunduğu 45 şüpheli hakkında ise ''örgüte üye olmak'', "kaçakçılıkla mücadele kanununa muhalefet'' ve "resmi belgede sahtecilik'' suçlarından 7,5 yıldan 21,5 yıla kadar hapis cezası talep edildi.

 

İddianame şüpheli olarak yer alan isimler ise şöyle:

 

''Hakkı Ersin Özince, Aydın Doğan, Dr. Gerhar Roiss, Mahmut Magemizoğlu, Ali Erdal Aral, Hanzade Vasfiye Doğan Boyner,Yurdaer Üge, İmre Barmanbek, Adnan Balı, Cevdet Bayram,Özgün Çınar, Mevlüt Tufan Darbaz, Ali İhsan Karacan, Ali Rıza Temuroğlu, Yahya Üzdiyen, Yener Şenok, Jan Nahum, Hakan Mumcu, Nesrin Karaman, Kemal Meço, Ertuğrul Tuncer, İshak Şengül, Caner Çimenbiçer, İsmail Tokaç, Ahmet İzzet Karacahisarlı, Vural Akışık, İrfan Taşköprü, David Davies, Manfred Mag Madi, Klaus Schneider, Serdar Ayırtman, Asım Barlın, Ali Tuzla, Hüseyin Kılınç, Ömer Lütfi İskefyeli, Gökhan Küçükgirgin,Zeynep Hansu Uçar, Murat Erdoğan, Murat Bekler, Sibel Bircan,Reha Talu, Sibel Fatma Elekdağ, Tamer Özdamar,Cezmi Ölekli,Azmi Ölekli, Fahri Kayhan Söyler ve Ali Ertan Çakır.''