Sağlık

Doğallık mı estetik mi?

Birçok kişi vücudunda sıkıntı duyduğu noktalara estetik operasyonlarla çözüm buluyor. Biz de sorduk: Estetik mi, yoksa her koşulda doğallık mı?

02 Ağustos 2008 03:00

Birçok kişi vücudunda sıkıntı duyduğu noktalara estetik operasyonlarla çözüm buluyor. İleri estetik teknolojileriyle uzman ellerde beğenilmeyen yerler yeniden yaratılıyor ama kimileri de estetiğin her türüne şiddetle karşı çıkıyor. Biz de sorduk: Estetik mi, yoksa her koşulda doğallık mı?

Birçok kişi için güzel ya da iyi görünmek artık hayatın neredeyse anlamı haline gelirken, estetik de vazgeçilmez unsurlardan biri oldu. O kadar ki, estetik ameliyatları dünyanın bütün ülkelerinde yükselen bir akım haline geldi. Çünkü daha hoş ve güzel görünmek insanoğlunun en büyük derdi. Estetik ameliyatlar da, insanları mutlu ediyor; sosyal ve iş başarılarını artı- rıyor. İnsanların kendilerine güvenini pekiştirdiği, yapılan araştırmalarla da kanıtlanan bir sonuç. Peki ya doğallık ne oluyor?

Siz hangi taraftasınız?

Estetikle iç içe yaşayan insanlara inat, doğallığı ısrarla savunanlar da bu operasyonlara şiddetle karşı çıkıyorlar. Haksız da sayılmazlar; çünkü mükemmeliyetçilik tutkusu doğallığı öldürmeye ve insanları tek tip yapmaya başladı bile. Etrafta birbirinin aynısı insanlar çoğaldı. Kalkık burunlar, yüksek kaşlar, gerilmiş yüzler, silikonlu dudaklar derken ayak bileklerine kadar inen estetik modası; bazen kusurlu bile olsa doğallığın yerini asla tutmuyor. Biz de konuyu enine boyuna tartışalım istedik ve doktorundan ev hanımına, sinema yıldızından avukatına pek çok kişiye bu konuda ne düşündüğün sorduk...

Doğallık Nedir?

Doğallık herkese göre farklı olmakla beraber, gerçekte doğuştan gelen özünü korumaktır. Bunu fiziki anlamda düşünürsek, yüzüne veya vücuduna estetik müdahale yaptırmamaktır. Bakımsız olmak, makyaj yapmamak doğallık demek değildir. Kimilerine göre saç boyamak bile doğallığı bozar, kimileri içinse yüz şekliyle oynamadığın sürece her şey doğaldır. Doğallığın özünde sadelik, abartısızlık vardır. Belki de doğal güzellik o yüzden bu kadar görecelidir…

Estetikte doğallık nedir?

Estetikte de doğallık anlayışı özellikle son yıllarda öne çıkmıştır. Sonucunda hiç kimsenin ameliyat yapıldığını anlayamadığı operasyonlar, estetik cerrahide ‘doğal’ ve başarılı kabul edilir. Operasyon yapıldığını sadece siz bilirsiniz. Sonuç doğal yaradılışınızla uyumludur, keskin değişimler ve büyük farklar yoktur.

Estetik yaptırmak tek başına yeterli değil

Hülya Avşar, birkaç sezon önce özel bir kanalda yayımlanan ‘Kadın İsterse’ adlı dizisinde eşi tarafından genç bir kadınla aldatılan ve estetik ameliyatlarla yepyeni bir fiziğe sahip olan Canan karakterini canlandırıyordu. Kilolu, bakımsız ve olduğundan daha yaşlı görünen Canan, eşinin bir başkasına aşık olduğunu söylemesinin ardından kendini baştan yaratıyor, estetik operasyonlarla farklı bir yüze sahip olurken zayıflıyor ve bakımlı bir kadın olarak geri dönüyordu. Ancak değişim sadece bedenle sınırlı kalmıyordu. Canan, öncesinde sadece ailesiyle ilgilenen bir ev kadınıyken, kendini her konuda geliştirerek iş hayatına da atılıyordu. Sonuç olarak, eşi ise tanımadığı bu güzel, şık, kendine güvenen kadına yeniden âşık oluyordu. Bu dizide kadınlara, “sadece fiziki değil, aynı zamanda zihinsel bir değişim de şart” mesajı veriliyordu. Estetik tek başına güzel olabilir ama zihinsel değişim ve gelişim her zaman onun önündedir.

UZMAN GÖRÜŞÜ

Yasemin Meriç Kazdal
Uzman Klinik Psikolog

“Fiziksel kusur en kabul edilebilir sebep”

Estetik operasyon, insanların son yıllarda sıklıkla tercih ettiği bir yöntem... Bu artışın, birden çok sebebi var. Ancak bu sebepler içinde en kabul edilebilir olanı, fiziksel görüntüsünde bir ‘kusur’ olduğunu düşünen kişilerin bu ‘kusurdan’ dolayı yaşadıkları psikolojik sorunlardır.

Gereksiz yapılan estetikler psikolojiyi bozuyor

Doğuştan olan ya da bir kaza sonucu gerçekleşen ve kişide kendisini beğenmeme, dışlanıyormuş hissine kapılma, ego zedelenmesi, hatta sosyal çekilme gibi sonuçlar yaratan görünüş problemlerinin, çeşitli estetik operasyonlarla düzeltilmesinin, kişilerin psikolojisinde son derece olumlu etkilerinin olduğunu görmekteyiz.

Diğer taraftan estetik cerrahideki hızlı gelişmeler ve insan psikolojisi üzerinde reklamlarla yaratılan bilinçli etki ile insanların hiç gerekli olmamasına rağmen, çok sayıda estetik operasyon geçirdiklerine de tanık olmaktayız. Bu tercihlerin, kişilerin özgür iradeleri ile kendi inisiyatişerinde olmasına karşın, gereksiz yere yapılan estetik operasyonların olumsuz psikolojik etkilerinin de göz ardı edilmemesi gerek.

Kendi bedeni ve fiziksel görüntüsü ile barışık olmayan kişilerin, bu sıkıntıyı düşünsel anlamda yenmek yerine fiziksel müdahalelerden yararlanmaya çalışmalarının zaman zaman büyük sıkıntılara yol açtığını biliyoruz. Özellikle pişmanlık duyma, sonuçtan memnun olmama, tatminsizlik, yeni görüntüye uyum sağlamada yaşanan problemler, yabancılaşma gibi sıkıntılar, en sık karşılaştığımız olumsuz sonuçların başında geliyor.

‘Keyfi’ estetik olmadan önce iyi düşünün

Tüm bu sebeplerden dolayı estetik operasyon yaptırmayı düşünen kişilerin, bu operasyonları geçirmeden önce, sonuçlarını çok boyutlu olarak düşünmelerini tavsiye ediyoruz. Böyle bir operasyon geçirmek için bir mecburiyet durumu yok ise, önce var olan fiziksel görüntüleri ile barışık olmaları için onlara yardımcı olmayı öneriyoruz.

GÖRÜŞLER... GÖRÜŞLER... GÖRÜŞLER... 

Buket Tanyel (28), Ev Hanımı, Bursa
Neden olmasın?

“Doğru ve yerinde yapılmış estetiğe ‘evet’ diyorum. Eğer sonuç güzel gözüküyorsa, neden olmasın ki? Bu konuda en iyi örnekler Deniz Akkaya ve Ebru Şallı mesela.” 

Ömürden Bakaçhan (32), Görsel Yönetmen, İstanbul
Estetik çağımızın bir dayatmasıdır 

“Elbette doğallıktan yanayım. Çünkü günümüz insanı estetik duygularını yoğun bir imaj bombardımanı sonucu oluşturuyor. Burada sonuç kendisinin güzel bulduğu değil, kendisine dayatılan güzele yönelmesidir. Çağımızın güzellik anlayışı, üzgünüm ki, bizi doğal olandan uzaklaştırıyor ve öncelikle bizi kendimize yabancılaştırıyor. Hâlbuki doğal olan her zaman güzeldir.” 

Zeliha Bige Yağmur (29), Kurumsal İletişim Uzmanı, İstanbul
Çok iyi düşünülmeli

“Ben kesinlikle doğallıktan yanayım. Kadınların güzellik uğruna bıçak altına yatmalarına ve sonuçta tek tip hale getirilmeye çalışılmasına karşıyım. Eğer güzellik standart olsaydı, klonlanmış insanlar halinde dolaşırdık. Herkesin çok özel olduğuna, bu doğrultuda yaratıldığımıza inanıyorum.

Elbette doğuştan gelen ve insan psikolojisine zarar veren kusurlar, ameliyatla düzeltilebilir ama estetik ameliyat tek çözüm değil. Üstelik her estetik ameliyatın sonucu bir önceki haline göre daha iyi olmayabiliyor. Karar aşamasında çok iyi düşünülüp, öyle harekete geçilmesi gerektiğine inanıyorum.”

UZMAN GÖRÜŞÜ

Prof. Dr. Erol Kışlaoğlu / Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı
Estetik kişiye özgüdür

Doğallığı savunanlar kadar, estetiği tercih edenlerin sayısı da göz ardı edilecek gibi değil. Sadece bunu dile getirenler daha az. Estetik konusunda görüştüğümüz Prof. Dr. Erol Kışlaoğlu, kadınların ve erkeklerin estetik operasyonlara yaklaşımı ve bu konudaki tercihleriyle ilgili görüşlerini bizlerle paylaştı...

Estetiğin tanımı bundan 70 yıl önce "yapılan işte doğayı taklit etme ya da yapılan işin doğayla uyumlu olmasını sağlama ve eseri göze çarpmayan duruma getirme sanatı" olarak ortaya atılmıştı. Bu tanım bugün hâlâ her alanda geçerliliğini sürdürüyor. Estetik kaygıyla bana gelen herkese bu konuda hassasiyetimi belirtmekteyim.

Özellikle burun estetiği yaptırmak için gelenlerin önüme bir resim koyup, “Burnumun böyle olmasını istiyorum” gibi talepleri oluyor veya “Benim burnumu falanca artistin burnuna benzetin” diyorlar. Türkiye’de en çok burunlarının Deniz Akkaya’nın burnuna benzemesini istiyorlar.

Ben buna şöyle cevap veriyorum: “Her burundan istediğiniz gibi bir burun yapmak mümkün olmadığı gibi (ancak uygun olması şartıyla yapılabilir), yapmak mümkün olsa bile gözler, kaşlar, yanaklar ve çene gibi diğer yüz elemanları aynı olmadığından sizde Deniz Akkaya’nın burnu belki de iyi durmayacaktır.”

Fabrikasyon ve her kişiye aynı tip burun ya da meme yapmak doğru değildir. Tam bir değerlendirme gerekir. Yapılan araştırmalara göre, dünyada uygulanan estetik cerrahi sıralamasında ülkemiz 18’inci sırada yer alıyor. Birinciliği açık farkla ABD alırken; sıralama Meksika, Brezilya, Kanada, Arjantin ve İspanya olarak devam ediyor. Türkiye; Çin, Hollanda, Danimarka ve İsveç gibi ülkelerin üzerinde yer alırken, Avusturya ve ‹sviçre gibi görece olarak küçük nüfuslu ülkelerin altında kalıyor.

Kadınlar en çok nerelerine estetik operasyon yaptırıyor? Burun estetiği (rhinoplasty), liposuction (basen, karın), göğüs büyütme, göz kapağı, yüz germe, meme küçültme, karın, kol ve bacak germe, lipofiling (yağ ve doku kokteyli enjeksiyonu).

Erkekler de estetik operasyonlara ilgili… 2005 yılı itibarıyla ülkemizde, estetik cerrahide yüzde 80’lik bir artış yaşandı. Oysa bu oran birçok gelişmiş ülkede ciddi olarak azaldı. Türk erkekleri estetik cerrahide dünya 7.’si. Dünya ortalamasında kadınlar yüzde 88, erkekler yüzde 12’lerde. Oysa bu oran Türkiye’de yüzde 79’a, yüzde 21. Türkiye, erkek oranındaki yükseklik ile dünya sıralamasında Çekoslovakya dışında bütün Avrupa ülkelerinin önünde ve yedinci konumda. Birincilik ise yüzde 61’e yüzde 39 oranıyla Hindistan’da. Kesin olan şu ki, estetik konusunda henüz hiçbir ülkede erkekler kadınların önüne geçememiştir. Son zamanlarda gerek iş hayatının gerek sosyal hayatın yarattığı rekabet ortamı erkekleri de daha genç, daha dinamik ve daha yakışıklı olmaya yöneltiyor. Genellikle iş adamları, yöneticiler, avukat ve doktorlar bu konuda başı çekiyor ve estetik cerrahları n kapısını çalıyorlar. Erkeklerin en çok yaptırdığı ameliyatlar burun ameliyatlarıdır. ‹kinci sıklıkla ise saç ekim ameliyatları gelir. Yüz germe ameliyatı olan erkeklerin sayısı da az değildir. Yine son zamanlarda kendi vücudundan alınan yağın enjeksiyonu ile penisin büyütülmesi operasyonu da erkeklere başarıyla uygulanan bir yöntemdir. Kepçe kulak estetiği de erkeklerin sık yaptırdıkları ameliyatlar arasındadır.

Estetik yaşı gerçekte ne olmalı? Kişi, şu yaşta olmalı gibi bir şey söylemek mümkün değildir. Kişiyi her yönden psikolojik, fizik ve çevresel olarak değerlendirmek gerekir. Eğer bir kişinin burnunda veya memesinde veya vücudunda bir bozukluk varsa, bunların 18 yaşında düzeltilmesi gerekir. Daha fazla beklemenin bir anlamı yoktur. Ayrıca sadece kızlar değil, bu yaştaki tüm insanlar kendi görüntülerine karşı son derece duyarlıdırlar. Bildiğiniz gibi insanlar toplumda önce görüntüleriyle kendilerini kabul ettirirler. Genç insanların görüntülerindeki en ufak bir bozukluk dahi onları derinden etkilemektedir. Bundan daha doğal bir şey olamaz. Ancak yaşlanmaya bağlı operasyonlar için 35 – 40 yaşlarında ufak tefek girişimler yapılmaya başlanabilir.
(SENİNLE)