Doğal gaza gelen zammın ardından bir sondaj gemisi daha yerli üretim müjdesiyle Karadeniz'e uğurlandı. Ancak uzmanlara göre yüksek maliyetli yatırımlar karşısında üretim oldukça düşük. Fiyatların inmesi de mümkün değil.Son yıllarda yerli doğal gaz üretimine ilişkin müjdelerin öne çıktığı Türkiye'de Ağustos itibarıyla konutlarda kullanılan doğal gazın toptan satış fiyatına yüzde 38 zam geldi.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) söz konusu zammın gaz alım birim fiyatları üzerinden olduğunu, Türkiye genelinde konutlara yüzde 24,4 yansıyacağını açıkladı. Buna göre konutlarda kullanılan 1 metreküp doğalgazın fiyatı nihai olarak ortalama 7,6 TL'den 9,4 TL'ye çıktı. Konutlara satılan doğal gaza son zam 1 Ocak 2023'te yapılmıştı.
TMMOB Makina Mühendisleri Odası'nın hesaplamasına göre Boru Hatları İle Petrol Taşıma AŞ (BOTAŞ), 1 Ocak 2023 tarihinden bu yana, doğal gaz satış fiyatlarında konutlara yüzde 38, küçük sınaî ve ticari işletmelere yüzde 59 zam yaparken, elektrik üreticilerine yüzde 33, büyük sanayi kuruluşlarına yüzde 28 indirim yaptı.
Zam haberinin hemen ardından dün Abdülhamid Han sondaj gemisi yine vatandaşın doğal gaz tüketiminin bu sahadan karşılanacağı müjdesiyle Karadeniz'e uğurlandı. Abdülhamid Han; Fatih, Kanuni ve Yavuz ile birlikte Sakarya Sahası'nda dördüncü sondaj gemisi olarak görev yapacak.
Müjdeyi Erdoğan duyurmuştu
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, geçen yıl genel seçimler öncesinde Zonguldak Filyos'ta "Karadeniz Gazı Devreye Alma Töreni"nde duyurduğu müjdeyle Mayıs 2023'te bütün konut tüketicilerine doğal gaz bedava temin edilmiş, 2024 Nisan sonuna kadar da konut tüketicilerinin aylık 25 metreküp gaz tüketimi faturalandırılmamıştı.
Erdoğan, "Sakarya Sahası'ndan ilk etapta günde 10 milyon metreküp, açacağımız yeni kuyularla birlikte ilerleyen süreçte günde 40 milyon metreküp gaz çıkartacağız. Tam kapasiteye çıktığımızda ülkemizin yıllık ihtiyacının yaklaşık yüzde 30'unu buradan karşılayabileceğiz" demişti.
Erdoğan'ın açıklamalarına göre 2020'de Karadeniz'de keşfedilen 320 milyar metreküplük doğal gaz rezervi, Nisan 2023'te 710 milyar metreküpe ulaştı.
Peki Karadeniz'deki doğal gaz arama çalışmaları bu derece hızlanmışken enerjide dışa bağımlılığı azaltıp fiyatları düşürmek nasıl mümkün olmuyor?
"Açıklanan rezervin bilimsel karşılığı yok"
DW Türkçe'ye konuşan enerji politikaları uzmanı Necdet Pamir, Karadeniz'de açıklanan rezervin bilimsel bir karşılığı olmadığını söylüyor. Bulgu ve rezervin farklı kavramlar olduğunu, üretilebilir rezervin ise bunun daha da altında kaldığını anlatan Pamir, "Henüz hedef seviyeye bin beş metre var, iki tane katmanı geçmişsin, gaz görmüşsün. Erdoğan çıkıp 320 milyar metreküp rezervinde ulaştık dedi. Bunun adı rezerv değil bulgudur. Literatürde böyle" diyor.
Karadeniz'de açılan 16-17 kuyunun sadece ikisinde test yapıldığını, o testlerin de sonuçları çıkmadan rezerv miktarının 710 milyar metreküpe ulaştığı açıklanarak çeşitli üretim hedefleri koyulduğunu belirten Pamir, "Birinci faz 10 milyon metreküp ile başlıyor 2023'te, bu doğru bile olsa yıllık 3,65 milyar metreküp eder. Türkiye'nin yıllık 60 milyar metreküp gaz tükettiği düşünüldüğünde tüketimin ancak yüzde 6'sını karşılar. Dışa bağımlılık ise yüzde 99 yerine 93 olur. Yani bu abartılı rakamlar bile kendi ihtiyacını karışmaktan uzak" diyor.
Necdet Pamir, Erdoğan'ın 710 milyar metreküp rezerv açıklaması yaptığı dönemde Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü'nün (MAPEG)'in web sitesinde tüm Türkiye için 567 milyar metreküplük rezerv bilgisinin paylaşıldığını, bu rakamın 561 milyarının da üretilebilir rezerv olarak belirtildiğini aktarıyor. Ancak bu rakamın da abartılı olduğunu, rezervin yüzde 99'unun alınacağının iddia edildiğini dile getiren Pamir, "Bilimde böyle bir şey yok. En çok yüzde 40'ını, 50'sini alabilirsin öyle bir sahanın" diye ekliyor.
Hedefin dörtte birine ulaşıldı
TMMOB Makine Mühendisleri Odası'nın Türkiye Enerji Görünümü 2024 raporunun Türkiye'deki petrol ve doğal gaz arama ve üretim faaliyetlerini inceleyen Jeofizik Yüksek Mühendisi Uğur Gönülalan imzalı bölümüne göre de EPDK verileri, Sakarya Sahası'nda günlük üretimin 2,5 milyon metreküp düzeyinde olduğunu, ilk yıl için öngörülen üretim hedefinin yalnız dörtte birine ulaşıldığını gösteriyor. Ekim 2023 itibariyle Türkiye'nin günlük toplam doğal gaz üretimi ise 4 milyon 700 bin metreküp. Bu da toplam tüketimin yüzde 3'ünü bulmuyor.
Rapora göre Türkiye'de 1976-2023 yıllarında üretilen toplam doğal gaz miktarı 19 milyar metreküp civarında gerçekleşirken, uzun yılların toplamı olan bu üretim tutarı, sadece bir yıllık doğalgaz tüketiminin yüzde 40'ına denk geliyor.
Seçim yatırımı için doğru olmayan şeyler söylendiğini, üretim rakamlarının çok abartılı olduğunu ifade eden Necdet Pamir, Sakarya Sahası'ndaki üretim yönteminin de yanlış olduğu görüşünde.
Üretimdeki sıkıntılar
Çıkarılan gazın yüksek oranda su ve kum içerdiğini, kumun ise vanaları parçaladığını belirten Pamir, dolayısıyla üretimde sorun olduğunu söylüyor.
Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'nın (TPAO) Karadeniz'deki doğal gaz üretim kapasitesini artırmak için geçen yılın sonunda Brezilya'dan 360 metre uzunluğunda bir yüzer platform satın aldığını hatırlatan Pamir, o platformun baştan orada olması gerektiği görüşünde.
Pamir, gazın su yüzeyine çıkarıldığı yerde kumdan ve diğer istenmeyen maddelerden ayrılıp ondan sonra kıyıya yollanması gerektiğini, gaz hidratların blokajını önlemek için de içeriğine inhibitor konulduğunu, bunların hepsinin maliyeti yükselttiğini söylüyor.
Yatırım üçe katlandı, üretim yarıya düştü
Makine Mühendisleri Odası'nın raporuna göre petrol ve doğal gaz arama ve üretim faaliyetleri için 1954-2002 döneminde cari fiyatlarla
4,468 milyar dolar yatırım yapılırken 2003-2021 dönemindeki toplam yatırım miktarı 13,336 milyar dolar oldu.
Ancak iki dönem karşılaştırıldığında üç kat daha fazla yatırım harcaması yapılmasına karşın rezervler yüzde 60, üretim de yüzde 50 azaldı.
Raporda yeni sondaj gemileri gibi karar süreçlerindeki tercihlerin maliyetleri etkilediği vurgulanarak deniz çalışmalarında daha titiz ve seçici davranılması ve tüm süreçlerin kamucu bir anlayışla planlanması gerektiğine işaret edildi.
Yatırım mı yoksa israf mı?
Açılan her bir kuyuya tahminen 110 milyon dolar masraf edildiği bilgisini paylaşan Necdet Pamir, buna ek olarak her bir sondaj gemisine üçer platform destek gemisinin eşlik ettiğini, bu gemilere yatsalar bile para gittiğini söylüyor.
Türkiye'nin dört sondaj gemisine ihtiyacı olmadığını, ancak Doğu Akdeniz için alınan gemilerin de Karadeniz'e gönderildiğini düşünen Pamir, "Biz yatırımları şöyle artırdık diyorlar. Yatırım mı israf mı? Sen ne için yatırdın, karşılığında ne alıyorsun? Şu an 4,7 milyon metreküp üretim var. Bu, senin yaptığın yatırımın karşısında hiçbir şey değil. Attığın taş ürküttüğün kurbağaya değmiyor" ifadelerini kullanıyor.
Hangi gemiye ne kadar ödendi?
Diğer yandan ihale de yapılmadığı için kamuoyunun sadece bakanların demeçlerinden afişe rakamları bildiğini vurgulayan Pamir, Fatih sondaj gemisi için 154 milyon dolar ödendiğini, bakım onarım için de en az bu kadar daha masraf yapıldığını söylüyor.
Kanuni gemisine 39 milyon dolar ödendiğini ancak bu geminin sondaj yapamadığını, sadece kuyu tamamlamada kullanıldığını belirten Pamir, Yavuz için 262,5 milyon dolarlık ödemenin bazı kaynaklarda 90 milyon dolar olarak geçtiğini aktarıyor. Pamir, ekliyor: "Abdülhamit Han'a da 325 milyon dolar deniyor. Ancak 180 milyon dolar gibi bir rakam da var. Yani alaka yok. Ama bunlar çok tehlikeli rakamlar. Sayıştay denetimi de yok."
Pamir, bunlara ek olarak bir sondaj gemisinin günlük faaliyeti sırasında 400-450 bin dolar harcaması olduğunu söylüyor.
"Bedelini hep beraber ödüyoruz"
Daha önce kiralanıp şimdi satın alınan platformların da maliyetleri olduğunu belirten Pamir, "Dolayısıyla Karadeniz'deki faaliyetler ne bizim bağımlılığımızı azaltabilecek iddia edildiği gibi ne de o üretim değerleri kısa bir sürede elde edilebilecek" diyor.
Mayıs 2023'te konutlara verilen bedava doğal gazın da Karadeniz gazı değil yine Rus gazı olduğunu ifade eden Pamir, "Toplam 7,3 milyar metreküp bedava gaz verilmiş. Kendi söyledikleri birinci fazda 10 milyon metreküp üretimin yarısı bile gerçekleşmedi. Ondan sonra bedelini hep beraber ödüyoruz" diyor.
Bu şartlarda fiyatların düşmesinin mümkün olmadığını düşünen Pamir, "Kuyu başı maliyeti son derece yüksek. Sondaj platformları, operasyonel maliyetler, satınalma maliyetleri, yeni alınan platform, açılacak yeni kuyular… Hepsini toplayıp üretime bölün, fiyatlar düşmez, aksine artar" diye ekliyor.
DW Türkçe'ye VPN ile nasıl erişebilirim?