Gündem

Diyarbakır ve İstanbul'da Nevruz ateşi

BDP, 17 Mart'ta Hakkari'nin Yüksekova ilçesinden başlattığı Nevruz kutlamalarına İstanbul ve Diyarbakır'da devam etti.

22 Mart 2010 02:00

T24 - Diyarbakır' da Barış ve Demokrasi Partisi'nce (BDP) düzenlenen ve saat 10:00'da başlayan Nevruz kutlamasına yaklaşık 200 bin kişi katılırken alanda Abdullah Öcalan posterleri ve PKK flamaları açıldı. Kutlamada ilk konuşmayı bayap Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı BDP'li Osman Baydemir, "Kürdün Türke, Türkün Kürde kurşun sıkması haramdır. Artık birbirimize karanfil uzatmanın vakti gelmiştir. Gerilladan, askere kurşun değil karanfil, askerden gerillaya operasyon, kurşun değil karanfil uzatmanın vakti gelmiştir. Türk ve Kürt annelerinin kucaklaşmasının vakti gelmiştir. Daha fazla zaman kaybetmek yazıktır günahtır" dedi. İstanbul'da Kazlıçeşme'de saat 12:00 sıralarında başlayan Nevruz kutlamaları da sakin geçerken Nevruz'la ilgili açıklama yapan Kültür ve Turizm Bakanı Günay, ''Ne yazık ki geçmiş yıllarda 'akılsız bazı yönetimlerin elinde' Nevruz günü bir tehlike günü ve düşman günü haline getirildi ve insanların içlerinden coşkuyla gelen o kutlama sevinci engellenmeye çalışıldı'' dedi. Devlet Bakanı Faruk Çelik, ''Nevruz özüne uygun olarak kutlanmasına" dikkat çekerken, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül kutlamaların huzur içinde geçmesini temenni ettiğini söyledi.



Diyarbakır’daki nevruz kutlamaları her yıl olduğu gibi bu yıl da Bağlar İlçesi’ndeki Nevruz Alanı'nda yapıldı. Kutlamalara, BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, kapatılan DTP’nin siyasi yasaklı eski Genel Başkanı Ahmet Türk, siyasi yasaklı eski DTP Milletvekili Aysel Tuğluk, bölge milletvekilleri, Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Avrupa Parlamentosu eski milletvekili Feleknas Uca, Abdullah Öcalan’ın kardeşi Fatma Öcalan, partili belediye başkanları yöresel kıyafetlerle katıldı. Kandil'den gelen 8 PKK'lıdan Şeref Gençdal da protokolda oturdu. Nevruz alanında kutlamalara katılan sayısı öğle saatlerine doğru arttı.

Nevruz alanında PKK ve Abdullah Öcalan posterleri taşınırken, Öcalan’ın resminin bulunduğu ve üzerinde ‘Öcalansız dünyayı başınıza yıkarız’ pankartı dolaştırıldı. Sık sık PKK ve Öcalan lehine sloganların atıldığı kutlamada alana ölen bazı PKK'lılar ile patlamalarda ölen çocukların fotoğrafları asıldı. Bunlar arasında Lice'nin Fis Köyü'nde PKK'nın kurulduğu evin sahipleri Seyfettin ve Alaattin Zuğurlu'nun fotoğrafları da yer aldı. PKK flamaları ve sözde Konfederasyon bayrağı ile ‘Demokratik bir barış için el ele’, ‘Ya demokratik bir barış veya demokratik direniş’, ‘Demokratik bir barış için muhatap Öcalan’dır’ yazılı pankartlar açıldı.

Nevruz nedeniyle Diyarbakır’da polis geniş önlemler aldı, izinler kaldırıldı, 3 bin polis görevlendirildi. Ayrıca, Ankara, Eskişehir ve Şanlıurfa’dan gelen çevik kuvvet ekipleri kentin değişik noklarında önlem aldı. Gün boyu bir polis helikopteri kent üzerinde uçuş yaparken, nevruz alanına kurulan 4 ayrı noktadan tüm gelenler tek tek aranarak alındı.


İlk konuşmayı Baydemir yaptı


Alanda Nevruz ateşini BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Ahmet Türk, Osman Baydemir, Fatma Öcalan, PKK’nın eski yöneticilerinden Mazlum Doğan, Mehmet Hayri Durmuş, Eşref Anlık, Ferhat Kurtay ve dağdaki PKK’lıların yakınlarıyla birlikte yaktı.

Kutlamada ilk konuşmayı Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir yaptı. Konuşmasına Kürtçe başlayıp, Türkçe sürdüren Baydemir, şunları söyledi:
“Binlerce kez bu ittifakınıza, bu çoğalmanıza maşallahlar olsun. Şeyh Sait’ten Mazlum Doğan’a kadar, Seyyit Rıza’dan Ape Musa’ya kadar, Orhan Doğan’a kadar yiğitlerinizin emeğiyle oluştu. Ben onların önünde saygıyla eğiliyorum. Onların emekleriyle bu günler geldi. Bu yıl tarihi bir yıldır. Bizler yine onurlu bir barış için özgürlük için çaba sarf etmeliyiz. Her şeyden önce ittifaklı olmalıyız. Barışsever ve demokratların ittifakı olmalıdır. Kürtlerin birliği bütün halkların kurtuluşudur.”


'Kurşun sıkmak haramdır'


Vicdani retçi hareketin mensuplarının da kutlamaya geldiğini belirten Baydemir, “Türk ve Kürt halkının kardeşliği için çaba sarfeden Gelibolu’dan Çanakkale’den, Yozgat’tan, Rize’den gelen genç kardeşlerim hoş geldiniz şeref verdiniz” dedi.
Baydemir, sözlerini şöyle sürdürdü:

“21’inci yüzyılda bir kez daha bu mahşeri kalabalıktan bu mahşeri çoşkudan Kürt halkının vicdanına tek bir çağrım var. Kürdün Türke, Türkün Kürde kurşun sıkması haramdır. Artık birbirimize karanfil uzatmanın vakti gelmiştir. Gerilladan askere kurşun değil karanfil, askerden gerillaya operasyon kurşun değil, karanfil uzatmanın vakti gelmiştir. Türk ve Kürt annelerinin kucaklaşmasının vakti gelmiştir. Daha fazla zaman kaybetmek yazıktır, günahtır. Bu coşku inanıyorum ki barışı da özgürlüğü de hem Türke, hem de Kürde getirecektir. Binlerce kez müjde veriyoruz Şeyh Ahmet Hani’ye, Seyit Rıza’ya, Mazlum Doğan ve bütün arkadaşlara, Şeyh Sait’e biz diyoruz ki, siz mezarınızda rahat olun torunlarınız binlerle, milyonlarla bugün nevruz alanındadır ve nevruzu kutluyorlar. Özgürlüğün müjdesini bütün halklara ulaştırıyorlar.”


Tuğluk: Öcalan siyasi irademizdir


DTP’nin kapatılmasıyla milletvekilliği düşürülen siyasi yasaklı Aysel Tuğluk, kornuşmasında 2010’da yeni bir sürece girdiklerini belirterek, “Önümüzdeki süreç açısından da bu halk asla onurundan vazgeçmeyecek, asla özgürlüğünden vazgeçmeyecek” dedi.

Kürt sorununda sanki bir muhataplık krizi varmış gibi davranıldığını belirten Aysel Tuğluk, “Bu yapılan bilinçli bir şeydir. Sayın Başbakan bir kaç gün önce diyor ki, muhataplık yetkisine ancak Meclis karar verir diyor. Biz bu sorunun çözümünde sayın Öcalan’ı PKK’yı muhatap gösteriyoruz diye bizi eleştiriyor sayın Başbakan. Sayın halkımız size soruyorum, Kürt halkının muhatap sorunu var mıdır? Sayın Başbakan muhataplık ve müzakere yetkisi sadece Meclis’e ait değildir, bu halka bu topluma aittir. Bu halkın sayın Öcalan bizim siyasi iredimizdir” dedi.

Muhataplık yetkisi Meclis’teyse neden DTP’nin Meclis'ten atıldığını soran Tuğluk, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu halk kime muhataplık yetkisi vermişse, sorunu çözmek isteyenler bir şekliyle onlarla diyalog kurmalıdır, konuşmalıdır, başka çözüm yolu yoktur. Buradan söylüyorum, biz kimseyle konuşmayız, biz kimseyi muhatap almayız derseniz bir milim adım atamazsınız. Amed’den hükümete söylüyorum ki, bu halkın düşmanlığını değil bu halkın gelin dostluğunu kazanın, bu halkın sevgisini kazanın, bu halkın kardeşliğini kazanın diyoruz. Biz Kürtler ortak vatanda eşit ve özgür yurttaşlar olarak yaşamak istiyoruz. Siyasi irademize saygı istiyoruz. Değerlerimize saygı istiyoruz. Dilimize kimliğimize saygı stiyoruz. Lütfen insanlar ölmesin, gençlerimiz ölmesin ne yoksul Kürt çocukları, ne yoksul Türk çocukları ölmesin diye gelin 2010 nevruzunu kardeşliğin nevruzu ilan edelim. Barışı kazanıncaya kadar iradeli duruşumuzu, direngen duruşumuzu devam ettireceğiz. Size söz veriyorum. İnanıyorumki özgürlük barış kazanacaktır ve bu coğrafya bir gün özgürlüğe kavuşacaktır.”


Mahmur Kampı'ndan Kazlıçeşme'ye


Alana girişte polis katılımcıları didik didik aradı. Kazlıçeşme meydanında 10 bin polis görev yaptı. MOBES kameraları ve heliopterler aracılığıyla meydandaki hareketlilik takip edildi.

Nevruz ateşini BDP Eş Başkanı Gültan Kışanak yaktı. Ardından barış için güvercinler uçuruldu. Program BDP Milletvekilleri Sabahat Tuncel, Ufuk Uras, Gültan Kışanak'ın konuşmalarıyla devam etti.

Geçtiğimiz aylarda Kuzey Irak'taki Mahmur kampından gelen PKK'lı Seydi Fırat ve Mustafa Ayhan da konuşma yaptı.

Birçok kadının geleneksel kıyafetlerle katıldığı kutlamalarda Nevruz ateşi etrafında halaylar çekildi.

Olaysız devam eden kutlamalarda sadece yasadışı pankartla alana girmeye çalışan 8 kişi gözaltına alındı.

Nevruz Bayramı kutlamaları kapsamında Halkalı'da da şölen düzenlendi.

Zeynebiye Köy Dernekleri tarafından organize edilen şölen, saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı.

Konuşmaların ardından Zeynebiye Gençlik Tiyatrosu tarafından oyun sergilendi. Daha sonra protokol üyeleri tarafından yakılan Nevruz ateşinin üzerinden vatandaşlar atladı.

Vali Güler: Sıkıntı yaşanmadı

İstanbul Valisi Muammer Güler, Nevruz'un diriliği, dirliği, birliği, kardeşçe yaşama bilincini ve geleceğe umudu simgelediğini belirterek, "Güzel günlerin habercisi olarak kabul edilen Nevruz'un barış, kardeşlik ve umut getirmesini, yaşama sevincimizi artırmasını diliyorum" dedi.

Güler, İstanbul Valiliği'nce Topkapı'daki Türk Dünyası Kültür Parkı'nda düzenlenen "Nevruz Şöleni"nde yaptığı konuşmada, tarihin derinliklerinden akıp gelen Nevruz kültürünün, sonraki nesillere de aynı coşkuyla akıp gideceğini ifade etti.

Törenin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan İstanbul Valisi Güler, coşku, heyecan ve mutlulukla bir Nevruz'un daha kutlandığını belirterek,  "Bugün İstanbul'un çeşitli yerlerinde törenler, kutlamalar oluyor. Burada Türk dünyası akraba ve topluluklarıyla, öğrenci ve vatandaşlarımızla güzel bir kutlama yaptık. Kazlıçeşme'de başka bir kutlama yapılıyor. Arkadaşlarımız trafik, sağlık ve güvenlik yönünden bütün tedbirleri aldılar. Herhangi bir sıkıntı görünmüyor" dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da birlik ve beraberliğin, bereketin buluşması olan Nevruz'un, kuzey yarım kürede baharın müjdesini, çiçeklerin açmasını, böceklerin ve kuşların hareketlenmesinin yaşandığı, sevginin, coşkunun, heyecanın doruğa çıktığı bir gün olduğunu ifade etti.

Tören konuşmaların ardından İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından il genelinde düzenlenen Nevruz konulu şiir, kompozisyon ve resim yarışmasında dereceye girenlere ödülleri İstanbul Valisi Güler, Büyükşehir Belediye Başkanı Topbaş, 1. Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral Yavuz Türkgenci ve Zeytinburnu Belediye Başkanı Aydın tarafından verildi.

Güler, Topbaş, Tuğgeneral Türkgenci, Aydın ve Bayrampaşa Belediye Başkanı Hüseyin Bürge daha sonra arındırıcı gücüne inanılan Nevruz ateşinden atladılar.

Daha sonra çelikleşmiş iradeyi, atikliği, çevikliği ve gücü temsil eden demir dövülmesinin ardından bereket getireceğine inanılan renklendirilmiş yumurtaları tokuşturdular. Törende daha sonra Zafer İşleyen ile TRT Türk Halk Müziği sanatçıları konser verdi.

Levent Kız Meslek Lisesi halk oyunları ekibinin gösterisinin yanı sıra mehter takımı da bir konser verdi.

Törene öğrenciler, vatandaşlar ve Türk dünyasından topluluklar katıldı. Afganistan'dan gelen misafirler, Güler, Topbaş ve diğer protokol mensuplarına yerel kıyafet hediye ettiler.



































Ankara'daki kutlamalara Bakan Faruk Çelik de katıldı


Ankara'daki Nevruz kutlamalarının 2 adresi vardı. Altınpark'taki kutlamada Nevruz ateşini Cumhurbaşkanı Abdullah Gül yaktı. Gençlik Parkı'nda ise Devlet Bakanı Faruk Çelik, Nevruz ateşi üzerinden atladı, yumurta tokuşturdu. Hem Gül hem de Çelik, Nevruz mesajlarında birlik beraberliğe vurgu yaptı.

Kutlamalara başkentliler de ilgi gösterdi. Cumhurbaşkanı Gül, Nevruz ateşini Altınpark'ta yaktı ve mesajında tüm kutlamaların neşe ve huzur içinde geçmesi dileğinde bulundu.

Başkentteki bir diğer kutlama noktası ise Gençlik Parkı oldu. Hükümet adına kutlamalara Devlet Bakanı Faruk Çelik katıldı.

Bakan Çelik, yakılan Nevruz ateşinin üzerinden atladı ve yumurta tokuşturdu.

Nevruzun toplumun kaynaşma unsuru olduğunu söyleyen Çelik, ''Nevruz'u siyasete alet etmek en büyük yanlış'' dedi.

Gençlik Parkı'ndaki kutlamada, çeşitli ülkelerden gelen halk dansları grupları da gösteri yaptı.











Günay: Nevruz'u düşman günü haline getirdiler


Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, ''Ne yazık ki geçmiş yıllarda 'akılsız bazı yönetimlerin elinde' Nevruz günü bir tehlike günü ve düşman günü haline getirildi ve insanların içlerinden coşkuyla gelen o kutlama sevinci engellenmeye çalışıldı'' dedi.

Bakan Günay, Nevruz kutlamalarına ilişkin yaptığı değerlendirmede, Nevruz'un bütün ön Avrasya toprağında, Hindistan'dan Ege kıyılarına kadar tüm coğrafyanın ortaklaşa kutladığı ve insanların içinde hissettiği, gece ile gündüzün eşitlendiği bir dönem olduğunu söyledi.

Bugün artık güneşin hükmünün, aydınlığın hükmünün, karanlığın hükmünü yenmeye başladığını bildiren Günay, şunları kaydetti:

Ne yazık ki geçmiş yıllarda 'akılsız bazı yönetimlerin elinde' Nevruz günü bir tehlike günü ve düşman günü haline getirildi ve insanların içlerinden coşkuyla gelen o kutlama sevinci engellenmeye çalışıldı. Haksız gerginlikler ve talihsiz olaylar yaşandı. Artık herkes Nevruz'un böyle bir siyasi gösteri meselesi değil, gerçek bir doğa olayı olduğunu fark etmeye başladı.''

Bu yeni farkındalık ortamında şenlikli, esinlikli ve güzellikli bir bayramı hep beraber kutlamak istediklerini bildiren Günay, bundan sonraki günlerin, günün aydınlığında bereketli ve bolluk içinde geçmesini diledi.









'Çok bedeller ödendi'


''Bu aşamanın sağlanmasına kadar çok bedeller ödendi ve devletin aklını başına alması gerekti'' diyen Bakan Günay, şöyle devam etti:

''Önceki yıllarda on-on beş yıl öncesini çok iyi hatırlıyorum. Nevruz için toplanan toplulukların üzerine Türkiye'nin çoğu yöresinde polisin nasıl şiddetle gittiğini, Nevruz ateşi yakılmasın, Nevruz şenlikleri yapılmasın, toplantı olmasın diye nasıl güvenlik güçlerinin amansızca mücadele ettiği biliniyor. Bir taraf da Nevruz'u bir siyasi gösteri şekline dönüştürmeye çalışıyor. Hala bunu yapmaya çalışanlar var ama ikisi de yanlıştı. Fakat asıl akıllı olması gereken şey taç giyen baştır, akıllı olması gereken devleti yönetenlerdir. Bunda korkacak bir şey yok, yeşilden, sarıdan, maviden, mordan, aldan, kahverengiden korkulmaz. Bunlar doğanın, coğrafyanın renkleridir. 'Başınıza taç yapayım takalım denmesi' gerekirken, ne yazık ki renkler, farklı dillerin türküleri düşmanca bir korkuyla, gerdirme çatışma vesilesi yapılmıştır.''



'Bu kadar resmi olmasını doğru bulmuyorum'

Devletin Nevruza ilişkin çok resmi törenler düzenlemeye başladığını ifade eden Günay, ''Ben bu kadar resmi olarak kutlanmasını çok doğru bulmuyorum. Daha günlük hayatın içinde, halaylar çekilerek, daha gerçek bir halk bayramı olarak kutlanmalıdır. Oraya da varacağız. 10-15 yılda aldığımız yola bakıyorum şimdi. Oraya da varacağımızı ümit ediyorum'' dedi.

Geçmişte bir çok yanlışlar yaşandığını ama artık Türkiye'nin bir çok konuda artık aklını başına devşirdiğini ve devşirmeyi sürdürdüğünü anlatan Kültür ve Turizm Bakanı Günay, geçmişte yerel dillerden korkulduğunu, şimdi yerel dillerde televizyonlarda sabahtan akşama yayın yapıldığını, türküler söylendiğini, halaylar çekildiğini söyledi.

İnsandan kaynaklanan güzelliklerin tehlike olmadığını ifade eden Bakan Günay, ''Susturma, yok sayma, asimile etmeye kalkma, eritme, bunlar tehlikelidir. Bunlar her zaman tepki verir. Yoksa siz o coşkuyu paylaşıyorsanız ve o farklılığı zenginlik olarak veriyorsanız bundan kimsenin kaybı olmaz'' diye konuştu.




Çelik: Nevruz özüne uygun kutlanmalı


Devlet Bakanı Faruk Çelik, ''Nevruz Bayramı'nı toplumumuzun kaynaşma vesilesi olarak görüp, özüne uygun olarak kutlamak, istismarcılara fırsat vermemek her bir vatandaşımızın görevi olmalıdır'' dedi.

Gençlik Parkı'nda Kültür ve Turizm Bakanlığı, Ankara Valiliği, Ankara Büyükşehir Belediyesi, TÜRKSOY (Uluslararası Türk Kültür Teşkilatı) Avrasya Yazarlar Birliği ve Ankara Kulübü'nün işbirliğinde Nevruz kutlaması gerçekleştirildi.

Parkın girişi ve kutlamanın yapıldığı alan balonlarla ve davet edilen ülkelerin bayraklarıyla süslendi. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın söylenmesinin ardından başlayan kutlamalara, Devlet Bakanı Çelik, Kırgızistan, Kazakistan, Özbekistan ve Tacikistan büyükelçileri ile TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov'un yanı sıra çok sayıda vatandaş katıldı.

Bakan Çelik, burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:

''Zaten sevinç ve mutluluk kaynağı olan bayramları bir ayrıştırma unsuruna dönüştürmeye gayret etmek, siyasetin bir aracı haline getirmek, ülkemize ve milletimize yapılabilecek en büyük yanlışlıktır. Tarih boyunca medeniyetlere beşiklik eden bu güzel ülke, çeşitli inançların ve düşüncelerin yüzyıllar boyu bir arada yaşadığı, farklılıklar ve güzellikler manzumesidir. Bugün kutladığımız Nevruz Bayramı'nın müjdelediği çeşit çeşit, renk renk çiçekler de adeta bu manzumeye şahitlik edercesine ülkemizin toplumsal dokusunu tasvir etmektedir.

Zenginlik kaynağımız olan farklılıklarımızı, birlik ve beraberliğimizin zemini olarak görüyor ve yaşıyoruz. Bu birlikteliği daha da güçlendirmek hep birlikte barış ve huzur içinde yaşama arzumuzu pekiştirmek amacıyla demokrasimizi, temel hak ve özgürlüklerimizi daha da geliştirmek için yoğun çaba sarf ediyoruz.''

Konuşmaların ardından Devlet Bakanı Çelik, Nevruz ateşini yaktı. Ateşin üzerinden ilk olarak TÜRKSOY Genel Sekreteri Kaseinov atladı. Daha sonra Bakan Çelik ile Kırgızistan, Kazakistan, Özbekistan, Tacikistan Büyükelçileri Nevruz ateşinin üzerinden atladı.

Bakan Çelik, demir dövdükten sonra yumurta tokuşturdu ve törene katılan çocuklarla hatıra fotoğrafı çektirdi.

Nevruz adetleri yerine getirildikten sonra Azerbaycan, Bulgaristan, Gagavuz Yeri, Başkurdistan, Kazakistan, Özbekistan, KKTC, Tataristan'dan TÜRKSOY'un davetlisi olarak gelen ekipler, geleneksel halk dansları gösterilerini sundu.


Gül: Nevruz huzur içinde geçsin


Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, tüm halkın Nevruz Bayramı'nı kutlayarak, ''Bu kutlamaların huzur, neşe içerisinde geçmesini temenni ediyorum. Bugün nasıl güzel günlerin müjdesiyse Türkiye'de de karşılıklı saygının, sevginin, beraber çalışmanın, dayanışmanın ve çok daha güzel bir Türkiye'nin müjdesi olmasını temenni ediyorum'' dedi.

Cumhurbaşkanı Gül, Çevre ve Orman Bakanlığınca ''21 Mart Dünya Ormancılık Günü'' dolayısıyla Altınpark'ta düzenlenen törene katıldı.

Gül, törende yaptığı konuşmada yangınların, ormanlar için en büyük tehdit olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:

"1 hektar, 10 hektar, 100 hektar orman yandı' denince sanki memleketin 10 hektar, 100 hektar toprağı elden çıkmış gibi geliyor. Bunu böyle görmemiz gerekir. Sanki ülkemiz, vatan toprağı küçülmüş gibi görmemiz gerekir. Onun için yangınlara karşı azami dikkati ve mücadeleyi geliştirmemiz gerekiyor. Ama olanları da bir an önce süratli bir şekilde yerine koymamız gerekiyor.''

Cumhurbaşkanı Gül, ormancılık ve çevre konusuna verdiği değeri göstermek için bu törene katıldığını belirterek, yürütülen çalışmalarda başarılar diledi.

Bu arada Cumhurbaşkanı Gül, tören alanındaki Nevruz ateşini de yaktı.