Gündem

Diyanet'ten Nişanyan'a film tepkisi: Bu bir nevrotik hezeyandır

Nişanyan, '"Müslümanlığa dair görüşlerim maalesef olumlu değildir. Bu görüşlerimi de istediğim ortamda istediğim dille çatır çatır ifade etme HAKKINA sahip olduğumu düşünüyorum...' demişti

03 Ekim 2012 18:58

 

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, yazar Sevan Nişanyan'ın Hz. Muhammed'e ilişkin yazdıklarına ilişkin, "Bu, sadece bir düşünce değil, bir fikir değil, hatta bir nefret de değil; bir nevrotik hezeyandır" dedi.
 
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, engelliler için özel tasarlanan Tuzla Müftülüğü Çiçekçiler Camisi'nin açılışının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. 
 
Bir gazetecinin “Yazar Sevan Nişanyan'ın Hz. Muhammed'e ağır hakaretler içeren filmi ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusu üzerine Görmez, ifadeleri ilk duyduğunda bir mümin ve bir insan olarak hicap duyduğunu ifade etti. 
 
Diyanet İşleri Başkanı Görmez, şöyle konuştu: 
 
“Çünkü her mümin, öncelikle Hz. Peygamber'i canından aziz bilir. Ancak biz her türlü nevrotik hezeyanı da dikkate almak zorunda değiliz. Özellikle bunun altını çizmek istiyorum. Bu sadece bir düşünce değil, bir fikir değil, hatta bir nefret de değil; bir nevrotik hezeyandır. Bu tür nevrotik hezeyanlar karşısında biz müminlere düşen sadece şifa dilemektir, sadece dua etmektir, 'Allah şifa versin' demektir.
 
Müslümanlar, putperestin putuna dahi hakaret etmemekle emrolunmuşlardır Kur'an-ı Kerim 'de. Bilhassa İslam 'a yönelik, Batı'da, Doğu'da eleştiriler yapılmıştır. Hatta İslam'a, Hz. Peygamber'e yöneltilen eleştirileri içeren kitaplardan dünyanın en büyük kütüphanelerinden birisi oluşturulabilir. Ama eleştiri ayrı bir şeydir, mukaddes değerlere hakaret etmek ayrı bir şeydir.” 
 
Görmez, dünyanın İslamofobi'yi, ırkçılık ve ayrımcılıkla mücadeleyi tartışırken, İslam Peygamberine yönelik bu tür ifadeler kullanmayı, “nevrotik bir hezeyan”, “psikolojik bir hastalık” olarak gördüğünü kaydetti.
 
Sevan Nişanyan blogunda yer alan açıklamaların bir bölümü şöyle:
 
"... Kamuya malolmuş ve uzun zaman önce ölmüş şahısları alay ve aşağılamadan koruyan herhangi bir hukuk ilkesi düşünülemez. Jül Sezar'a laf sokabiliyorsan Muhammed veya İsa'ya da sokabilmen gerekir mantıken."
 
"... Ahmet yahut Mehmet gocunacak diye kimse hakikatleri söylemekten alıkonamaz."
 
"Müslümanlığa dair görüşlerim maalesef olumlu değildir. Bu görüşlerimi de istediğim ortamda istediğim dille çatır çatır ifade etme HAKKINA sahip olduğumu düşünüyorum..."