Gündem

Sabah'tan Fethulllah Gülen'e 'Diyanetli' tepki: Beddua edilmez!

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Doç. Dr Halil Altuntaş: Hz. Peygamber kendisinin lanet eden değil, aksine rahmet peygamberi olduğunu söylerdi

24 Aralık 2013 12:27

Sabah gazetesi, Gülen cemaati lideri Fethullah Gülen'in üstü kapalı olarak başta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere hükümet kanadına beddua etmesiyle ilgili olarak, Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Doç. Dr Halil Altuntaş’ın, “Müslümanlar birbirine beddua etmez. İslam ahlakına aykırıdır. Hz. Peygamber, İslam'a düşmanlık edene bile beddua etmemiştir” açıklamasına yer verdi.

Sabah gazetesinin manşetinde yer alan haberde,   bir vatandaşın “beddua” sorusunu cevaplayan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Alo Fetva hattının, “Beddua etmek İslam ahlakı açısından doğru değildir” değerlendirmesine de yer verildi.

Sabah gazetesinde, “Düşmanlara bile beddua edilmez” başlığıyla yayımlanan haber şöyle:

 

'Düşmanlara bile beddua edilmez'

 

Fethullah Gülen'in kamuoyunda tartışma yaratan ve hayretle karşılanan bedduası, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Alo Fetva hattının İslam hukuku çerçevesinde beyan ettiği görüşlerde karşılık bulmadı. Diyanet, "Hz. Peygamber, İslâm'a düşmanlık gösterenlere bile beddua etmemiş, onların hidâyeti için dua etmiştir" görüşünü bildirdi. Bedduanın İslam dinindeki yeri ile ilgili SABAH'ın sorularını yanıtlayan Doç. Dr. Halil Altuntaş, Müslümanların beddua etmekten kaçınarak, birbirinin hidayeti için dua etmesi gerektiğini belirtti.

 

Peygamberimiz de etmezdi

 

Altuntaş, şunları söyledi: "Peygamber Efendimiz (s.a.s.) beddua etmekten kaçınırdı. Kendisinin lanet eden değil, aksine rahmet peygamberi olduğunu söylerdi. Mekke döneminde İslam tebliğ etmek üzere Taif'e gittiğinde, orada kötü bir davranışla karşı karşıya kalmış; dönüşte taş yağmuruna tutulmuş, mübarek ayakları kanlar içerisinde kalmıştı. O sırada Allah tarafından kendisine 'onlar aleyhine yapacağı duanın kabul edileceği, dilerse onları helak edeceği' bildirilmiş, fakat Peygamber Efendimiz (s.a.v.) 'Hayır, belki bunların soyundan sana ibadet edecek çocuklar doğar, ya Rabb' demişti. Uhud'da dişini kıran, yüzünü yaralayan düşmanları için de 'Allah'ım! Kavmimi hidayete erdir, çünkü onlar yaptıklarını bilmiyorlar' diye dua etmiştir. Bütün çalışmalara rağmen İslamiyet'i kabul etmeyen Devs kabilesine beddua etmesi istenince: 'Ya Rabbi! Devs kabilesine hidayet eyle de onları bizim saflarımıza kat' diye dua etmişti. Buradan anlaşıldığı üzere Müslüman'a düşen, beddua etmekten kaçınmak, bunun yerine karşısındakilerin hidayeti için dua etmektir." Diyanet İşleri Başkanlığı'nın resmi internet sitesindeki bedduayla ilgili bilgilendirme bölümünde "Müslümanların olur olmaz sebeplerle birbirleri aleyhine beddua etmelerinin İslam ahlakı ile bağdaşmadığı" ifade edilerek şu ifadelere yer veriliyor: "Peygamberimiz (sadece), azılı İslâm düşmanlarından Ebû Cehil, Ümeyye ibn Halef ve benzerlerinin de içinde bulunduğu yedi kişiye beddua etmiş, bu kişilerin hepsi de Bedir Savaşı'nda öldürülmüş, böylece Hz. Peygamber'in bedduası yerini bulmuştur (Ahmed, I, 393, 397).

 

Alo Fetva: İslam ahlakına uymaz

 

'Diyanet İşleri Başkanlığı'na vatandaşlardan gelen soruları yanıtlayan Alo Fetva hattının uzmanları ise "beddua" ile ilgili olarak şu değerlendirmeyi yaptı: "Beddua etmek İslam ahlakı açısından doğru değildir. Kişilerin beddua etmekten uzak durması gerekir. Kişi içinden beddua etse bile o ahı Allah (cc) duyar."

 

İlgili Haberler