Gündem

DİSK’ten Halk TV’ye destek ziyareti: Siyasi iktidar, her gün yeni suçlar icat ederek iktidarını sürdürmeye çalışıyor!

"Demokrasiye, adalete sahip çıkmak için bugün burada bir aradayız, Halk TV’nin önündeyiz"

30 Ocak 2025 15:29

Güncelleme: 30 Ocak 2025 15:39

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) heyeti, gözaltına alınan gazeteciler ve tutuklanan Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş için Halk TV’ye destek ziyareti yaptı. Konfederasyon Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, “Ülkeyi yöneten siyasi iktidar işi gücü bırakmış, her gün yeni suçlar icat ederek iktidarını sürdürmeye çalışıyor. Ülkeyi yöneten siyasi iktidar her gün yeni suçlar icat ederek siyasi rakiplerini saf dışı etmenin, itiraz edeni susturmanın, hakikati söyleyenleri cezalandırmanın peşinde” dedi.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun basın toplantısında adı geçen bir bilirkişiyle ilgili yayınlanan haberden sonra gazeteciler Barış Pehlivan, Seda Selek, Serhan Asker, Kürşad Oğuz'un gözaltına alınması, Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş'ın tutuklanmasına tepkiler ve Halk TV'ye destek ziyaretleri devam ediyor. DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ve beraberindeki sendika temsilcileri de kanalın Zeytinburnu’ndaki binasına destek için geldi.

TIKLAYIN - 'Bilirkişi' soruşturması: Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş tutuklandı, Barış Pehlivan ve Kürşad Oğuz adli kontrolle serbest

“Siyasi iktidarın meşgalesi bambaşka”

“Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz” ve “Özgür basın susturulamaz” sloganları atılan destek eyleminde konuşan Arzu Çerkezoğlu, şunları söyledi:

“Halk TV’ye geçmiş olsun demek ve dayanışma duygularımızı ifade etmek için bugün buradayız. Bu ülkenin, bu toprakların demokratik geleneği birkaç mahkeme kararıyla, birkaç hakimin hükmüyle yok edilemeyecek kadar derin ve güçlüdür. Demokrasiye, adalete sahip çıkmak için bugün burada bir aradayız, Halk TV’nin önündeyiz. Biliyoruz ki burada hedef alınan gazeteci dostlarımız ve Halk TV değil sadece. Hedef alınan demokrasidir, adalettir, hakikattir. Gazeteci arkadaşlarımız tüm baskılara rağmen yazıyorlar, çiziyorlar, anlatıyorlar. Bizler her gün yaşıyoruz. Bu ülkenin hakikati ortada. Bu ülkede milyonlarca işçi açlık sınırının altındaki 22 bin lira asgari ücretle yaşamaya mahkûm edilmişken, milyonlarca emekli 14 bin 469 lira emekli aylığıyla açlığa mahkûm edilmişken, bu ülkede bir avuç azınlık dışında herkes işini, ekmeğini, geleceğini hatta yaşamını tehdit altında hissederken, bu ülkede gençlerimiz bu ülkeden ümidini kesmişken, bu politikaların tüm yükünü işte ve evde çeken kadınlar şiddete karşı korunamazken, bu ülkede herkes geleceğinden kaygı duyarken, çoluğunun çocuğunun, daha doğmamış torunlarının geleceğinden kaygı duyarken ülkeyi yöneten siyasi iktidarın meşgalesi bambaşka.

“Ülkeyi sopayla yönetmeye çalışıyor”

Ülkeyi yöneten siyasi iktidar işi gücü bırakmış, her gün yeni suçlar icat ederek iktidarını sürdürmeye çalışıyor. Ülkeyi yöneten siyasi iktidar her gün yeni suçlar icat ederek siyasi rakiplerini saf dışı etmenin, itiraz edeni susturmanın, hakikati söyleyenleri cezalandırmanın peşinde. Tüm bu baskılara rağmen gazeteci arkadaşlarımız, gerçek gazeteciler halkın haber alma hakkına da ifade özgürlüğüne de hakikate de sahip çıkıyorlar. Biz de onların yanındayız. Ülkeyi yöneten iktidar gücünü kaybettikçe, ülkeyi yönetemedikçe baskıyla iktidarını sürdürmeye çalışıyor. Seçim kaybettikçe seçme ve seçilme hakkı başta olmak üzere demokrasiden arta kalan ne varsa onu yok ederek gücünü korumaya çalışıyor. Ülkeyi yöneten iktidar eşitsizlikler arttıkça her gün ama her gün zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul yapan bu düzen sürdürülemez hâle geldikçe ülkeyi sopayla yönetmeye çalışıyor.

“Tutuklanmalar asla kabul edilemez”

Buradan sesleniyoruz. Gazeteci arkadaşlarımızın bu hakikatleri ifade ettikleri için, bu hakikatleri anlattıkları ve halka ulaştırdıkları için tutuklanmaları, baskıyla karşı karşıya kalmaları asla kabul edilemez. Hep söyledik, bir kez daha söylüyoruz. Gazetecilik suç değildir. Yargının siyasallaştırılmasına karşı adalet istemek suç değildir. İnsanca yaşamayı istemek, örgütlenmek, hak aramak suç değildir. İktidarlar gelir geçer. Bugün iktidar olanlar yarın muhalefet olabilirler. İktidara muhalif olmak, iktidarı eleştirmek asla suç değildir. Buradan hukuksuzluğu, baskıyı, zulmü kendi iktidarlarının güvencesi olarak görenlere seslenmek istiyoruz. İşçi sınıfı olarak, emekçiler olarak sesleniyoruz. Bu ülkenin tüm değerlerini ve güzelliklerini üreten işçilerden, emekçilerden, emeklilerden, kadınlardan, gençlerden yani halktan daha büyük bir güç yoktur. Yeter ki kurtuluş için yan yana gelelim. Dayanışmayı büyütelim. İşçi sınıfının örgütlenmeye ve mücadeleye çağıran o güzel söylemiyle ‘Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz’.” (ANKA)


Tek tıkla Zeugma Müzesi’ni kazı başkanının anlatımıyla gezin

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir