23 Aralık 2019 13:33
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), 2020 asgari ücretinin belirleneceği görüşmelerde sona yaklaşılırken, asgari ücretin 3200 TL olması talebini bu kez Ankara'da bulunan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı önünde kitlesel bir eylemle dile getirdi. DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu eylemde yaptığı konuşmada, asgari ücretin milyonları ilgilendirdiğine ve en büyük toplu sözleşme olduğuna dikkat çekerek, iktidarın jesti ve lütfuyla ya da işçinin toplu sözleşme hakkının yok sayıldığı anti-demokratik görüşme süreçleriyle belirlenmesinin kabul edilemeyeceğini belirtti.
Sendika.Org'un haberine göre Arzu Çerkezoğlu’nun Bakanlık önünde yaptığı açıklamadan satırbaşları şöyle:
"Asgari ücret ülkemizde sadece asgari ücret ve yakın bir ücretle çalışan 10 milyon işçinin ve ailesinin değil, emeğiyle geçinen herkesin çalışma ve yaşam koşullarını belirleyen temel bir parametredir. O nedenle asgari ücretin belirlenmesi süreci devletin toplumla yaptığı en büyük toplumsal sözleşmedir."
"2020 yılı asgari ücreti, ekonomik krizin etkilerinin derinden yaşandığı koşullarda, işsizliğin arttığı, alım gücünün düştüğü, gelir dağılımın bozulduğu koşullarda saptanıyor. Asgari ücret ülkemizde giderek ortalama ücrete dönüşmektedir. Bu nedenle de asgari ücret çalışanları ekonomik krize karşı korumanın en önemli aracı durumundadır. Asgari ücret milyonların meselesidir, memleket meselesidir."
"Aralık ayında bu yola çıkarken, insan onuruna yaraşır asgari ücret en az 3200 TL olmalıdır demiştik ve ülkeyi yönetenleri uyarmıştık: Şirket kurtarmalara, işveren teşviklerine devasa kaynakların ayrıldığı bir ortamda kimse işçilere 'fedakârlık' tavsiyesinde bulunmasın, kimse işçilerden fedakârlık beklemesin demiştik."
"Şimdi işverenlerin batıklarını kurtarmak için, sermayeden vergi almamak için jest üzerine jest yapanlar çıkıyor, Cumhurbaşkanı Erdoğan işçi sınıfına asgari ücret jestinden bahsediyor. İnsan onuruna yaraşır asgari ücret bir haktır, bir lütuf değildir, bir jest konusu yapılamaz. 15 kişinin bir masa başında toplanıp milyonların hayatı hakkında karar vermesi asla kabul edilemez.
Asgari ücret toplu pazarlık yoluyla saptanmalı, uzlaşmazlık durumunda grev hakkı da olmalıdır. Milyonları ve memleketi ilgilendiren bu kadar önemli bir konuya dair demokratik bir yaklaşım budur. İşverenlerin ve iktidarın belirlediği açlık sınırının altında asgari ücrete son vermenin yolu budur."
"Bu memleket meselesi ile ilgili olarak ülkeyi yönetenlerin yaklaşımı işçileri, çalışanları koruyan bir yaklaşım değildir. Bizler krizle boğuşurken, çarşı-pazarda fiyatlar uçarken, yıllardır büyümeden pay alamayan işçi sınıfı zamlarla ve vergilerle krizin faturasını öderken, gelir dağılımı her geçen gün daha fazla bozulurken, ülkeyi yönetenlerin krizden çıkış için belirledikleri rota 'düşük ücret politikası' olarak görünmektedir."
"Bilindiği gibi 2020 yılı için hedef enflasyon yüzde 8,5 olarak açıklandı. Ücretleri düşük tutmak için bir de TÜİK skandalına imza attılar. İki hafta önce enflasyonu yüzde 10’un üzerinde açıklayan TÜİK, iki hafta önce bir işçinin geçim maliyetinin yüzde 5.3 arttığını iddia etti. TÜİK’in kendi açıkladığı ortalama gıda enflasyonu yüzde 20’yi geçmiş ama geçim maliyeti sadece yüzde 5.3 artmış. Bu hesapla kimseyi kandıramazlar ve kandıramadılar. Çünkü TÜİK’in asgari ücret hesabı çarşıya pazara uymuyor, yaşadığımız gerçeklere uymuyor, akla ve mantığa uymuyor. Ve bugün işçi sınıfı merak ediyor: TÜİK nereden alışveriş ediyor."
"Asgari ücret ortalama ücret haline gelmektedir. 8 milyon işçi asgari ücrete bile erişemiyor. TÜİK verilerine göre asgari ücretin altında ücret alanların sayısı 1 milyon 800 bin, asgari ücret alanların sayısı 5 milyon civarında olmak üzere toplamda 6,8 milyondur. Asgari ücretin altında, asgari ücret düzeyinde ve asgari ücretin yüzde 15 üzerinde ücret alan toplam 10 milyon civarında emekçi söz konusudur.
Türkiye Avrupa’nın en düşük asgari ücretli ülkeleri arasında yer almaktadır. Türkiye Avrupa ülkeleri içinde en düşük asgari ücrete sahip 4. ülkedir."
"Asgari ücretin yüzde 51’i vergi ve kesintilere gitmektedir. Asgari ücret döviz karşısında da hızla erimiştir. 2008’de 371 ABD doları olan asgari ücret, krizin etkisiyle 2009’da 339 dolara, 2016’daki 430 dolar düzeyinden 2019’da 357 ABD doları düzeyine gerilemiştir. 2003 yılında asgari ücretin yıllık tutarı ile 25 altın alınabilirken. 2019 itibariyle yıllık net asgari ücretle sadece 14 Cumhuriyet altını alınabilmektedir.
AGİ’nin dahil edilmesiyle net asgari ücret olduğundan yüksek gösterilmeye başlanmıştır. Oysa AGİ işveren tarafından ödenmiyor ve ücret değildir. Net asgari ücret işveren tarafından işçiye ödenen miktardır. AGİ ise devlet tarafından sağlanan bir destektir. 2019 itibariyle AGİ hariç asgari ücret 2021 TL değil aslında 1829 TL’dir."
Çerkeoğlu 2020 yılı asgari ücretine dair taleplerini şöyle sıraladı:
© Tüm hakları saklıdır.