Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi’nin (DİSK-AR) “Başkanlık Rejiminin Dört Yıllık Bilançosu” raporunda, “Başkanlık sistemiyle geçen dört yılda dolar ve avro kurları 3,5 katına yükseldi. Asgari ücret, döviz cinsinde ciddi biçimde geriledi. Asgari ücret 91,8 dolar ve 58,9 avro azaldı. TÜFE yüzde 161 ve gıda enflasyonu yüzde 207 arttı. Açlık ve yoksulluk sınırı 3,5 katına çıktı. İşsizlik oranları arttı, emeğin milli gelir içindeki payı düştü” denildi.
DİSK-AR’ın “Başkanlık Rejiminin Dört Yıllık Bilançosu” raporu bugün açıklandı. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçilen 2018 yılından günümüze kadar geçen sürede ülke ve çalışanların kayıplarına dikkat çekilen raporda, şu tespitlere yer verildi:
“Dolar 4,8 liradan 17,4 liraya çıktı"
“Asgari ücret euro ve dolar karşısında geriledi. Başkanlık rejiminde dolar ve euro kurları fırladı. 2018 ve 2022 arasında geçen 4 yılda dolar ve euro kurları ciddi yükseliş gösterdi. 2018 Haziran’da 4,8 TL olan dolar kuru 2022 Haziran’da 17,4 TL’ye, 2018 Haziran’da 5,5 TL olan euro ise 2022 Haziran’da 18,3 TL’ye yükseldi. Böylece başkanlık sistemiyle geçen dört yılda dolar ve euro kurları 3,5 katına yükselmiş oldu.
Artan döviz kurları sebebiyle asgari ücret döviz cinsinden ciddi biçimde geriledi. 2018 yılında 1.603,1 TL olan asgari ücret 2022 yılında 4.253,4 TL olarak belirlendi. Aradan geçen dört yılda asgari ücret yüzde 156,3 artmış olarak görünse de asgari ücret euro ve dolar karşısında değer kaybetti. Haziran 2018’de asgari ücret 336,8 dolar iken 2022’de 245 dolara geriledi. Benzer şekilde Haziran 2018’de 292 euro olan asgari ücret Haziran 2022’de 233 euroya geriledi. Başkanlık sisteminde asgari ücret 91,8 dolar ve 58,9 euro azaldı.
Başkanlık rejiminde asgari ücretin kişi başına milli gelire oranı geriledi. Asgari ücretin kişi başına gayri safi yurt içi hasılaya oranı giderek düşmektedir. 2017 yılında kişi başına GSYH’nin yüzde 53’ü olan asgari ücretin Haziran 2022 itibarıyla yüzde 37 seviyesine gerilediği tahmin edilmektedir.
“Resmi enflasyon yüzde 15,4'ten yüzde 73,5' yükseldi"
Başkanlık rejimi öncesi, Haziran 2022’de TÜFE (enflasyon) yıllık yüzde 15,39 ve gıda enflasyonu ise yüzde 18,89’du. Seçim sonrası artmaya başlayan fiyatlar, ekonomik kriz ve 2021 sonunda başlayan döviz krizi sonrasında TÜFE 2022 Mayıs’ta yıllık yüzde 73,5 ve gıda enflasyonu ise yüzde 91,63 olarak açıklandı. Üstelik bu oranlar resmi oranlar olup baskılandığı bilinmektedir. Böylece 2018 Haziran’da 357,44 olan TÜFE endeksi, 2022 Mayıs’ta 931,76’ya ve 2018 Haziran’da 413,5 olan gıda fiyatları endeksi 2022’de 1.263,74’e yükseldi. Başka bir deyişle, 2018 Haziran’da 100 olan TÜFE 2022 Haziran’da 260,7 ve 2018 Haziran’da 100 olan gıda fiyatları endeksi ise 2022 Haziran’da 306,8’e yükselmiş oldu. Başkanlık döneminde TÜFE yüzde 161 ve gıda enflasyonu yüzde 207 arttı.
“Asgari ücreet açlık ve yoksulluk sınırına göre geriledi"
2018 Haziran’dan bu yana artan fiyatlar ve hayat pahalılığı sebebiyle alım gücü düştü ve yaşam zorlaştı; açlık ve yoksulluk sınırı yükseldi. 2018 Mayıs’ta açlık sınırı bin 686 TL ve yoksulluk sınırı ise 5 bin 833 TL’ydi. Açlık sınırının asgari ücrete oranı yüzde 95,1, yoksulluk sınırının asgari ücrete oranı ise yüzde 28,8’di. 2022 Mayıs’ta açlık sınırı 5 bin 557 TL ve yoksulluk sınırı ise 19 bin 220 TL oldu. 2022 Mayıs’ta açlık sınırının asgari ücrete oranı yüzde 72,9 ve yoksulluk sınırına oranı yüzde 22,1’dir. Böylece başkanlık rejiminde açlık ve yoksulluk sınırı 3,5 katına çıkarken açlık sınırının asgari ücrete oranı 22,2 ve yoksulluk sınırının asgari ücrete oranı 6,7 puan geriledi.
“Geniş tanımlı işsiz sayısı 2,6 milyon arttı"
Başkanlık rejimi sonrasında işsizlik oranları daha da arttı. Başkanlık seçimi öncesi, Haziran 2018’de dar tanımlı işsiz sayısı 3 milyon 444 bin ve dar tanımlı işsizlik oranı yüzde 10,7’ydi. Nisan 2022’de dar tanımlı işsiz sayısı 409 bin artarak 3 milyon 853 bine ve dar tanımlı işsizlik oranı ise 0,6 puan artarak yüzde 11,3’e yükseldi. Geniş tanımlı işsizliğe bakıldığında durumun daha vahim olduğu görülüyor. Haziran 2018’de 5 milyon 506 bin olan geniş tanımlı işsiz sayısı Nisan 2022’de 2 milyon 601 bin artarak 8 milyon 107 bin oldu. Böylece geniş tanımlı işsiz sayısı yüzde 47,2 artmış oldu. Haziran 2018’de yüzde 16,3 olan geniş tanımlı işsizlik oranı ise Haziran 2022’de 5,4 puan artarak yüzde 21,7’ye yükseldi. Geniş tanımlı işsizlikteki bu artışın sebebi ümidini kaybedenlerin ve iş aramayıp çalışmaya hazır olanların diğerlerindeki artıştır.
“Emeğin milli gelir içindeki payı düştü"
Başkanlık rejiminde emeğin milli gelir içindeki payı düştü. Ocak, şubat ve mart aylarını içeren 2018 1. çeyreğinde GSYH bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 7,4 büyümüştü. 2018 1. çeyreğinde GSYH içinde işgücü ödemeleri (emek payı) yüzde 37,8 ve net işletme artığı/karma gelir (sermaye payı) ise yüzde 44,4 oranında paya sahipti. GSYH bileşenlerinden işgücü ödemeleri emeğin payını, net işletme artığı/karma gelir ise sermayenin payını ifade etmektedir. 2022 1. çeyreğinde ise GSYH bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 7,3 oranında gerçekleşti. 2022 1. çeyrekte emek GSYH’den yüzde 31,5 oranında pay alırken sermayenin payı yüzde 47,6 oldu. Böylece başkanlık döneminde emeğin büyümeden aldığı pay 6,3 puan azalırken sermayenin aldığı pay 3,2 puan arttı. Başkanlık döneminde gelirin sınıfsal dağılımı kötüleşti. Ülke büyürken, işçiler büyümeden payını alamadılar.
“Ekonomiye güvende ciddi bir gerileme yaşandı"
TÜİK tarafından aylık olarak yayımlanan Tüketici Güven Endeksi, tüketicilerin maddi durumları ve ülke ekonomisine yönelik değerlendirmelerini ve harcama ve tasarruf eğilimlerini göstermektedir. Tüketici Güven Endeksi 0 ile 200 arasında bir değer alır ve 100’den büyük olması tüketicilerin ekonomi konusundaki iyimserliğini, 100’den küçük olması ise kötümserliğini ifade eder. Başkanlık döneminde tüketici güveninde ciddi bir gerileme yaşandı. Ekonomik kriz, Covid-19 salgını ve artan pahalılık tüketici güven endeksinde çakılmaya sebep oldu. Haziran 2018’de 90,6 olan tüketici güveni Haziran 2022’de 63,4’e geriledi. Böylece başkanlık döneminde tüketici güveni yaklaşık 30 puan düştü. Bu durum halkın ekonomiye güvenmediğini ve geleceğe ilişkin karamsar olduğunu gösteriyor.” (ANKA)