Gündem

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu: AB, Türkiye aleyhine kararlar alırsa bunun karşılığını vermek zorunda kalacağız

Çavuşoğlu, AB Yüksek Temsilcisi Borrell ile Ankara'da bölgedeki son gelişmeleri ele aldı

06 Temmuz 2020 16:26

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Türkiye aleyhine kararlar almak sorunu çözmez daha da derinleştirir. AB'nin hakkaniyetli davranmasını gerektiğini düşünüyoruz" dedi.

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ile Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Ankara'da gerçekleştirdikleri görüşmede başta Doğu Akdeniz, Libya ve Suriye olmak üzere bölgesel konuları ele aldı. Görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenleyen ikili, Libya'da barış ortamının tesis edilmesi konusunda ortak düşünüldüğü vurgulandı.

Çavuşoğlu, toplantıda Fransa'nın savaş gemisini taciz iddiasının doğru olmadığının ispatlandığını söylerken, "Doğu Akdeniz'de bir taciz iddiasında bulundu ama doğruyu söylemediğini biz ispatladık. NATO ve AB bunu söyleyemez ama biz açık söylüyoruz. Fransa burada dürüst davranmadı. Fransa'nın Türkiye'den özür dilemesi gerekiyor" şeklinde konuştu.

Borrell, Türkiye ve AB ilişkilerinin iyileştirilmesi için daha yoğun diyalog çağrısında bulunurken, Çavuşoğlu'nun seyahat kısıtlamalarına yönelik gelen eleştirilerine de "Türkiye'nin seyahat kısıtlamaları konusundaki endişelerini anlıyorum. Türkiye'nin bu listede olmadığını söylediniz. Ama özellikle gerekli olmayan seyahatlere yönelik bir takım kısıtlarımız var. Komisyonun bu konularla ilgili birimi bu kararları objektif kriterlere göre alıyor. Bu mekanik bir süreç değil. Bir takım niteliksel değerlendirmelerin de yapılması gerekiyor. Her iki haftada bir dönüp bakılıyor" şeklinde yanıt verdi.

TIKLAYIN - Çavuşoğlu, AB Temsilcisi Borrell'e BOREL hediye etti

Çavuşoğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:

"Pandemi gelir geçer ama sorun devam edecek. Ortak hareket etmemiz lazım. Her şeyi Türkiye'den beklemek ve AB'ye gelince yükümlülüklerini yerine getirmemek sorunu çözmez, daha da derinleşir. Bunları da bugün açıkça söyledik.

"Almanya'nın dönem başkanlığından gümrük birliğinin modernizasyonu önemli. Vize serbestisi de AB'nin bir sözüdür. Sevseniz de, sevmeseniz de bunu yerine getirmek zorundasınız. 67 kriteri yerine getirmişiz, bunun çoğunu yerine getirmeyen birçok ülkeye esneklik gösterilmiş.

"Türkiye epeydir zirveye davet edilmiyor. AB'nin bu kararlarına rağmen samimi diyaloğu sürdürmek iyi niyet göstergesidir. Önümüzdeki günlerde komisyon toplantısında, Türkiye'nin malum ülkeler yüzünden gündemde olacağını görüyoruz. AB, Türkiye aleyhine kararlar alırsa bunun karşılığını vermek zorunda kalacağız. Bu da çözüme katkı sunmaz, daha da derinleştirir"

"AB'den beklentimiz, sorunların çözümü konusunda sorunun değil çözümün tarafı olmasıdır. Gerek Akdeniz gerek Kıbrıs konularında, üyelik dayanışması anlayışı yerine objektif bir arabulucu şeklinde yaklaşırsa AB, üye ülkelerin de lehine olur.

"Bugün Libya konusunda Fransa gibi ülkeler Hafter'i destekliyor. En son Doğu Akdeniz'de bir taciz iddiasında bulundu ama doğruyu söylemediğini biz ispatladık. NATO ve AB bunu söyleyemez ama biz açık söylüyoruz. Fransa burada dürüst davranmadı. Fransa'nın Türkiye'den özür dilemesi gerekiyor.

"Avrupa Birliği kriterler hiç uymayan bazı ülkeleri, üye ülkelerin bastırmasıyla güvenli listeye alıp Türkiye'yi almadığı zaman bizim de AB'nin adil davranmadığını söylemek hakkımız. Biz Almanya ziyaretinde bu bilgileri AB'ye verdik. Almanya'nın öncülüğünde, aşamalı bir adım atacağımızı düşünüyoruz. AB'nin hakkaniyetli davranmasını gerektiğini düşünüyoruz."

Borrell'in açıklamalarından satır başları şöyle:

"Sıcak karşılama için de teşekkür ederiz. Türkiye'ye son 4 ayda ikinci defa geliyorum. Koronavirüs sebebiyle daha sık gelemedim. Umuyorum ki gelecekte bu kısıtlar olmadığında daha sık görüşeceğiz.

"Ortak çabamız Türkiye ve AB arasındaki ilişkileri iyileştirmek. Bugün burada Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin görüşlerini almak için bulunuyorum. Gelecek hafta önemli bir toplantımız olacak. Dışişleri Bakanları Konseyi ve Avrupa Parlamentosu, Doğu Akdeniz ve Türkiye'nin oynadığı rol üzerine toplanacak. Bu toplantılardan önce burada bulunmanın önemli olduğunu düşündüm.

"Türkiye sadece bir komşu değil, kilit bir ortak ve bir aday ülke. Sık sık kapsamlı bir şekilde Türkiye'yi tartışıyoruz. Bu da bu ilişkiye verdiğimiz önemin göstergesi. Sayın bakanla yapıcı bir şekilde konuşabildik. Bir takım ciddi meseleleri hemen ele almamız gerekiyor. Bu durumdan çıkmanın karşılıklı faydası olduğunu düşünüyoruz.

"Öncelikle Avrupa için Doğu Akdeniz kilit bir bölge. İleri yönelik güven, diyalog ve istikrar oluşturabilmek için oldukça önemli. Bu tek taraflı olarak yapılamaz, iş birliği ve diyalog gerekir. Dünyaya baktığımız zaman daha fazla işbirliğinden çok daha fazla karşı karşıya gelme görüyoruz. Milli Savunma Bakanı ile de konuyla ilgili görüşeceğim.

"Türkiye ile Libya konusunu da ele aldık. Berlin Konferansı'nı da ele aldık. Katılımcıların hepsi Libya'daki ihtilafın sona ermesi için çalışmalı. Libya'nın barış ve istikrara geri dönebilmesi isteğini biz de paylaşıyoruz.

"Türkiye'nin seyahat kısıtlamaları konusundaki endişelerini anlıyorum. Türkiye'nin bu listede olmadığını söylediniz. Ama özellikle gerekli olmayan seyahatlere yönelik bir takım kısıtlarımız var. Komisyonun bu konularla ilgili birimi bu kararları objektif kriterlere göre alıyor. Bu mekanik bir süreç değil. Bir takım niteliksel değerlendirmelerin de yapılması gerekiyor. Her iki haftada bir dönüp bakılıyor. Özellikle değişen sağlık durumu ele alınıyor. Tamamen bir seyahat yasağı da yok."