T24 - Sağlıksız beslenme, ağız bakımının ihmal edilmesi, sigara kullanımı ve genetik etkenler normalde gül pembesi renginde olması gereken diş etlerinin zamanla koyulaşmasına neden oluyor.
Bu da hem estetik görünümünüzün hem de ağız sağlığınızın bozulduğunun bir işareti.
Günümüzde estetik diş hekimliği uygulamalarından biri olan “lazerle depigmentasyon tedavisi” diş etleri tedavisinde kullanılan alternatif bir yöntem.
Güzel bir gülümsemenin ilk kuralının sağlıklı dişler ve diş etleri olduğunu belirten Memorial Şişli Hastanesi Ağız, Diş ve Çene Hastalıkları Bölümü’nden Dt. Bengi Kaya Mert, lazerle diş eti tedavisinin, kozmetik diş hekimliğinde önemli bir yer tuttuğunu söyüyor ve şu bilgileri veriyor:
“Teknolojinin gelişimi, estetikte varılacak noktayı her gün bir basamak daha yükseltiyor. ‘Bundan daha fazlası yapılamaz’ denilen noktada ortaya çıkan yeni bir gelişme, aranılan doğallığa biraz daha yaklaştırıyor. Kozmetik diş hekimliğinde de geliştirilen materyaller, beyazlatma ajanları beyaz estetiğine uyumu sağlarken, diş eti için gerçekleştirilen cerrahi yöntemlerde de bazı değişim ve gelişimler sağladı.
Sadece dişler değil diş etleri de önemli
Güzel bir gülümseme, yalnız beyaz ve muntazam dişlerle değil, bu dişlere uyumlu diş etleri ile mümkündür. Diş eti problemi olan insanlarda estetik dişlerden veya etkili bir gülümsemeden söz etmek imkânsızdır. Beyaz ve pembenin uyumu, sınırları ve dudakla ilişkileri hep anlatılan bilinen bir bilimsel gerçek olarak hayatımıza girdi. Estetik diş hekimliği de bu sınırları kişiye özel tasarımlar olarak uygulamaya koydu ve gülüşler değişti. Gülüşler değişti ama diş etlerinin her zaman istenen renkte olmaması, koyu renk lekelenmelerin olması, kozmetik diş hekimliğinde düzeltilmesi gereken sorunlardandır.”
Gül pembesi rengini geri kaznadırın
Gül pembesinin sağlıklı, doğal ve estetik diş etlerinin rengi olduğunu söyleyen Dt. Bengi Kaya Mert, diş etlerindeki problemlerde lazer teknolojisinin nasıl sonuçlar doğurduğunu ise şöyle anlatıyor:
“Diş etlerindeki kahverengi siyah renkteki pigmentasyon odakları hem sağlıklı bir görüntü oluşturmaz hem de göze estetik gelmez. Diş etlerindeki bu renklenmelerin çeşitli sebepleri olabilir. Genetik faktörler kadar sigara kullanımı da etkenler arasındadır. Bu renklenmelerin ortadan kaldırılması için cerrahi yöntemler geliştirilmiştir. Diş hekimliğinde de artık kendine geniş bir alan bulan lazer, diş etindeki hiperpigmentasyonun yani koyu renklenmelerin tedavisinde cerrahi yöntemler kadar etkin bir alternatif oluşturur. Hatta artık lazerin aktif kullanıldığı kliniklerde en çok tercih edilen yöntemdir.
Bu renklenmelerin ortadan kaldırılmasında depigmentasyon tedavisinde lazerin belirgin avantajları vardır. Uygulama sırasında daha az anestezi uygulandığı gibi işlem sonrasında da ağrı ve şişlik şikâyetlerinin daha az olması ve kısa sürede (yaklaşık 1 hafta) iyileşmenin sağlanması en önemli avantajlarından bazılarıdır. Aynı zamanda lazerin dezenfeksiyon sağlaması enfeksiyon kontrolü açısından da büyük avantaj sağlar.
İşlem uygulandıktan sonra diş etlerinde koyu kırmızı bir renk oluşur, daha sonra da bu kırmızı alanların üstü beyaz bir tabaka ile örtülür, bu beyaz tabaka iyileşme bandıdır, bundan bir hafta sonra diş eti sağlıklı ve normal rengi olan gül pembesi rengine ulaşır. Üç yıl ve üzeri sürede sigara gibi etkenler sebebiyle tekrarlamalar görülse de diş eti renginden ve lekelenmelerden rahatsız olanlar için lazer, kozmetik diş hekimliğinde yüz güldüren bir çözümdür.”