Politika

Dilipak'tan cemaatlere: Hepinizin içine sızdılar; birçok dini hareketin en etkin konumlarında kripto adamlar var

'Siyaseti çok sevdi bizimkiler, artık acar, dil bilen, dünyayı tanıyan bürokratları da var..'

26 Temmuz 2015 17:28

Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, "Bakın söylüyorum, bütün cemaatlerin içine sızdılar.  Adamlarınızın cemaziyel evvelini biliyorlar. Nereden gelip nereye gitmek istediklerini, zaaflarını hepsini izliyorlar.. Birçok dini hareketin en etkin konumlarında kripto adamlar oturuyor" iddiasını dile getirdi.

Dilipak'ın "Akit'te Aman ha, dikkat" başlığıyla yayımlanan (26 Temmuz 2015) yazısı şöyle:

Sufilerin dikkatli olması gerek. Birileri DAEŞ’i Türkiye’de eyleme yönlendiriyor..

Sufi, Selefi, Şii hesaplaşması sonucu kaybettik biz Çeçenistan’ı. Mali’yi iseSufi Vehhabi çatışması sonucu.. Son zamanlarda Adıyaman’ın adının sıkça telaffuz edilmesi boşuna değil.. Malatya’da Kürt de var Zaza da. Alevi de var Sünni de. Sufiler de var DAEŞ de.. Hemen Malatya’nın yanında, Urfa , Diyarbakır, Maraş ve Antep’le komşu..

Bizim Sufiler AK Parti iktidarı döneminde, bir kısmı işin başından beri, bir kısmı, Paralelden boşalan yeri kapmak için nöbetteydi. Sadece Sufiler değil, dini grubların hepsi.. Şimdi hepsinin derneği, vakfı, insani yardım örgütü, turizm bürosu, hukuk bürosu, mali müşavirleri ve sonu SİAD ile biten işadamı dernekleri var.. Hepsi okul kuruyor, yurt yapıyor, kurs açıyor, hastahane açıyor..

Masonlar mali, hukuki, sağlık ve eğitime öncelik veriyorlarmış. Paralel yapı kötü örnek oldu.

Bunların normal yapılar olduğunu sanmayın.. “Cemaatimizin” zekatları başka yere gitmesin diye kuruyorlar insani yardım derneklerini.. “Cemaat milliyetçiliği” hakim.. Okullar, yurtlar, kurslar, hepsi cemaatin çocuklarına sahip çıkmak ve cemaatin insan kaynaklarını oluşturmak için. Onun için hepsi fakülte kurmaya çalışıyor. Mali müşavirlikler, devlet kaynakları, fonlar, teşvikler, muafiyetler için gerekli.. Sağlık kuruluşları, tesettür meselesi gerekçesi ile ve tabii kendi cemaatimizin hac ve umrecisini de başkalarına kaptırmamak gerek..

Şimdi hepsi polisiye romanlar ve istihbarat oyunları ile artık stratejik planlar ve taktikler geliştirme hesabı yapıyor olsalar gerek.

Bunun için radyoları, bunun için televizyonları, gazeteleri, dergileri var.. Bunun için internet siteleri var.. Geziler, kamplar düzenliyorlar. Ve şeyh efendinin kerametlerini dinliyorlar sohbetlerinde, dahası geleceğe dair anlatılan o kadar çok şey var ki! Esatire dair ya da..

Büyük bir aşk, vecd ve istekle, heyecanla yapıyorlar bu işi. Hem dünyadan kam alacaklar, hem de cennete ulaşacaklar..

Siyaseti çok sevdi bizimkiler, artık acar, dil bilen, dünyayı tanıyan bürokratları da var.. Para da var.. Hepsi de “Memleket sevdalısı”(!).

Bakın söylüyorum, hepinizin içine sızdılar.  Adamlarınızın cemaziyel evvelini biliyorlar. Nereden gelip nereye gitmek istediklerini, zaaflarını hepsini izliyorlar.. Birçok dini hareketin en etkin konumlarında kripto adamlar oturuyor..

Bunların hepsini asırlardır Cizvitler, Tapınakçılar ve misyoner örgütleri çok daha planlı bir şekilde yapıyorlar. Bizimkiler, “benim olsun küçük olsun” kabilinden, acemice yapıyorlar. Başkalarına cin topluyorlar aslında.. İstihbarat cinlerinin oyuncağı oluyorlar. Onlara pazar oluyorlar.. Ava giderken avlanıyorlar.. Yarın kendi çocuklarını kendi elleri ile örgütledikleri yapılardaki kriptolar, tehdit ve şantajlarla tek tek kullanacaklar..

Bunlar bu işi “Allah rızası” için yaptıklarını söylüyorlar da, Şeytan onları bu şekilde kandırıyor, sonunda kendi tarikat ve kendi güç ve iktidar hesapları için yapıyorlar.. Değil mi ki siz insanları Allah’a, Resulü’ne, kitabına değil, kendi mezhebinize, tarikatınıza, şeyhinize çağırıyor, sadece kendi tarikat arkadaşlarınızı “ihvan” olarak görüyorsunuz; yandınız! Bakın size Müslümanlardan ayırıp sadece kendi yanlarına çağıranlardan uzak durun. BÜTÜN MÜSLÜMANLAR BİZ TEK BİR MİLLET, TEK BİR ÜMMETİZ, TEK BİR CEMAATİZ. Kim ki 2. bir cemaatten söz ediyorsa, kendine ya yeni bir ilah, ya yeni bir kitap, ya da yeni bir resul uydurmuştur. Din büyüklerinizi İlah ve Rab edinmeyin.. Tefrikaya düşmeyin, Şeytan sizi Allah’la aldatmasın.. Sonra yeni bir Kerbela yaşarsınız.. Unutmayalım ki, Hz. Ali’yi şehid edenler de haşa kendilerine Kur’an’dan delil bulduklarını söylüyorlardı.. Gelin tevbe edelim. Yeniden iman edelim ve imanımızı vahiy ışığında siret ve sünnetle tashih edelim.. Şeyhinizin kerameti size Şeytanın oyuncağı olmaktan kurtarmaya yetmeyebilir, haber vereyim.. Biliyorsunuz Hz. İbrahim babasını, Hz. Nuh oğlunu, Hz. Lut karısını, Hz. Yakup çocuklarının, kardeşlerini kuyuya atmaktan kurtaramadı.

Tek mesele PKK-DAEŞ çatışması değil.. DAEŞ çok kolay bir şekilde Sufi merkezlere yönlendirilebilir. Afganistan’a bakın, Suriye’ye, Irak’a bakın. Alevilere yönlendirilebilir.. PKK ile milliyetçiler arasında çatışma örgütlenebilir.. Bakın, insanlar devlet dururken kendileri eline silah alıp bu işi yapmaya kalkarsa, işte o zaman felaket olur..

Bu yeni saldırı herkese.. Türk’ü Kürd’ü, Alevisi, Sünnisi, Şiisi, sağı solu, Müslümanı, laiki, Hıristiyanı, Yahudisi.. Herkes hedefte.. Ortak bir cephe kurdular topyekûn saldırıyorlar.. Derin devlet, Paralel devlet, MOSSAD, CIA, Esed, Sisi.. hepsi devrede.. Bizi bize kırdırmak istiyorlar..

Müslümanların da, Yahudilerin de, Hıristiyanları da, gelecek konusunda kehanetlere inanan bir sürü kalabalıkların bölgeye ve geleceğe ilişkin kehanetleri aslında tarihin Nuh tufanından sonraki en büyük yıkımına işaret ediyor.. Horasan’dan gelecek kara bayraklılar, Mehdi, Mesih, Deccal beklentisi.. Tarihin sonunu getirecek bir 3. Dünya savaşı, medeniyetler arası savaş. Bu savaşla Tanrıyı kıyamete zorlayanlar, Melheme-i Kübra, ya da Armegedon, Yecüc-Mecücü ya da Gok-Magog olayı.. Şeytan en keskin hileleri ile bütün zamanların en tehlikeli çıkışlarından birini daha gerçekleştirmeye çalışıyor..

DAEŞ Türkiye’de eylem yapınca Türkiye DAEŞ’i vurdu. PYD bundan rahatsız oldu. Çünki DAEŞ’i kendisinin vurup oraya kendisinin yerleşmesi gerekti. Türkiye DAEŞ’den boşalan yere hiçbir silahlı grubun giremeyeceğini açıklaması, PKK ve PYD’yi rahatsız etti. Çünki Türkiye onlar için DAEŞ’den daha büyük bir tehdit..

Anadolu coğrafyası kadim uygarlıkların harmanlandığı bir coğrafyadır.. Bu tehlikeli oyunun içerideki unsurları belli, Paralel yapı, derin devlet, PKK ve onların işbirliği içinde olduğu ülkeler ve örgütler.. Şimdi bu yapıya DAEŞ de dahil edilmeye çalışılıyor.. DAEŞ varsa Alevi unsurlar ve onun da 3. ayağını gayrimüslim koalisyon, sosyalistler, laikler, Hıristiyan milisler oluşturacaktır.. Bu tabloda ABD, İsrail ve AB ayrı bir üçgen oluşturuyor.. Öte yandan bir diğer üçgen İran, Suudi Arabistan ve Mısır..

Ve şimdi karar sizin.. Herkesin yaptığının karşılığını göreceği, pişmanlıkların fayda vermediği bir gün var. Türk’ü, Kürd’ü, Sufisi Selefisi için şimdi yeniden düşünme vaktidir.. Vakit çok geç olmadan.. Selâm ve dua ile..