Gündem

Dilipak: Vatikan’dan gelenler, Tapınakçılar, Pakraduniler, herkes Sur'da!

"Sur'da Hz. Süleyman'ın hazinesini arıyorlar"

03 Şubat 2016 12:10

Sokağa çıkma yasağının 2 ayı aşkın bir süredir devam ettiği Diyarbakır'ın Sur ilçesinde Hz. Süleyman'ın hazinesini arayanların bulunduğunu iddia eden Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, "Vatikan’dan gelenler, Tapınakçılar, Pakraduniler herkes bölgede" dedi. Dilipak, yazısında "Vatikan 200 milyar dolara yakın para ayırmış Ermenistan’dan başlayarak, Kürt bölgesini de içine alan, Gürcistan’dan başlayıp, Suriye ve Lübnan’ı da içine alan Anadolu devleti gibi, Hıristiyan ağırlıklı, Dürzilerin, Nuseyrilerin, Süryanilerin, Ezidilerin de içinde olacakları, Kürtleri de yanına alacakları yeni bir Mezepotamya devleti kuracaklarmiş" ifadelerine yer verdi.

Dilipak'ın Yeni Akit gazetesinin bugünkü (3 Şubat 2016) nüshasında yayımlanan yazısı şöyle:

Aslında bugün, FİTEM’i; Finansal Tetikçilikle Mücadele derneğinin basın toplantısını yazacaktım, ama bu konu aciliyet kesbetti.

Bugünlerde birtakım komplolar için dikkatli olmak gerek. Duyumlarıma göre, Paralel yapıdan birileri, AK Parti çevrelerinden birilerine yönelik bir kuşatma hazırlığı içinde. Bülent Arınç’la başlayan süreci Abdullah Gül, Nevzat Yalçıntaş gibi isimlerle sürdürmek istiyorlar. Özel istişare toplantısı ya da davetlilere açık toplantılarda tuzak sorularla akıllarınca gündem oluşturacaklar. Hedefleri belli, AK Parti’yi köşeye sıkıştırmak, parti içinde fitne çıkarmak, Tayyib Erdoğan ile Ahmet Davudoğlu’nun arasını açmak, buradan elde ettikleri argümanlarla Türkiye’yi dünyaya, uluslararası kuruluşlara, dış basına jurnallerken, bu kişilerin isimlerini kullanmak.

Bu anlamda herkesin dikkatli olması gerek. “Ne dediğimiz” kadar, “o sözlerin nasıl anlaşılacağı” ya da “nasıl yorumlanabileceği” konusunda dikkatli olmamız gerekiyor. Fitne zamanında bazan susmak, konuşmaktan daha hayırlıdır. Sözlerimizin efradına cami, ağyarına mani olması gerekir. Ne dediğimizi, nasıl anlaşılmaması konusundaki uyarı ile çerçevelememiz gerekir.. Sureti haktan gözüken bu kişiler dost değil. Onu hatırlatalım. Bu çevreleri umutlandıran söz ve davranışlardan da uzak durmak gerek bu arada..

PKK ve Paralele yardım için gelen yabancılar otellerde değil, evlerde kalıyormuş. Sur’a ve Cizre’ye gelenler de, yurtdışından gelen arkadaş hikayesi ile evlerde misafir ediliyormuş.

Sur’da PKK’nın sağlık ve mühimmat deposundan da söz eden var, Sur’da Ermeni hazinesinin ya da Buhtunnasrin hazinesinin, daha doğrusu Hz. Süleyman’ın hazinesinin peşinde olanlar da var deniyor. Vatikan’dan gelenler, Tapınakçılar, Pakraduniler herkes bölgede.. Vatikan 200 milyar dolara yakın para ayırmış Ermenistan’dan başlayarak, Kürt bölgesini de içine alan, Gürcistan’dan başlayıp, Suriye ve Lübnan’ı da içine alan Anadolu devleti gibi, Hıristiyan ağırlıklı, Dürzilerin, Nuseyrilerin, Süryanilerin, Ezidilerin de içinde olacakları, Kürtleri de yanına alacakları yeni bir Mezepotamya devleti kuracaklarmiş. Hani kıyamet savaşı olacak ya, onun için bölgede bir Hıristiyan kuşağı oluşturma projesi.. Balkanlar, Kafkaslar, Afrika’dan bol miktarda Hıristiyan savaşçı ve misyoner taşıyacaklarmış bölgeye. Bunun için sokak çocuklarının, Suriye’den gelip, hayatını kaybeden kişilerin, Kürt bölgesinden artık Türkiye kimliği kullanmayanların nüfus cüzdanlarını yolluyorlarmış.

İnsan, neye ne kadar inanacağını şaşırıyor. Yok Sur’da PKK’nın arşivi varmış,  Cizre’de kripto adamları varmış onun için teslim olmuyorlarmış! Bazı yaralı kadınların örgüt içindeki yeri, rolü ve ilişkileri sebebi ile ele geçmemesi gerekiyormuş. Birileri de bunları kurtarmak için her yolu deniyormuş. Bu uğurda ilişki içinde oldukları kişileri de devreye sokalım derken kendilerini deşifre ediyorlar aslında. Sivil dedikleri gerilla.. Aile dediklerinin aile ile alakası yok..

O kadar çok rivayet dolaşıyor ki ortada. İlk işaretlere bakarak diyebiliriz ki, hava kar topluyor. Fırtına öncesi bir sessizlik sözkonusu.. İç dengeler, dış şartlar altüst..

Görünen o ki dışarıdakiler, içeridekiler hepsi bu işin içinde, sağ sol, Alevi, Sünni, derin, paralel, PKK hepsi bu kirli oyunda taraf. İttifak ettikleri tek konu, AK Parti düşmanlığı. Erdoğan ve Davudoğlu düşmanlığı..

Okyanus ötesindekiler, Avrupalılar, Mısır, Suriye, İsrail, İran, Rusya hepsi bu oyunun bir ucunda..

Görünen o ki, bu çevreler kaçtıklarını sandıkları şeye doğru koşuyorlar. Deşifre oldular.. İnandırıcılık, ciddiyet ve samimiyetlerini kaybettiler.. PKK da Paralel yapı da ilk kez bu kadar yalnız. Kripto elemanlar dışında herkes gidişattan rahatsız. Her iki örgütün son hamleleri tabanlarında ciddi kopmalara sebeb oldu. AK Parti’yi çökertelim derken, keskin sirke küpüne zarar verdi. PKK sempatizanları son olaylarda örgütten koptular. Paralel yapıdan ve PKK’dan ayrılanlar, AK Parti’nin safına geçiyor.

Mart sonuna kadar birileri yeni bir hamle için vargücü ile çalışıyor ama, nafile.. Öfkeyle kalkıyorlar, yine zararla oturacaklar gibi.

Selâm ve dua ile..

İlgili Haberler