Yeni Akit gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve AKP'nin çok şanslı olduğunu savunarak, "Gerçekten bu CHP’de bir uğursuzluk, bir talihsizlik var. CHP’nin uğursuzluğu ve şanssızlığı Kılıçdaroğlu ile katlandı.. CHP neye el atsa kurutuyor.. Neyi tutsa elinde kalıyor" dedi. "Erdoğan belediye başkanı olduğunda şehirde susuzluk vardı. Haliç kokuyordu. Erdoğan ve arkadaşları yağmur duasına çıkmışlardı. CHP’liler alay ettiler, ardından bir yağmur yağdı İstanbul suya doydu. CHP’nin muhalefeti AK Partililerin canını sıksa da, aslında bu sel geçip, kum kaldığında, bugün yaptıkları yarın CHP’lilerin başında patlayacaktır. Bu dünya etme bulma dünyasıdır. Hep böyle oldu, yarın olacak olan da farklı olmayacak” ifadelerini kullanan Dilipak, "Cumhuriyetin partisi, gazetesi aynı şey. Meyhanesi ile işim olmaz. Üçü de birbiri ile akrabadır. Zihniyet ikizleri yani. Sucuğu, işkembecisi ve lokantası iyidir.. Onları da CHP’liler işletmez" diye yazdı.
Abdurrahman Dilipak'ın, "CHP’nin hali pür melali" başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:
Gerçekten bu CHP’de bir uğursuzluk, bir talihsizlik var. CHP’nin uğursuzluğu ve şanssızlığı Kılıçdaroğlu ile katlandı.. CHP neye el atsa kurutuyor.. Neyi tutsa elinde kalıyor. Erdoğan, AK Parti çok şanslı..
Erdoğan belediye başkanı olduğunda şehirde susuzluk vardı. Haliç kokuyordu. Erdoğan ve arkadaşları yağmur duasına çıkmışlardı. CHP’liler alay ettiler, ardından bir yağmur yağdı İstanbul suya doydu.. CHP’liler kendi aralarında konuşurken, “Onun yukarı ile arası iyi” diyorlardı..
Biliyorlar ama yine de uslanmıyorlar. Alışmışlar, mutlaka kavga edecekler. İçeride kavga etmemek için mutlaka dışarı ile kavga etmeleri gerek. Yoksa birbirlerini yerler..
Bir arkadaş bir CHP’linin duruşmasını izlemiş. 2000’li yılların başı.. Adam uzun uzun anlatıyor, alıntılar yapıyor. Hakim arkasına yaslanmış dinliyor, zabta geçtiği filan da yok.
Savunması bitince hakim sormuş: “Bitti mi?”, “Bitti” demiş adam. Hakim sormuş, “Siz sosyal demokrat mısınız?” Adam, “Bu dava ile bu sorunun ne ilgisi var hakim bey”. Hakim de cevaplamış, “çok güzel konuşuyorsunuz da, bu dava ile anlattıklarınızın ne ilgisi var?”
CHP’liler konuşur işte. Yarın o sözleri döner ayaklarına dolaşır..
CHP’nin toplumun inancı ile tarihi, kültürü, geleneği ile sorunu vardır. İktidar ne yaparsa, ne söylerse onun aksine söylemeyi muhalefet etmek zanneder..
CHP Halkçı geçinir ama halkla başı beladadır. Cumhuriyetçi geçinir ama, açık oy gizli tasnif ve darbe dönemleri dışında, hiçbir normal ve dürüst bir seçimde hiçbir zaman çoğunluk tarafından desteklenmemiştir.
İnkılabçı geçinir ama Türkiye’nin en muhafazakar partisidir. Laik geçinir ama resmi ideolojisini dinleştirmeye çalışır.. Türkün dini Kemalizmdir. Anıtkabir türbe değilse nedir?. Devletçi geçinir ama devlet-millet düşmanlığına kadar giderler zaman zaman. Gezide gördük onları. Esedçilik yapan kimdi? Soğuk savaşta kimin yanındaydılar? 28 Şubat’ta ne yapıyorlardı.. CHP ve Milliyetçilik!
Bazı CHP’lilerin öfke akıllarını zail etmiş sanki. Bugün yazıp, çizdikleri söyledikleri yarın ayaklarına dolaşır bunların..
Hani derler ya “Laf ile verirler aleme binlerce nizamat, bin seyyie bulunur hanelerinde”, aynen öyle, “şecaat arz ederken sirkatleri ortaya çıkacak” bunların.. Birilerinin bunlara “haddinden fazla şiddetin gayedeki hikmeti yok ettiğini” söylemesi gerek..
CHP’nin muhalefeti AK Partililerin canını sıksa da, aslında bu sel geçip, kum kaldığında, bugün yaptıkları yarın CHP’lilerin başında patlayacaktır. Bu dünya etme bulma dünyasıdır.. Hep böyle oldu, yarın olacak olan da farklı olmayacak.
Sahi CHP nedir, sağcı mı, solcu mu? İlerici mi, gerici mi.. Faşist mi, demokrat mı.. Öz ve söz farklı, eylem ve söylem farklı.. CHP’nin tarihine bakarak bir kanaate sahip olamazsınız. Her devirde bir başka CHP vardır. Felsefi derinliği olan bir parti değil. Tarih sırtında bir kambur gibidir.. Gelecek hayali yoktur. Bir ufka sahip değil bu anlamda.. Ciddi bir kadrosu da yoktur.. Kadro hareketi ile yetiştirdikleri o günde kaldı.. Onların çoğu da, Osmanlı’dan kalma İttihat Terakki bakiyesi, sağdan, soldan devşirilmiş isimlerdir.. Başka medeniyetlerin yerli acentası, pazarlamacısı gibi bir şey. Özgün bir hukuk anlayışı yoktur. Hepsi derleme, intihal.. Biraz Sovyet sosyalizmi, Biraz İtalyan-Alman faşizmi, biraz Fransız laikliği, İsviçre hukuku. Yerli malı, sadece etikette bir logodan ibarettir.. Bilimi aceleye getirilmiş yüzeysel bir tercümeden ibarettir..
CHP’den kim ne bekler! CHP dediğin, kendisi himmete muhtaç bir dede. Nerde ki gayrıya himmet ede..
Biraz ADD, biraz ÇYDD, biraz Gezi, biraz Cumhuriyet mitingleri, Ergenekon avukatlığı, Paralel yoldaşlığı, Esed hayranlığı, biraz sol, sosyal demokrat, sosyalizm harmanı, sağcı olmama hali. Biraz oportünizm, biraz demagoji.. İşte bu o! Halksız bir demokrasi, milli iradeye, halkın inanç, tarih ve geleneğine, çoğunluğa dayanmayan bir Cumhuriyetçilik, her şeyin izne bağlı olduğu bir liberalizm, kutsal olan ne varsa ekonomik, sosyal, kültürel alandan, kamusal alandan dışarıya itildiği bir laiklik.. İdeolojisini dine karşı bir din haline getiren, kutsala karşı bir kutsal dayatan bir bakış açısı..
CHP sonuçta, anayasanın başlangıcında ifadesini bulan ve herkesin sadakat yemini etmeye mecbur olduğu manifestonun sahibi, banka sahibi, herkesin eşitliğinden söz etse de, kendini ayrıcalıklı kılan ve imtiyazlı bir CUMHURİYET Partisi. Halkın itibar etmediği Halksız Halk Partisi..
CHP keşke başkasının gözünde çöp aramadan önce kendi gözündeki merteği çıkarsa.. CHP’liler zaman zaman uçuyor, başları göğe değdiğinde ise ayakları yerden kesiliyor.. Aşağıdan bakanlar sadece tabanları gözükmüyor.. Ve sonra yine aşağılara yuvarlanıyorlar.. Kendilerini kaç devir geçenlerin peşinden koşarken, şampiyon edası ile koşmuyorlar mı bir de..
Cumhuriyetin partisi, gazetesi aynı şey. Meyhanesi ile işim olmaz. Üçü de birbiri ile akrabadır. Zihniyet ikizleri yani. Sucuğu, işkembecisi ve lokantası iyidir.. Onları da CHP’liler işletmez.."
