Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, "Ramazan geliyor ya, ramazan boyunca hem meal, hem tefsir, hem de Kur’an-ı Kerim’in aslının okunmasına erken başlayalım dedik. 103 amiral haberi gelince ben de 103. sure ne diyor diye baktım. Sonra 104 dediler. Ben de 104’e baktım. Aslında 'Amiral battı' oynamıyorum, ayetlere bakmak için vesile arıyorum" dedi.
Dilipak, 103 ve 104. sureleri paylaşarak, "Kimse, asker, bürokrat, yargıç, siyasetçi-sivil, akademisyen, ilahiyatçı, kim olursa olsun, o, mal ve makamın, unvan ve rütbelerin, kendisini ölümsüz yapacağını sanmasın. Her kişinin bu dünyada ve din günü, yaptıkları ve yapmaları gerekirken yapmadıklarının hesabının sorulacağı, uzayıp giden parmaklıklar arasında, kendi zindanlarında mahkum olacakları bir gün var..." görüşünü paylaştı.
Dilipak, "Günahkarın kim olduğuna göre değil, kim hangi günaha bulaşırsa bulaşsın, günaha karşı tavır almamız gerek. Günaha karşı çıkarken, asıl gaye temelde, eğer günahkarın kalbi mühürlenmemişse, onu o günahın elinden kurtarmak olmalıdır. Çünkü biz cehennem zebanisi değiliz. Onun için mü’min bir akıl sahibinin merhameti gazabından, sevgisi nefretinden büyüktür. İhtirasa dönüşen aşkı ve sınır tanımaz öfkesinden Allaha sığınır. Ve de o akıl sahipleri haklı olmanın kendilerine haksızlık yapan/lara karşı, haksızlık yapma hakkı vermediğini bilir. Sonra onlardan ne farkımız kalır ki" ifadesini kullandı.
Yazının tamamı için tıklayın.