Die Welt gazetesi, çok cepheli bir savaşın sürdüğü Suriye'de, ABD ve Avrupa Birliği'nin rolünü değerlendiren bir yoruma yer veriliyor.
"Batı'nın Suriye'de sonuç elde edememesinin tek sorumlusu Trump değildir. ABD ve Avrupa Birliği birlikte sadece IŞİD ile mücadeleyi öne çıkartıp, Suriye'de şiddetin patlak vermesinin asıl sorumlusu olan Esad rejimine ise dokunmama prensibini benimsedi. Suriye'de sivil halka karşı zehirli gaz kullanmaya kadar varan bir savaş sürdürüp sonunda zafere ulaşılabilmiş olmasının sonuçları bütün dünyada hissedilecektir. Suriye'de sınırsız dehşete dayalı yeni 'dünya düzeninin' doğuşuna çaresizce tanık olacağız."
Neues Deutschland gazetesinin aynı konudaki yorumu ise özetle şöyle:
"Alman hükümetinin 2010 yılındaki Libya olayında da olduğu gibi Suriye'deki bombardıman savaşına katılması için öncelikle Fransa'nın yaptığı baskıya boyun eğmemesi doğruydu. Diğer taraftan Almanya tamamen tarafsız davranmayıp, Suudi Arabistan'ın desteklediği sürgündeki Suriyeli çevrelere cömertlik gösterdi. Almanya aynı zamanda Moskova ve Tahran'ın işine geleceği gerekçesiyle görüşme girişimlerine de soğuk davrandı. Almanya Dışişleri Bakanlığı Suriye anlaşmazlığında dürüst aracı olmak istiyorsa önce bu gerçeği kabul etmeli ve daha sonra da Şam yönetimi dâhil olmak üzere bütün önemli taraflarla görüşme masasına oturmalıdır.”
Almanya'nın Amberg kentinde alkollü dört sığınmacının 12 kişiye sözlü ve fiziki saldırıda bulunması iltica politikasıyla ilgili tartışmaların alevlenmesine yol açtı. Frankfurter Allgemeine Zeitung Ruhr Bölgesi'nde yabancı düşmanlığı motifiyle yayaların arasına araç sürülen saldırılara da atıfta bulunarak, iltica politikasının ikilemine yer veriyor.
"İkilem ilk defa karşımıza çıkmıyor. Almanya'nın kucak açtığı mülteci adaylarının suç işleyebilecekleri de meydana çıktı. Amberg'deki olaya karışanların yaptığı, iltica politikasının amacına tamamen ters düşüyor. Suç işleyeni cezalandırmak gerektiği doğrudur. Bottrop'ta arabasını yabancıların üzerine süren Alman için de aynı şey söz konusudur. Aradaki fark, ülkeye kabul edilen ve ev sahibini çiğnemeyeceğinden yola çıkılan mülteci adaylarının ikamet hakkının ne olacağıdır."
Rheinpfalz gazetesi Almanya İçişleri Bakanı Horst Seehofer'in Amberg'deki olaya gösterdiği tepkiye ayırdığı yorumunda yasaların daha da sertleştirilmesine gerek olmadığı görüşünü savunuyor:
"İçişleri Bakanı Seehofer Amberg'deki olaya tecrübeli bir politikacı ve bakanın göstermemesi gereken tepkiyi gösterdi. Yasa koyucunun siyasi bakımdan uygun gördüğü zaman hukuku değiştirmemesi gerektiğini en iyi kendisinin bilmesi gerekir. Amberg'de ceza yasasının değiştirilmesini gerektirecek bir şey olmadı. Şiddete başvuran gençler Alman mahkemelerini zaten sıklıkla uğraştırıyor. Kimin hangi nedenlerden ötürü sınır dışı edilebileceğini de yasalar belirliyor. Her münferit olay iltica hakkı tartışmasını yeniden başlatma nedeni olmamalı."
DW, dpa, afp/AG, GA
© Deutsche Welle Türkçe
