03 Ekim 2018 13:26
1)DİYARBAKIR’DA 3 KİŞİNİN ÖLDÜĞÜ FECİ KAZANIN MOBESE GÖRÜNTÜSÜ ORTAYA ÇIKTI.
DİYARBAKIR-Şanlıurfa karayolu üzerinde bulunan Doğum Hastanesi Köprülü kavşak yakınlarında, 7 Haziran günü 3 kişinin yaşamını yitirdiği, zincirleme kaza anının MOBESE görüntüsü ortaya çıktı. Kaza, 7 Haziran günü saat 12.00 sıralarında Diyarbakır-Şanlıurfa karayolunda bulunan Doğum Hastanesi köprülü kavşağı yakınında meydana geldi. Şanlıurfa yönünden gelen taksi sürücüsü Abdurahim A.\'nın kullandığı 21 TT 0806 plakalı ticari taksi, aynı yönde seyir halinde bulunan ve sürücüsü öğrenilemeyen 21 BJ 401 plakalı otomobile arkadan çarptı. Çarpmanın etkisiyle savrulan ticari taksi, karşı yöne geçerek sürücüsünün adı açıklanmayan 60 BF 660 plakalı yolcu otobüsü ile çarpıştı. Kazada, ticari taksi içerisinde bulunan yolculardan Azize A. ile Birgül Y. olay yerinde, taksi şoförü Abdurahim A. ise kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirmişti.
Yaşanan feci kaza anı ise MOBESE tarafından saniye saniye kaydedildi.
Görüntü Dökümü
--------------------------
Kaza anı
Taksinin öndeki taksiye çarpması
Savrulan taksi karşı yönden gelen otobüse çarpması
Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Burak EMEK/DİYARBAKIR,(DHA)
===================================================
2)KALP KASINDAKİ KALINLAŞMA ALKOL İLE İNCELTİLEN 77 YAŞINDAKİ KADIN SAĞLIĞINA KAVUŞTU
DİYARBAKIR\'da, yaşayan Sıdıka Dayan, kalp kasındaki kalınlaşmaya bağlı olarak yaşadığı rahatsızlık nedeni ile Dicle Üniversitesi Kalp Hastanesi\'ne başvurdu. Tekerlekli sandeyle ile hastane getirelen Dayan, çarpıntı, nefes darlığı ve gögüs ağrısı şikayetinin olduğu tespit edilmesiyle tedavi altına alındı. Kalp Hastanesi\'nde görevli Doç.Dr.Hakkı Şimşek, Dayan\'a açık kalp ameliyatı yapmasına gerek kalmadan, kalınlaşan kalp kasını alkol ile incelten, \'septal ablasyon\' yöntemiyle sağlığına kavuşturdu. Hastaneye 3 gün önce tekerlekli sandalye ile geldiği ve kişisel ihtiyacını bile karşılayamadığı belirtilen Dayan\'a yapılan tedavinin ardından yürüyerek hastanede taburcu olduğu belirtildi. Diyarbakır\'da yaşayan 77 yaşındaki Sıdıka Dayan, kalp rahatsızlığı nedeniyle Dicle Üniversitesi Kalp Hastanesi\'ne başvurdu. Tekerlekli sandeyle ile hastane getirilen Dayan\'ın yapılan muayenesinde, çarpıntı, nefen darlığı ve gögüs ağrısı şikayeti olduğu tespit edildi. Kalp Hastanesi\'nde görevli Doç. Dr. Hakkı Şimşek, Dayan\'a açık kalp ameliyatı yapmasına gerek kalmadan, \'septal ablasyon\' yöntemiyle sağlığına kavuşturdu. Doç. Dr. Hakkı Şimşek, kalp kasındaki kalınlaşma hastalığına daha önce cerrahi yöntemlerin uygulandığını dile getirerek, \"Hastamızı yaşlıydı. Yaşlılılık, tek başına büyük bir risk faktörüdür bizim kardiyatrik girişimleri için. Hasta, 77 yaşında. Hipertrofik kardiyomiyopati dediğimiz hastalığı mevcut. Bu hastalığa eskiden cerrahi yöntemle müdahale edilirdi. Son zamanlarda \'septal ablasyon\' dediğimiz, kapalı yöntemle müdahale etme imkanı oluştu ve gittikçe de yaygınlaşarak, cerrahi alternatif olmaya başladı. Bu hastalıkta kalp kası oldukça kalınlaşmakta ve kalbin vücuda pomlanmasına engel olmakta ve kalbin önünde bir yük olmamktadır. Bu da nefes dağlığı, göğüs ağrısı gibi şikayetlere yol açmaktadır. Hastamız çarpıntı şikayeti üzerine bize gelmişti. 3 gün önce kendisine yaptığımız müdahalenin ardından bugün taburcu edeceğiz \"dedi.
\'BÖLGEDEKİ HASTALARIN BATI İLLERİNE GİTMESİNE GEREK KALMADI\'
Doç.Dr.Şimşek, kalp kasındaki kalınlaşma hastalığı yaşayanların daha önce İstahbul ve Ankara\'ya gittiklerini, bu durumunda hastaya ciddi bir maliyete neden olduğunu da ifade ederek, \"Bu hastılığa kapalı yöntem dediğimiz \'septal ablasyon\' yöntemi belli başla merkezlerde yapılabilmekte. Çok nadir olarak görülen bir hastalık olduğu için, müdahalesi de nadir merkezlerde yapılıyor. Hastanemizde 15 ayda yaptığımız ikinci müdahale oldu. Oldukça başarılı geçti. İlk hastamızı da takip ediyoruz. En son müdahale ettiğimiz hastamızın, şikayeti olan çarpıntı, nefes darlığı şikayetleri büyük ölçüde geriledi. Geldiğinde, kendi ihtiyaçlarını tek başına gideremeyen hastamız, şu an günlük rutin ihtiyaçlarını kendi başına giderebilir. Biz hastayı tekerlekli sandalye ile kabul ettik, yürüyerek taburcu edeceğiz. Tabii 77 yaşında olan hastamıza eşlik eden hastalıklar nedeniyle, genç bir hastada forksiyonel kapasitesinin 1-2\'ye gerilemesini beklemiyoruz. Bizim için bu hastanın kalpteki çıkış noktası değeri 20-30\'a düşmesi yeterli. Tedavi ettiğimiz en son hastamız da muhtemelen Ankara ve İstanbul\'a gidecekti. Beraberinde 2 kişi de gidecekti. Çünkü, hasta yürüyemiyecek bir vaziyetteydi. 3 kişinin gitmesi hasta ve hasta yakınlarına ciddi bir masraf oluşturacaktı\"diyşe konuştu.
\"Septal ablasyon\" yönteminde, kateter ile kalbe girilip daralma yapan kalp kası bölgesini besleyen damarın tespit edilerek balonla tıkandığını, çok kontrollü bir şekilde alkol verilerek o bölgedeki kas kitlesinin inceltilmesiyle kalbin çıkış yolundaki darlığın azaltıldığını aktaran Şimşek, Dayan\'ın da bu yöntemle tedavisinin sağlandığını kaydetti.
Görüntü Dökümü:
----------------------
-Hastadan görüntü
-Doktorun hasta ile ilgilenmesi
-Şimşek\'in konuşmas
-Genel ve detay görüntü
Haber-Kamera: Ahmet ÜN-Burak EMEK/DİYARBAKIR, (DHA) -
====================================================
3)ANNE- KIZ TÜP MİDE AMELİYATIYLA KİLOLARINDAN KURTULACAK
ANTALYA\'da, aşırı kilolarından kurtulmak isteyen anne ve kızı, yapılan tüp mide ameliyatıyla ideal kilolarına kavuşmayı hedefliyor. Semra Ersoylu (66), 100 kilodan 70 kiloya düşmeyi hedeflerken, kızı Aslı Candan (37) ise 127 kilodan 60 kiloya düşmek istiyor.
Medical Park Antalya Hastane Kompleksi\'nde ameliyatı gerçekleştiren Doç. Dr. Mehmet Güler, Semra Ersoylu ve Aslı Candan\'ın, aşırı kilolu olmaları nedeniyle tüp mide ameliyatı olmak için hastaneye başvurduklarını, ikisini de aynı gün ameliyat ettiklerini söyledi. Doç. Dr. Güler, \"Ameliyatları 1\'er saat sürdü. Bugün her iki hastamız da ayakta. 3 gün kontrollerini yaptık. Başarılı bir ameliyat sonrası süreci geçirdiler. Gerekli bilgilendirmelerini de yaptıktan sonra bugün taburcu ediyoruz\" diye konuştu.
1 YIL SONUNDA İDEAL KİLO
Semra Ersoylu\'nun yaklaşık 40 kilo, Aslı Candan\'ın da yaklaşık 50 kilo zayıflama hedefi olduğunu dile getiren Doç. Dr. Güler, \"Bu kilo kaybını 1 yıl içinde gerçekleştireceklerini umuyoruz. Gerekli bilgilendirme diyetisyenimiz tarafından yapılacak ve sonrasında kendilerini uğurlayacağız\" dedi.
ADAPTASYON SÜRESİ 3 AY
Tüp mide ameliyatı olan hastalara, ilk 1 ayı için çiğneme gerektirmeyen, önce sulu daha sonra yumuşak gıdalardan oluşan beslenme planı uyguladıklarını kaydeden Doç. Dr. Güler, \"2\'nci aydan itibaren herkesle birlikte yemeye içmeye başlayabilecekler. Bu adaptasyon 3\'üncü ayda tamamlanmış olacak. Hayatlarının bundan sonraki kısmında da normal yiyip, içebilecekler. Ancak çok az yiyip, çok kolay doyup, daha sağlıklı daha fit kendilerini daha mutlu ve daha hafif hissettikleri bir yaşam şansı elde edecekler\" diye konuştu.
500 MİLİMETRELİK MİDE, 100\'E DÜŞÜRÜLÜYOR
Tüp mide ameliyatının, midenin küçültülmesi şeklinde açıklanabileceğini anlatan Doç. Dr. Mehmet Güler, \"Midenin yaklaşık 500 mililitrelik bir hacmi var. Biz bu kapasiteyi ameliyatla 100 mililitreye ya da daha aza düşürüyoruz. Ameliyattan sonra çıkartılan kısmın üretmiş olduğu bazı kimyasal maddelerin eksilmesiyle beraber hastanın açlık duygusunun gittikçe gerilediğini görüyoruz. Hastalar çok daha az acıkıyor ve çok daha kolay doyuyor. En güzel tarafı da kendileriyle bir mücadeleye girmiyorlar. Az yiyerek doygunluk hissetmeleri onların zaman içinde kilo vermelerini sağlıyor\" dedi.
\'KENDİ ÇABALARIM SONUÇ VERMEDİ\'
Antalya Havalimanı Kontrol Merkezi\'nde koordinatör olarak çalışan Aslı Candan, tüp mide ameliyatına 127 kiloya ulaştığında karar verdiğini söyledi. Candan, \"Çocukluğumdan beri aldığım ilaçlar nedeniyle kilo aldım, yiyecekler nedeniyle değil. Bu arada kilo vermeye çalıştım ancak başarılı olamadım. Çevremdeki tüp mide ameliyatı olanlarla tanıştım ve tüp mide ameliyatı olmaya karar verdim. Bu arada annem de araştırıyordu. Onda da kilo sorunu vardı. Doktorumuzu bulduk ve ona güvendik. Testlerimiz yapıldı, uygun görülünce ameliyatımızı olduk. Hedefim 60 kiloya gelmek ve sağlıklı bir şekilde kilo kaybetmek\" diye konuştu.
HER DOKTOR \'KİLO VER\' DEDİ
Semra Ersoylu ise aşırı kiloların sağlığını tehdit etmeye başladığını, hastalıkları nedeniyle gittiği her doktorun öncelikle kilo vermesi gerektiğini söylediğini belirterek, \"Aslı ile tüp mide ameliyatı olmaya karar verdik; çünkü ayrı zamanlarda ameliyat olsaydık aynı olayları tekrar yaşamak zorunda kalacaktık. \'Tek seferde bitsin\' dedik ve ikimiz birden ameliyat olmaya karar verdik. Tüm değerlerimin normale dönüşeceğini söylediler. Doktorumla birlikte hedefimi 70 kilo olarak belirledik. Tüp mide ameliyatına girerken 100 kilo geliyordum. Tansiyon, ritim bozukluğu, yürüme güçlüğü çekiyordum. Ben 66 yaşındayım, metabolik nedenlerle kilo verme çabalarım boşa çıkıyordu. Tüp mide ameliyatı benim için şans oldu\" dedi.
Görüntü Dökümü:
----------------------
Hemşirenin tansiyon ölçmesi
Doktor hastaları ile sohbet ederken görüntüsü
RÖP 1: Doç. Dr. Mehmet Güler
RÖP 2: Aslı Candan
RÖP 3: Semra Ersoylu
Anne ve kızın koridorda yürürken görüntüsü
624 MB -- 05.38 HD
Haber: Erol AKKIR-Kamera: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA,(DHA)
===================================================
4)\'ÇALMADAN DURAMIYORUM\' DİYEN HIRSIZ TUTUKLANDI
KONYA\'da son 1 ay içerisinde park halinde bulunan 5 adet motosiklet ve elektrikli bisikleti çaldığı tespit edilen Bayram Babur (24) tutuklandı. Daha öncede aynı suçtan tutuklanan Babur\'un, polisteki ilk ifadesinde, \"Bugüne kadar 500\'e yakın bisiklet ve motosiklet çalmışımdır. Onları görünce dayanamayıp çalıyorum.\" dediği öğrenildi.
Konya Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesine bağlı Hırsızlık Büro Amirliği ekipleri son 1 ay içerisinde kent merkezinde meydana gelen motosiklet ve elektrikli bisiklet hırsızlığı olaylarıyla ilgili çalışma başlattı. Olayların meydana geldiği bölgedeki güvenlik kamera görüntülerini inceleyen polis, şüphelinin daha önce poliste 15 farklı suçtan kaydı ve hırsızlık suçundan da hakkında yakalama kararı bulunan Bayram Babur olduğunu tespit etti.
500 YAKIN BİSİKLET VE MOTOSİKLET ÇALMIŞ
Şüpheliyi takibe alan polis, Babur\'u çaldığı motosiklet üzerinde yakalayarak gözaltına aldı. Bayram Babur, çaldıkların 3 bin lira değerindeki motosikletleri 400 lira karşılığında, elektrikli bisikletleri ise çeşitli fiyat aralıklarında sattığını söyledi. Babur\'un hırsızlık olaylarını Suriye uyruklu Muhammed Hayr Beg (38) ile birlikte 3 kişiyle gerçekleştirdiğini söyledi. Bunun üzerine polis, Muhammed Hayr Beg\'i gözaltına aldı. Diğer iki kişinin yakalanması için çalışmasını sürdürüyor. Bayram Babur\'un polisteki ilk ifadesinde, \"Bugüne kadar 500\'e yakın bisiklet ve motosiklet çalmışımdır. Onları görünce dayanamayıp çalıyorum.\" dediği öğrenildi.
Yapılan sorgulamanın ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden Bayram Babur, tutuklandı. Muhammed Hayr Beg ise adli kontrol kararıyla serbest bırakıldı.
Görüntü Dökümü
-----------------
- Şüphelinin Asayiş Şube Müdürlüğünden çıkarılması
- Araça alınması
Haber- Kamera: Tolga YANIK KONYA DHA)
=====================================================
5)EDİRNE SARAYI AYAĞA KALDIRILIYOR
EDİRNE Sarayı ve ören kazı çalışması ile Fatih Sultan Mehmet\'in İstanbul\'u fetih öncesi planlarını yaptığı 7 katlı Cihan-ı Hüma tekrar ayağa kaldırılıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Trakya Üniversitesi, ören ve kazı çalışması olarak ortak yürüttüğü projeyle Fatih Sultan Mehmet\'in doğduğu ve tahta çıkıp İstanbul\'u fetih etmesi planlarını yapmasına kadar dünyanın yönetildiği yer olarak bilinen, Edirne Saray\'ı canlandırılacak.
Edirne\'de 1450\'de dönemin Osmanlı padişahı 2\'inci Murat tarafından yapımına başlanan ve 1475 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından tamamlanan, Edirne Sarayı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Trakya Üniversitesi\'nin kazı çalışmaları ile yeniden ayağa kaldırılıyor. Osmanlı\'nın 92 yıl başkentlik yaptığı ve Fatih Sultan Mehmet\'in doğduğu ve tahta çıkıp İstanbul\'u fetih etmesi planlarını yapmasına kadar dünyanın yönetildiği yer olarak bilinen, Edirne Saray\'ı Cihan-ı Hüma, Osmanlı Mutfak Müzesi, Kum Kasrı Hamamı, Adalet Kasrı, müzeleri ile canlandırılacak.
\'6 AY SONRA ÖREN YERİ OLARAK HİZMETE AÇILACAK\'
Edirne İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Hacıoğlu, \"Yaklaşık 6 ay sonra bitmesi planlanan ören projesi ile beraber eski Edirne Sarayı vatandaşımızın hizmetine açılmış olacak. Bu Sarayiçi ören projesinde dinlenme yerleri, kahve molası yerleri, gezi parkurları, Osmanlı Mutfak Müzesi, Kum Kasrı Hamamı, Adalet Kasrı Müzesi de Osmanlı adaletini yansıtan müze olarak düzenlenecek. Böylece Edirne\'nin ilk ören yeri projesi 6 ay sonra hayata geçmiş olacak. Bununla beraber Sarayiçi\'nde birde kazı çalışması devam etmektedir. 3 yıldır ara verilen bu kazı çalışması müzemiz ile Trakya Üniversitesi ortaklığıyla yürütülmektedir. Bu kazıda bugüne kadar sarayın bilenmeyen yerlerin ortaya çıkmasını ören yeri projesinin daha da zenginleştirilmesini, gelen ziyaretçilere daha ilgi çekici eserlerin bulunmasıyla ilgili çalışmalar devam edecek.\"dedi.
\'FATİH SULTAN MEHMET\'İN SARAYI AYAĞA KALKACAK\'
Edirne Sarayı içinde Fatih Sultan Mehmet, tarafından yaptırılan Cihan-ı Hüma Kasrı ile \'Fatih\'in Sarayı\' olarak bilinen sarayın tekrar ayağa kaldırmasıyla ziyaretçi akınına uğramasını beklediklerini ifade eden Hacıoğlu, şöyle konuştu:
\"Edirne Sarayı\'nın kalbi Cihan-ı Hüma\'dır. Yani Fatih Sutan Mehmet\'in yaptırdığı Cihan-ı Hüma\'dır. Cihan-ı Hüma ile ilgili rölöve, restitüsyon, ve restorasyon projeleri kuruldan bile geçti. Ve bakanlığımıza teklif edildi. Umuyorum 2019 yılında yatırım programında olacak ve çok kısa sürede ayağa kalkacak. Zaten Sarayiçi ören projesi, saray kazıları ve akabinde Cihan-Hüma\'nın yapılmasıyla bizim Edirne sarayımız şekillenmiş olacak. Çünkü Cihan-ı Hüma sarayın kalbidir, can damarıdır. İstanbul\'u fetheden Osmanlı medeniyetinin şekillendiği yer Edirne ise, bu Edirne\'nin kalbi olan Cihan-Hüma Kasrı\'nda bütün planlar yapılmıştır. Yani Fatih Sultan Mehmet\'in İstanbul\'u fetih etme planlarını burada yapmıştır. Bu manada Cihan-ı Hüma\'nın ihyası ziyaretçiye açılması çok önemlidir.\"
\'YERLİ VE MİLLİ SARAY\'
Sarayın tamamen Osmanlı tarafından yapıldığını hatırlatan Hacıoğlu, \"Burası sıfırdan Osmanlı tarafından kurulan, Osmanlı tarafından ihya edilen, Osmanlı tarafından ortadan kaldırılan ve şu anda Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından ayağa kaldırılan yeniden ihyası planlanan bir Sarayiçi ören yeri projesidir. Ve tamamen yerli ve millidir. İstanbul\'un fethinden sonra Edirne Sarayı asla özelliğini yitirmemiştir. 17\'nci yüzyılın sonlarına kadar padişahlar Edirne ile irtibatı sağlamışlardır. Örneğin 2\'nci Beyazıt, Fatih\'in oğlu çocuklarının sünnetini burada yapmıştır. 4\'üncü Mehmet burada yapmıştır. Kanuni Sultan Süleyman, en çok sevdiği eşi Hürrem Sultan ile arası bozulduğu zaman mutlaka onu Edirne\'ye göndermiştir. Yani siz bu Sarayiçi\'nde gezerken Hürrem Sultan\'ın gözyaşlarının üzerine basarak gezersiniz. Onun üzüntülerini, onun sevinçlerini burada görürsünüz. Bu manada Edirne Sarayı 17\'nci yüzyılın sonuna kadar el atılmıştır. Av yapılmıştır. Hatta yabancı devlet adamları burada kabul edilmiştir. Edirne Sarayı, İstanbul Osmanlı\'nın başkenti olmasına rağmen özelliğini hiç yitirmemiştir\" dedi.
Edirne Saray kazısında çok sayıda çömlek kırıkları bulunurken, sarayın temel duvarları ortaya çıkmaya başladı.
Görüntü Dökümü
-----------------
Drone ile yukardan genel
Kazı çalışmalarından detay
Çalışanlardan genel detay
Saray Kapısı
Kum Kasrı Hamamı
Saray Mutfağı
Genel detay görüntüler
Haber-Kamera: Ali Can ZERAY/EDİRNE,(DHA)
===================================================
6)KUYUCUK GÖLÜ KUŞ CENNETİ KURUDU
KARS’ın Arpaçay ilçesindeki Kuyucuk Gölü Kuş Cenneti, tamamen kurudu. Gölde yaşayan kuş türleri de bölgeyi terk etti.
Yapay adaya sahip, Doğu Anadolu’nun ilk Ramsar alanı, Yaban Hayatı Geliştirme Sahası, Doğu Anadolu’nun ilk Avrupa Seçkin Turizm Cenneti olan Kuyucuk Gölü Kuş Cenneti, kurudu. 230’un üzerinde kuş türünün tespit edildiği göl, her yıl Ekim ayının sonu Kasım ayının ilk haftasında yaklaşık 40 bin göçmen kuşu ağırlıyordu. 1997 yılında 13 metre derinlikte olan göl, yanlış su kullanımı yüzünden sürekli düştü. En son 2014 yılında kuruma noktasına gelen göle, çevreye yapılan gölet ve barajlarda biriken sular verilemedi, kalıcı bir çözüm bulunamadı. Göl beslenemediği için sıcak geçen yazın da etkisiyle kalan su da buharlaştı. Kuş seslerinden bile yoksun kalan göl, adeta bataklığa döndü. Gölde ise kuşlardan geriye bataklıktaki ayak izleri ve tüyleri kalmış.
\'KUŞLAR TELEF OLDU\'
Kars Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü yetkilileri, mühendisler ve ilgililer önümüzdeki günlerde bir toplantı düzenleyerek gölün kurtarılması için yapılması gereken çalışmaları masaya yatıracak. TÜBİTAK özel ödülünü alan en genç kişi ve Biyolog Doç.Dr. Çağan Şekercioğlu, şu an gölün çok korkunç bir görüntüyle karşı karşıya olduğunu belirtti. Şekercioğlu, “Maalesef Kuyucuk, sene içerisinde kuşlar için en önemli olduğu zamanda kurudu. Yani eylül ve ekim aylarında sonbahar göçünde. Normalde bu zamanda yaklaşık 60 türden 40-45 bin kuş sayarken, şu an Kuyucuk’ta su yok, kuş yok. Burayı kullanamayan kuşların bir kısmının da telef olduğuna eminiz. Çünkü bölgede bu kadar kuşu kaldıracak alternatif başka bir göl yok\" dedi.
KUYUCUK KUŞ CENNETİ
Türkiye’nin, Ramsar Sözleşmesi kapsamında koruma altına alınan 13\'üncü alanı olan Kuyucuk Gölü, Kars kent merkezinin yaklaşık 40 kilometre kuzeydoğusundaki Arpaçay sınırlarında yer alıyor. Yaklaşık 245 hektarlık göl ve 416 hektarlık Ramsar alanına sahip kuş cenneti, deniz seviyesinden bin 627 metre yükseklikte bulunuyor. Adını da bitişiğindeki köyden alan Kuyucuk Gölü, angut, sakarmeke, yeşilbaş ördek, kara boyunlu batağan, sığırcık ve boz kaz gibi 232 farklı kuş türünü barındırıyor.
Görüntü Dökümü:
----------------------
Göl tabelaları
Suyu bulunmayan yapay ada ve adaya giden yol
Gözlem kulesi
Gölden genel ve detaylar
Muhabir Bedir Altunok’un anonsu
Kuş tüyleri ve ayak izleri, genel ve detaylar
Çağan Şekercioğlu ile röp,
Haber-Kamera: Bedir ALTUNOK / KARS, (DHA)
622 MB – 5 DK 40 SN
=================================================
7)AŞK İÇİN TÜRKİYE\'Yİ SEÇTİ
DÜNYACA ünlü oyuncu Angelina Jolie\'nin yönetmenliğini yaptığı \'Kan ve Aşk\' adlı filmde oynayan Boşnak oyuncu Alma Terziç, aşkı için Türkiye\'de yaşamayı seçti.
Bu yıl 55\'incisi düzenlenen Uluslararası Antalya Film Festivali için Antalya\'ya gelen Alma Terziç, kariyerine dizi setlerinde devam ediyor. Çekimleri devam eden \'Savaşçı\' adlı dizide \'Eva\' karakterini canlandıran Alma Terziç, bir günlüğüne sete gidip festivale geri döndü. Kariyerine Türkiye\'de devam eden Teziç, festivalin açılış kortejinde Antalyalıların yoğun ilgisi karşısında şaşkınlığını gizleyemediğini söyledi.
Oyuncu Angelina Jolie\'nin yönetmenliğini yaptığı \'Kan ve Aşk\' adlı filmde Boşnak \'Hana\' karakterine hayat verdiğini anlatan Terziç, çekimlerde duygusal anlar yaşadığını anlattı. Filmin Bosna savaşını anlatan bir hikayesi olduğunu söyleyen Terziç, \"Ben savaşı 5 yaşında yaşadım. Savaşın tüm acısını hissettim. Savaş süresince ailemle birlikte bodrumda saklanmak zorunda kaldım. Kan ve Aşk\'ta, o günleri tekrar yaşadım. Angelina Jolie ile çalışmak her oyuncuya nasip olmaz. Çok güzel zaman geçirdim. Tecrübe kazandım\" dedi.
4 yıl önce İstanbul\'a gelerek evlendiğini anlatan Alma Terziç, ilk önce eşine, sonra işine aşık olduğunu söyledi. Terziç, aşkın kendisini Türkiye\'ye getirerek aile kurdurduğunu anlattı.
\'Mavi Kelebekler\', \'Fatih\', \'Veda\', \'Üç Yol\', \'Şeref Meselesi\', \'Unutma Beni İstanbul\' gibi birçok dizide rol alan Terziç, şimdilerde ise \'Savaşçı\' adlı dizide oynuyor.
Görüntü Dökümü
-------------------------
-Alma Terziç\'in detay görüntüleri
-RÖP 1.Alma Terziç
422MB//3.30SN
Haber: İbrahim LALELİ- Kamera Emrah GÜL/ANTALYA,(DHA)
© Tüm hakları saklıdır.