Gündem

DHA YURT BÜLTENİ 4

Enkazdan çıkıp sporla yaşama tutundu, rekorlar kırdı GÖLCÜK(Kocaeli), (DHA) - 17 Ağustos depreminde oturduğu binanın yıkılması üzerine enkazdan 3 gün sonra kurtarılan, ancak iki ayağını da kaybeden Ufuk Koçak sporla yaşama tutundu

15 Ağustos 2018 14:15

Enkazdan çıkıp sporla yaşama tutundu, rekorlar kırdı

GÖLCÜK(Kocaeli), (DHA) - 17 Ağustos depreminde oturduğu binanın yıkılması üzerine enkazdan 3 gün sonra kurtarılan, ancak iki ayağını da kaybeden Ufuk Koçak sporla yaşama tutundu. Tekerlekli sandalye ile basketbol ve tenis oynayan, doğa sporları yapan, su altına dalarak dünya rekorları kıran Ufuk Koçak, \"Spor yaparak hem hayatımı eğlenceli hale getirdim, hem de yaşama tutunmama neden oldu\" dedi.

Kocaeli\'nin Gölcük ilçesinde, 17 Ağustos 199 Depremine oturduğu Güven Apartmanı\'nda yakalanan Ufuk Koçak, enkaz altında kaldı. Enkaz altından 3 gün sonra kurtarılan Ufuk Koçak\'ın, ayakları kesildi. Gördüğü tedavinin ardından sporla yaşama tutunan Ufuk Koçak, 22 metreye dalarak Dünya Engelliler Serbest Dalış Rekoru\'nu kırdı. Ufuk Koçak geçen yıl kendini ait rekoru 30 metreye dalarak yeniledi.

Ufuk Koçak aynı zamanda engelli gençleri de yetiştiriyor. Yıkılan apartmanın adının \'Güven\' olmasının manidar olduğunu söyleyen Ufuk Koçak, \"5 katlı bir apartmanda oturuyordum. İsmi de Güven Apartmanıydı. Çok manidar. Güven Apartmanı\'nın güvensiz kolonları depreme yaklaşık 10-15 saniye kadar dayanabildi. 15 saniye sonra büyük bir gürültüyle bina yerle bir oldu. Birkaç saniye sonra, o şok etkisi geçtikten sonra enkaz altında olduğumuzu fark ettim. Bir süre sonra sağımdan, solumdan, üstümden, her taraftan insan sesleri gelmeye başladı. Bir kolon tam boynumun üzerine gelmişti. Benim üzerimde duruyordu. Boynuma 3-4 parmaklık bir mesafede kalmıştı. Onu da eski bir koltuk durdurmuştu. O koltuk da bizim evimize ait bir koltuk değil. Hangi komşunun koltuğuydu onu da bilmiyorum. O kadar karışmıştı her şey birbirine.\" dedi.

\'ENKAZDA 3 GÜN KALDIM\'
Ufuk Koçak insanların kendisini tırnaklarıyla toprağı kazıyarak dışarıya çıkarttıklarını belirterek, \"Benim enkaz altında bekleyişim bu şekilde 3 gün sürdü. 3 gün sonra insanlar gerçekten tırnaklarıyla o kolonları, duvarları kazıyarak dışarı çıkarttılar beni. Çok eski bir dolap kapağı vardı orada. Beni onun üzerinde sürükleyerek çıkardılar. Subayların beni askeri helikoptere bindirdiklerini gördüm. Bizim askerimizi her zaman taş gibidir, beton gibidir. Dik duruşlarını hiç bozmazlar. Ben o tarihte askerden yeni gelmiştim. Hayatımda ilk defa orada ağlayan askerler gördüm. Adamlar bir taraftan işlerini yapmaya çalışırken bir taraftan da gözyaşı döküyorlardı. Bu insanın içini çok acıtan bir şey. Belki onların da aileleri enkaz altındaydı. Ne olduğunu bilmiyorum ama gerçekten büyük bir özveriyle, büyük bir emek ile beni helikoptere koyup İstanbul\'a hastaneye götürdüler. Enkazda 3 gün kaldığım için kangren yavaş yavaş yukarı çıkmış. Bu yüzden hastanede 2 ayağımın kesilmesi gerekti. Ben o gün hastane odasında, \'Ufuk, her şeye rağmen hayat devam ediyorsa, yaşayacaksın oğlum\' dedim. Bunu nasıl yapacağımı açıkçası ben de bilmiyordum. 20 yaşında 2 ayağı birden kesilmiş biri olarak hayata nasıl devam edeceğimi bilmiyordum. Sonra iğne oyalar gibi hayatımı yeniden işlemeye, yeniden örmeye başladım.\"

DAĞLARA TIRMANDI
Hayatında tırmanmış olduğu en yüksek dağın klozet olduğunu söyleyen Koçak, \"Hastane odasında gözlerimi kapattım. Çünkü, iki ayağınız kesildikten sonra hiçbir şey yapamayacakmışsınız gibi geliyor. Gözlerimi kapatıp harmandalı oynamaya başladım ben. Harmandalının keyfi benim için daha önce oynadığım ile aynıydı. Sizi taşıyan sadece ayaklardır ama harmandalının keyfi bambaşka bir şeydir. Kendime, \'Gözlerini kapatıp harmandalı oynayabiliyorsan, hayal ettiğin her şey senindir\' dedim ve yeniden başladım. Yeniden kamp kurmaya başladım. Dağlara çıkıp çadır kurdum. Tırmanış yapmaya başladım. Tırmanış derken, benim hayatımda tırmanmış olduğum en yüksek dağ klozettir. Çünkü o 8 aylık bahsettiğim hastane sürecinden sonra, kimseye ses çıkartmadan sürüne sürüne tuvalete gittim. Benim o klozete tırmanmam yaklaşık 45 dakika sürdü. Oraya çıktığımda gerçekten sessizce sevinç çığlıkları atıyordum. Gerçek hayatta çıktığım en yüksek rakım 2 bin 365 metreydi. Fakat benim için halen klozet, çıktığım en yüksek dağdır.\"

\'19 YILDIR HALEN ENKAZ ALTINDALAR\'
Koçak depremin üzerinden 19 yıl geçmesine rağmen halen çok sayıda insanın enkaz altında olduğunu ifade eden Koçak,\"Deniz benim için bambaşka bir şeydi. Dalış eğitimleri almaya, dalış yapmaya başladım ve bir süre sonra Türkiye\'nin ilk engelli dalış eğitmeni oldum. Engelli kardeşlerimi su altı dünyasıyla tanıştırmaya başladım. Tedavim yurtdışında devam etti. Bu sürede yurtdışında engellenen insanlarla ilgili bir rehabilitasyon merkezinde eğitim aldım. Davranış bilimleri ile ilgili bir eğitimdi bu. Oradan da feyz alarak burada engellenen kardeşlerime 2009 yılından beridir yüzme, yelken, sörf, dalış, tırmanış gibi sporlarda yardımcı oluyorum. Ben enkazda 3 gün kaldım diyorum ama bir sürü insan 19 yıldır halen enkaz altındalar. O depremin travmasını atlatamadılar. Kendilerini eve kapatıp dışarıdaki sosyal hayatla ilişkilerini kestiler. Enkaz altında çok kalmamak lazım. İnsanın ölmeden gömülmemesi gerekiyor. Bu sadece engellenen insanlar için değil, dışarıda yaşayan insanlar için de aynısı geçerli.\" diye konuştu.

\'YAŞAM ENERJİMİ İNSANLARA AKTARMAYA BAŞLADIM\'
Depremden sonra yaşama enerjisini insanlara aktarmaya başladığını vurgulayan Koçak, şöyle konuştu:
\"Benim 2 tane Dünya Serbest Dalış Rekorum var. Üçüncüsüne de hayırlısıyla hazırlanmaya başladık. Bir aksilik olmazsa İstanbul\'da deneyeceğiz bunu. Şu anda görüşmelerimiz devam ediyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile çalışmaya başladık. Onlarla aramızdaki çalışmaları tamamlayabilirsek önümüzdeki sene 10 Mayıs Engelliler Haftasında İstanbul gibi devasa tarihi bir şehirde bir rekora daha imza atmak istiyorum. Onunla beraber misyonumu tamamlayıp ondan sonra diğer engellenen kardeşlerimizin eğitimlerine kaldığımız yerden devam edeceğiz. Depremden önce de sahip olduğum o yaşam enerjisini, yaşam felsefesini depremden sonra insanlara aktarmaya başladım. Temmuz ayında İtalya\'da yapılan Dünya Serbest Dalış Şampiyonası\'na Moral-Motivasyon Koçu olarak gittim. Dünyadan 24 ülkenin sporcuları gelmişti. 24 ülkenin sporcularının tamamının moral-motivasyon koçu bendim.\"

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-Ufuk Koçak ile röp
-Su altı görüntüleri
-Çeşitli spor faaliyetlerinden görüntüleri
HABER: Ergün AYAZ/KAMERA: Alişan KOYUNCU/GÖLCÜK(Kocaeli), (DHA)

=============

200 Dolar bozdurana bedava köfte veya döner

ORDU\'nun Ünye ilçesinde iki lokanta 200 Dolar bozdurup makbuzu getiren kişilere bedava ekmek içi döner veya köfte vermeye başladı.
Ordu\'nun Ünye ilçesinde Amerika\'ya tepki gösteren karşılıklı iki lokanta 200 Dolar bozdurup makbuzu getiren kişilere bedava ekmek içi döner veya köfte verme kararı aldı. İş yerinin camlarına \'200 Dolar bozdurup getirene ekmek içi döner veya ekmek içi köfte bedava\' yazısı asan iki lokanta uygulamaya başladı.
10 yıldır esnaflık yapan dürüm evi sahibi Fatih Cemallıoğlu, \"ABD\'nin yapmış olduğu bu baskıya karşılık devlet büyüklerimizin yalnız olmadığını, bir ve beraber olduğumuzu göstermek için böyle bir karar aldık. Bunun daha da yayılarak her esnafın uygulamasını istiyorum. Türk Lirası\'nın Dolar karşısında ezilmesi bizim ezilmemiz demektir. Bunun için çok büyük savaş başlatacağız. ABD\'ye karşı devletimizin yanındayız\" dedi.
Köfteci olan Sefa Güler ise Dolar bozdurulmasına destek vermek için bu uygulamayı başlattıklarını belirterek \"Amerika\'nın ülkemize karşı yaptığı ekonomik kısıtlamalar nedeniyle biz de esnaf olarak devletimizin yanında olduğumuzu hiçbir zaman yabancı sermayeye boyun eğmeyeceğimizi göstermek istedik. Karınca misali biz de devletimizin her zaman yanındayız\" diye konuştu.

Görüntü Dökümü:
-----------------------
-Lokantaların dışından detay
-Cama asılan yazı
-Detaylar
-Röportajlar

(SÜRE:2.30 Dk) (BOYUT:462.78 MB)
Haber-Kamera:Mücahit GÜREL/ÜNYE(Ordu), (DHA) 

===================

Sünnet düğününde silahlar susmadı, bir evde yangın çıktı

ELAZIĞ\'da 3 gün önce düzenlenen bir sünnet töreninde onlarca silah patlatılırken, havai fişekler nedeniyle bir evde kısa süreli yangın çıktı. Çatışma sahnelerini andıran sünnet düğünü, amatör kameralarca kaydedildi.

Elazığ\'ın Yurtbaşı Beldesi\'nde bulunan boş bir arazide, üç gün önce düzenlenen sünnet düğününe çok yüzlerce kişi katıldı. Yoğun kalabalığın olduğu düğünün sahipleri ve gelen misafirler, tabancaları ile yüzlerce kez havaya ateş etti. Amatör kameraların kaydettiği ve çatışma sahnelerini andıran sünnet düğününe gelenler, zaman zaman ise hep birlikte havaya ateş etti. Gecenin geç saatlerine kadar süren ve binlerce mermi sıkılan sünnet düğününde şans eseri herhangi bir yaralanma olayı meydana gelmedi. Düğünün sonlarında havai fişek patlatılması nedeniyle bir evde kısa süreli yangın çıkarken, vatandaşlar alevleri kendi imkanları ile söndürdü.

Görüntü Dökümü:
----------------------
- Amatör kameradan silahların sıkılması
- Havai fişek nedeniyle evin alev alması
- Genel ve detay görüntüler

Haber:Erkan BAY/ELAZIĞ,(DHA) 

==============

Rüzgar Enerjisiyle,150 bin konutun elektrik ihtiyacı karşılanacak

KONYA\'da yapımı devam eden rüzgar enerji santrali sayesinde  yıllık150 bin konutun elektrik ihtiyacı karşılanacak. 43 türbininin bulunduğu ve 150 milyon Euro bütçeli enerji santralinin, bu yıl sonunda tamamen faaliyete geçmesi planlanıyor. 
Türkiye\'nin tahıl ambarı olarak bilinen Konya Ovası\'nda, rüzgar enerji santrali kuruluyor. Kenti Ankara\'ya bağlayan karayolunun sağ ve solundaki mera dahi olmayan dağlık alana kurulan santral sayesinde yıllık 150 bin konutun elektrik ihtiyacı karşılanacak. 
150 milyon Euro bütçeyle gerçekleştirilen santralde kullanılan türbinlerin motor kısmı dışındaki tüm parçaları yerli malzemeyle yapılıyor.   
Santral hakkında bilgi veren kurulumu gerçekleştiren Sancak Enerji Hizmetleri Konya Rüzgar Enerji Santrali İşletme Müdürü Fatih Yaman, santralin kurulumuna geçen yıl mayıs ayında başladıklarını belirtti.
43 ADET TÜRBİNLE ELEKTRİK ÜRETİLECEK
Bu yıl sonu tamamlanması planlanan santralin yüzde 50\'lik kısmında elektrik üretilmeye başladığını ifade eden Yaman, şunları söyledi:
\" Santralimizde her biri 3.3 megavat gücünde toplam 43 adet türbin bulunuyor. Türbinlerin en alttan, en üste kadar 167 metre uzunluğa sahiptir. Kanatlarımızın çapı 132 metredir. Kullandığımız türbinler Avrupa ve dünyada kullanılacak ilk türbinlerdir.  Her gül, bir dönüşüyle 13.6 dönümlük bir alanı taramış oluyor. Türbinlerimizin motor kısmı hariç tamamı yerli üründür. İzmir bölgesinde üretilip, TIR\'larla Konya\'ya getirildi.\"
150 MİLYON EURO BÜTÇEYLE YAPILIYOR
Yılda saatte 380 milyon kilovat elektrik üretimi yapılacağını belirten Yaman, \"Yılda 380 milyon kilovat/saat  enerji üretip, yıllık 150 bin konutun ihtiyacı karşılayacak ve Türkiye\'nin en büyük projelerinden bir tanesidir. 150 milyon Euro bütçesi bulunmaktadır. Ürettiğimiz enerjiyi ise Türkiye Elektrik İletim şirketine(TEİAŞ) satışını gerçekleştireceğiz.\" diye konuştu.
Projenin yaklaşık 25 yıllık ömrünün bulunduğunu ifade eden Yaman, \"Bu projenin yaklaşık 25 yıllık ömrü var. 25 yıl sonra türbinleri tekrar değiştirme imkanı olabilir.\" dedi. 
Yaman, santral  yaklaşık 400 bin metrekarelik bir alanı kapsadığını; ancak bu alanın sadece türbinlerin kurulduğu 8 ila 10 bin metrekarelik alanın kullanıldığını söyledi. 
DOĞAYA ZARAR VERMİYOR 
Rüzgarın en verimli olduğu bölge olmasından dolayı bu bölgenin seçildiğini belirten Yaman, doğaya da zarar vermediğini, aksine koruduğunu belirtti.
Yaman, şöyle konuştu:
\"Santralimizin kurulduğu alan dağlık bir bölge ve rüzgarın verimli olduğu bir yerdir. Burası ne tarım arazisine, ne de hayvanların otlatılması için mera olarak kullanılabilecek alandır. Yıllardır boş bir arazi olarak kullanılan yeri biz değerlendirmiş oluyoruz.  Çevre ve gürültü kirliliği yok.  Tam tersi doğaya katkımız var. Bu alanı kameralarla izliyoruz. Böylelikle burada avcılığı önleyerek, yaban hayatı koruyoruz.\"
Yaman, kurulum aşamasında oldukları için 100\'ü yurt dışından olmak üzere dönemsel olarak 300 ila 350 kişinin istihdam edildiğini, santral kurulduktan sonra da bu sayının 50\'ye kadar düşeceğini sözlerine ekledi.

Görüntü Dökümü 
-----------------
- Türibinlerden drone ile detay
- Türibinlerden detay
- Santralden detay
- Röp. 
- Genel ve detay
Haber- Kamera: İsmail AKKAYA- Hasan DÖNMEZ KONYA (DHA)

===============================

Kırklareli\'nde özel idaresi vidanjörü atıkları dereye bıraktı

KIRKLARELİ\'nin Demirköy İlçesinde, resmi plakalı Özel İdare\'ye ait bir vidanjör kanalizasyon atıklarını Mutlu deresi boşaltırken çevreciler tarafından görüntülendi. Dereye vidanjörün 8 kez atık bıraktığı iddia edilirken, Kırklareli Valisi Osman Bilgin, olayla ilgili soruşturma başlatıldığını söyledi.Demirköy ilçesindeki Balaban Köyü mevkiinde hayvancılık yapılan Mutlu deresine Kırklareli Özel İdaresi\'ne ait resmi plakalı bir vidanjörden kanalizasyon atıkları bırakıldı. Bölgede hayvancılık yapan kişiler tarafından cep telefonuyla görüntülenen bu anlar kısa sürede sosyal medyada büyük tepkilere neden oldu. Dere üzerinde hayvancılık yapıldığı ve insan sağlığı içinde büyük zarar olduğunu kaydeden çevreci dernekler duruma tepki gösterdi. Vidanjörün dereye atık bıraktığı videolar kısa sürede yayıldı.Videoların birinde köy sakini dereye bırakılan atıkları göstererek, \"Böyle bir şey olmaz. Adaletsizlik, bakın pisliğe. Bu dereye insanlar bunu nasıl yapar? Bu atılar bu dereye getirip dökülmez. Bunu buraya döken adama, bu aklı kim verdi\" dedi.
VALİLİK SORUŞTURMA BAŞLATTI
Kırklareli Valisi Osman Bilgin, İl Özel İdaresi\'ne ait vidanjörün dereye atık bırakmasıyla ilgili soruşturma başlatıldığını söyledi. Vali Bilgin, doğanın kirletilmesine müsaade etmeyeceklerini belirterek, \"Dupnisa Mağarası\'na foseptik yapmamızdaki amaç, dereyi kirletmemek. Kamu görevlisi olarak böyle bir talimat vermemize rağmen gidip ilgili kişinin foseptikten atıkları çekip dereye akıtması açık bir suçtur. Devletin parası da israf edilmektedir. Böyle bir şey olamaz. Çevreye zarar vermek açıkça budur. İlgili kişi hakkında soruşturma başlatıldı\" dedi.

Görüntü Dökümü:
-----------------------
-Özel İdare\'ye ait vidanjörün dereye atık bırakması
-Atıkların bırakıldığı dere
-Köylünün duruma göstermesi
-Dereden görüntüler
-Genel görüntüler

Haber-Kamera:KIRKLARELİ,(DHA)-

=============================

Sünnet düğününde silahlar susmadı, bir evde yangın çıktı

ELAZIĞ\'da 3 gün önce düzenlenen bir sünnet töreninde onlarca silah patlatılırken, havai fişekler nedeniyle bir evde kısa süreli yangın çıktı. Çatışma sahnelerini andıran sünnet düğünü, amatör kameralarca kaydedildi.
Elazığ\'ın Yurtbaşı Beldesi\'nde bulunan boş bir arazide, üç gün önce düzenlenen sünnet düğününe çok yüzlerce kişi katıldı. Yoğun kalabalığın olduğu düğünün sahipleri ve gelen misafirler, tabancaları ile yüzlerce kez havaya ateş etti. Amatör kameraların kaydettiği ve çatışma sahnelerini andıran sünnet düğününe gelenler, zaman zaman ise hep birlikte havaya ateş etti. Gecenin geç saatlerine kadar süren ve binlerce mermi sıkılan sünnet düğününde şans eseri herhangi bir yaralanma olayı meydana gelmedi. Düğünün sonlarında havai fişek patlatılması nedeniyle bir evde kısa süreli yangın çıkarken, vatandaşlar alevleri kendi imkanları ile söndürdü.

Görüntü Dökümü:
----------------------
- Amatör kameradan silahların sıkılması
- Havai fişek nedeniyle evin alev alması
- Genel ve detay görüntüler

Haber:Erkan BAY/ELAZIĞ,(DHA) -

======================

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir