Gündem

DHA YURT BÜLTENİ- 4

FETÖ'nün 5 ilden sorumlu bölge imamı Yunanistan'a kaçarken yakalandı Samsun'da FETÖ/PDY soruşturması kapsamında aranan Samsun, Çorum, Amasya, Tokat ve Sinop illerinin bölge sorumlusu 'Fatih' kod adlı Murat Elmas, Marmaris’ten Yunanistan'a kaçmak isterken

09 Nisan 2018 14:04

FETÖ\'nün 5 ilden sorumlu bölge imamı Yunanistan\'a kaçarken yakalandı

Samsun\'da FETÖ/PDY soruşturması kapsamında aranan Samsun, Çorum, Amasya, Tokat ve Sinop illerinin bölge sorumlusu \'Fatih\' kod adlı Murat Elmas, Marmaris’ten Yunanistan\'a kaçmak isterken yakalandı. Şüpheli bugün sorgulanmak üzere Samsun\'a getirildi.
Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı\'nca FETÖ/PDY soruşturması kapsamında aranan örgütün Samsun, Çorum, Amasya, Tokat ve Sinop illerinin bölge imamı \'bylock\' kullanıcısı FETÖ\'nün okullarında görev yapan ihraç din kültürü öğretmeni Murat Elmas(46), Samsun İl Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından Muğla\'nın Marmaris ilçesinde tespit edildi. Samsun İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şube Müdürlüğü bilgisi ve Marmaris Kaçakçılık ve Organize Suçlar Grup Amirliğinin takip ettiği şüpheli Yunanistan bayraklı yatla ilçeden kaçmak isterken polis tarafından düzenlenen operasyonla gözaltına alındı. Samsun KOM ekiplerinin \'Bylock\' içerikleri incelemesinde tespit edilen şüpheli Sahte kimlik ve bilgisayarlarla yakalandı. 3 ayrı hattında da \'Bylock\' kullandığı ve 2015 yılında bölge sorumlusu olarak atandığı öğrenilen şüpheli ile birlikte 4 kişi daha Marmaris\'te gözaltına alındı. Şüpheli Murat Elmas, Marmaris\'te ki işlemlerinin ardından bugün sorgulanmak üzere Samsun Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şube Müdürlüğü\'ne getirildi. Şüphelinin yapılan operasyonla örgütün Samsun yapılanmasının çözülmüş olduğu öğrenildi.

Görüntü dökümü:
-----------------------
-Polis otosunun gelişi
-Şüphelinin polis otosundan inişi, yürümesi ve emniyete girişi
-Emniyetten detay
-Operasyon yapılan Yunanistan bayraklı yatın görüntüsü (Cep telefonu)

(Süre: 01.27 dk) - (Boyut: 164.78 mb)
Haber-Kamera: Hakan AKGÜN/SAMSUN, (DHA)

================================================

İnşaat işçisinin tehlikeli yürüyüşü

Adana\'da yapımı devam eden bir bina inşaatının çatısında çalışan işçilerin güvenlik önlemi anlamadan çalışması görenleri hayrete düşürdü.
Merkez Seyhan ilçesi Yenibaraj Mahallesi\'nde yapımı devam eden bir apartman inşaatında çalışan işçilerden bazıları güvenlik önlemi almadan çalışarak hayatlarını tehlikeye attı.

AKROBAT GİBİ YÜRÜDÜ
Çevresindeki binalardan yüksek olan inşaatın tepesinde çalışan işçilerden biri, tahta iskelenin üzerinde akrobat gibi yürüdü. İşçileri gören vatandaşlar büyük şaşkınlık yaşadı. Ellerindeki keser ve çekiçlerle onlarca metre yüksekle güvenlik önlemi almadan çalışan işçiler, olası tehlikelere davetiye çıkarttı.

Görüntü Dökümü
------------------------
- İnşaatın tepesinde çalışan işçilerden görüntüler 

SÜRE:45\" BOYUT:46,0MB
Haber-Kamera:Akif ÖZDEMİR/ ADANA, (DHA)

===============================================

Burdur\'da ev yangını

Burdur\'da evinde yangın çıkan görme engelli Gülşan Tosun (72) son anda çıkarak alevlerden kurtuldu.
Karasenir Mahallesi Takka Sokak\'taki evde, ocakta unutulan yemek nedeniyle yangın çıktı. Evde oturan görme engelli Gülşan Tosun yangını fark ederek kendi imkanlarıyla dışarı çıktı ve komşulardan yardım istedi. İhbar üzerine olay yerine gelen Burdur Belediyesi\'ne bağlı itfaiye ekipleri evi saran alevleri müdahale ederek, söndürdü. Yangın sonucu ev kullanılamaz hale geldi.
Gülşan Tosun\'un oğlu Özcan Tosun (46), \"İşteydim. Ağabeyim ocağa yemek koyarak dışarı gitmiş. Annemin gözleri görmüyor. Bir anda alev almış\" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
------------------------------
- Evden çıkan dumanlar
- İtfaiyecilerin söndürme çalışmaları
- Özcan Tosun\'la röportaj
- Gülşan Tosun\'un itfaiye çavuşuna olayı anlatması
- Detay

211 MB /// 03.37\"
HABER- KAMERA: Mesut MADAN/BURDUR, (DHA)

===============================================

\'Kabus köy\'ün erkekleri, \'mavi\' kimliklerini istiyor
 
Diyarbakır ile Şanlıurfa arasındaki köyde, sayıları 15 olarak bilinen \'kadın\' kimlikli erkeklerin hikayesi yürek burktu. Cinsel organlarının içe kapalı halde olmasına bağlı olarak kız çocuğu olarak kayıtlara geçen, \'pembe\' kimlik verilen; ancak ergenlik çağında erkek görünümü kazanan bu kişiler, yardım bekliyor.

Cinsel gelişim bozukluğu olanlar, Diyarbakır ile Şanlıurfa arasında yaşadıkları yeri \'kabus köy\' olarak değerlendiriyor. Maddi imkanı olanlar, ameliyatla erkek olup, bunu kurul raporuyla resmileştirirken, \'pembe\' kimlikle yaşamak zorunda kalan erkekler ise büyük sıkıntılarla karşılaştıklarını söyledi. Aileler ve köyün önde gelenleri, bu durumun 60 yıldır devam ettiğini belirtti. 80 yaşında olup, bu sorunu yaşayanlar dahi olduğunu ileri süren aileler, çocuklarının evlenemediğini, nüfusa \'kadın\' olarak kaydedildikleri için askere bile gidemediğini söyledi.En büyük sorunlarının polis ve jandarma arama noktaları olduğunu belirten aileler, bu rahatsızlığın aynı aileden 4- 5 kişide çıkabildiğini söyledi. Ailelerin, cinsel gelişim bozukluğunu ergenliğe kadar fark etmedikleri, kas gelişimiyle çocuklarının yüzlerinde sakal çıkması üzerine doktora başvurdukları belirtildi.

\'KADIN KİMLİĞİ OLMASI SEBEBİYLE SIKINTI YAŞADI\'
Köyde yaşayan 11 çocuk babası S.K., doğduğunda kız ismi verdikleri çocuklarının 10 yıl sonra doktora götürünce, erkek olduğunu öğrendiklerini söyledi. Oğlunu ameliyat için İstanbul\'a götürdüğünü anlatan S.K., \"Aradan 5- 6 ay geçti, tekrar ameliyat oldu. İmkanımız yok. Okulu bıraktı. 3 ameliyat geçirdi. İsmi halen kimlikte kız ismi olarak geçiyor. Biz ismini A., koyduk. Mahkeme olacak. Ne zaman kimliği değiştirecek, bilmiyorum. 18 yaşına gelince kendisi mahkemeye verecek. Mahkeme, ne sonuç verirse onu bekleyeceğiz. İstanbul\'da çalışırken, polis kontrolünde kimliğini gösterince, kendisinin erkek olduğu; ancak kimliğinin kadın olması sebebiyle sıkıntı yaşadı. O da önce kız kimliği verdiklerinden dolayı şimdi ameliyat olduğunu ve aslında erkek olduğunu söylemiş. O sıkıntıyı çekiyoruz. Aynı hastalıktan yaklaşık bu köyde 13-14 kişi var. Kimi ameliyat oluyor kimi olamıyor\" diye konuştu. Anne Z.K. ise 3 kez ameliyat olan çocuğu için çok çile çektiğini dile getirerek, \"Ameliyat sonrasında iş bulamadı. Gücümüz de yok. \'Anne ben ağır işleri yapamıyorum\' dedi. Okulu bıraktı, arkadaşları da onunla dalga geçiyordu. Hastadır ve yardım bekliyoruz çocuğum için\" dedi.

\'POLİS, DALGA MI GEÇİYORSUN, DİYOR\'
Pembe kimlik taşıyan ve kimlikteki ismi R.İ. olan M.A.İ. ise erkek olmak için ameliyat geçirdiğini belirterek, şunları söyledi:\"Hastanelere başvurdum; ama gidiyorum, hastane, masraflarımı devlet karşılamıyor. Ücretli gidip, geliyorumİ imkanım yok. Ailemin maddi durumu kötü. Ben 7- 8 yaşlarında fark ettim böyle hastalığımın olduğunu. Doktorlar, tam olarak bir şey demiyor. Araştırıyorlar, ameliyat oldum. Amcam, kardeşim, kuzenim ve ben toplam 4 kişiyiz aynı aileden. Çocukken dalga geçiyorlardı. İnanmıyorlardı böyle bir hastalık olduğuna. İnsan bazen üzülüyor. Ameliyat oldum. Evlenmek istersem kız verirler mi, vermezler mi; onu bilmiyorum. Tanıdığım birkaç kişi bu hastalık sonrası geçirdikleri ameliyatların ardından evlendi; ama burada maalesef evlenen daha yok. Mahkemeye başvurdum. Doktorlar dosyamı verecek, ameliyat olduğuma dair. O dosyayı mahkemeye götüreceğim ve avukat tutacağım; ama bunun da masrafı var. Tek istediğim, doğru dürüst bir kimliğim olsun. İnanmıyorlar bana. Kimlik gösterdiğim zaman polis, bana \'Dalga mı geçiyorsun?\' diyor. Bir türlü inandıramıyorum. Görünüşte erkek görünüyorum; ama nüfusta kadın kaydetmişler\" diye konuştu.

\'CİNSEL GELİŞİM BOZUKLUĞU OLARAK ADLANDIRILIYOR\'
Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim Araştırma Hastanesi Çocuk Endokrin Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Nuri Özbek, köydeki bu kişilerde görülen durumun, \'cinsel gelişim bozukluğu\' denilen hastalık olduğunu, genetik ya da hormonal nedenlerle meydana geldiğini, cinsiyete bağlı dış görünüşün gelişmemesiyle ilgili bir sorun olduğunu söyledi. Doç. Dr. Özbek, şöyle konuştu:\"Çok çeşitli hastalıklar yapıyor. Bahsettiğimiz olgulardaki hastalıkta, normalde genetik olarak erkek olan bir çocukta cinsel durumu oluşturan hormondaki yetersizlik sonucu çocuklar doğduğunda yetersiz erkek görünümüyle doğar. Genellikle de yanlışlıkla kız olarak tanımlanır. Yanlışlıkla da kız cinsel kimlik çıkarılır. Onun için de büyük sıkıntı yaşarlar. Aslında genetik olarak erkektirler. İç tarafları erkektir, yumurtalıkları vardır. Belli bir yaşa geldikten sonra da zaten kendini erkek gibi hissederler. Bunların testosteronun da eksiklik yok. Sadece testosterondan sonraki basamakta sıkıntı olduğu için dış görünüm tam erkek görünümüne ulaşıyor. \'5-alfa redüktaz\' eksikliği olarak tanımlanıyor. Yani cinsel gelişim bozukluğu olarak adlandırılıyor. Genetik hastalık olduğu için akraba evliliği bunlar için bozuk geni taşıyan kişilerin birlikte evlenmesi sıklığı artırıyor. Aslında çok da sık görülen hastalık grubu değildir. Akraba evliliği bizim bölgemizde yüksek, yüzde 42- 43 civarında akraba evliliği var. Batı\'da yüzde 17 ile 20 arasında akraba evliliği sıklığı var. O nedenle bu hastalıklar bizim toplumumuzda genelde Batı\'ya oranla 2 katıdır. Bir çocuğa kimlik çıkarmadan önce gerçekten o çocuğun cinsel durumunu netleşmesi lazım. Belirsizlik olan durumda tam bir kız ya da erkek gibi tanımlanmayacak durumda mutlaka çocuğun genetik ve endokrin durumu göz önüne alınarak, kimliğin ondan sonra çıkarılması gerekiyor. Baştan yanlış kimlik, onun ömür boyunca sıkıntı yaşamasına neden oluyor. İlk muayene eden kadın doğum ve çocuk uzmanı arkadaşlar herhangi belirsizlik durumunda mutlaka önce değerlendirme yapmalıdır daha sonra ise kimlik çıkarılması konusunda aileyi uyarması lazım.\"


Görüntü Dökümü:
--------------------------
-Köyden görüntüler
-Köydeki evlerden görüntü
-Heyet raporu
-Magdur kimliği ve fotoğrafı
-Magdur ailenin evinden ve ailesinden görüntü
-Aileler ile magdurla röportaj
-Uzman görüşü
-Genel ve detay

Haber-Kamera: Burak EMEK/DİYARBAKIR,(DHA)

===============================================

Liseli Dilber\'in umutla beklediği haber geldi

Antalya\'nın Gazipaşa ilçesinde, \'kortikal displazi\' adlı beyin hastalığı teşhisi konulan ve sürekli bayılma nöbeti geçiren lise öğrencisi Dilber Utku\'nun (15), kendisini sağlığına kavuşturacağına inandığı ameliyat için beklediği mutlu haber geldi. Geçen yıl Gazi Üniversitesi Hastanesi\'nde ameliyat için sıra verilen Dilber Utku ve ailesi Ankara\'ya davet edildi.
Merkez Pazarcı Mahallesi\'nde oturan işçi Davut Utku\'nun (40) 3 çocuğundan büyüğü Dilber Utku, bir süre önce rahatsızlandı. Çeşitli hastanelere götürülen Utku\'ya en son özel hastanede, doğuştan \'kortikal displazi\' (Beyin korteksindeki nöronların anormal erken gelişimi sonucu ortaya çıkan bir beyin hastalığı) teşhisi konuldu. Hastanede çocuklarının en az iki kez ameliyat edilmesi gerektiği, gerekirse üçüncünün de yapılabileceği söylenen aileden ameliyat başına 30 bin TL istendi. Maddi gücü yeterli olmayan aile, kızlarını ameliyat ettiremedi.
ANKARA\'DAN MUTLU HABER
Dilber Utku için çare arayan ailesi, geçen yıl Ankara\'daki Gazi Üniversitesi Hastanesi\'ne başvurdu. Burada yapılan tetkiklerin ardından aileye, Utku\'nun ameliyat için sıraya alındığı ve sıra geldiğinde kendilerine haber verileceği söylendi. Bunun üzerine Gazipaşa\'ya dönen Utku ailesi, ameliyat için gelecek haberi beklemeye başladı. Hastalığı nedeniyle sık sık bayılma nöbeti geçiren ve okulda da bu durumu tekrar eden lise 1\'inci sınıf öğrencisi Dilber Utku ve ailesinin umutla beklediği haber geldi. Gazi Üniversitesi Hastanesi\'nden telefonla aranan Dilber Utku ve ailesi dün akşam Ankara\'ya gitti. Gelen telefon üzerine umutlanan Dilber Utku, ihtiyaç malzemelerini çantasına koyarak hazırlıklarını tamamladı. Dilber Utku, ailesiyle birlikte Ankara\'ya gideceklerini belirterek, sağlığına kavuşacağı için çok mutlu olduğunu söyledi.
\'SEVİNÇ İÇERİSİNDE BAVULUMUZU HAZIRLADIK\'
Baba Davut Utku, Gazi Üniversitesi\'nden gelen telefonla kızı Dilber\'in hastaneye davet edildiğini ve yatış işlemi yapılıp yeniden muayene edileceğinin belirtildiğini anlattı. Davut Utku, \"Kızımın sevindirici haberini aldık. Gazi Üniversitesi doktorlarımız aradı. \'Çocuğa tekrar bakıp gerekli tetkikleri yapalım\' denildi. Bizler de sevinç içerisinde bavulumuzu hazırladık, yola çıkıyoruz. Gazi Üniversitesi\'ne, doktorlarımıza teşekkür ediyorum\" dedi.
\'GÜZEL GÜNLERİMİZE DÖNECEĞİMİZİ UMUT EDİYORUZ\'
Anne Dilek Utku (40) da \"Dilber\'in Ankara\'dan sevindirici haberi geldi. Çok mutluyum. Kızımın Ankara\'daki tedavilerine tekrar başlanıp iyi bir süreç geçireceğiz. Doktorlara çok teşekkür ediyorum. Çok mutluyuz. Kızımla birlikte Gazi Üniversitesi\'ne gidip tedavi sürecimizi başlatıp yeniden hayata, yeniden mutlu günlerimize, yeniden güzel günlerimize döneceğimizi umut ediyoruz\" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
------------------------------
- Dilber Utku\'nun valizini hazırlaması
- Dilber\'in ailesiyle birlikte evden çıkışı
- Dilber\'in ailesiyle otomobile binişi
- Otomobilin ayrılışı
- Genel ve detay görüntüler
- Röp 1: Dilber Utku
- Röp 2: Baba Davut Utku
- Röp 3: Anne Dilek Utku 

309 MB /// 02.47\"
HABER- KAMERA: Yücel BULUT/GAZİPAŞA (Antalya), (DHA) 

==================================================

Deniz ve spor hayata bağladı

Antalya\'da emekli astsubay İlyas Çetinyürek (78), 10 yıl önce yakalandığı prostat kanseri hastalığının gelişimini, 12 ay denize girip düzenli sporla durdurdu.
Antalya\'da yıllar önce bir araya gelen ve kendilerine \'Sağlıklı Yaşam\' grubu adını veren arkadaş grubu, yılın 365 günü sahilde buluşuyor. Soğuk kış günleri dahil her gün denize girenler arasında farklı nedenlerle ameliyat geçiren, kanser hastalığıyla mücadele edenler de bulunuyor. Yaşları 65 ile 80 arasında değişen grup üyeleri, denize giriyor, sosyal faaliyetlerde bulunuyor, stressiz bir hayat yaşıyor. Grubun içinde 10 yıl önce prostat kanseri teşhisi konulan, deniz sevdası ve sporla hastalığını durduran emekli astsubay İlyas Çetinyürek de bulunuyor. Kanserle mücadelesinin 10 yıl önceye dayandığını anlatan İlyas Çetinyürek, doktorlarının tavsiyesini harfiyen dinlediğini belirterek, şöyle konuştu:\"Sporu ve stressiz hayatı yaşam standardım yaptım. 365 gün denize giriyorum. Devamlı hareket ederek kan dolaşımımı hızlı tutuyorum. Arkadaş grubumun bana çok faydası oluyor, sohbet ederek zaman geçiriyoruz. Stres, spor ve hoş zaman bana faydalı oldu. Spor yapmam kanserin gelişimini durdurdu. Erken teşhis çok önemli. Gıdalara dikkat etmek, stres ve spor kanserle mücadelede önemli unsurlar. Arkadaş grubum beni hayata bağlıyor. Hastalığımı düşünmüyorum, aslında düşünecek zamanım pek kalmıyor. İki kızım ve eşimle birlikte güzel zaman geçiriyorum. Bana büyük destek oluyorlar. Birçok arkadaş benden yardım istiyor. Onlara ilk söylediğim, doktorlarının söylediğini harfiyen uygulamaları. Ne yapmaktan zevk alıyorlarsa onu yapsınlar.\"
\'KÜLLERİMDEN DOĞDUM, YENİDEN ADAM OLDUM\'
Memur emeklisi Şükrü Arslaner (67) de imkansız denileni başaran grup üyelerinden biri. Geçirdiği kazanın ardından ameliyatla iki omuru alınan ve kalça kemiğine protez takılan Arslaner, \"Küllerimden doğdum, yeniden adam oldum\" dedi. Ameliyatın ardından doktorunun \'Yaşaman mucize, yürüyüp yürüyemeyeceğini zaman gösterecek\' sözü üzerine zoru başardığını anlatan Arslaner, \"Her gün sahile bastonla geliyorum. Ben yaşamımı denize borçluyum. 2003 yılında ameliyat oldum. İki omurum yok, kalçam takma. Hayatımı yürüyüş ve spora borçluyum. Doktorlar benim için yaşayamaz dedi. Ben kendi beynimde işi bitirdim. Her gün yüze yüze, inatla küllerimden kendimi adam ettim\" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
- Yaşlıların plaja doğru yürümesi
- Yaşlıların  denize girişi 
- Yaşlılardan detay görüntüler
- Röp: İlyas Çetinyürek
- Detay görüntüler
- Röp: Şükrü Arslaner (Arkadaşı)
- Denize girenlerden detay
- Drone görnütüsü

538 MB /// 5.00\'\'
Haber:İbrahim LALELİ Kamera:Emrah GÜL/ANTALYA-DHA)

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir