28 Kasım 2018 13:15
DHA YURT BÜLTENİ 3
EDİRNE\'DE SAĞANAK, SU BASKINLARINA NEDEN OLDU, YOLLAR KAPANDI
EDİRNE\'de dün akşam saatlerinde başlayan gece saatlerinde etkisini artıran sağanak yağış, su baskınlarına neden olurken, Edirne-Kırklareli, Edirne-Havsa karayolunda ulaşım güçlükle sağlanıyor. Caddelerin suyla kapandığı kentte bazı araçlar mahsur kaldı.
Edirne\'de dün akşam saatlerinde Balkanlar üzerinden gelen yağışlı havanın etkisine girdi. Meteorolojinin kuvvetli yağış uyarısı yaptığı kentte, gece boyunca etkili olan ve giderek şiddetini artıran sağanak yağış, hayatı olumsuz yönde etkiledi. Edirne Belediyesi ekipleri İlhami Ertem, Sadık Ahmet ve İstasyon Caddesi\'nin de aralarında olduğu 6 caddeyi aşırı su birikmesi nedeniyle trafiğe kapattı. İtfaiye ekipleri de kapalı caddelerde denetim yaparak, su baskınlarına karşı önlemler aldı. Gece özel bir hastanenin acil servis bölümünün sular altında kaldığı kentte, bazı bodrum katı evler de sular altında kaldı.
Aşırı yağmurun etkileri sabah saatlerinde etkisini ortaya çıkardı. Edirne\'den Kırklareli ve Havsa ilçesine giden karayolu suyla kaplanması nedeniyle bir çok araç mahsur kaldı. Bir süre trafiğe kapanan karayollarında ulaşım sabah saatlerinde güçlükle sağlandı. Ekipler, suyla kapanan karayollarını açmak için çalışmalarını sürdürüyor.
Görüntü Dökümü
---------------------------------------
Suyla kapanan karayolları
Suda mahsur kalan araçlar
Kapanan yollar ve araçlar
Ekiplerin çalışmaları
Detaylar
Haber-Kamera: Engin ÖZMEN-Ali Can ZERAY/EDİRNE,(DHA)-
====================
Hasat edilen üzümleri, ahşap ambarlarda saklıyorlar
ARTVİN\'in Sakalar köyünde çiftçiler, üzüm hasadını gerçekleştirdi. Köylüler, hasat ettikleri üzümleri asırlık ahşap ambarlara doldurdu. Geleneksel yöre mimarisi özelliğine sahip ambarlar sayesinde üzümler aylarca çürümeden saklanıyor.
Artvin\'in 55 haneli Sakalar köyünde çiftçiler, yaz döneminde 600 dönüm araziye diktikleri yaklaşık 40 ton üzümün hasadını gerçekleştirdi. Köylüler, hasat ettikleri üzümleri asırlık ahşap ambarlara doldurdu. Geleneksel yöre mimarisi özelliğine sahip birbirine geçmeli dizayn edilen ve havayla teması kesilen ahşap ambarlar sayesinde üzümler aylarca çürümeden saklanıyor. Köylüler, üzümlerinin yanı sıra gıda maddelerini de ahşap ambarlarda muhafaza ediyor.
Artvin Tarım ve Orman Müdürü Dursun Okur, 650 rakımlı Sakalar köyünün meyvecilik açısından çok büyük önem arz ettiğini belirterek köyün mikro kilima iklimine sahip olduğunu söyledi. Okur, \"Yaklaşık 600 dönümlük arazide çok kaliteli üzüm çeşitleri yetişebiliyor. Üzümlerimiz doğal ortamda gibi bir kimyasal muamele görmeden muhafaza ediliyor ve pazarda yerini alıyor. Artvin konumu itibariyle organik bir vilayet, sadece tescili yok. Çünkü burada kimyasal gübre yok denecek kadar az. Organik tarım anlamında ürün desteğimiz artırmaya çalışıyoruz. Ahşap ambarlar ilimizdeki organik tarım anlamında önemli yer alıyor. Sadece ürünü tarlada organik olarak yetiştirmek değil, doğal ortamda saklamak da önemli. Doğal ortamda saklandığı için pazarda hak ettiği değeri buluyor\" dedi.
\'DOĞAL, KALİTELİ ÜZÜM OLUR\'
Sakalar Köyü Muhtarı Rıfat Alkan da köyün tamamının tarım ve hayvancılıkla uğraştığını belirterek, \"Üzüm güzel bir meyve ama çok emeği var. İlkbaharda başlarız budarız, bağlarız, düğümleriz, sulamasını yaparız. Yılda 40 ton üzüm çıkar. Fakat organik doğal kaliteli üzüm olur. Kış aylarında ambarlarımızda doğal ortamda saklandığı için kilosu 30 lirayı bulur\" diye konuştu.
İdris Top ise,öAtalarımız, dedelerimizden gördüğümüz ahşap ambarlar sayesinde üzümlerimiz hiç bozulmadan en az 6 ay saklayabiliyoruz. Ambarlarda sakladığımız üzümlerimizin alıcılar çok, pazarda çok ilgi görüyor. Özelikle Bursa’dan İstanbul’dan, Ankara’dan arayıp isteyenler oluyor\" ifadelerini kullandı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
Üzüm görüntüleri
Ambar görüntüleri
Konuşmalar
Köyden görüntüler
Detaylar
Haber - Kamera: Adem GÜNGÖR/ARTVİN, (DHA)
=======================
Kuma intiharı davasında ceza artırım gerekçesi: Kadınlık onuru zedelendi
Hümeyra PARDELİ/ERZURUM, (DHA)- ERZURUM\'da, üzerine kuma getirince eşi Netice Barçın (28) intihar eden Kamil Barçın\'a (35), \'eziyet\' suçundan yargılandığı davada verilen 4 yıl 2 ay hapis cezası, Yargıtay tarafından bozuldu. Yeniden yapılan yargılamada Barçın\'ın cezası 12,5 yıla çıkarıldı. Koca hakkında yakalama kararı çıkaran mahkeme gerekçeli kararda, \'Netice Barçın\'ın ikinci bir kadınla aynı evde yaşamaya zorlanması nedeniyle kadınlık onurunun zedelendiği, yaşama sevincini kaybettiği ve deyim yerindeyse ölümü bir kurtuluş olarak görüp intihar ettiği\' belirtildi. Bir kadın için en büyük eziyetin, başka bir kadınla yaşamaya zorlamak olduğuna vurgu yapılan kararda, olayın vehameti ve herkes için yürek acıtıcı bir sonuç doğurması göz önüne alınarak, cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak verildiği kaydedildi.
2 çocuk annesi Netice Barçın, eşi üzerine kuma getirince bunalıma girdi. 3 Haziran 2012 tarihinde de merkez Palandöken ilçesine bağlı Abdurrahman Gazi Mahallesi\'ndeki apartmanın 4\'üncü katındaki evlerinden atlayarak, yaşamına son verdi. Kızının ölümünden damadı Kamil Barçın ve kuma olarak gelen Esengül N.\'yi sorumlu tutan baba Necati Kayık, savcılığa başvurdu. Erzurum 4\'üncü Asliye Ceza Mahkemesi\'nde Kamil Barçın ve Esengül N. hakkında dava açıldı. 25 Aralık 2014\'te görülen karar duruşmasında koca, \'kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma\' suçundan yasal unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle beraat ederken, \'eziyet\' suçundan 4 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırıldı. Esengül N. de \'basit kasten yaralama\' suçundan beraat etti. Netice Barçın\'ın ailesinin avukatı ile davaya müdahil olan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı\'nın avukatının kararı temyiz etmesi üzerine dosya, Yargıtay 8\'inci Ceza Dairesi\'nde incelendi. 8\'inci Ceza Dairesi, Esengül N.\'ye verilen \'beraat\' kararını yerinde bulup onarken, Kamil Barçın\'a verilen ceza ise bozuldu.
YENİDEN YARGILANDI 12,5 YIL CEZA ALDI
Bozma kararı üzerine yargılama yeniden yapıldı. Kamil Barçın, 9 Kasım günü görülen duruşmada \'kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma\' suçundan önce 4 yıl hapis cezasına mahkûm edildi. Suçun eşe karşı işlenmesi nedeniyle ceza, 8 yıla çıkarıldı. \'İyi hal\' indimi uygulayan mahkeme heyeti, Barçın\'ı 6 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırdı. \'Eziyet\' suçundan üst sınırdan olmak üzere 7 yıl hapis cezası alan Kamil Barçın\'a, \'iyi hal\' indirimi ile 5 yıl 10 ay hapis cezası verildi. Toplam 12 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan Kamil Barçın hakkında, kaçma şüphesi nedeniyle tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarıldı.
\'YAŞAMA SEVİNCİNİ KAYBETTİ\'
Erzurum 4\'üncü Asliye Ceza Mahkemesi\'nce hazırlanan gerekçeli kararda, Barçın çiftinin 2001 yılında evlendiği ve iki çocuklarının olduğu anlatıldı. Olay tarihinden önce Netice Barçın\'ın eşi ile Esengül N.\'nin gönül ilişkisini öğrendiğine değinilen gerekçeli kararda, yaşananlar şöyle ifade edildi:
\"İntihar olayından iki ay kadar önce de sanığın gayri resmi nikâhlı birlikte yaşadığı Esengül N.\'nin vefat eden Netice Barçın\'la birlikte yaşadığı eve getirip intihar olayının gerçekleştiği tarihe kadar aynı evde yaşadıkları, hiç bir kadının kabul edemeyeceği gibi vefat eden Netice Barçın\'ın da bu olayı kabullenmek istemediği ancak eşinin kendisine karşı eziyet oluşturacak darp, tehdit ve benzeri davranışlar nedeniyle birlikte yaşamaya katlanmak zorunda kaldığı, vefat edenin yaşanılan bu sürece son verip evden ayrılmak istediği zaman ise sanık tarafından engellendiği ve sanığın vefat eden Netice Barçın\'ı ailesi ile görüştürmediği, Netice Barçın\'ın da ailesiyle gizli görüşmek zorunda kalıp yaşadığı eziyeti, sıkıntıyı anlattığı, bu yönüyle vefat eden Netice Barçın\'ın ikinci bir kadınla evde yaşamaya zorlanmasından, olay tarihine kadar içinde bulunduğu psikolojik durum, kadınlık onurunun zedelenmesi sonucu yaşama sevincini kaybettiği ve deyim yerindeyse ölümü bir kurtuluş olarak görmeye başladığı ve olay günü sanıkla aralarında yaşanan tartışmanın ve kavganın daha sonrasında evden ayrılmak istemesine rağmen sanık tarafından zorla kollarından tutularak tekrar eve götürülüp darp edilmesi olayının bardağı taşıran son damla olduğu ve sanığın neden olduğu bu zincirlemeli olaylar sonucunda vefat edenin son çare olarak ölümü seçip, camdan atlayarak intihar ettiği, vicdani kanaat ile sabittir.\"
KADIN İÇİN EN BÜYÜK EZİYET BAŞKA BİR KADINLA YAŞAMAYA ZORLAMAK\'
Kararda \'eziyet\' ve \'kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma\' suçlarından alt sınırdan uzaklaşılarak ceza verilmesinin gerekçesi de şöyle ifade edildi;
\"Yaşanılan süreçte sanığın bir kadın için en büyük eziyet olacak, onu bir başka kadın ile yaşamaya zorlamak ve ayrıca bu süreç içerisindeki kötü muamele oluşturacak davranışları bir bütün halinde eziyet suçunu oluşturup, sanığın suçu sabit görüldüğünden Yargıtay bozma ilamında da belirtilen gerekçeler göz önüne alınarak, sanığın takdiren alt sınır üstünden cezalandırılmasına karar vermek gerekmiştir. Her ne kadar daha önceki hükümde sanığın hürriyeti yoksun bırakmak suçundan beraatına karar verilmişse de, Yargıtay bozma ilamında da belirtildiği üzere olay günü vefat edenin evi terk etmek amacıyla evden ayrılıp binanın apartman merdiven boşluğunda sanığın yakaladığı, zorla içeriye götürüp evde darp ettiği, bu yönüyle evden ayrılma özgürlüğünün başka bir deyimle hürriyetinden yoksun bırakma eylemini gerçekleştirip üzerine atılı bir kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçunu işlediği kabul olunmuş, bu olayın yaşanmaması halinde belki intihar olayının da gerçekleşmeme ihtimali, bu nedenle doğurmuş olduğu sonucu, vahameti ve herkes için yürek acıtıcı bir sonuç doğurması göz önüne alınarak cezanın tayininde alt sınırdan uzaklaşılarak sanığın cezalandırılmasına karar vermek gerekmiştir.\"
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: ARŞİV
-----------------------------
-Netice Barçın\'ın düştüğü apartman
-Düştüğü yerde bulunan kan izleri
-Kayınpeder Ünal Barçın\'ın evin kapısını açması
-Netice Barçın\'ın atladığı evin içinden görüntü
-Yerde bulunan cam parçaları
-Netice Barçın\'ın elbiseleri
-Netice Barçın\'ıın babası Necati Kayık ile röp.
-Cenaze namazı
-Cenazenin götürülmesi
Haber : Hümeyra PARDELİ/ ERZURUM, (DHA)
==========================
Lice, Hazro ve Dicle\'de narko-terör operasyonu
DİYARBAKIR\'ın Lice, Hazro ve Dicle ilçelerinde 25 Kasım tarihinde başlanan ve saat 02.00\'de sona eren narko-terör operasyonunda, içerisinde gıda, yaşam ve mühimmat ile patlayıcı bulunan 3 sığınak bulunarak imha edildi. Operasyon bölgesindeki köylerde yapılan aramada kaçak elektrik kullandıkları tespit edilen 38 konut sahibine de 54 bin lira para cezası uygulanırken, aramalarda toplam 286 kilo esrar ele geçirildi.
İl Jandarma Komutanlığı\'nca, Lice, Hazro ve Dicle ilçeleri kırsalında 25 Kasım Pazar günü saat 22.00\'de başlatılan, jandarma özel harekat timi, jandarma komando, polis özel harekat timi ve güvenlik korucularının katıldığı \'Bayrak-105 Şehit Jandarma Uzman Çavuş Fatih Efiloğlu-01 Operasyonu\', 28 Kasım 2018 Çarşamba günü saat 02.00 itibariyle tamamlandığı duyuruldu.
Söz konusu operasyon sonuçlarına ilişkin Diyarbakır Valiliği\'nce yapılan yazılı açıklamada, \"Faaliyet esnasında; Bölücü terör örgütü mensuplarınca kullanılan, 1 adet avcı boy çukuru ile 3 adet dolu kış sığınağı tespit edilmeyi müteakip, tahrip edilerek kullanılamaz hale getirilmiş, Dicle-Yokuşlu karayolu kenarına gömülmüş vaziyette, 20 kg\'lık teneke içerisine amonyum nitrat ve şeker karışımı ile hazırlanmış 1 adet Mayın/EYP bulunmayı müteakip, Mayın ve El Yapımı Patlayıcı Madde Tespit ve İmha (METİ) timi tarafından yerinde imha edilmiştir\" denildi.
3 ADET PATLAYICI DÜZENEĞİ BAŞLATICI CİHAZI ELE GEÇİRİLDİ
Ayrıca, 3 adet mayın, el yapımı patlayıcı düzeneği başlatıcı cihazı ele geçirildiği belirtilen Valilik açıklamasında, şu bilgiler yeraldı:
\"Gerçekleştirilen temas ve adli arama faaliyetlerinde bahse konu sığınaklar, toprağa gömülü vaziyetteki jelikan bidonlar içerisinde ve arazi aramasında; 3 adet kaleşnikof piyade tüfeği şarjörü, 1 adet güneş paneli, 3 adet mayın/EYP düzeneği başlatıcı cihaz, 3 adet büyük tüp, 2 adet küçük tüp, 4 adet 4\'lü pil bloğu, 10 adet pil, 3 adet terörist kıyafeti, 2 adet büyük boy branda, 1 adet testere, 1 adet kazma, 1 adet uyku tulumu, 2 adet battaniye, 1 adet sırt çantası, 2 adet bel kuşağı, 3 adet pantolon, 1 adet polar mont, 1 adet şal, 1 çift spor ayakkabı, 1 adet mekap ayakkabı, 1 adet tişört, 3 kg çikolata, 1 adet cüzdan, muhtelif ağda malzemesi, 1 adet çaydanlık, 1 adet set üstü ocak, 2 kg çivi, 3 kg tütün, 1 adet süpürge, 2 adet kilim, 1 adet büyük halı, 10 adet boş jelikan bidon, 10 adet su peti, muhtelif ilaç ve çok sayıda örgütsel doküman ele geçirilmiş, delil niteliğine haiz olan malzemeler muhafaza altına alınmış, diğer malzemeler Cumhuriyet Başsavcılığının talimatı gereğince yerinde imha edilmiştir.\"
286 KİLO ESRAR, 54 BİN LİRA PARA CEZASI
Narko-terörizm faaliyetleri kapsamında yapılan aramalarda, 238 kilosu toz, 48 kilosu da kubar olmak üzere toplam 286 kilo esrar maddesinin ele geçirildiği ifade edilen valilik açıklamasında, şu bilgiler verildi:
\"Narko-terörizmle mücadele faaliyetleri kapsamında, icra edilen temas ve adli arama faaliyetleri neticesinde; 238 kg toz ve 48 kg kubar olmak üzere toplam 286 kg esrar maddesi ele geçirilmiş, Cumhuriyet Başsavcılığının talimatı gereğince esrar maddeleri muhafaza altına alınmıştır. Yol kontrol ve adli arama faaliyetleri neticesinde; geçici olarak teşkil edilen 5 adet yol kontrol ve arama noktalarında (YKN) görevli personel tarafından, 346 şahıs ve 102 aracın Jandarma Asayiş Bilgi Sistemi (JABS) marifetiyle, KİHBİ, UYAP ve ASAL sorgulamaları yapılmış, operasyon bölgesi içerisindeki 10 konut ve eklentisinde yetkili makamlardan alınan karar uyarınca adli arama faaliyeti gerçekleştirilmiş, 5 şüpheli hakkında gerekli yasal işlem başlatılmıştır. Operasyon bölgeleri içinde bulunan köy ve mezralarda; Diyarbakır Elektrik Dağıtım Şirketi (DEDAŞ) ekipleri tarafından yapılan kontrol neticesinde, kaçak elektrik kullandığı tespit edilen 38 konut sahibi hakkında yasal işlem yapılmış, haklarında 54 bin lira idari para cezası uygulanmıştır. Bölgemizde yaşayan vatandaşlarımızın huzur ve güvenliğinin sağlanması ve teröristle mücadele kapsamında yürütülen operasyonlara artan bir azim ve kararlılıkla devam edilmektedir.\"
Görüntü Dökümü
Sığınakların girişi
Sığınaklar içerisinde ele geçirilen malzemeler
Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: DİYARBAKIR, (DHA)-
8.18 MB
=====================
Organ bulundu haberiyle adeta dilim tutuldu\'
ANTALYA\'nın Kaş ilçesinde kronik karaciğer yetmezliği hastası Mustafa Ertaş (48), nakil için organ bulunduğu haberini alınca mutluluktan adeta dilinin tutulduğunu söyledi. Naklin ardından yaşama tutunan Ertaş, bağışçı aileye ve ameliyatını gerçekleştiren doktorlara teşekkür etti.
Kaş ilçesinde yaklaşık 1 yıldır kronik karaciğer yetmezliği ile mücadele eden emlakçı Mustafa Ertaş, Manavgat ilçesindeki evinde düşerek ağır yaralanıp beyin ölümü gerçekleşen A.D.\'in (62) karaciğeriyle hayata yeniden \'merhaba\' dedi. Son aylarda hastalığının ilerlemesi nedeniyle normal hayatını devam ettiremediğini belirten Ertaş, yeniden sağlığına kavuşmasında emeği olan doktorlarına teşekkür etti.
Yaklaşık 2,5 aydır nakil için bekleme listesinde olduğunu söyleyen Mustafa Ertaş, organ bulunduğu haberini aldığı günü şöyle anlattı:
\"İlk telefon saat 18.15 gibi geldi. Organ bulunduğunu söylediler. Yeniden arayacaklarını söylerken, \'Sadece çorba içsin\' dediler. Eşim de tarhana çorbası yaptı. O çorbayı nasıl içtiğimi, tadının nasıl olduğunu hiç bilmiyorum. Ne içtiğimi bile anlamadım. Çünkü gelen telefonla artık mutluluğa koşuyordum. İkinci telefon saat 21.30 gibi geldi. Hemen Antalya\'ya doğru yola çıktık.\"
YOL BOYUNCA KONUŞAMADIM
Kaş\'tan hareket ettiklerinde aracı eşinin kullandığını anlatan Mustafa Ertaş, “Yol boyunca hiç konuşamadım. Mutluluktan adeta dilim tutuldu. Bir sürü şey düşünüyordum. \'Acaba organ uyum sağlayacak mı sağlamayacak mı\' diye ama önce Allah\'a sonra hocalarıma güvendim. Yolun başından beri bu hocalarımla birlikteydim. \'Yolun sonunda da hocalarımla bayrağı çekeceğim\' dedim kendi kendime\" diye konuştu.
Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi\'ne geldikten sonra ameliyat için hazırlıklara başlandığını ve saat 04.30 sıralarında ameliyata alındığını belirten Ertaş, “Çok şükür başarılı bir ameliyat oldu. Sağlığıma kavuştuğum için çok mutluyum. Hocalarım sağolsun. Çok şükür Allah\'a\" dedi.
17\'NCİ KARACİĞER NAKLİ AMELİYATI
Ekiple birlikte ameliyatı gerçekleştiren Antalya Eğitim Araştırma Hastanesi Organ Nakli Merkezi Müdürü ve Cerrahi Sorumlusu Doç.Dr. Tuğrul Çakır, Mustafa Ertaş\'ın hastanenin gastroentroloji polikliniğinde takip edilen bir hasta olduğunu, karaciğer nakli için bekleme listesinde bulunduğunu kaydetti. Yaklaşık 1 yıldır alkol kullanımına bağlı kronik karaciğer yetmezliği ile mücadele eden Ertaş\'a 1 hafta önce uyumlu organ bulunarak naklin gerçekleştirildiğini belirten Doç.Dr. Çakır, “Şu an ameliyatının 7\'nci gününde. Değerleri gayet iyi. Kendi ihtiyaçlarını giderebilecek durumda\" dedi. Doç.Dr. Çakır, “Mustafa bey hastanemizde bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz 17\'nci karaciğer nakli hastamız. Bugüne kadar 45 de böbrek nakli yaptık\" diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-----------------------
Eğitim araştırma hastanesi dış plan görüntü
Organ nakil merkezi dış plan görüntü
Mustafa Ertaş\'ın yatakta görüntüsü
Hemşirenin serum bağlaması
RÖP 1: Mustafa Ertaş
Doktor ile hastanın sohbet ederken görüntüsü
RÖP 2: Doç Dr. Tuğrul Ertaş
327 MB -- 02.57 //HD
Haber: Selma KUNAR-Kamera: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA,(DHA)
============================
Dedesinin köstekli saati ilgisini çekti, antikacı oldu
HENÜZ 15 yaşındayken dedesinin babasına ait olan köstekli saatin ilgisini çekmesi üzerine eski eşyalara merak salan antikacı Gökhan Gündoğdu(35), bu hobisini mesleğe dönüştürdü. Gündoğdu, yaklaşık 1 buçuk yıl önce antika dükkanı açmak için Trabzon’dan Bursa’ya taşındı.
Çocukken dedesinin babasına ait olan köstekli saat, Gökhan Gündoğdu\'nun dikkatini çekti. İlk olarak bu saate sahip olan Gündoğdu’nun, zamanla saatlere ilgisi ve merakı arttı. Antika saat konusunda yeterince bilgi sahibi olan Gündoğdu, daha sonra başka eski eşyaları araştırmaya başladı. Zaman içinde antika eşya konusunda bilgisini geliştiren Gündoğdu, bu hobisini dükkan açarak mesleğe dönüştürdü. Yaklaşık 1 buçuk yıl önce Trabzon’dan Bursa’ya gelen Gündoğdu, tarihi Koza Han’da dükkan açtı. Gündoğdu, antika saatlerin her türünü, Osmanlı döneminden kalma gümüş eşyaları ve porselenleri bu dükkanda meraklılarıyla buluşturuyor. Küçük yaştayken büyük dedesinin köstekli saatini saklamak için aldığını söyleyen Gündoğdu, “Sonrasında cep saatlerine ilgi duymaya başladım. Daha sonra kol saatleri, bunların yapım yılları, yapan ustalara, nerede yapıldıkları, hangileri özeldir diye araştırarak başladım. Sonra yavaş yavaş kendim de alıp biriktirmeye başladım. Birkaç yıl sonra saatlerle ilgili tecrübeye sahip olduktan sonra ‘Neden bu hobiyi mağaza açıp da yapmayayım?’ diye düşündüm. Bursa’ya geleli 1 buçuk yıl oldu. Buranın tarihini bildiğim için eski kültürünü, Osmanlı şehri sonuçta o döneme ışık tutan bir yer. Koza Han hem tarihi hem de herkesin geldiği bir yerö dedi.
\"ESKİ EŞYALARI ALIRKEN MUTLU OLUYORUM\"
Antika eşyaları toplarken büyük haz duyduğunu belirten Gündoğdu, “Ben daha çok porselen objeleri ve saatin her çeşidini seviyorum. Saat benim için birinci sırada. Satmaktan ziyade parçaları alırken çok hoşuma gidiyor. Çok severek yaptığım bir iş ve bundan haz duyuyorum. Eşyaları satın alırken bir çocuğun bisiklete sahip olması kadar mutlu oluyorum. Onları tekrar birileriyle buluşturmak bana doyumsuz bir haz veriyor. Yurtdışında büyük fuarlar oluyor. Yurtdışında antika eşyalara ilgi biraz daha fazla. Yurt dışında düzenli olarak antika dergileri çıkıyor onları takip ediyorum. Birkaç ayda bir İtalya’da, Fransa’da ve Avrupa’nın çeşitli yerlerinde düzenlenen bu fuarlara katılmaya çalışıyorum. Bu fuarlarda çok özel ürünler çıkabiliyor ve Osmanlı’ya ait çok fazla ürün var. Bunları ülkemize getirmeye çalışıyorum.ö dedi.
\"İLGİMİ EN ÇOK SAATLER ÇEKİYOR\"
Antika eşyalara meraklı olduğunu söyleyen Mahmut Ozulu(48), “Bursa’ya geldiğim zaman muhakkak buraya geliyorum. Geldiğim zaman da Gökhan Bey’den yeni ürünleri hakkında bilgi alıyorum. Hemen hemen haftada bir kez geldiğim, uğrak olduğum bir yer. İlgimi en çok saatler çekiyor. Köstekli saatler ve tespihler başta olmak üzere birtakım antika eşyalara göz gezdiriyorumö dedi.
Görüntü Dökümü:
----------------------------
-Antika eşya dükkanından görüntüler
-Dükkan sahibi Gökhan Gündoğdu ve müşteri Mahmut Ozulu röportaj
Süre: 5.10 Boyut: 579 MB
Haber-Kamera: Muammer İRTEM/BURSA, (DHA)
===========================
Sandıktan 100 yıllık Osmanlı tahvili çıktı
ANTALYA\'da turizmci Akay Okudur\'un (79) babasına ait sandıktan, 1800\'lü yıllarda Bağdat Valisi olan dedesinin dedesi İbrahim Ağa\'nın oğluna ait olduğu düşünülen 1917 yılına ait tahvil çıktı. Tarihçi ve hukukçular belgenin Osmanlı Donanma Cemiyeti\'nin piyangolu tahvili olduğunu öne sürerken, Okudur ise Ottomanbank\'a ait bir tahvil olduğunu düşünüyor.
Antalya\'da Akay Turizm firmasının yönetim kurulu başkanı Akay Okudur\'un babası Nuri Okudur, eşi öldükten sonra başka bir kadınla evlendi. Nuri Okudur 1968 yılında yaşamını yitirirken, ikinci eşi de 2013 yılında vefat etti. Üvey annesinin vefatından bir süre sonra kardeşleriyle babasına ait evdeki sandığı açan Akay Okudur, sandıkta Osmanlı dönemine ait birçok belge buldu.
Zamanla bu belgeleri inceleten Akay Okudur, 1800\'lü yıllarda Bağdat Valiliği yapan dedesinin dedesi İbrahim Ağa veya oğlu Osman\'a ait olduğunu düşündüğü, 1856\'da Fransız- İngiliz ortak girişimi olarak kurulan ve 1863\'te tasfiye edilip Osmanlı Bankası\'na dönüşen bankaya ait 10 binde 100 hisse değerinde tahvil olduğu belirtilen belge buldu.
DEDESİ OSMANLI\'DA ANTALYA MÜFTÜSÜ
Dedesi Yusuf Efendi\'nin Osmanlı\'da Antalya müftüsü olduğunu belirten Akay Okudur, dedesinin babası Osman Ağa\'nın ise Antalya\'da dava konusu olan milyarlık arazinin sahipleri Arap Süleyman ve Ömer\'in ağabeyi olduğunu, altı kardeş olan bu kişilerin de Bağdat Valisi İbrahim Ağa\'nın oğulları olduğunu kaydetti. Okudur, tüm bunları üvey annesi öldükten sonra babasına ait sandıktan çıkan Osmanlı dönemine ait belgelerden ortaya çıkardıklarını kaydetti.
ANAMUR-FETHİYE ARASINI KİRALAMIŞ
İbrahim Ağa\'nın valilik görevi sonrasında dönemin padişahından Anamur iskelesi ile Fethiye iskelesi arasını kiraladığı, bu bölgede ekilen- dikilen yerler için yüzde 40\'a kadar hisseler aldığını anlatan Okudur, “Eldeki evraka göre yıllık gelirimiz 170 bin kuruşmuş. Maliye dedemin ölümünden sonra arazilere el koyunca dedemin babası Osman Ağa İstanbul\'a gitmiş ve arazilerle ilgili dava açmış. Dava 1900\'lü yıllara kadar devam etmiş. O 170 bin kuruş, artı faizleriyle beraber dedemin babası büyük bir para almış\" diye konuştu.
OSMANLI BANKASI\'NDAN HİSSE
Bu paralarla Osman dedesinin Osmanlı Bankası\'ndan yüzde 1 hisseye denk gelen ölçüde 10 binde 100 hisse satın aldığını, karşılığında da sandıkta buldukları tahvilin verildiğini aktaran Okudur, “Bunun üzerinde Fransızca ve Osmanlıca yazılar var. 1956 yılına kadar faiz işletilecek şekilde bir senet. Dedem bunları babama veriyor. Dedemin en küçük oğlu olduğu için babama bağışlıyor. Babam annemden sonra bir evlilik daha yaptı. Yeni genç bayanın geç ölümüyle sandıkta bu evrak bulundu\" dedi.
CUMHURBAŞKANINA MEKTUP YAZDI
Dedelerinin Ottomanbank\'a yatırdığı para karşılığı aldığı orijinal tahvilin ellerinde olduğunu aktaran Akay Okudur, “Elimizdeki hisse senedine göre yüzde 1 hissemiz görünüyor. Bütün mülkiyetinin, gayrimenkullerinin yüzde 1\'i şeklinde elimizde bu belge var. Bununla ilgili sayın cumhurbaşkanımızdan yardım istedim. Kendilerine bir mektup yazdım\" dedi.
AKADEMİSYENLERE GÖRE PİYANGOLU TAHVİL
Osmanlı dönemine ait belgeyi inceleyen Akdeniz Üniversitesi\'nden Osmanlıca bilen tarihçi ve hukukçu akademisyenler ise belgenin 1917 yılında Osmanlı Donanma Cemiyeti\'ne gelir amaçlı gerçekleştirilen piyangolu tahvil olduğunu dile getirdi. Benzer örnekleri de bulunan belgenin 40 yıllık bir tahvil olduğu, 40 yıl boyunca yapılacak çekilişlerde ikramiye verildiği, ikramiye çıkanlara ödemelerin Osmanlı Bankası gişelerinden yapıldığı, belge üzerindeki yılların ise çekiliş tarihlerini gösterdiği şeklinde bilgi verdi.
Osmanlı Donanma Cemiyeti\'nin 1917 yılına ilişkin piyangolu tahviliyle ilgili Milli Piyango İdaresi\'nin internet sitesinde ise, Donanma Cemiyeti\'nin çeşitli bağış yollarıyla gelir sağlamayı amaçlarken piyangodan da yararlanmayı düşündüğü ve 1917 yılında ikramiyeli tahvil çıkardığı, en son 1939 yılına kadar ikramiyelerin ödendiği, bu konuda çıkartılan kanunun kaldırıldığı belirtiliyor.
OSMANLI BANKASI 2001\'DE GARANTİ BANKASI\'NA GEÇTİ
1856\'da Ottomanbank olarak İngiliz ve Fransız sermaye ortaklığıyla kurulan ve 1863\'te tasfiye edilip Osmanlı Bankası olarak işlevini sürdüren banka, 2001 yılında her türlü hak, alacak, borç ve yükümlülükleriyle ve tüzel kişiliği sona ermek suretiyle Garanti Bankası\'na devredildi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
--------------------------
Akay Okudur\'un görüntüsü
Akay Okudur Osmanlı dönemine ait belgeleri gösterirken görüntüsü
Hisse senedinin görüntüsü
RÖP: Akay Okudur
550 MB -- 04.58 /// HD
Haber: Mehmet ÇINAR-Kamera: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA,(DHA)
© Tüm hakları saklıdır.