Gündem

DHA YURT BÜLTENİ-3

PİLOT VE ÖĞRENCİSİNE DNA TESTİ YAPILACAK AYDIN Çıldır Havalimanı'ndan kalktıktan bir süre sonra düşen ve Aydın'ın Karacasu ilçesi Yenice Mahallesi'ndeki dağlık alanda bulunan tek motorlu Cessna 172 tipi eğitim uçağında hayatını kaybeden Hamdi Yılmaz ve M

21 Kasım 2018 13:15

PİLOT VE ÖĞRENCİSİNE DNA TESTİ YAPILACAK

AYDIN Çıldır Havalimanı\'ndan kalktıktan bir süre sonra düşen ve Aydın\'ın Karacasu ilçesi Yenice Mahallesi\'ndeki dağlık alanda bulunan tek motorlu Cessna 172 tipi eğitim uçağında hayatını kaybeden Hamdi Yılmaz ve Merve Altun’un cenazesi, otopsi için İzmir’e getirildi. Pilot ve öğrencisine DNA testi yapılacak. Test sonrasında cenazeler ailelerine teslim edilecek.
Geçen pazartesi sabah saatlerinde, Aydın Çıldır Havalimanı\'ndan eğitim uçuşu için kalkan, TC-JZC tescilli tek motorlu Cessna 172 tipi uçakla telsiz irtibatı kesildi. Bölgede eğitim uçuşu yapan uçakta pilot Hamdi Yılmaz ve uçuş eğitimi verdiği öğenci pilot Merve Altun bulunuyordu. Uçaktan en son saat 10.26\'da Denizli\'nin Merkezefendi ilçesi yakınlarında \'Acil durum\' bilgisi alındı. Bölgede karadan ve havadan yapılan aramalardan ilk gün sonuç alınamadı. Kurtarma ekipleri sevk edildi. Ekipler çalışmalarına dün (salı) sabah günün aydınlanmasıyla birlikte yeniden başladı. Yapılan çalışmalarda uçağın düştüğü yerin koordinatları belirlendi. Buna göre, Aydın\'ın Karacasu ilçesi Yenice Mahallesi\'ndeki dağlık alana giden ekipler, burada ilk olarak tekerlek aksamına ardından uçağın enkazına ulaştı. Ekipler ardından pilot Hamdi Yılmaz ve uçuş eğitimi verdiği öğenci pilot Merve Altun\'un da cansız bedenlerini buldu. Olay yerindeki ilk incelemeden sonra iki pilotun cenazesi, Karacasu Devlet Hastanesi’ne ardından İzmir’deki Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. Pilot ve öğrencisine DNA testi yapılcak. Test sonrasında cenazeler ailelerine teslim edilecek.
HAYALLERİ YARIM KALDI
Eğitmen pilot Hamdi Yılmaz\'ın Samsun On Dokuz Mayıs Üniversitesi, Havacılık ve Uzay Teknolojileri Uygulama ve Araştırma Merkezi (UZAYTEM) bünyesindeki görevinin ardından emekli olup 8 ay önce Çıldır\'daki THY Uçuş Akademisi\'nde görev yapmaya başladığı öğrenildi. Pilot adayı Merve Altun\'un ağabeyinin de pilot olduğu, hayalinin de mühendis olmasına rağmen ağabeyi gibi pilot olup aynı uçakta uçmak olduğu öğrenildi. 

Görüntü Dökümü
---------------------
- Adli tıp kurumundan görüntü
Haber- Kamera: Taylan YILDIRIM- Mehmet CANDAN

===============================================

Karadeniz\'de dereleri kurutan HES\'lerde yanlış planlama iddiası

Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yusuf Demir, suyun bütüncül ele alınması gerektiğini belirterek \"Bu noktada Türkiye\'deki en önemli eksikliklerden birisi de bence su yönetiminde son yıllardaki yapılan hidroelektrik santrallerinin bu su yönetimi sistemi içerisinde değerlendirilmeden kurulması. Bu hidroelektrik santrallerinin önemli bir kısmı maalesef bu söylediğimiz planlamadan eksik\" dedi.
Karadeniz Bölgesinde kurulan ve kurulması planlanan sayıları 400\'ü aşan Hidroelektrik Santral (HES) projeleri enerji üretimine geçtikleri vadilerde derelerin kurumasına neden oluyor. Samsun  Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yusuf Demir, Türkiye\'de su yönetimi açısından son yıllarda olumlu gelişmeler yaşandığını Su Yönetimi Genel Müdürlüğü’nün kurulduğunu ancak hala su yönetiminin yeterli oranda tanımlanamadığını söyledi.
Türkiye’deki en önemli eksikliklerden birisinin de su yönetiminde son yıllardaki yapılan hidroelektrik santrallerinin (HES) su yönetimi sistemi içerisinde değerlendirilmeden kurulması olduğunu belirten Prof.Dr. Demir, \"Dünyada su yönetimim artık bütüncül hale geldi. Yani siz bireysel olarak belli bir su kaynağını ele alarak yada belli bir bölgeyi ele alarak veya belli bir alanı ele alarak sadece insan sağlığını sadece insan içme suyunu veya sadece tarımı ele alarak bir su yönetiminden bahsedemeyiz. Suyu bütüncül ele almalıyız ve buna bağlı olarak da suyun düşümünü bütüncül ele almalıyız. Bu noktada Türkiye’deki en önemli eksikliklerden biriside bence su yönetiminde son yıllardaki yapılan hidroelektrik santrallerinin bu su yönetimi sistemi içerisinde değerlendirilmeden kurulması. Hidroelektrik santrallerinin kurulmasında bir mahsur yok. Elbette enerjiye ihtiyacımız var. Çevreye zarar vermeden faydalı olabilecek hidroelektrik santrallerinin mutlaka kurulması gerekir. Ama bunların planlı yapılması ve bunların kullanıldığı yerlerdeki hem su kaynağına verebileceği etkilerin analiz edilip raporlanması hem de uzun vadeli hidrolojik ve çevresel etkileri ortaya konulması lazım\" diye konuştu.
Prof.Dr. Demir, Karadeniz Bölgesinde şuanda bir kısmı kurulmuş bir kısmı planlanmış 400\'e yakın HES projesi olduğunu söyleyerek \"Bu hidroelektrik santrallerinin önemli bir kısmı maalesef bu söylediğimiz planlamadan eksik. Doğru yapılanlar yok mu var tabii ki içlerinde. Siz Karadeniz’in dağlarının tepesinde 400 tane yeni yüzey sulama alanı yada su alanı oluşturursanız, bu su yüzeylerindeki buharlaşma Karadeniz’deki su rejimini değiştirecektir. Suyun hareketliliğini değiştirecektir. Yağış rejimini değiştirecektir. Bunların etkisinin ortaya konulması ve buna göre planlama yapılması lazım. Aksi takdirde bu yaptığınız su yüzeylerin de oluşan buharlaşma bölgedeki yağış rejimini değiştirecek, bölge de ani yağışların oluşması ani kuraklığın gelişmesi gibi etkileri beraberinde getirecektir\" şeklinde konuştu.
Çalışmanın bir bütüncül olarak ele alınması gerektiğini dile getiren Prof.Dr. Demir, \"Biz Bafra Ovası\'nda, Çarşamba Ovası\'nda burayı sulayacak bir sulama projesi yaptık, bunun yönetimi ile ilgili projeksiyonlar yaptık\' diyerek suyun bir Yeşilırmak Havzası veya Kızılırmak Havzası\'nın yönetim planlamasını yaptığınızı söyleyemezsiniz. Havzanın bütüncül ele alınması lazım. Çünkü bu havza içerisinde yapacağınız barajlar hidroelektrik santralleri belki pek çok pınarın gelişimini engelleyecek veyahut da tetikleyecek belki bölgedeki buharlaşma etkisini değiştirecek, yağış rejimini değiştirecek, bitki örtüsünü değiştirecek tabi buna bağlı olarak da bölgesel farklılıklarında ele alınması lazım. Bu su kaynaklarında yapacağınız her türlü revizyon, değişim, o bölgedeki o su kaynaklarının beslediği hem florayı hem coğrafyayı hem ekolojiyi etkileyecektir. Bunun için su kaynaklarının bu yöndeki değerlendirmesi de su yönetiminde çok önemlidir\" diye konuştu.
Görüntü Dökümü:
------------------------
-Derelerden detay
-HES\'lerden detay
-Prof.Dr. Yusuf Demir\'Den detay
-Röportaj
(SÜRE:4.48 Dk) (BOYUT:537 MB)
Haber-Kamera:Yaprak KOÇER,Hüseyin KALAY/SAMSUN, (DHA) 

======================================
Altın kaplama biberon ve emzik pahalı geldi

Bursa’nın İnegöl ilçesinde bazı kuyumcu vitrinlerini süsleyen altın kaplama biberon ve emzikler seyirlik oldu. 14 ayar altın kaplama biberonun fiyatı bin 500 ile bin 900 lira, emziğin fiyatı ise 600 ile 900 lira arasında değişiyor. Kuyumcular, altın kaplama biberon ve emziğin ilgi çektiğini, fiyat soranların ise rakam duyunca almaktan vaz geçtiklerini söyledi.

Anne ve babaların, bebeklerinin ağlamadan zaman geçirmeleri için kullandığı emzikler ve süt içirmek için kullandığı biberonlar, altınla kaplanmaya başladı. Kuyumcular, emziğin tutma yeri ile biberonun kapağını 14 ayar altınla kaplayarak satışa sunuyor. Altın kaplı biberon ve emzikleri gören aileler, fiyatını duyunca şoke oluyor. Emzikler 600 ila 900 lira arasında, biberonlar ise bin 500 ile bin 900 lira arasında fiyattan satılıyor. 

Kuyumcu Alim Uzgel, son günlerde, bebekler için kullanılan biberon ve emziklerin altın kaplandığını belirterek, “İşyerimizde altınların yanı sıra artık ailelerin de bebekleri için dikkatini çekecek bir uygulamaya adım attık. Biberonların kapaklarını, emziklerin tutulan kısımlarını 14 ayar altın kapladık ve satışa sunduk. Bebekleri olan anne ve babaların oldukça dikkatini çekiyor. Almak isteyip fiyatını soruyorlar, rakamı duyunca da almaktan vazgeçiyorlar. Oldukça ilgi görüyor ama, henüz alan çıkmadıö dedi.


Görüntü dökümü:
--------------------
Genel görüntü

Biberon ve emziğin görüntüsü

Kuyumcu açıklama

Detaylar

Dosya adı:2011inegolaltinbiberon

Haber/Kamera:Yavuz YILMAZ/ İNEGÖL (Bursa), (DHA) 

==============================================

Kahramanmaraş\'ta uyuşturucu operasyonu: 1 gözaltı

Kahramanmaraş\'ta, polisin sokak satıcılarına yönelik yaptığı operasyonda Özcan A., uyuşturucu satarken suçüstü yakalandı.  

Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü sokak satıcılarına yönelik operasyon düzenledi. Uyuşturucu sattığı belirlenen Özcan A.\'yı takibe alan ekipler Karacaoğlan Mahallesindeki evinde 2 kişiye uyuşturucu satarken suçüstü yakalandı. Polisin evde yaptığı aramda 2,82 gram Bonzai,  16,34 gram esrar ele geçirdi.

Evde yakalanan 2 kullanıcıya uyuşturucu madde bulundurmaktan işlem yapılırken,  Özcan A. ise sorgulanmak üzere ekipler tarafından gözaltına alınarak emniyete götürüldü.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
----------------------------------
- Ele geçirilen uyuşturucu
- Genel ve detay görüntüler
Haber: Eyyüp BURUN - Kamera: KAHRAMANMARAŞ- DHA)
GÖRÜNTÜ DURUMU: KAHRAMANMARAŞ\'TAN 21 MARAŞ UYUŞTURUCU KODUYLA GEÇİLDİ
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 58 MB

==============================================
Kadınlara at üzerinde ok atmayı öğretiyor

Bursa\'da binicilik hobisini atlı okçuluk yaparak geliştiren Melike Özpınar (8), kendisi gibi biniciliğe meraklı kadınlar için atlı okçuluk kursu açtı. Özpınar, 10 yaşından 25 yaşına kadar yaklaşık 20 öğrenciye Osmanlı İmparatorluğu\'nun en nitelikli savaş sanatlarından biri olan atlı okçuluk eğitimi veriyor.

Bursa\'da çocukluk döneminde dedesiyle ardından da babasıyla beraber at yarışlarına gidip atları seven ve atlara özel ilgi duymaya başlayan Melike Özpınar, 10 yaşında at binmeye başladı. Daha sonra okçuluğa da ilgi duyan Özpınar, önce yaya okçuluk öğrendi. Ardından atlı okçuluk için Balıkesir, Ankara ve Muğla\'da eğitim alan Özpınar, atlı okçuluğu kadınlara öğretmek için kurs açtı. 10 yaşından 25 yaşına kadar yaklaşık 20 öğrencisi bulunan kursta, öğrenciler, ayrı ayrı binicilik ve okçuluk dersleri alıp ustalaştıktan sonra atlı okçuluk eğitimi alıyorlar.
\"SPOR DEĞİL SANAT\"
Açtığı kurs ve atlı okçuluk hakkında bilgiler veren Özpınar, \"Ben atlı okçuluğu spordan çok savaş sanatı olarak görüyorum. Bunun biz size spor olarak göstersek de geçmişte kullanılan bir savaş tekniğidir. Atın üzerinde mızrak, kılıç, kalkan, bunların hepsi bu alana giriyor. Biz daha çok spor olsun diye değil de o duyguyu hissetmek için yapıyoruz\" dedi.
\"ERKEK İŞİ DEDİLER, VAZGEÇMEDİM\"
Atlı okçuluğa ilk başladığında bunun erkeklere uygun bir spor olduğuna dair tepkiler aldığını söyleyen Özpınar, \"Çoğu işte kadınların yapamayacağını düşünüyorlar. Kadınların içerisinde bulunduğu işler giderek artıyor. Yargılar aldım \'yapamazsın, edemezsin\' dediler. \'Kadın işi değil erkek işidir, güç gerektirir\' diye birçok laf duydum. Ama asla bırakmadım. Yaptığım başarılar sayesinde bu beni onurlandırdı. Çünkü onlara ders vermiş gibi oldum. Kadınlar atlı okçuluğun içinde çok fazla yok. Bu kadar önyargı varken ben biraz da kadınların gücünü  göstermek istiyorum\" şeklinde konuştu.
Türkiye\'yi bu alanda yurt dışında temsil etmek istediğini söyleyen Özpınar, \"Bir çok yarışa girdim, ama benim hedefim Türkiye birincisi olmak ve Türkiye’yi yurt dışında temsil etmek. Liseyi bitirdim, üniversiteye hazırlanıyorum. Hedefim Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi. Derslerimle birlikte at sporunu da götürmeye çalışıyorum\" dedi.
\"BU DUYGU ANLATILAMAZ\" 
Kurs öğrencilerinden olan Gamze Yüce (18) ise yaptığı açıklamada \"8 yıldır at biniyorum. Daha sonra atlı okçuluğu öğrendim. Büyük merak saldım ve atlı okçuluğa başladım. Aslında adrenalin meraklılarının başta yapması gereken şey bu olabilir. Bu haz, bu duygu anlatılamaz. Bütün kadınların burada olmasını öneriyorum. Gelsinler ve atlı okçuluğu öğrensinler\" şeklinde konuştu.

Görüntü Dökümü:
----------------------
-At üstünde ok atmalarından görüntü
-Okçuluk eğitiminden detay
-Öğrencilerin ok atması
-Melike Özpınar ve öğrencisi Gamze Yüce röportaj 
Dosya Adı: 2111atliokcu
Süre: 4.24 Boyut: 492 MB
Haber:  Muammer İRTEM / Kamera: Enver Fatih TIKIR/BURSA, (DHA)

==============================================

Terör örgütünün, banyolu, tuvaletli 6 odalı sığınağı 
 
Diyarbakır\'ın Kulp ilçesi kırsalında komando birlikleri ve güvenlik korucularının düzenledikleri ortak operasyonda, terör örgütüne ait, 3 sığınak tespit edildi. Sığınakların tamamında banyo ve tuvalet bulunurken, biri 6 odalı ve 200 metrekare, diğeri 3 oda ve mutfak olmak üzere 132 metrekare, üçünsü ise 3 odalı ve 60 metrekare olduğu belirlendi.

Kulp ilçesi kırsalında dün saat 06.30\'da başlayan ve aynı gün saat 18.00\'da sona eren operasyonun sonuçlarına ilişkin Diyarbakır Valiliği\'nce yazılı açıklama yapıldı. Açıklama şu bilgiler verildi:

\"Diyarbakır İl Jandarma Komutanlığınca, Kulp ilçesi mülki sınırları içerisinde, 20 Kasım 2018 Salı günü saat 06.30\'dan itibaren jandarma komando timleri ve güvenlik korucularıyla icrasına başlanılan Şehit Jandarma Uzman Çavuş Salih Hayırsöz-11 özel birlik operasyonu, aynı gün saat 18.00 itibariyle başarıyla tamamlanmıştır. Söz konusu operasyonel faaliyet esnasında;  Kış üslenmesi maksadıyla bölücü terör örgütü mensuplarınca kullanılan, 1 adet birbiri ile bağlantılı 6 oda, 1 banyo ve 1 tuvaleti bulunan 200 m2 büyüklüğünde sığınak, 1 adet 3 oda ve 1 mutfağı bulunan 132  m2 büyüklüğünde sığınak ile 1 adet 3 odası bulunan 60 m2 büyüklüğünde sığınak olmak üzere toplam 3 sığınak tespit edilmeyi müteakip, kullanılamaz hale getirilmiştir.\"

Açıklamada, sığınaklarda ele geçirilenler ise şöyle sıralandı:
\"48 adet 4\'lü blok halinde duracell büyük pil, 250 adet kalem pil, 11 adet büyük tüp, 3 adet küçük tüp, 300 kg sıvı yağ, 750 kg bulgur, 750 kg un, 500 kg pirinç, 750 kg makarna, 250 kg salça, 200 kg kırmızı mercimek, 400 kg toz şeker, 75 kg peynir, 50 kg bal, 50 kg tuz, 100 adet hazır çorba, 35 adet paketli kuru maya, 50 adet muhtelif konsevre, 10 adet kavonoz baharat, 10 adet uyku tulumu, 50 adet battaniye, 30 adet kar elbisesi, 30 adet eldiven, 10 adet panço, 5 adet mont, 30 çift mekap ayakkabı, 4 adet jelikan bidon, 300 metre halat, 1 adet büyük boy testere, 1 adet büyük boy el feneri, 1 adet küçükboy el feneri, 1 adet akü takviye kablosu, 100 m elektrik kablosu, 1 adet 3x4 metre ebatlarında hasır, 50 metre su hortumu, 2 adet 2x2 metre ebatlarında branda, 1 adet 2 metre uzunluğunda tahta merdiven, 500 adet çivi 300 metre inşaat teli, 5 adet kazma, 5 adet kürek, 5 adet testere, 50 adet boş çuval, 4 adet soba borusu, 1 adet elektrikli ocak, 1 adet tüplü ekmek sacı, 3 adet düdüklü tencere, 50 adet su bardağı, 100 adet tabak, 5 adet tencere, 5 adet tepsi, 10 adet çaydanlık, 25 adet kadın pedi, 5 adet termos, 2 adet oklava, 1 adet merdane, 15 adet kaşık, 5 adet kepçe, 3 adet kevgir, 5 adet kilim, 10 adet diş macunu, 6 adet diş fırçası, 15 adet şampuan, 3 adet leğen, 30 kg kalıp sabun, 30 adet kalem, 5 litre silah bakım yağı, 16 adet serum seti, 20 adet not defteri, çok sayıda muhtelif ilaç ve örgütsel doküman geçirilmiştir. Cumhuriyet Başsavcılığının talimatı gereğince, delil niteliğine haiz olan malzemeler muhafaza altına alınmış, diğer malzemeler yerinde imha edilmiştir.\"

Görüntü Dökümü
Ele geçirilen Malzemeler
Ele geçirilen sığınaklar
Sığınakların içi
Sığınaklarda bulunan gıda ve yaşam ile tıbbi malzemeler
Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: DİYARBAKIR, (DHA)
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 15.79 MB
==============================================
Kamyonda ısınmak için kullandığı tüpten zehirlendi
 
Karabük\'te, eve giremeyince geceyi kamyonda geçiren Seyfullah Kaya (19), ısınmak için kullandığı tüpün devrilmesi sonucu çıkan yangında dumandan zehirlenip, vücudunun bir bölümü yanarak, yaşamını yitirdi. 

Olay, gece saatlerinde, Kayabaşı Mahallesi Karadeniz Caddesi\'nde meydana geldi. Yol kenarındaki boş alanda, park halindeki kamyonun yandığını görenler, itfaiyeye haber verdi. İhbarla gelen ekipler, yangını söndürürken, vücudunun bir bölümü yanmış erkek cesediyle karşılaştı. Sağlık ekipleri, elleri, ayakları ve sırtı yanan Seyfullah Kaya\'nın dumandan zehirlenip, yaşamını yitirdiğini belirledi. Polis, caddeyi trafiğe kapatırken, acı haberi alıp olay yerine gelen gencin annesi, babası ve kardeşleri birbirine sarılarak, gözyaşı döktü. Kaya\'nın cansız bedeni, Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesi\'nin morguna kaldırıldı.

Seyfullah Kaya\'nın, dün ailesiyle tartışıp evi terk ettiği, gece ise eve giremeyince babasına ait kamyonda kaldığı ve ısınmak için tüp kullandığı öğrenildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-Polisin incelemeleri
-İtfaiye ekiplerinin yanan kamyonun kapısını açma çalışması
-Seyfullah Yaka’nın ailesinin üzüntüsü
-Cesedin tabutla cenaze aracına taşınması
-Seyfullah Yaka’nın resmi
Süre:(03.45) Boyutu:(417 MB.)
Haber-Kamera:Bülent DİKTEPE/KARABÜK,(DHA)

============================================== 


 

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir