25 Eylül 2018 21:04
İklim değişikliğinin yaşama etkileri tartışıldı
EGE Sanayicileri ve İşadamları Derneği (ESİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Fadıl Sivri, küresel ısınmanın temel yaşam kaynaklarını tehdit eder hale geldiğini belirterek son 20 yılda iklim değişikliğine bağlı yaşanan doğal afetlerin yaşam standartlarını azalttığını vurguladı.
ESİAD 24- 30 Eylül Avrupa Birliği (AB) İklim Eylem Haftası kapsamında \'İklim Değişikliği ile Mücadele ve Sürdürülebilirlik Zirvesi\' düzenledi. Toplantının açılışında konuşan AB Türkiye Delegasyonu Tibor Sztaricskai, küresel ısınmadan kaynaklı tahribatlarda ekonomik işletmelerin suçlu gibi görülse de gelişen teknolojilere aktif şekilde katılımları nedeniyle iş dünyasının bu alanda kilit bir oyuncu olduğunu ifade etti. AB\'nin uzun süredir sera gazı miktarının azaltılmasıyla ilgili iddialı hedefler belirlediğini belirten Sztaricskai, \"2020 için hedefleri neredeyse karşıladık. 2030 hedefleri için çalışıyoruz. AB ile Türkiye ilişkileri sadece ikimli değişikliği mücadelesiyle sınırlı değil. Çevre alanında insan faaliyetlerinin olumsuz etkilerini azaltmaya çalışıyoruz. Bu faaliyetlerin denetlenmesi ve tüm canlılıların korunması için ciddi kaynaklar ayırıyoruz. Bazı özel girişimciler iş birliği yapma gönüllüsü oldukları için çevre ödülü aldı\" diye konuştu.
ŞİRKETLERDE İKLİM FARKINDALIĞI
ESİAD Sürdürülebilir Kalkınma Komitesi Başkanı Betül Elmasoğlu, 1996 yılından beri AB Türkiye Delegasyonu ile işbirliği halinde İzmir AB Bilgi Merkezi\'ne ev sahipliği yaptıklarını söyledi. AB\'nin Paris İklim Antlaşması\'na bağlılığını her fırsatta dile getirdiğini anlatan Elmasoğlu, iklim değişikliği konusunda farkındalığı arttırmak için 24-30 Eylül haftasının Avrupa Birliği İklim Eylem Haftası olarak belirlendiğini kaydetti. Sürdürülebilirliğin içinde ekonomik, ekolojik, sosyal ve kültürel boyutları barındıran bir kavram olduğunu anlatan Elmasoğlu, \"Günümüzde yatırım kararları daha çevreci ve iklim dostu özellikler içermeye başladı. Bu konuda Türkiye\'de kurumsal büyük şirketlerden başlayarak onların tedarik zincirine yayılan bir farkındalık var. Her geçen yıl daha fazla şirket bu konuda istihdam yaratıyor. ESİAD olarak bir sürdürülebilirlik merkezine dönüşme vizyonumuz var\" diye konuştu.
RAKAMLARLA İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ
ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Fadıl Sivri de konuşmasında sürdürülebilir kalkınma konusunun AB gündemine 1987 yılında girdiğini belirterek sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin bugünün ihtiyaçlarını karşılarken gelecek kuşakların haklarını ihmal etmemek anlamına geldiğini ifade etti. Daha temiz, yaşanabilir bir dünya ile temiz ve kullanılabilir gıda ile suya daha kolay ulaşılmasını sağlayacak çalışmaların büyük önem taşıdığını ifade eden Sivri, \"Çevre ve doğal sistemler açısından koruyucu destekleyici politikalara ihtiyaç var. Dünyada 1.90 doların altında kazanan 767 milyon insan rutin açlıkla mücadele ediyor. Dünyada son 50 yılda ortalama sıcaklık artışı 1 santigirat dereceyi geçti, 2 santigirat dereceye yaklaşmak üzere. 2.7 milyar insan su sıkıntısı çekiyor. Son 30 yıldır göllerimiz kurumaya başladı. Küresel ısınma temel yaşam kaynaklarımızı tehdit eder hale geldi. Son 20 yılda iklim değişikliği sebebiyle gerçekleşen doğal afetler yaşam standartlarının azalması anlamında büyük ekonomik zararlara sebep oluyor. Dünya Ekonomik Forumu tarafından yapılan küresel risk araştırmasında iklim değişikliği en büyük risk teşkil eden 5 unsurdan biri oldu\" dedi.
ENERJİ VE SUDA ULUSAL VERİ TABANI HAZIRLANDI
Boğaziçi Üniversitesi Sürdürülebilir Kalkınma ve Temiz Üretim Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Nilgün Cılız \'İklim Değişikliğiyle Mücadele ve İyi Uygulama Örnekleriyle Sürdürülebilirlik\' konulu konuşmasında üniversite olarak çok farklı sektörlerde çalışmaları sürdürdüklerini anlattı. Atıklardan geri kazanım hedefiyle tarımsal ürünlere odaklandıklarını söyleyen Prof. Dr. Cılız, çimento, zeytinyağı, süt ve gıda sektöründe değer zinciri analizi çalışmaları yaptıklarını belirterek şunları ifade etti:
\"Cam ürünlerle ilgili çalışmamızda Türkiye\'deki ilk yaşam döngüsü değerlendirmesini yaptık. Bu kapsamda özel sektörden de destek alıyoruz. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile koordineli enerji ve su için ulusal veri tabanı oluşturmaktayız. TÜBİTAK da projemizde yer alıyor. Eko tasarım dediğimiz yaşam döngüsü değerlendirmesinin esas kapsamı hammadde ve kaynak kullanımının önemini ortaya koyuyor. Hammadde temininde yurt dışına bağımlıyız. Bu kadar çok hammaddeyi bu kadar uzaklardan temin etmeye gerek var mı? Tankerlerle hammadde taşınırken nasıl bir süreç izleniyor incelemek gerekir. Şehir sadece sosyal bir yapı değildir. Kültürel değerlerimizi yaşatmak için yerel yönetimler güçlü kalmalı. Bunun için Avrupa\'da bazı kuruluşlar var. Bornova ve Karşıyaka belediyeleri buna üye olarak 2020\'ye kadar enerji açısından karbon emisyonunu azaltabileceklerini, enerji tasarrufu yapabilecekleriini ve yenilebilir enerjiye geçiş yapabileceklerini ispatladı. Adeta bir güneş tarlası olan İzmir bu açıdan çok avantajlı.\"
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-------------------------
-Toplantıdan genel ve detay görüntü,
-Boğaziçi Üniversitesi\'nden Prof. Dr. Nilgün Cılız\'ın konuşmasından görüntü.
Haber: Nevra UÇKAÇ - Kamera: Tekin GÜRBULAK / İZMİR, (DHA)
==============================
Kaza sonrası kavga ettiler
KAHRAMANMARAŞ\'ta, iki otomobilin çarpıştığı kaza sonrası araçlarında hasar oluşan sürücüler Ömer Erdem ile Sefa Küçük kavga etti. Küçük, 2,12 promil alkollü olduğu belirlenen Erdem\'i döverken, çevredekiler engel olmaya çalıştı.
Kaza, öğle saatlerinde, İsmetpaşa Mahallesi\'nde meydana geldi. Zübeyde Hanım Bulvarı ve Trabzon Bulvarı\'nın kesiştiği kavşakta Ömer Erdem yönetimindeki 46 AAT 510 plakalı otomobil ile Sefa Küçük\'ün kullandığı 46 LL 520 plakalı otomobil çarpıştı. Araçlarında hasar oluşan sürücüler, kaza sonrası bilinmeyen nedenle tartışmaya başladı. Tartışma, kısa sürede kavgaya dönüşürken Sefa Küçük, Ömer Erdem\'i dövdü. Küçük, çevredekiler tarafından güçlükle sakinleştirilirken, ihbar üzerine olay yerine polis ekipleri sevk edildi. Yapılan testte 2,12 promil alkollü olduğu belirlenen Ömer Erdem\'in ehliyetine el koyuldu. Sefa Küçük ile Ömer Erdem, ifadeleri alınmak üzere emniyete götürülürken, kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
----------------------------
- Kaza yapan araçlar
- Sürücülerin kavga etmesi
- Alkol kontrolü
- Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Mustafa KANLI-KAHRAMANMARAŞ (DHA)
142 MB
==============================
Avukatlar intihar eden meslektaşlarını gözyaşlarıyla uğurladı
KARABÜK, (DHA) – KARABÜK\'te, intihar eden avukat Metin Can (53) için adliye önünde tören düzenlendi. Avukatın annesi ve meslektaşları gözyaşı döktü.
Karabük\'te geçen pazartesi gününden itibaren kendisinden haber alınamayan avukat Metin Can\'ın otomobili, annesinin yaşadığı Bürnük Köyü mevkiinde patika yoldan traktörü ile geçen bir vatandaş tarafından görüldü. Vatandaşın haber vermesi üzerine gelen jandarma, otomobile yakın bir mesafedeki ağaçta Metin Can\'ın ipe asılı cesedini buldu. Bunalıma girip intihar ettiği üzerinde durulan evli ve 2 çocuk babası Metin Can\'ın cesedi bugün Ankara Adli Tıp Kurumu\'ndan alınarak görev yaptığı Karabük Adliyesi önüne getirildi. Burada düzenlenen törene Can\'ın ailesi, yakınları, Karabük Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Patlak, hakim ve savcılar, avukatlar ile adliye çalışanları katıldı. Yakınlarının desteğiyle ayakta durabilen Hafize Can, \"Sen böyle olacak çocuk muydun\" diyerek oğlunun tabutunun başına geldi. Oğlunun yüzünü görebilmek için tabutun açılmasını isteyen anne açılmadığı takdirde, \"Kendimi öldürürüm\" dedi. Acılı anne yakınları tarafından sakinleştirildi. Anne oğlunun fotoğrafını defalarca öptü. Bu sırada bazı avukatlar ağladı.
Karabük Baro Başkanı avukat Rıdvan Erdoğan, \"Acımız büyüktür, derindir. Metin Can kardeşimiz 1986 yılında Karabük\'te öğretmenlik faaliyetine başlamış. Öğretmenliği yaparken süreç içerisinde hukuk fakültesini de bitirerek 2001 yılından itibaren Karabük Baromuza bağlı olarak avukatlık faaliyetini de yürütmüştür. Şu anda hukuk fakültesi öğrencisi kızı, inanıyoruz ki bir hukukçu olarak babasının mirasına sahip çıkacak, onun yolunda yürümeye devam edecektir.\" dedi.
Yapılan duanın ardından Metin Can\'ın cenazesi Öğlebeli Mahallesi\'ndeki Merkez Camii\'nde kılınan ikindi namazı sonrası mahalle mezarlığında toprağa verildi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-Tören
-Hafize Can’ın ağlaması
-Avukatların ağlaması
-Dua edilmesi
-Rıdvan Erdoğan’ın konuşması
Süre:(02.31) Boyutu:(280 MB.)
Haber-Kamera:Bülent DİKTEPE/KARABÜK,(DHA)
==============================
Huzurevi yerine üniversite kampüsüne
İZMİR’de sosyal sorumluluk projesi olarak hayat bulan ‘Tazelenme Üniversitesi’ yeni dönem için eğitime başladı. 70 akademisyenin gönüllü olarak ders verdiği, 60 yaş ve üstü öğrenciler, okuldaki 2’nci dönemlerine büyük bir heyecanla başladı. Üniversitenin en yaşlı öğrencisi Sevim Dinç, yaptığı konuşmada huzurevine gitmeyi beklerken, okula başladıklarını, bunun da tıpkı birinci sınıf öğrencileri gibi kendilerini heyecanlandırdığını söyleyerek, herkesi duygulandırdı.
60+ Tazelenme Üniversitesi Ege Kampüsü, 2018 -2019 Eğitim Öğretim dönemi, Ege Üniversitesi Hastanesi 20 Mayıs Amfisi’nde gerçekleştirilen tören ile 2’nci döneme başladı. Bu yıl 300 öğrencinin ders alacağı üniversitede, 70 de gönüllü akademisyen görev yapacak. Yeni dönem için düzenlenen törende açılış konuşmasını en yaşlı öğrenci olan Sevim Dinç (84) yaptı. Dinç, daha düne kadar huzurevini düşünürken, şimdi okullu olduklarını belirterek herkesi duygulandırdı. Okula hazırlanırken büyük bir heyecan yaşadıklarını kaydeden Dinç, \"Yalnız olduğum için bir huzurevine yerleşmeyi düşünüyordum. Şimdi ise buradayım. İlkokula başlayan birinci sınıf öğrencileri gibi heyecanla hazırlandık ve buraya koşarak geldik. Ben heyecanım ve coşkumu bu kadar ifade edebiliyorum. Bizim de bu toplumun vazgeçilmez bireylerinden olduğunu gösterdiğiniz için sizlere teşekkür ediyorum. Kendi değerimizi bize öğreten başta Rektör Hoca olmak üzere bütün hocalarımızın teşekkür ediyorum\" diye konuştu.
40 KİŞİ İLE BAŞLADI
Tazelenme Üniversitesi Akdeniz Kampüsü öğrencisi Mustafa Çopelli ise yola çıktıklarında sadece 40 kişi olduklarını belirtti. Ege Üniversitesi\'nin, kendilerine kucak açtığını söyleyen Çopelli, 2 yıldır burada eğitim aldıklarını kaydetti. İki yıldan bu yana gönüllü akademisyenlerin kendilerini eğittiğini dile getiren Çopelli, mutluluk için tüyolar paylaşmayı da iham etmedi. Tazelenme Üniversitesi Yürütücüsü ve Geriatri Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sevnaz Şahin de geçen yıl 20 Mayıs Amfisi\'nde haftada 2 gün teorik 2 gün pratik olarak yoğun bir eğitim dönemi geçirdiklerini söyledi. Geçen yıl öğrenim yılında yüzde 70 devam şartını sağlayan, projelerini yaparak bir üst döneme geçen öğrenci sayısının 200’ü bulduğunu dile getiren Sevnaz Şahin, bu çalışmada gönüllü olarak görev alan akademisyenlere teşekkür etti. Kurucu Gerontoloji Ana Bilim Dalı Başkanı İsmail Tufan da yaşlılığın tıpkı gençlik ve yetişkinlik dönemleri kadar doğal bir süreç olduğunu, bunun kabul edilmesi gerektiğini aktardı. Yaşlılıkta bedenin ve zihnin iyi kullanılması gerektiğini söyleyen Tufan, zihnin tazelenmesi halinde tadına doyum olmayacak meyveler vereceğini vurguladı.
\'EVDE DURUP HANIMLA KAVGA EDECEĞİME...\'
5 üniversite bitirdiğini söyleyen Mehmet Deniz (80) de Tazelenme Üniversitesi’nin çok faydalı olduğunu belirterek, \"Burası değişik. Buraya gelince insan tazelenmek istiyor. Arkadaşlarımızla bir araya geliyoruz, dertleşiyoruz. Çok farklı dersler görüyoruz Evde durup hanımla kavga etmektense, buraya gelip tazelenmek istiyorum. Bu bizim için büyük bir nimet. Evde otursam daha fazla yaşlanacağım. Buraya gelmekten dolayı çok mutluyum ve benim yaşımda olanlara da gelmelerini tavsiye ederim\" sözleri ile duygularını paylaştı. Bu yıl öğrenciler Hayat Boyu Sağlık, Mikrobiyoloji, Felsefi tartışmalar, hukuk, metin yazarlığı, öykü atölyesi, Psikodrama, İngilizce, Aikido, Yemek Pişirme Sanatı ve Halk Dansları dersleriyle de tanışacaklar.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-Törenden görüntü
-Tören salonundan görüntü
-Öğrencilerden Sevim Dinç ve Mehmet Deniz ile röp.
-Genel ve detay görüntü
Haber: Umut KARAKOYUN-Kamera: Mücahit BEKTAŞ/ İZMİR, (DHA)
© Tüm hakları saklıdır.