Gündem

DHA YURT BÜLTENİ-2

ÇOCUKLUK ARKADAŞININ İNTİHAR ETTİĞİ DUYUP, CANINA KIYDI ADANA'da okuldan izin aldıktan sonra, evlerinin bulunduğu apartmanın 11'inci kattından atlayarak intihar eden  Sudenaz Öztürk’ün (15), bir süre önce çocukluk arkadaşının intihar ettiğini öğrenip can

10 Ekim 2018 12:41

ÇOCUKLUK ARKADAŞININ İNTİHAR ETTİĞİ DUYUP, CANINA KIYDI

ADANA\'da okuldan izin aldıktan sonra, evlerinin bulunduğu apartmanın 11\'inci kattından atlayarak intihar eden  Sudenaz Öztürk’ün (15), bir süre önce çocukluk arkadaşının intihar ettiğini öğrenip canına kıydığı iddia edildi.
Olay, Seyhan İlçesi Yeşilyurt Mahallesi\'nde meydana geldi. İddiaya göre, Mehmet Kemal Tuncel Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 2\'inci sınıf öğrencisi Sudenaz Öztürk, okul müdür yardımcısından rahatsızım diyerek izin alıp eve geldi. Ailesi Ceyhan İlçesi\'ne ziyarete gittiği için evde yanlız olan Öztürk, bir süre sonra balkona çıkarak kendisini 11\'inci kattan boşluğa bıraktı. Apartman sakinleri ise, kanlar içinde kalan Sudenaz\'a ilk müdahaleyi yapıp, 112\'yi aradı. Sağlık ekipleri ise, Sudenaz\'ı tüm mühadalelere rağmen kurtaramadı. 

ÇOCUKLUK ARKADAŞI İNTİHAR ETTİ İDDİASI
Olayın ardından araştırma yapan polis ekipleri, Sudenaz\'ın olay günü sınıf arkadaşlarına çocukluk arkadaşının intihar ettiğini söyleyip ve çok üzgün olduğunu anlattığını öğrendi. Sudenaz\'ın deha sonra balkona çıktığını ve yine sınıf arkadaşını arayıp \'Uçuyorum\' dedikten sonra intihar ettiğini saptadı. Ayrıca eve giden polisler ise, Sudenaz\'dan geriye \'Beni dayımın koynuna gömün\' notuna ulaştı. 10 yıl önce bir cinayete kurban giden dayısını çok sevdiğini söyleyen Sudenaz\'ın cenazesi ise, otopsinini ardından Buruk Mezarlığı\'na defnedildi.
Olayla ilgili soruşturma sürüyor.

Görüntü Dökümü
-----------------------
- Üzeri örtülü cesedin görüntüsü
- Atladığı apartmanın görüntüsü
- Toplanan kalabalığın görüntüsü
- Cesedin Adli tıp morgundan alınması
- Cenaze aracının gidişi
- Adli tıp morgunun tabelası
- İntihar eden çocuğun fotosu


SÜRE:01\'34\"    BOYUT:174 MB
Haber:Çağlar ÖZTÜRK-Kamera:Can ÇELİK/ADANA,(DHA)

=====================================================

SAVAŞTAN KAÇIP GELDİĞİ İZMİR\'DE YENİ BİR HAYAT VE AYAKKABI İMALATHANESİ KURDU

ÜLKESİNDEKİ iç savaştan kaçıp ailesiyle geldiği Türkiye\'de yeni bir hayata başlayan Suriyeli Ahmet Hasan, Avrupa ülkelerine gitmeye çalışmak yerine yerleştiği İzmir\'de, ihracat yapar hale gelen bir ayakkabı imalathanesi kurdu. Hayatını ve gelecek planlarını anlatan Ahmet Hasan, \"İzmir mesleğimizi devam ettirebileceğimiz bir yerdi. Burada kendi ülkemizdeymiş gibi yaşadık, yabancılık çekmedik. Herkes ilgilendi. Biz de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olacağız. Ülkemizde durum düzelse bile bu saatten sonra çocuklarım geri döndüğü zaman zorlanır. Artık buralı olduk\" dedi.
Ülkelerindeki iç karışıklıklardan kaçan Suriyeliler\'in, gerek Avrupa ülkelerine geçmek için gerekse de yerleşip çalışmak için en çok tercih ettiği illerden birisi İzmir oldu. Özellikle çalışma izinlerinin verilmesi sonrasında, kayıt altına alınan Suriyeliler kendilerine yeni yaşamlar kurdu. Ahmet Hasan da Türkiye\'de yeni hayata başlayan Suriyeliler\'den oldu. Halep\'te ayakkabıcılık yapan Ahmet Hasan, savaşın en etkili olduğu 2012 yılında, yanına eşini ve çocuklarını da alıp ölümden kaçtı.

AVRUPA\'YA GİTMEK YERİNE İZMİR\'E YERLEŞTİ
Türkiye\'ye giriş yapan Ahmet Hasan, binlerce Suriyeli gibi Avrupa ülkelerine yasadışı yollardan kaçmak yerine ailesiyle İzmir\'e yerleşti. Burada Suriye\'deki mesleğini sürdürdü. Türk meslektaşlarının da kendisine yardım etmesiyle ayakkabıcılığa devam eden Ahmet Hasan, önce oturma izni, ardından çalışma izni aldı. Tüm işlemleri tamamladıktan sonra vergi mükellefi bir iş adamı olarak kendi imalathanesini kurdu, İzmir Ayakkabıcılar Odası\'na da kaydını yaptırdı. Ahmet Hasan bugün yanında çalıştırdığı 40 işçisiyle, omuz omuza verdi. Yurt içinde önemli firmalara üretim yapmanın yanında Arap ülkeleri ve Azerbaycan başta olmak üzere onlarca ülkeye de ayakkabı ihraç etmeye başladı.

\'İZMİR\'DE ÜLKEMİZDE GİBİ HİSSETTİK\'
Suriye\'den İzmir\'e kaçış sürecini anlatan Ahmet Hasan, \"Suriye Halep\'te de ayakkabı imalatı yapıyorduk. Bu sırada Türkiye\'ye de zaman zaman fuarlar için geliyordum. Savaştan dolayı ülkemizde isyan çıktı. Ailem için de sıkıntılı günler yaşandı. Artık işimizi de yapamaz duruma gelmiştik. Can güvenliğimiz kalmayınca Türkiye\'ye kaçtık. Türkiye\'ye giriş yaptıktan sonra İstanbul ile İzmir arasında ne gibi bir iş yapabileceğim konusunda araştırma yaptım.  Sonra İzmir bize uygun geldi ve buraya yerleştik. Suriye\'de imalatımız olduğu zaman İzmir\'de de dostlarımız vardı. Onlar bizim burada yeni bir hayat kurmamıza yardımcı oldu. Bana nasıl iş yeri açılır, çalışma izni, oturma izni alınır bu konularda yardım ettiler. Bunların sonrasında vergi levhamızı aldık ve işe başladık\" dedi. Üretimde iyi bir yere geldiklerini ifade eden Ahmet Hasan, neden Avrupa ülkelerine gitmediklerini ise \"Bizim elimizde bir mesleğimiz vardı ve burası o mesleğimizi devam ettirmemiz için uygun yerdi. Biz burada kendimizi ülkemizde gibi hissettik, ülkemizdeki ortamı bulduk. Yabancılık çekmedik. Herkes bizimle ilgilendi. Bu nedenle burada kaldık ve çalışıyoruz\" sözleriyle anlattı.

\'TÜRK VATANDAŞI OLACAĞIZ\'

Artık Türkiye\'den ayrılmayı düşünmediklerini de söyleyen Ahmet Hasan, \"2012 yılında geldiğim zaman çocuklarım, 9, 10 ve 12 yaşındaydılar. Büyük oğlum burada okuyor. Çocuklarımızın burada arkadaşları var. Kardeşim, yeğenim Türk vatandaşı oldu. Biz de Türkiye vatandaşı olacağız. Çocuklarım artık Türkiye\'de okuyorlar. Bu saatten sonra ülkemize geri döndüğümüz zaman zorlanırlar. Çocuklar artık buralı oldu. Ülkemizde işler düzeldiği zaman bile buradaki imalathaneyi kapatmayız. Ülkemizde de açarız ve iki yeri aynı anda yürütmeye çalışırız\" dedi.

\'KAYIT ALTINDA OLANLARIN BAŞIMIZIN ÜZERİNDE YERİ VAR\'

Odalarına 12 Suriyeli imalatçının kayıt yaptırdığını söyleyen İzmir Ayakkabıcılar Odası Başkanı Yalçın Ata, şunları söyledi: 

\"Bu insanlar sektörün en çok geliştiği illerden birisi olan İzmir\'i tercih etti. Şu anda en çok Suriyeli, iş kolu olarak burada çalışıyor. Kentimizde bizim sektörde 4 bine yakın Suriyeli var. Suriyeli imalatçıları kayıt yapmamız için tüm şartları yerine getirmeleri lazım. Yani vergi sicil kaydını yaptırması lazım. Bundan sonra çalışma izni olması lazım. Resmi olarak çalışan, vergisini ödeyen sigortasını ödeyen arkadaşlarımızın başımızın üzerinde yeri var. Ancak bazı Suriyeliler, kaçak, kayıt dışı, merdiven altı çalışıyor. Bunlara oda olarak biz karşıyız. Bunlara izin verilmemesi lazım. Kayıt dışı çalışanlarla, diğer arkadaşlarımız rekabet etmeye çalışıyor. Suriyeliler çalışmaya başladıktan sonra Türk çalışanlardan bazıları meslekten ayrıldı, farklı iş kollarına gittiler. 4 bin kayıt dışı çalışan Suriyeli var, bunlara karşıyız. Acil önlem alınması lazım.\" 

Görüntü Dökümü
--------------------------
Yalçın Ata ile röportaj.
Ahmet Hasan ile röportaj.
Suriyeliye ait imalathaneden görüntü.
Anons

Haber: Taylan YILDIRIM- Kamera: Mücahit BEKTAŞ / İZMİR, (DHA)

===================================================

ESKİ HÜKÜMLÜ DEVLET DESTEĞİYLE İŞİNİN PATRONU OLDU

MANİSA\'da yaşayan eski hükümlü 39 yaşındaki M.Ö., ildeki denetimli serbestlik müdürlüğü ve İŞKUR\'un desteğiyle serada çilek yetiştiriciliğine başladı. Manisa Cumhuriyet Başsavcılığı\'na bağlı Denetimli Serbestlik Müdürlüğü, eski hükümlüleri iş sahibi yapmak için eğitimler veriyor. Ayrıca eski hükümlülerin, İŞKUR\'dan maddi destek almaları sağlanıyor. Bu kapsamda eski hükümlü, evli ve 2 çocuk babası M.Ö. de uygulamadan faydalandı. 6 ay önce tahliye olan M.Ö., Yunusemre ilçesi Yuntdağı bölgesindeki 510 metrekare alanda çilek serası kurdu. Çilek yetiştiriciliği yapılan bu bölgede, ürünün ilk kez serada yetiştirildiği belirtildi.
YILDA İKİ ÜRÜN
Sera sayesinde senede 2 sefer çilek almayı hedefleyen M.Ö., projenin yüzde 80\'lik bir kısmının İŞKUR tarafından karşılandığını söyledi. Daha önce beyaz eşya üretimi yapan bir fabrikada işçi olarak çalıştığını belirten M.Ö., ilk kez kendi işinin patronu olduğunu ifade ederek, \"Girişimcilik kursunu aldıktan sonra hibe programı için bir proje hazırlayıp, bölgede ilk olan çilek serası projemizi teslim ederek onayını aldık. Denetimli Serbestlik Bürosu ve İŞKUR ile beraber bu projeyi tamamladık. Projenin yüzde 80\'e yakın masrafını İŞKUR ödedi. Bütün iskele sistemlerini, İŞKUR karşıladı\" dedi. Çilek ekimini yaptıklarını, kış mevsimine girmeden ürünü toplamayı hedeflediklerini belirten M.Ö., ikinci hasadı ise 2019\'un Nisan ayı ile Haziran ayı arasında almayı beklediklerini ifade etti.
Manisa Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Çiçekli ise, \"Bireylerin meslek edindirilerek topluma faydalı olmaları, topluma üretken birer birey olmaları anlamında Denetimli Serbestlik Müdürlüğümüz alternatif bir infaz sistemi şekilde faaliyetleri yürütmektedir\" dedi.
Öte yandan seranın 40 bin lira maliyete kurulduğu, diğer çiftçilerin maliyeti çok bulduğu gerekçesiyle çilek seracılığını tercih etmediği, M.Ö.\'nün devlet desteği sayesinde serayı kurabildiği ifade edildi. 

Görüntü Dökümü
------------------
(NOT: Eski hükümlü, görüntünün yüzü kapatılıp servis edilmesini istiyor)

- Eski Hükümlü M.Ö. ile röp.
- Manisa Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Çiçekli röp.
- Çilek serasından genel detaylar

(Haber- Kamera: Cemil SEVAL / MANİSA, (DHA)
 

========================

Çaldığı hoparlörü, sahibinin arkadaşına satmaya çalışırken yakalandı

KAHRAMANMARAŞ\'ta Burak Ö. (23), iki otomobilden hoparlör çaldı. Burak Ö., hoparlörü araç sahiplerinden birinin arkadaşına satmaya çalışırken polis tarafından yakalandı, çıkardıldığı mahkemece tutuklandı.
Duraklı ve Senem Ayşe mahallerinde 7 Ekim\'de meydana gelen olayda Burak Ö., park halindeki iki otomobilin hoparlörünü çalındı. İhbar üzerine Asayiş Şube Müdürlüğü Hırsızlık Büro Amirliği ekipleri çalışma başlattı. Olaydan iki gün sonra Burak Ö, çaldığı hoparlörler için alıcı ararken bilmeden araç sahiplerinden birinin arkadaşına satmak istedi. Araç sahibinin arkadaşı, Burak Ö.\'ye hoparlörleri satın alacağını söylerken, polise de bilgi verdi. Burak Ö., buluşma yerine gelince polis tarafından yakalanarak gözaltına alındı. Emniyetteki sorgusunda suçunu itiraf eden Burak Ö., adliyeye gönderilip, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine konuldu. Hoparlörler ise araç sahiplerine teslim edildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
------------------
- Şüphelinin hastaneye getirilmesi
- Acil servis önü
- Hastaneden çıkarılması
- Polis otosuna bindirilmesi
- Polis otosunun gidişi
- Çalınan hoparlörler

Haber-Kamera: Ömer KOÇ-KAHRAMANMARAŞ (DHA)
226 MB

========================

Mudanya Mütarekesi\'nin imzalandığı müze eve yoğun ilgi

KURTULUŞ Savaşı\'nın sonunda imzalanan, İstanbul, boğazlar ve Doğu Trakya\'nın savaşsız kurtarılmasını sağlayan, TBMM Hükümeti\'nin ilk siyasi zaferi Mudanya Mütarekesi\'nin 96\'ıncı yıldönümü, tarihi antlaşmanın yapıldığı binanın da bulunduğu Bursa\'nın Mudanya ilçesinde kutlanıyor. Antlaşmaya imza atan İsmet İnönü ve itilaf devletlerinin temsilcilerinin balmumu heykellerinin de bulunduğu, müzeye dönüştürülen tarihi binayı her yıl binlerce kişi ziyaret ediyor.
Büyük Taarruz\'un zaferle sona ermesinin ardından itilaf devletleri, TBMM’ye mütareke çağrısında bulundu ve görüşmeler, 3 Ekim 1922 tarihinde Mudanya’da başladı. Görüşmelere, TBMM adına İsmet İnönü, İngilizleri temsilen General Harington, Fransa adına General Charpy, İtalya adına General Mombelli katıldı. 3 Ekim tarihinde başlayan görüşmeler, Doğu Trakya’nın ve boğazların boşaltılması, Türkiye’ye geri verilmesi konularındaki görüş ayrılıkları nedeniyle sık sık kesildi. Zaman zaman gergin anların yaşandığı, hatta Türk ordusunun yeniden harekat hazırlıklarına giriştiği mütareke görüşmeleri, 11 Ekim 1922’de uzlaşmayla sonuçlandı. Mudanya Mütarekesi, 11 Ekim sabah saat 06.00’da Türkiye ve 3 itilaf devleti arasında imzalandı. Mütareke, imzalandıktan 3 gün sonra yürürlüğe girdi.
Ankara hükümeti, istediğini elde etmiş ve tek kurşun atmadan İstanbul, boğazlar ve Doğu Trakya’yı işgalden kurtardı. Tarihi antlaşmayla, milli mücadelenin savaş dönemi sona erdi. Askeri zaferin ardından TBMM siyasi bir zafer de kazanmış oldu.
ANTLAŞMANIN İMZALANDIĞI EV MÜZE OLDU
TBMM Hükümeti\'nin siyasi alanda kazandığı ilk başarısının göstergesi olan Mudanya Mütarekesinin imzalandığı Bursa\'nın Mudanya ilçesindeki ev, Mudanya Mütareke Müze\'si olarak halka hizmet veriyor. Rus asıllı Alexander Ganyanof’a ait olan ve daha sonra Şeker Kralı olarak bilinen Mudanyalı iş insanı Hayri İpar’ın satın alıp onardığı Mudanya Mütareke Evi Müzesi, 1937 yılından, 1959 yılına kadar Mudanya Belediyesi’ne bağlı bir müze olarak hizmet verdi. 1959 yılında ise Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü\'ne devredildi. 19. yüzyılın mimari özelliklerine sahip 2 katlı, 2 büyük salonu ve 13 odası bulunan müzede, İsmet İnönü\'nün çalışma odası bulunuyor. Toplantı odasında ise görüşmelere katılan İsmet Paşa ile itilaf devletlerinin temsilcileri General Harington, General Charpy ve General Mombelli’nin balmumu heykelleri var. Ayrıca İsmet Paşa\'nın, görüşmeler sırasında şartları kabul edilmeyince, \"Gerekirse savaşırız\" diyerek yumruğunu vurmasıyla ikiye bölünen mermer masa de müzede sergileniyor. Tarihi müze, her yıl binlerci kişiyi ağırlıyor. Geçen yıl 50 bin kişinin ziyaret ettiği müze, mütarekenin 96\'ncı yıldönümü yaklaşırken ziyaretçilerle dolup taşıyor.
\'BARIŞIN VE KARDEŞLİĞİN ŞEHRİ\'
Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz, Mudanya\'nın barışın ve kardeşliğin şehri olduğunu söyleyerek şöyle konuştu:
\"Barışa bir nebze de olsun Mudanya\'dan destek vermeye çalıştık ve çabalıyoruz. Bu yönden başarılı olduğumuza inanıyorum. Bu toprakları bize vatan olarak emanet edenlerin, neler çektiğini unutmamak gerekir. Bu vatan için edilen mücadelenin, dökülen kanların, verilen canların ve şehitlermizin unutulmaması gerekir. Bizim de amacımız bu. Burası Cumhuriyetimizin biçimlendiği yerdir. Mudanya Mütarekesi olmasaydı, Lozan olmayacaktı. Lozan olmasaydı Türkiye Cumhiriyeti olmayacaktı. Biz de her sene, bu mücadeleye, bu zafere uygun olarak kutlamalarımızı yapıyoruz. Bu sene de konserler, paneller ve kitap günleri ile tarihi zaferi kutlayacağız.\"

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
-Mudanya Mütareke Binasının drone ile görüntüler
-İsmet İnönü heykelinden görüntüler
-İsmet İnönü çalışma odasından ve yumruk ile kırdığı mermerden görüntüler
-Müzeden detaylar, balmumu heykellerinden görüntüler
-Müzelenen objeler
-Belediye Başkanı ile röportaj
Dosya adı: 1010mudanyamutarekesı

Haber-Kamera: Berktuğ ÖNCÜ-Mehmet İNAN/ BURSA, (DHA) 
SÜRE: 4.57 BOYUT: 555 MB

======================


Kastamonu\'da mantardan zehirlenen 1 kişinin durumu kritik

Gürkan YILMAZ/AZDAVAY (Kastamonu), (DHA)- KASTAMONU’nun Azdavay ilçesine bağlı Başakçay köyünde da aynı aileden 4 kişi mantardan zehirlenirken bir kişinin hayati tehlikesinin bulunduğu belirtildi.

Azdavay ilçesine bağlı Başakçay köyünde dün akşam yemekte yedikleri mantardan zehirlenen aynı aileden Sadık (81), Emine (79), Remzi (61) ve Necla Çilek (60) komşularının sağlık ekiplerine haber vermesi sonrası ambulans ile  Kastamonu Devlet Hastanesine kaldırıldılar.

Baba Sadık Çilek’in durumunun iyi olduğu öğrenilirken anne Emine Çilek, oğlu Remzi Çilek  ve  gelini Necla Çilek yoğun bakım ünitesinde tedavi altına alınırlarken Emine Çelik’in hayati tehlikesinin bulunduğu öğrenildi.

1 HAFTADA 70’İN ÜZERİNDE BAŞVURU
Kastamonu il merkezi ve ilçelerinden bir hafta içerisinde Kastamonu Devlet Hastanesine 70’in üzerinde vatandaşın mantar zehirlenmesi nedeniyle geldiği bunlardan durumlarının ağır olan 3 kişinin başka illerdeki hastanelere sevk edildikleri öğrenildi.

Görüntü dökümü:
-Kastamonu Devlet Hastanesi acil önü
-Hastane önü ambulans
-Hastane genel görünüm

Süre:00.45     Boyut:74,7 MB
 

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir