Gündem

DHA YURT BÜLTENİ-2

MİLLETVEKİLİ ADAYI ALPAY ÖZALAN DÖNER KESTİ, ÇOCUKLARI SEVDİ YEŞİL SAHALARIN TANINAN SİMASI SEÇMENİN KAPISINI ÇALDI TÜRK halkının yeşil sahalardan tanıdığı AK Parti İzmir milletvekili adayı, eski milli futbolcu ve teknik direktör Alpay Özalan, bu kez siy

29 Mayıs 2018 12:28

MİLLETVEKİLİ ADAYI ALPAY ÖZALAN DÖNER KESTİ, ÇOCUKLARI SEVDİ
YEŞİL SAHALARIN TANINAN SİMASI SEÇMENİN KAPISINI ÇALDI

TÜRK halkının yeşil sahalardan tanıdığı AK Parti İzmir milletvekili adayı, eski milli futbolcu ve teknik direktör Alpay Özalan, bu kez siyaset için sahaya çıktı. Seçim bölgesinde seçmenin kapısını çalan Alpay Özalan, hem kendisi hem de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için oy istedi. Kimi yerde döner tezgahının başına geçen, kimi yerde ise bebekleri seven Özalan, kendisini tanıyanlarla siyasetten çok futbol konuştu. Aday gösterildikten sonra bıyık bırakan Özalan, \"İmaj değişikliği her şeyden önce gelir\" dedi.
AK Parti İzmir 2\'nci bölge 2\'nci sıra milletvekili adayı Fehmi Alpay Özalan, 24 Haziran seçimleri için sahaya indi. Eski milli futbolcu ve teknik direktör Alpay Özalan\'ın ilk durağı, Bornova ve Bayraklı ilçelerindeki esnaf oldu. Gittiği yerlerde hem müşterilerle hem de esnafla sohbet eden Özalan\'a en çok da spor konularında sorular soruldu. Özalan\'ın oy istediği seçmenlerin kimi desteğini açılarken bazıları ise AK Parti konusundaki eleştirilerini dile getirdi. Ocak başına geçerek, müşteriler için döner de kesen Özalan\'ın seçim turu, renkli görüntülere sahne oldu. Esnaf ziyaretinin ardından DHA\'ya açıklama yapan ve aday gösterildiği için çok heyecanlı ve mutlu olduğunu ifade eden Alpay Özalan, İzmir\'in kendisi için çok özel bir yer olduğunu belirtti. İzmir\'de doğduğunu ve bu kentte büyüdüğünü söyleyen Alpay Özalan, \"Buraya hizmet etmek ayrı bir gurur ve mutluluk veriyor. Yüzümüzün akı ile çıkıp güçlü bir hükümet, güçlü bir meclis kurmak istiyoruz. Daha sonra hem ülkemize hem de İzmir\'e hizmet etmek bizim boynumuzun borcudur\" diye konuştu.
\'SPOR MU SİYASET Mİ DAHA ZOR\'
Vatandaşlarla samimiyet kurduklarını ifade eden Alpay Özalan, \"Bize de farklı bakıyorlar. Çünkü biz her şeyden önce milli futbolcuyuz. Bu ülkeye milli sahalarda çok fazla başarılar kazandırdık. Ülkemizi mutlu ettik. Bunun da karşılığını şimdi alıyoruz. Çok fazla mutluluk ve heyecan var bende. Halkımızın bizim yanımızda olması, özellikle İzmir\'in beni bağrına basması bana ayrı bir mutluluk veriyor. İnşallah biz de AK Parti\'ye, Cumhurbaşkanımıza layık oluruz\" dedi.
Yıllarını yeşil sahalarda geçiren Özalan, \"Spor mu siyaset mi daha zor\" sorusuna şu yanıtı verdi:
\"Her işin kendine göre zorlukları var. Benim için çok da fazla sıkıntı olacağını sanmıyorum. Çünkü ben insanlarla çok çabuk samimiyet kurabiliyorum. Çok iyi enerji alıp verebilen biriyim.\"
Önceliğinin ülkeyi böldürmemek olduğunu kaydeden Alpay Özalan, dışarıdan kurgulanan oyunlara hiçbir şekilde aldanılmaması gerektiğini söyleyerek, birlik ve beraberliği şart koştu. Özalan, \"Önce Cumhurbaşkanımızı, başkan yapıp, daha sonra güçlü bir meclis ile kaldığımız yerden devam edeceğiz. Çünkü bizde durmak yok, yola devam\" dedi.
\'BIYIKLARIM YAKIŞMIŞ MI?\'
Aday gösterildikten sonra bıyık bırakan Alpay Özalan, \"Neden bıyık bıraktınız\" sorusuna, \"Yakışmış mı?\" cümlesi ile karşılık verdi. İmajın önemine dikkat çeken Özalan, \"İmaj değişikliği her şeyden önce geliyor. Biraz böyle denemeyi düşündüm. Ama geri dönüşler de iyi. Bıyık bırakmamda siyasete girmemin de etkisi var ama biraz da imaj değişikliği gerekiyor\" diye konuştu.
Özalan, açıklamalarının ardından, bölgesindeki seçim çalışmalarına devam etti.

Görüntü Dökümü
--------------------------
-AK Parti İzmir Milletvekili adayı Alpay Özalan\'ın seçim bölgesinde yaptığı çalışma
-Alpay Özalan\'ın seçmenle ve esnaflarla bir araya gelmesi, çocukları sevmesi, vatandaşlar fotoğraf çektirmesi
-Alpay Özalan\'ın açıklaması
Haber: Umut KARAKOYUN- Kamera: Mücahit BEKTAŞ/ İZMİR, (DHA)

========================================================

AYDIN\'DA AĞAÇLARI KURUTAN, HAYVAN ÖLÜMLERİNE NEDEN OLAN TEHLİKE

AYDIN\'ın Germencik ilçesi Alangüllü Mahallesi\'ndeki bir jeotermal tesisi yakınında bulunan zeytin ve incir bahçelerindeki yüzlerce ağacın kuruması ve yine tesisin sularını deşarj ettiği Alangüllü Deresi\'nden su içen hayvanların ölmesi, tedirginlik yarattı. Germencik Çevre ve Doğa Derneği Sözcüsü Metin Aydın, \"Çare bulunmazsa Aydın\'daki canlı hayat ölecek\" diyerek, tehlikenin boyutuna dikkat çekti. Jeotermal tesisi bünyesinde barındıran Güriş Holding Genel Müdür Ali Karaduman ise ağaçlardaki kurumanın jeotermalden kaynaklanmadığını ileri sürdü.
Germencik\'in kırsal Alangüllü Mahallesi\'ndeki, 1986 yılında kurulan jeotermal tesisi yakınında bulunan zeytin ve incir bahçelerindeki yüzlerce ağaç kurudu. Jeotermal tesisinin sularını deşarj ettiği Alangüllü Deresi\'nden su içen 100\'e yakın küçükbaş hayvan da son 6 ay içinde telef oldu. Ağaçların kuruması ve hayvan ölümleri köylüler ve çevrecileri endişelendirdi. Mağdur olduklarını belirten köylüler, kara kara ne yapacaklarını düşünürken, çevreciler ise tehlikeye dikkat çekti.
AĞAÇLARDA HASTALIK SÖZ KONUSU DEĞİLMİŞ
Mağdur çiftçilerden Yusuf Bakır (49), 700 zeytin ağacından 560\'ı ile 3 yıl önce diktiği 80 incir ağacının kuruduğunu belirterek, \"Zeytin ağaçlarından 160\'ı son 3 ay içinde kurudu. Kuruyan bu zeytin ağaçlarından 120\'sini 8 yıl önce dikmiştim ve hiç ürün alamadım. Bu ağaçlardan tek kuruş gelir elde edemedim. Kuruyan incir ağalarım da 3 yıl önce dikilmişti. Çocuklarımla bunca zamandır verdiğimiz tüm emekler boşa gitti. Ağaçların kurumasının nedeninin yakındaki jeotermal tesisten kaynaklı olduğunu düşünüyorum\" dedi. Bakır, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü İzmir Bornova Zeytincilik Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü tarafından yapılan incelemede, kuruyan zeytin ağaçlarının bulunduğu bahçelerinde herhangi bir hastalığın söz konusu olmadığının tespit edildiğini belirterek, bunun belgesinin de elinde olduğunu kaydetti. Bir diğer mağdur çiftçi Oktay Öner (49) de 8 ağacının kurduğuna dikkati çekip, \"Ağaçlar bir ay içinde bir anda kurudu. Ne olduğunu araştırdık ama bir hastalığa rastlamadık. Bölgede benzer şekilde kuruyan çok sayıda ağaç var\" dedi.
Bir diğer çiftçi İlhan Küçük (52) de ağaçların jeotermal tesisinin sıcak suyundan kaynaklı kuruduğunu ileri sürüp, \"Çünkü ağaçların kökünü kurutuyor\" diye konuştu. 50 zeytin ağacı kuruyan Hasan Hüseyin Erol (53) da \"Bir ay öncesine kadar ağaçlar yeşildi. Ne olduğunu anlayamadık. Ne yapacağımı nereye müracaat edeceğimi bilemedim\" dedi.
Yıllık ortalama 15 ton incir elde ettiği bahçesindeki ağaçların kuruduğunu anlatan Süreyya Yıldırım (71) da perişan olduklarını belirterek, \"Ne olacak bizim halimiz? Yetkililerden sorunumuza çözüm için destek bekliyoruz\" dedi.
KOYUNLARI TELEF OLDU
Alangüllü Mahallesi\'nde besicilik yapan Gıyasettin Tamgüler (36) de \"6 ay önce 170 koyunla hayvancılığa başladım. Alagüllü Deresi\'nden su içen koyunlarımdan 100\'ü zaman içinde birer ikişer telef oldu. Ölümlerin neden kaynaklandığını bulamıyorduk. Sonradan dereye boşaltılan jeotermal tesisin sularından kaynaklandığını öğrendik\" dedi.
\'ÇARE BULUNMAZSA AYDIN\'DAKİ CANLI HAYAT ÖLECEK\'
Germencik Çevre ve Doğa Derneği Sözcüsü Metin Aydın, şunları söyledi:
\"Şu anda bulunduğumuz incir tarlası içerisinde 2013-2014 yıllarında Adnan Menderes Üniversitesi Ziraat Fakültesi bilimsel çalışma yaptı. Çalışma sonucunda, jeotermal santraline yakın bahçede yetişen incirlerdeki ölçümlerde kükürt, bor ve kalsiyum oranı iki kat daha fazla çıktı. 2017 yılında ise yine Orman ve Su İşleri ile Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve TÜBİTAK ortak bir çalışma yaptı. Yine aynı jeotermal santralinin bırakmış olduğu akışkanlara bağlı olarak, bor oranının Alangüllü Deresi\'nde normalden 67 kat, topraklarda ise 5 kat fazla olduğu saptandı. İlk çalışmanın üzerinden 4 yıl geçtikten sonra bakıyoruz ki bu bölgedeki incir ağaçlarının hepsi kuruyor. 2010 yılında da Ege Üniversitesi tarafından yapılan araştırmada jeotermallerin bulunduğu alandaki 78 çeşit bitki türünde radyoaktif madde olduğu yönünde bilimsel çalışmalar var. Bizler dernek olarak her ortamda bunları dile getirmeye çalışıyoruz ama maalesef ne Valilik nazarında ne de ilgili müdürlükler ne de hükümet nezdinde hiçbir yardım ve ilgi göremedik. Şu anda gelmiş olduğumuz noktada Aydın toplu bir şekilde ölümler yaşıyor. Nasıl birkaç gün önce Menderes Nehri\'nde milyonlarca balık öldüyse şu anda da incir, zeytin, tüm bitki örtüsü ve ekolojik sistem ölüyor. Çare bulunmazsa Aydın\'daki canlı hayat ölecek.\"
\'AĞAÇLARIN KURUMASI JEOTERMAL KAYNAKLI DEĞİL\' İDDİASI
Jeotermal tesisi bünyesinde barındırarn Güriş Holding Genel Müdürü Ali Karaduman ise Germencik\'te ağaçlarda meydana gelen kurumanın jeotermalden kaynaklanmadığını ileri sürerek, \"Aydın İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü ekiplerinin yaptığı kontroller sonrasında ağaçlarda mantar hastalığı olduğu saptanmıştır. Bizim alanımızdaki zeytinler de aynı mantar hastalığı nedeniyle sarardı. Dereye ise asla bir damla su bırakmıyoruz. Konuyla ilgili bilgimiz var. Ağaçların kuruması jeotermal kaynaklı değildir\" dedi.

Görüntü Dökümü
-----------------------------:
-Kuruyan zeytin ve incir ağaçlarından görüntü
-Jeotermal tesisin görüntüsü
-Germencik Çevre ve Doğa Derneği Sözcüsü Metin Aydın ile rö.
-Mağdur çiftçiler Süreyya Yıldırım,  Hasan Hüseyin Erol, Oktay Öner  ve Yusuf Bakır ile röp.
-Koyunları etelf olan besici Gıyasettin Tamgüler ile röp.
-Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera. Burhan CEYHAN / GERMENCİK (Aydın), (DHA)

==========================================================

ORDU’NUN YAYLALARINDA RAMAZAN KEYFİ

ORDU’da hava sıcaklığının artmasıyla, hayvanlarını otlatmak için bin 500 ile 2 bin 500 rakımlı yaylalara akın eden yaylacılar, Ramazan ayını serin ve doğayla iç içe ortamda geçiriyorlar.
Ramazan ayının başlamasıyla birlikte, sahil kesiminden Ordu’nun yaylalarına başlayan göç hız kazandı. Küçük ve büyükbaş hayvanlarıyla yaylalara çıkan besiciler, Ramazan ayını serin ve doğayla iç içe ortamda, huzur içinde geçiriyor. Yaylacılar, bin 500 ile 2 bin 500 rakımlı 26 yaylası olan Ordu’da, en çok rağbeti ise bin 500 rakımlı Aybastı Perşembe yaylası ile 2 bin rakımlı Kabadüz Çambaşı yaylası’na gösteriyor. Besicilerin yanı sıra özellikle gurbette yaşayan vatandaşlarda memleketleri Ordu’ya gelerek, yaylalara çıkıp Ramazan’ın keyfini ve tadını çıkarıyor. Yaylada gündüz vakti besiciler hayvanlarını otlatırken, ev hanımlarıda yöresel ağırlıklı iftar yemekleri hazırlayarak komşularıyla birlikte iftarlarını açıyor. Yayladaki camilerde cemaatle birlikte saf tutup teravih namazı da kılan yaylacılar, sahur vaktini de yine komşularıyla değerlendiriyor. Merada otlayan koyunlar, dağların tepesindeki kar, orman gülleri, çiçekler, sürü göçü de yaylada kartpostallık görüntüler oluşturuyor.
YAYLA İNSANA HUZUR VERİYOR
İstanbul’dan eşiyle birlikte Çambaşı yaylasına gelen işadamı Murat Güzel (65), yaylada oruç tutmanın daha güzel olduğunu belirterek, “Hem oruç tutmak hemde bayramı burada geçirmek için İstanbul’dan buraya geldik. Yaylada manzara güzel, hava serin. Orucumuzu rahat tutuyoruz. Komşularımızla birlikte iftarımızı yapıyoruz, güzel bir Ramazan geçiriyoruz. İstanbul’da da Çambaşı yaylasının fahri turizm elçisi gibi, buraların tanıtımını yapmaya çalışıyorum. Buralar yeterince tanıtılmıyor, bilinmiyor. Daha çok tanıtılması lazım, sosyal medyadan yaylayı takip ediyoruz. Buranın muazzam turizm potansiyeli var. Hatta Ordu’nun iç kısımlarındaki vatandaşlarda buranın güzelliklerini pek bilmiyor. Buraların daha çok tanıtılması lazım. Yayla insana huzur veriyor, Ramazan’da ise daha başka güzel\" dedi. Muhtar Aydın Özbucak’ta, bu yıl Ramazan’ı yaylada geçirmek için Çambaşı\'na çıktığını,  komşularıyla birlikte manzara eşliğinde,  iftar açıp sahur yapmanın ayrı bir güzellik olduğunu söyledi.

Görüntü Dökümü
---------------------
-Yayladan görüntü (drone çekimi)
-Vatandaşlarla röportaj
-İftar açan vatandaşlardan görüntü
-İftar sofrası ve yemek görüntüsü
-Yayladan detay görüntü

(SÜRE: 5.25 Dk ) (BOYUT: 500 MB)
Haber-Kamera: Nedim KOVAN/ORDU-DHA

==================================================

Camileri kapalı tutulan Selanikli Türkler, cenazelerini yüzlerce kilometre taşıyor

YUNANİSTAN\'ın ikinci büyük kenti Selanik\'te yaşayan yaklaşık 7 bin Türk, Yunan hükümetinin camilerin açılmasına izin vermemesi nedeniyle, ibadetlerini apartman dairesinde yerine getiriyor. Türkler, Müslüman mezarlığı da olmaması üzerine de vefat edenleri yüzlerce kilometre mesafedeki Türk azınlığın yaşadığı İskeçe ve Gümülcine\'ye götürüp defnetmek zorunda kalıyor.
 
Yunanistan\'ın Selanik kentinde yaşayan yaklaşık 7 bin Türk, camilerin kapalı tutulması ya da müzeye dönüştürülmesi nedeniyle camilerde ibadetlerini yerine getiremezken, kentte bir Müslüman mezarlığının bulunmaması üzerine de vefat edenleri, en yakın 200 kilometre mesafedeki İskeçe ve 250 kilometre mesafedeki Gümülcine\'ye götürüp, toprağa vermek zorunda kalıyor. Selanik\'te bulunan Osmanlı döneminden bugün ayakta kalabilen Hamza Bey,  Hortacı Süleyman Efendi, Yeni Cami ve Alaca İmaret Cami, Yunanlılar tarafından ibadete kapalı tutuluyor. Bazı camiler müze olarak kullanılırken, bazılarının ise kapısında kilit bulunuyor. Türk cemaati cuma ve bayram namazlarını  Makedonya ve Trakya Müslümanları Eğitim ve Kültür Derneği\'nin bulunduğu apartman dairesinde kılıyor. Ancak bayram, cuma ve teravih namazları için bu küçük daire yetersiz kalıyor ve yakındaki parkta kılınıyor.

\'CAMİLERİN ACILMAMASI İÇİN BAHANELER ORTAYA KONULUYOR\'
Makedonya ve Trakya Müslümanları Eğitim ve Kültür Derneği Başkanı Osman İsmailoğlu, Selanik\'teki camilerin ibadete açılması için Yunan yetkililere yaptıkları başvurulardan şimdiye kadar olumlu bir sonuç alamadıklarını söyledi. Yunanlıların, camileri ibadete açmamak için çeşitli bahaneler ileri sürüp, güçlük çıkardığını anlatan İsmailoğlu, \"Selanik\'te yaşayan Müslümanlar olarak bize cami versinler istiyoruz. Camilerin kullanıma açılması için dilekçeler gönderiyoruz ama bize \'müze kalacak\' şeklinde karşılık veriliyor\" dedi.
Selanik\'e 1975 yılında geldiğini söyleyen İsmailoğlu, \"Çocuklarım burada büyüdü ve buralı olduk. Ama maalesef burada ne camimiz ne de mezarlığımız var. Bugün Selanik\'te kullanılabilecek durumda olan 4 cami var. Ama en azından istiyoruz ki, bunlardan birini cami olarak kullanmamız için bize versinler. Bayram namazı kılmak için bile vermiyorlar. Bu aralar ramazan ayındayız ve teravihlerimizi, cuma namazlarını derneğimizde kılıyoruz. Camilerin kullanılması için her türlü çabayı göstereceğiz ve hep isteyeceğiz. En azından bayramlarda verseler de insan gibi ibadetimizi yapalım. Aynı zamanda da anavatanımızdan da bize bu konuda yardımcı olmalarını istiyoruz\" dedi.

CENAZELER 200 KİLOMETRE TAŞINIYOR
Selanik\'te vefat eden Müslümanların  defnedileceği bir mezarlığının bulunmaması, Türklerin en önemli sorunların dan biri olarak gösteriliyor. Osmanlı dönemindeki mezarlıklarda bugün binalar yükselirken, Yunan devleti ise bütün taleplere rağmen Müslümanlara yeni bir mezarlık alanı vermemek için çeşitli bahaneler ileri sürüyor. Selanik\'te yaşayan Müslümanlar, cenazelerini defnetmek için büyük maddi külfetler karşılığında yüzlerce kilometre taşımak zorunda kalıyor. Selanik\'te ölen Müslümanlar  Türk azınlığın yaşadığı Batı Trakya bölgesindeki Selanik\'e 200 kilometre mesafedeki İskeçe, 250 kilometre mesafedeki Gümülcine ve Dedeağaç\'a götürülerek, buralarda toprağa veriliyor. Makedonya ve Trakya Müslümanları Eğitim ve Kültür Derneği Başkanı Osman İsmailoğlu, \"Selanik\'te bir Müslüman mezarlığı yok. 
Osmanlı döneminde mezarlıklarımız vardı. Ancak oraları yıkıp yerine binalar yaptılar. Şimdi biz burada yaklaşık 6, 7 bin Müslüman varız ama maalesef mezarlığımız yok. Burada vefat eden soydaşlarımızı en yakın İskeçe\'ye Gümülcine\'ye ve Dedeağaç\'a götürerek defnediyoruz\" dedi.
 
GÜMÜLCİNE\'DEKİ MEZARLIKLAR DA DOLDU
Gümülcine Türk Gençler Birliği Başkanı Necad Ahmet, Selanik\'te cami ve mezarlık olmaması üzerine gelen cenazelerle Gümülcine\'deki mezarlıkların da dolduğunu söyledi. Ahmet, \"Selanik\'te mevcut camilerde ibadete izin verilmiyor. Gümülcine\'deki seçilmiş müftülük tarafından her sene oraya farklı imamlar gönderiliyor, ama namaz kılabilecekleri bir camileri yok. Ölenleri ise mezarlık olmadığı için genelde buraya getirip toprağa veriyor\" dedi. Necad Ahmet, Selanik\'ten getirilen cenazelerin sahiplerinin maddi ve manevi olarak zorluk yaşadığını vurgulayarak, \"Bu insanlar, annelerinin, babalarının mezarlarını birkaç senede bir gelip görebiliyorlar. Herkes genelde kendi köylerindeki mezarlıklara cenazelerini gönderiyor ama köyü olmayanların cenazeleri ise Gümülcine\'deki mezarlıklarımıza gömülüyor. Ancak Gümülcineliler için de mezarlıklar dolmuş durumda\" dedi.

Görüntü Dökümü
----------------------
-Hortacı Cami\'den görüntüler
-Caminin minaresi
-Caminin müze olarak kullanılması
-Müzeyi gezenler
-Osman İsmailoğlu ile röportaj
-Caminin etrafı şerit çekilerek kapatılan şadırvanı
-Kuruyan musluklar
-Cami önünde Muhabir anonsları
-Caminin içinden görüntüler
-Cami avlusunda bulunan mezar taşları
-Necad Ahmet ile röportaj
-Müslüman mezarlığından görüntüler
-Mezarlıkta muhabir anonsu
-Genel ve detaylar

Haber-Kamera: Gurbet GÖKÇE - Enver ALAS - Can EROK / SELANİK(Yunanistan),(DHA)

==================================================

İNŞAATTA İSKELEYE ÇIKARKEN DÜŞEN İŞÇİ KURTARILAMADI

İSTANBUL\'da çalıştığı inşaatta merdivenle iskeleye çıkmak isterken tutunduğu demirin eğilmesiyle 2.5 metreden beton zemine düşen Ordulu işçi Yusuf Muhammet Ergenç, 5 gün süren yaşam mücadelesini kaybetti.
İstanbul Bağcılar\'da bir inşaatta çalışan 32 yaşındaki evli 4 çocuk babası Yusuf Muhammet Ergenç, tahta iskeleye merdivenle çıkmak istedi. Ancak merdivenin kısa gelmesi üzerine tutunarak iskeleye çıkmaya kalkıştığı demirin eğilmesiyle 2.5 metreden beton zemine kafa üstü düştü. Ağır yaralanan Yusuf Muhammet Ergenç, olay yerine çağrılan sağlık ekipleri tarafından yapılan ilk müdahalenin ardından ambulansla Medipol Mega Üniversite Hastanesi\'ne kaldırıldı. Yoğun bakım ünitesinde 5 gündür yaşam mücadelesi veren Ergenç, hayatını kaybetti. Yusuf Muhammet Ergenç, Ordu\'nun Çatalpınar ilçesinde toprağa dün toprağa verildi.

Görüntü dökümü
------------------
-İşçinin iskeleye çıkması ve düşmesi (Güvenlik kamerası)
-İşçinin fotoğrafı

(Süre: 27 Saniye) - (Boyut: 15.04 MB)
Haber: Hakan AKGÜN/SAMSUN, (DHA)

=====================================================

\'DUR\' İHTARINA UYMAYAN OTOMOBİLDEN POLİSE ATEŞ AÇILDI

GAZİANTEP\'te polisin \'dur\' ihtarına ateşle karşılık veren 2 kişi, bulundukları araçla kaza yapınca yaya olarak kaçtı.
Olay, gece saatlerinde Vatan Mahallesi’nde meydana geldi. Yunus polisleri durumundan şüphelendiği 27 BSR 63 plakalı otomobili durdurmak istedi. Ancak içerisinde 2 kişinin bulunduğu otomobilden ateşle karşılık verildi. Ateş açarak kaçmaya başlayan otomobil, ara sokakta başka bir araca çarparak durdu. Otomobilde bulunan ve 2 kişi oldukları belirtilen şüpheliler, aracı olay yerinde bırakarak yaya olarak kaçtı. Olay yerine sevk edilen özel harekat ekipleri çevredeki evlerde arama yaptı. Araçta yapılan aramada ise tabanca ele geçirildi.
Şüphelilerin çarptığı otomobilde yaralanan sürücü ise ambulansla hastaneye kaldırıldı. Sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi. Polis, kaçan şüphelilerin yakalanması için çalışmasını sürdürüyor.

Görüntü Dökümü
------------------
- Olay yeri
- Polis ekipleri
- Şüphelilerin aracı
- Genel ve detay görüntüler
( Haber:Kamera: Mustafa KANLI-GAZİANTEP-DHA)
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 103 MB

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir