22 Aralık 2017 13:12
1)DOĞU EKSPRESİ KARANFİLLERLE KARŞILANDI
KARS’a Doğu Ekspres treni ile gelen yerli ve yabancı turistlere Tren Garı’nda karanfiller, yöresel ezgilerle coşkulu karşılama yapıldı.Doğu Ekspresi seferlerine ilgi sosyal medya sayesinde her geçen gün artarken, turizmcileri heyecanlandırdı. Son zamanlarda yoğun ilgi gören Doğu Ekspresi treni Ankara\'dan yaklaşık 24 saatlik yolculuğunun ardından Kars Garı’na ulaştı. Kış turizmi kapsamında sosyal medyada organize olup doğal güzellikleri yerinde görmek üzere Doğu Ekspres treni ile Ankara’dan gelen 85 kişilik yerli ve yabancı turistler, Kars İl Kültür ve Turizm Müdürü Hakan Doğanay, turizmciler ve vatandaşlar karanfiller ve yöresel ezgilerle karşılandı. Hakan Doğanay, Kars’ın hak ettiği yerlere gelmesi adına çalışmaların sürdüğünü hatırlatarak, bu çalışmalarda Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan’ın büyük payı olduğuna dikkat çekti. Turizmcilerden Kars Oteller ve Lokantacılar Derneği Başkanı Halit Özer ise Kars’ın yeniden eski ihtişamlı günlerine geri döneceği inancıyla emeği geçen herkese teşekkür etti.
Görüntü Dökümü
---------------------------
-Kars tren garı detay görüntü
-Tren garında misafirleri bekleyen vatandaşlar
-Halit Özer\'in açıklaması
-Müzik grubu
-Trenin gelişi
-Karanfillerle karşılama
-Yolcularla röp.
-Kültür Müdürü Hakan Doğanay ile röp.
Haber-Kamera: Bedir ALTUNOK / KARS, (DHA)
(292 MB - 4 DK 52 SN)
=========================================================
2)ATATÜRK BÜSTÜNE SALDIRDIKTAN SONRA POLİSİ ARAMIŞ
ADANA\'da, 2 ayrı ortaokulun bahçesinde bulunan Atatürk büstlerine tabancayla ateş eden Ali Balduz\'un (30) polisi arayıp, saldırı ihbarında bulununca yakalandığı ortaya çıktı.
Merkez Seyhan ilçesi Meydan Mahallesi\'ndeki Cumhuriyet İlköğretim Okulu\'na 11 Aralık\'ta gelen Ali Balduz, Atatürk büstüne tabanca ile ateş ederek olay yerinden ayrıldı. 2 gün sonra da Dumlupınar Mahallesi\'ndeki Kanuni İlköğretim Okulu\'ndaki Atatürk büstüne 3 el ateş edip kaçtı. Saldırının ardından eve giden Balduz, cep telefonundan 155\'i arayıp, \'Kanuni İlköğretim Okulu bahçesinde silah sesleri duydum, Atatürk büstüne ateş edip kaçmışlar\' dedikten sonra evden ayrıldı. Adana Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü\'ne bağlı ekipler, okul bahçesine gelerek güvenlik kameralarını inceledi. Atatürk büstüne ateş edildiğini tespit eden polis, daha sonra telefon kayıtlarından ihbar yapılan evin adresine ulaşarak, Balduz\'un nikahsız yaşadığı eşi 26 yaşındaki Şükran T. ile görüştü. Genç kadın ifadesinde, \"Saldırı eşim gerçekleştirmiş olabilir. Aklı dengesi yerinde değil\" dedi. Polis Şükran T.\'ye güvenlik kamera görüntülerini izlettirdi. Genç kadın görüntülerdeki kişinin eşi olduğunu söyledi.
NİKAHSIZ EŞİNİ ADLİYE ÖNÜNDE VURMUŞ
Polis, yaptığı araştırmada Ali Balduz\'un \'mala zarar verme\' ve \'adam yaralama\' suçlarından 7 ayrı suç kaydı olduğunu, PKK\'nın da sokak gösterilerine katılmaktan hakkında 4 kez işlem yapılığını, 2 ay önce de cezaevinden çıktığını tespit etti. Ayrıca saldırganın 9 Ocak\'ta da Şükran T.\'yi adliye karşısında ayağından vurduğunu, \'kasten öldürmeye teşebbüs\' suçundan 9 yıldan 15 yıla kadar hapis istemiyle tutuksuz yargılandığı davada \'Cezalandırılmamı talep ediyorum\' diyen Balduz\'un 3 yıl 9 ay hapse mahkum edildiği belirlendi.
\'PKK\'LIYIM, SANSASYONEL EYLEM YAPMAK İSTEDİM\'
14 Aralık\'ta düzenlenen operasyonla yakalanan zanlının üzerinden olayda kullandığı ruhsatsız tabanca ele geçirildi. Gözaltına alınan Ali Balduz, emniyetteki sorgusunda, \"O an uyuşturucu kullanmıştım. PKK\'lıyım, sansasyonel bir eylem yapmak istedim, büste o yüzden ateş ettim\" dedi. Balduz, tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Görüntü Dökümü
------------------------
ARŞİV GÖRÜNTÜLER
-Güvenlik Kamerası
- Zanlının okulun bahçesinde görüntüsü
- Atatürk büstüne yaklaşması
- Tabancasıyla Atatürk büstüne ateş etmesi
- Gidişi
- Zanlının polis aracından indirilmesi
- Adli Tıp Birimi\'ne getirilmesi
- Adli Tıp Birimi tabelası
- Zanlının Adli Tıp Birimi\'nden çıkarılması
- Polis aracına bindirilmesi
- Polis aracının gidişi
SÜRE:01\'44\" BOYUT:106 mb
Haber:Çağlar ÖZTÜRK-Kamera:ADANA,(DHA)
=================================================
3)KADAVRA BAĞIŞÇILARINA \'MÜSTERİH OLUN\' ÇAĞRISI
İZMİR\'deki Dokuz Eylül Üniversitesi\'nde bulunan iki kadavranın izinsiz olarak İstanbul\'a gönderildiği iddalarının ardından, konunun hassasiyetine dikkat çeken Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı Başkanı Lokman Öztürk, şu an hayatta olan ve ölümlerinin ardından bedenlerini bilimsel araştırma için kadavra olarak kendilerine bağışlayan kişilere, müsterih olmaları çağrısında bulundu.Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili Atilla Sertel\'in, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Orhan Mağden\'in, izinsiz olarak iki kadavrayı İstanbul\'daki özel bir üniversiteye gönderdiği iddialarının ardından, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Lokman Öztürk açıklamalarda bulundu. Kadavraların tıp fakülteleri için bilimsel veri kaynağı olduğunu söyleyen Öztürk, \"Tıp fakültesine yeni başlayan bir öğrenci doğrudan hasta üzerinde başlamak yerine, belirli bilgi birikimini tamamlayana kadar kadavralar üzerinde insan vücudu üzerinde tecrübe edinir. Kadavranın yerini tutabilecek maddeler bugüne kadar tespit edilmiş değildir. Tabii ki çeşitli plastinat maddeler ve çalışmalar var ama hiçbirinin kadavraların yerini tutacağını düşünmüyoruz. Uygulamalı diseksiyon dersleri kadavralar olmadığı için pratik derslere döndürülüyor. Bir noktada aslında geçiştirilmeye, savsaklanmaya çalışılıyor ama biz bunu doğru bulmuyoruz\" dedi.
Kadavraları, tıp fakültelerinin anatomi anabilim dallarının dışında herhangi bir anabilim dalının muhafaza etmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını belirten Öztürk şunları söyledi:
\"Kadavralar kesinlikle yasal ve etik kurallar dahilinde saklanır ve üzerinde işlemler yapılır. Bu kadavraların akademisyenlere ya da herhangi bir anatomiste ait olması diye bir kural yok. Bir kuruma giren bir kadavranın başka bir kuruma yönlendirilmesi söz konusu değil. Eğer gönderilirise de bunun yasal bir dayanağı yoktur. Çünkü hangi kuruma bağışlanmışsa ya da hangi kuruma giriş yapılmışsa, o kurumda sadece eğitim, araştırma ve inceleme yapılmak üzere kadavralar muhafaza edilir. Bunun dışında kurumlar arasında kadavra alışverişi yasal değildir.\"
\"BU TÜR OLAYLAR GERÇEKLEŞMİŞSE BİLE MÜNFERİTTİR\"
Asıl kaygılarının, kadavra bağışçılarının son günlerdeki gündemden olumsuz etkilenmeleri ve kadavra bağışının sekteye uğraması olduğunu belirten Öztürk, eğer gerçekleşmişse bile bu tür olayların münferit olaylar olduğunu söyledi. Öztürk, Milletvekili Atilla Sertel\'in ortaya attığı iddia ile ilgili olarak, eğer olayın bir gerçekliği varsa soruşturma sonucunda ilgililer hakkında gerekli işlemlerin yapılacağını belirterek, \"Bizim açımızdan herhangi bir yasal ya da etik olmayan bir girişim söz konusu değil. Buna müsaade de edilmez. Bağışçılara, kadavralara ne kadar büyük bir itinayla yaklaşıldığını, büyük bir saygıyla yaklaşıldığını belirtmek istiyorum. Bizde Ege Üniversitesi\'nde, kadavralar üzerinde çalışırken etik, bilimsel ve yasal kuralları dikkate alma kültürü son derece önemlidir. Biz, özellikle İzmir\'de bağış yapan, kendini bilime, eğitime, araştırmaya ve incelemeye, kısacası kendisini insan hizmetine veren vatandaşlarımızın kesinlikle müsterih olmalarını diliyoruz\" dedi.
\"KADAVRA İLE İLGİLİ YASALARIN UYGULANMASINDA SIKINTILAR VAR\"
Türkiye\'de kadavra bağışlanması ya da kimsesiz kadavraların verilmesi konusunda yasaların uygun olduğunu fakat uygulamada bir takım sıkıntılar bulunduğunu vurgulayan Özkürk, şunları söyledi:
\"Sıkıntılarımızın başında, yasalarla bize verilmesi gereken kadavraların bizden habersiz olarak gömülmesi geliyor. Biz bunu biliyoruz ve takip de ediyoruz. Bu konuyla ilgili olarak yetkililerle görüştüğümüz zaman bu kadavraların bize verileceği söyleniyor ama bir türlü kimsesiz kadavralar kanun uygun olmasına rağmen bize yönlendirilmiyor.\"
Öztürk, Türkiye\'de hakim olan sosyal anlayışın kadavra bağışı yapılmasına sıcak bakılmasının önüne geçtiğini belirterek, \"İzmir\'deki demokratik ve bilimsel düşünceye yönelik yatkınlık, bizim bu konuda diğer fakültelere oranla daha az sıkıntı yaşamamızı sağlıyor. Çok sayıda bağışçımız söz konusu. Bu bağışçılar, ölümlerinden sonra bedenleri vasıtasıyla araştırmaya, incelemeye, eğitime ve bilime hizmet edecekler. Kendilerine çok teşekkür ediyoruz, çünkü kadavranın yerini doldurabilecek başka bir materyal olduğunu düşünmüyoruz\" dedi.
Görüntü Dökümü
------------------------
- Prof. Dr. Lokman Öztürk\'ün konuşmasından görüntü
( Haber-Kamera: Davut CAN / İZMİR, (DHA)
============================================================
4)KONYA\'DA 135 BİN SIĞINMACI YAŞIYOR
KONYA\'da 100 bini Suriyeli olmak üzere 135 bin sığınmacı yaşıyor. Çoğunlukta iki mahallede yaşayan Suriyeliler, Türklerle uyum içinde yaşadıklarını söyledi.
Konya\'da sığınmacılar kent merkezinde çoğunlukta Sahipata ve Şems-i Tebrizi Mahallesi\'nde yaşıyor. Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği Konya sorumlusu Fulden Zereyak, Konya\'da 100 bini Suriyeli olmak üzere 135 bin sığınmacının yaşadığını hatırlattı. Sığınmacıların, Türkiye\'ye daha iyi uyum sağlaması için sığınmacıları yönelik psiko- sosyal desteğin yanı sıra entegrasyon çalışmaları yaptıklarını belirtti. Çalışmalar kapsamında düzenledikleri kurslara Türklerinde katıldığın ifade eden Zereyak \"Yerel halkı da bu çalışmalara katmaya çalışıyoruz. Daha önce kurslarımızda Türk vatandaşı sayısı 1 ya da 2 kişiyi geçmezken, şimdi neredeyse sayı yarı yarıya ulaştı. Türk vatandaşlarıyla sığınmacılar kurslarda yan yana eğitim görüyor.\" dedi.
2\'NCİ DÜNYA SAVAŞINDAN SONRA EN BÜYÜK MÜLTECİ KRİZİYLE KARŞI KARŞIYAYIZ
Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği Genel Koordinatör Yardımcısı Kadir Beyaztaş da, Türkiye\'nin dünyada en fazla sığınmacıyı barından bir ülke olduğunu ve 2\'nci Dünya Savaşı\'ndan sonra da en büyük mülteci krizinin yaşandığını kaydetti.
SIĞINMACI NÜFUSUNUN ÇOĞU ÇOCUK
Türkiye\'deki sığınmacı nüfusunun çoğunun, çocuk olduğuna dikkat çeken Beyaztaş, çocukların çoğunun eğitim almadığını, belirtti. Çocuklara eğitim verilmesi gerektiğini ifade eden Beyaztaş, \"Çocuklar, eğitim imkanına erişemediği müddetçe sokaklarda yaşıyorlar. Çalışmak zorunda kalabiliyorlar. Bu noktada, kayıp bir nesil söz konusu oluyor. Örneğin 2011 yılında Suriye\'den Türkiye\'ye gelen çocuklar, şu an yetişkinliğe adım atan bir birey oldu. Eğitimi ve iyi bir uyuma sahip olmazsa, birey olarak kendilerini gerçekleştirmeleri zorlaşıyor ve bizim bir arada yaşamamız güçleşiyor bunun önüne geçmemiz gerekiyor.\" diye konuştu.
Beyaztaş, şu an Türkiye\'de yaşayan sığınmacılarla ilgili çok büyük sorunlar yaşanmadığını ancak bunun yaşanmayacağı anlamına gelmediğini, o nedenle de onlara yönelik, toplumsal entegrasyon odaklı çalışmaların hızlandırılması gerektiğini söyledi.
\'TÜRKİYE\'Yİ SEVİYORUM\'
Suriye\'den 4 yıl önce Türkiye\'ye geldiğini belirten ve Sahipata Mahallesi\'nde oturan Yasin El Hamdu (35), \"4 yıldır Türkiye\'de yaşıyorum ve buraya alıştım. Türkiye\'yi, insanları ve Recep Tayyip Erdoğan\'ı seviyorum. Seyyar satıcılık yaparak elbise satıyorum ve geçimimi sağlıyorum.\" dedi. Şems-i Tebrizi Mahallesi\'nde oturan ve babasına ait kasapta çalışan Mustafa Muhammed Elcuk (14), \"Ben 2,5 yıl önce Halep\'ten geldim. Önce İstanbul\'a gittik, orayı sevmedik ve Konya\'ya geldik. Buraya ailecek alıştık. Okula gitmiyorum. Suriye\'de de kasaplık yapıyorduk. Aynı işimizi burda da sürdürüyoruz. \"dedi.
Yine aynı mahallede oturan ve Suriye\'ye dönmek istediğini belirten Ömer Suto (18), \"Türkiye\'ye 4 yıl önce geldik. Önce sanayide çalıştım. Şimdi telefoncu dükkanı açtım. Ama çok alışamadım Suriye\'ye dönmek istiyorum\" dedi.
SURİYELİLERE ALIŞIYORUZ
Şems-i Tebrizi Mahallesi\'nde bakkal işleten Mevlüt Fakı (65), mahallede yaşayan Suriye uyruklu sığınmacılar, mahallenin sorun yaşamadan hayatını sürdürdüğünü belirtti. Fakı, \"Mahallemizde yaşayan Suriyelilere alışıyoruz. Mecburuz, alışmasak ne yapabiliriz. Ancak mahallede yerli halk azaldı. Suriye sığınmacılara evlerini kiraya verip gittiler.\" dedi.
Aynı mahallede manavlık yapan Ahmet Özbay (58), Türk halkının her zaman mazlumun yanında olduğunu, dini, ırkı ne olursa olsun her canlıya saygı duyduğunu belirtti. Sığınmacılarla uyum sorunu yaşamadıklarını ifade eden Özbay, \"Bunlar zor durumda olduklarından dolayı yardımcı olmaya çalışıyoruz. Uyum sorunumuz yok. İnsan, insan olduktan sonra uyum sorunumuz yok. Gerektiği kadar da yardımcı olmaya çalışıyoruz. \"dedi.
Görüntü Dökümü
---------------------
- Kadir Beyaztaş röp.
-Fulden Zereyak
-Diğer röportajlar
- Suriyelilerden ve mahalleden detay
Haber- Kamera: Hasan DÖNMEZ- Tolga YANIK KONYA DHA)
=====================================================
5)BURSA\'DA BYLOCK KULLANDIĞI TESPİT EDİLEN 5 KİŞİ ADLİYEDE
BURSA\'da FETO/PDY soruşturması kapsamında ByLock kullandığı tespit edilen 5 şüpheli adliyeye sevk edildi. Bursa İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube ekipleri, FETÖ/PDY soruşturması kapsamında, örgütün haberleşme programı olan ByLock\'u kullandığı tespit ettiği 3\'ü kadın 5 kişiyi gözaltına aldı. Aralarında öğrenci ve emeklilerin de bulunduğu şüpheliler, emniyetteki işlemlerinin ardından sabah saatlerinde \"terör örgütü üyesi olmak\" suçundan dliyeye sevk edildi.
Görüntü Dökümü
---------------------------
- Zanlıların adliyeye sevk olması
Berktuğ ÖNCÜ/BURSA,(DHA)-
=====================================================
6)GECE AÇIK OLAN FIRINA GİREN HIRSIZI HAMUR HAZIRLAYAN İŞÇİLER SUÇÜSTÜ YAKALADI
DİYARBAKIR merkez Bağlar ilçesinde gece saatlerinde açık olan ve ön kısmında kimsenin bulunmadığı ekmek fırınına girip para tezgahını kurcalayan hırsız içeride hamur hazırlayan fırıncılara suç üstü yakalandı. Fırıncılar, suç üstü yakaladığı hırsızın üstünü arayıp bekleterek polise haber verdi. Güvenlik kameralarına saniye saniye yansıyan hırsızlık olayınde hırsızın çaldığı 72 Lira için önce hırsızdan şikayetçi olmayı düşünmediğini söyleyen Fırın sahibi Mehmet Çiçek, \"Polis hırsızın üzerine ararken bacaklarında uyuşturucu poşetleri buldu. , uyuşturucuyla gençleri zehirlediği için kendisinden şikayetçi oldum\"dedi.
Merkez Bağlar İlçesinde bulunan ekmek fırınında yaşanan ve güvenlik kameralarının saniye saniye kayda aldığı görüntülerde, 3 gün önce gece 24.00 sıralarında açık olan fırının önüne gelen S.Ç., fırının içini bir süre izledikten sonra ön tarafta kimsenin bulunmadığını görünce fırana girdi. Fırında paraların konulduğu tezgahın bulunduğu tarafa geçen S.Ç., paraların bulunduğu çekmeceyi kurcaladığı sırada içeride hamur yapan 3 fırıncı hırsızı suçüstü yakaladı. Hırsızın üstünü arayan ve bir koltuğa oturtan fırıncılar daha sonra polise haber verdi. Olay yerine gelen polis, zanlının GBT sorgusu yaparak üst araması yaptı. Hırsızın bacaklarında poşetlere fizlenmiş halde uyuşturucu madde bulundu. Emniyet Müdürlüğüne götürülen S.Ç\'nin daha önce çeşitli suçlardan aranması olduğunu belirlendi.
Fırının soyulduğunu öğrenerek dükkana geldiğini anlatan fırın sahibi Mehmet Çiçek, hırsızın dükkandan 72 lira çaldığını belirterek, \"Eğer ekmek alsaydı yada benden o parayı isteseydi ben zaten verirdim. Fırınımdan her gün 250 ekmek fakirler için hazırlanır ben muhtaçlara zaten yardım ediyorum. Ekmek çalan da oldu daha önce ama aç oldukları için çalmışlardı. Şimdi aldığı 72 lirayı benden isteseydi ihtiyacı olduğunu söyleseydi, ben verirdim belki. Kendisinden şikayetçi olamayacaktım ama polisler bacağına sarılı poşetlerde uyuşturucu buldu. Ben kokainleri fişek halinde satmak için bağladığını görünce nefret ettim. Gençleri zehirlediği için ondan davacı oldum. Sonuna kadar da davacı olacağım\" dedi.
Görüntü Dökümü:
-----------------------------
-Fırında gerçekleyen hırsızlığın güvenlik kamerası görüntüsü
-Hırsızın fırına girmesi
-Hırsızın kasayı kurcalarken içeriden gelen fırıncılar tarafından yakalanması
-Hırsızın polise teslim edilmesi
-Fıran sahibinin konuşması ve olayı anrlatması
-Fıran\'dan genel ve detay görüntüler
Haber-Kemera: Canan ALTINTAŞ-Burak MEKE/DİYARBAKIR,(DHA)-
© Tüm hakları saklıdır.