12 Eylül 2017 19:05
CHP’li Ağbaba: 15 Temmuz gününde sıkılan mermiler 12 Eylül 2010 akşamı konuldu
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Emniyet Teşkilatı Vazife Malulü ve Şehit Aileleri Vakfı Malatya Şube Başkanı Sıddık Selçuk’u ziyaret etti. Daha sonra basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Ağbaba, 12 Eylül 1980 yılındaki askeri darbeyi hatırlattı.
\"VATAN, MİLLET, BAYRAK İÇİN EVLATLARINIZI, KENDİNİZİ FEDA ETTİNİZ\"
Polis evi içerisinde bulunan Şehit Aileleri Vakfı’nı CHP İl Başkanı Enver Kiraz’ın beraberinde ziyaret eden Ağbaba, burada basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Kendilerinin yanında olacaklarını, çocuklarını bu vatan için feda ettiklerini ifade eden Ağbaba, cümlelerini şöyle sürdürdü:\"Çocuklarınız her türlü övgünün üzerindedir. Sizin yakınlarınız, evlatlarınız, çocuklarınız, sizler bizim huzur içerisinde yaşamamızı, bayrağımızın ve vatanımızın devamlılığını sağlamak için çalışan ve şehit olan insanlarsınız. İl teşkilatımızla birlikte sizlerle birlikte olmaya ve sorunlarınızı dile getirmeye çalışıyoruz. Sizler hem bizler hem vatan hem de millet hem de bayrağımız için evlatlarınızı, kendinizi feda ettiniz.\"
\"ŞEHİTLERİMİZİ GAZİLERİMİZİ SİYASİ MALZEME OLARAK DÜŞÜNMÜYORUZ\"
Şehitler arasında ayrım yapılmasını kabul etmediklerini söyleyen Ağbaba, cümlelerine şöyle devam etti: “Terörle mücadele ederken gözünü kırpmadan, göz göre göre şehit olan insanlarla, diğer şehit olan insanlar arasında ayrım yapılmasını ne vicdanen ne hukuken ne de insani anlamda doğru bulmuyoruz. Bu, şehitlerimizin ruhunu incitir. Şehitlerimize karşı saygısızlık yapmış oluruz. Bunu gündeme getirdik, önümüzdeki günlerde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) gündeme getireceğiz. Bunu siyasi bir malzeme olarak düşünmüyoruz. 15 Temmuz’da 249 şehidimiz oldu, 2 binin üzerinde gazimiz var. Onları da şükranlar anıyoruz, onlarda bizim şehitlerimiz. 15 Temmuz’daki sivil şehidimize ne veriyorsan, nasıl bakıyorsan, Doğu’da teröre karşı mücadele ederken şehit olan askerimize, polisimize de aynı hakkı tereddütsüz vermen lazım. Bunun dışında bir şey düşünülürse yanlış olur. Bir milletvekili sağlık olarak hangi haktan faydalanıyorsa, gazi ve şehit yakınları da aynı haktan faydalanmalıdır. Bununla ilgili genel başkanımızın imzasıyla da bir kanun teklifi verdik. Önümüzdeki günlerde yenileyeceğiz.\"
\"GÖNÜL İSTER Kİ MİLLETVEKİLLERİMİZ ŞEHİT AİLELERİNE SAHİP ÇIKSINLAR\"
Daha sonra Emniyet Teşkilatı Vazife Malulü ve Şehit Aileleri Vakfı Malatya Şube Başkanı Sıddık Selçuk’da ziyaretten dolayı memnuniyetini şu cümlelerle dile getirdi: “Gönül ister ki milletvekillerimiz şehit ailelerine sahip çıksınlar, devamlı hal ve hatırlarını sorsunlar, bunu da vekilimizde görüyoruz. Bizi ziyaret ettiklerinden dolayı kendisine çok teşekkür ediyoruz.\"
\"12 EYLÜL 1980\'DEKİ GİBİ ÖĞRETMENLER SÜRGÜN EDİLMEYE BAŞLANILDI\"
Ziyaretten sonra Basın mensuplarına açıklamalarda bulunana CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, 12 Eylül’ün siyasi yaşamlarında ve Türkiye tarihinde iki önemli anlamı olduğunu söyledi. Ağbaba şöyle konuştu: “Bunlardan birisi Türkiye’de demokrasinin askıya alınmasını sağlayan binlerce insanın mağdur edildiği 12 Eylül 1980 askeri darbesi. 50 kişi idam edildi, 650 bin kişi gözaltına alındı, 3 bin 854 öğretmen ile 120 üniversite öğretim görevlisinin işine son verildi. Bir milyon 683 bin kişi fişlendi. Gazetecilere 3 bin 315 yıl hapis cezası verildi. 937 film sakıncalı bulunarak yasaklandı. 30 ton gazete ve dergi imha edildi. 23 bin 677 derneğin faaliyetleri durduruldu. Siyasi partiler ve sendikalar kapatıldı. Bu rakamlar yabancı değil maalesef son dönemde yaşadığımız rakamlara baktığımızda karşılaştırdığımızda benzer rakamları görüyoruz. 15 Temmuz hain darbe girişimiyle Türkiye karşı karşıya kaldı. 15 Temmuz bertaraf edildi ama 20 Temmuz Olağanüstü Hal (OHAL) süreciyle birlikte yeni bir sivil darbeyle yüzbinlerce insan mağdur edildi. Gazeteler kapatıldı, FETÖ’yle hiç ilgisi olmayan öğretim üyeleri ihraç edildi. 12 Eylül 1980’deki gibi öğretmenler sürgün edilmeye başlanıldı.\"
\"EVET’ OYLARI, UÇAKLAR TARAFINDAN MECLİSE BOMBALAR ATILDI\"
12 Eylül 2010’daki yapılan referandumunda yıldönümü olduğunu hatırlatan Ağbaba, şu ifadelere yer verdi:\" O referandum Türkiye’yi 15 Temmuz sürecine getirdi. Sandığa atılan ‘evet’ oyları, uçaklar tarafından meclise bombalar atıldı. Boğaz köprüsünde sivil insanların üzerine ateş edilen silahların içerisine konulan mermi, 12 Eylül 2010 akşamı konuldu. FETÖ’yle ilgili her alana girildi. FETÖ baklavacıda, börekçide, topçuda, popçuda var siyaset kurumunda maalesef bir ayıklanma yapılmadı. Türkiye’nin bir daha 12 Eylül askeri darbelerini, bir daha 12 Eylül 2010’u yaşamaması için herkesin biraz daha sorumluluk içerisinde hareket etmesi gerekiyor. Türkiye’de darbelerin panzehri gerçek anlamda demokrasidir. Demokrasi, sivil toplum örgütleri ne kadar güçlü olursa darbeler o kadar geri plana atılır.\"
\"12 EYLÜL RUHU HORTLAMIŞTIR\"
CHP’li Ağbaba Bylock kullandığı tespit edilen kulüp başkanlarının serbest bırakıldığını ifade ederek, \"FETÖ’nün köşe yazarları serbest bırakılıyor. FETÖ’ye yıllarca yandaşlık yapmış insanlara dokunulmuyor. Bylock kullanan insanlar serbestçe geziyor. Cumhuriyet Davası hukukun çöktüğü, adaletin yok edildiği, yargının siyasetin emrinde olduğunu gösteren en önemli kanıttır. Cumhuriyet yazarlarının cezaevinde bir gün bile tutulması Türkiye’deki demokrasi ve adaletin ne anlama geldiğini gösteriyor. Bu durum, 12 Eylül 1980 ruhuna ait bir durumdur. 12 Eylül ruhu hortlamıştır.\" şeklinde konuştu.
Görüntü Dökümü:
-------------------------------
-Vakıfı ziyaretten detaylar
-Vakfı Malatya Şube Başkanı Sıddık Selçuk’un açıklamarı
-CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba\'nın açıklamarı
-Ağbaba\'nın basın mensuplarına ayrı açıklamarı
Haber: MALATYA, (DHA)
=========================================
Feyzioğlu: Yargının başka güç odaklarının eline geçirilmiş olmasını kabul edemeyiz
TÜRKİYE Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, yargıya güvenin düştüğünü belirterek \"Yargıya güven düşmüştür. Yargıya güvenin düşmesinin tek sebebi yargının içine Gülen cemaatinin isimlerinin vaktiyle yerleştirilmiş olması değildir. Bunlar sınırla kabul etmek çok derece yanlıştır. Elbette bir paralel devlet yapılanmasının yargıyı ele geçirmesi başlı başına bir felakettir. Ancak \'bunları temizleyeceğiz\' diye yargının bir başka güç odaklarının eline geçirilmiş olmasını, ya da geçirilmeye başlanmış olmasını da kabul edemeyiz\" dedi.
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, Giresun Gazeteciler Derneği’nin davetlisi olarak geldiği Giresun’da basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Türkiye’nin sorununun keyfilik olduğunu ve her alanda da keyfilik yaşandığını kaydeden Feyzioğlu, \"Kamu ihalelerinde de keyfilik var, dış politikada da keyfilik var. Memur alımında keyfilik var, hakim alımında da keyfilik var. Her alanda keyfilik hüküm sürmekte. Liyakatın yerini, yani layık olanın, layık olduğu göreve getirilmesinin yerini, iktidarda kimse ona sadakat almış durumda tamamen. Dolayısıyla göreve en uygun, en layık olan değil, en boyun eğecek, sözünü her zaman için dinleyecek veya dinleyeceği düşünülen kişilerin belli görevlere getirilmesi gibi bir sıkıntı ile karşı karşıyayız. Bu Türkiye Cumhuriyeti Devleti\'nin varlığını tehdit eder noktaya gelmiş halde\" dedi.
\'EN BÜYÜK SORUN KEYFİLİK\'
Feyzioğlu, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin dünden ders alarak yarına sağlam adımlarla yürümek zorunda olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:\"O sebeple tarihimizdeki dersler iyisiyle kötüsüyle bize yol göstermek zorundadır. Bugün Türkiye’de olan her şey bizim sorunumuzdur. Neme gerek diyenlerden olmadık, olmayacağız. Bugün Türkiye\'nin en büyük sorunu keyfiliktir. Kendi de keyfiliklerin içerisine düşmüş yargı vardır. Yargının tarihin en az güvenilen seviyesine düşmesi işte bunun bir göstergesidir. Yüzde 20’lere düştüğünden söz edilmektedir. Ben söylemiyorum. Yargının içindeki önemli isimler söylüyor bunu. Yargıtay Başkanının da ifadesinde vardır, bakan beyin ifadesinde de vardır. Yargıya güven düşmüştür. Yargıya güvenin düşmesinin tek sebebi yargının içine Gülen cemaatinin isimlerinin vaktiyle yerleştirilmiş olması değildir. Bunlar sınırla kabul etmek çok derece yanlıştır. Elbette bir paralel devlet yapılanmasının yargıyı ele geçirmesi başlı başına bir felakettir. Bir vahamettir. Ancak \'Bunları temizleyeceğiz\' diye yargının bir başka güç odaklarının eline geçirilmiş olmasını, ya da geçirilmeye başlanmış olmasını da kabul edemeyiz\"
\'KEYFİLİĞİ ÇÖZMELİYİZ\'
Kurumsal güvenilirliğin çökmüş durumda olduğuna işaret eden Feyzioğlu \"Yapmamız gereken Türkiye’nin 10 binlerce namuslu, fedakar dürüst çalışan avukatı, hâkimi ve savcısı var. Ancak kurumsal güvenilirlik çökmüş durumda. Bugün yargının doğru karar vermesi kişilerin namusuna, cesaretine havale edilmiş. Kişilerin cesaretine, namusuna havale edilip kurumsal güvenceden yoksun bırakılmış bir düzende güvenilir bir sistem yoktur. Siyasi iktidarın, ya da başka güç odaklarının müdahalesine yüzde 100 kapalı bir sistemi kurmaya ihtiyacımız var. Maalesef Anayasa değişikliği 16 Nisan Anayasa paketi yargıyı güvenilirlilik kılacağına dünden de daha az güvenilir bir konuma taşımıştır. Bizim meselemiz budur. Gülen cemaati Türkiye\'yi yargıyı ele geçirerek teslim alma noktasına gelmişti. Diken battığı yerden çıkarılır. Dolayısıyla yargıyı düzeltmeden Türkiye’nin ana sorunu olan keyfiliği çözemeyiz\" ifadelerinde bulundu.
\'BİR CÜMLEYLE AÇIKLANABİLİR\'
Feyzioğlu, kendisine yöneltilen, \'FETÖ’den tutuklu bir subayın kardeşi Cumhurbaşkanı\'nın yanında çalışmaya başladı. \'Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz\' şeklindeki soruyu ise şu şekilde yanıtladı: \"FETÖ diye tabir edilen ve biz F tipi suç örgütü olduğunu söylediğimiz çünkü 17-25 diye bir milat kabul etmiyoruz biz. F tipi diye nitelendirdiğimiz bu örgütle bağlantısı olan bir kişinin uzak hısımlarının işten atıldığı bir dönemden geçiyoruz. Böyle bir dönemde yine darbeye kalkışan hainlerin içinde yer aldığı söylenen bir eski subayının kardeşinin sayın cumhurbaşkanın yanında görevlendirilmesi elbette cezaların şahsiliği ilişkisiyle sorunsuzdur. Bunda bir sakınca yoktur. Ama adalet duygusunun vicdanı zedeleyen durumu, onun orada görevlendirilmesi değildir, uzak hısımların bile KHK’ların ekinde işten atılması veya mahalle baskısıyla özel sektörden atılmasıdır. Herkes kendinden sorumlu böyle bir durumda. Sayın Cumhurbaşkanı\'nın bir mesaj verip vermediğini bilmiyorum ama çünkü mesaj vermek için çok daha iyi imkanları olan birisi Sayın Cumhurbaşkanı. Bir muhtarlar toplantısında düz bir cümleyle bunu açıklayabilir. Herkes daha rahat anlar.\"
CUMHURBAŞKANLIĞI ADAYLIĞI SORULDU
Feyzioğlu, Cumhurbaşkanlığı adaylığı ile ilgili bir soruya da \"Böyle yerlere talip olunmaz. Bu çok yüce bir makamdır. Ve yüce bir görevdir. Türkiye Cumhuriyetinin bekası için Türk milletinin üstün menfaati için milletim çatıya çık gözcülük yap desin yaparım, aşağı in bekçilik yap desin yaparım, ama makama talip olunarak hizmet edilmez. Millete hizmete talip olursunuz, biz ona talibiz. Başka da hiçbir talebimiz dün de olmadı, bugün de olmadı, yarın da olmayacak. Böyle bir yerin peşinde koşulmaz\" yanıtını verdi.
\'PUSULA GÖREVİMİZİ YAPACAĞIZ\'
Türk milletinin pusulası olma yolunda çalıştıklarını da dile getiren Feyzioğlu, \"Türk milletine yılmadan, yorulmadan doğruları anlatmamız gerekmektedir. Türk milletinin kutup yıldızı, pusulası olmalıyız hepimiz. Biz buna soyunduk. Her türlü baskıya, tehdide ve engellemelere rağmen pusula görevimizi nefesimizin sonuna kadar yapacağız\" diyerek konuşmasını tamamladı. Feyzioğlu, daha sonra Giresun Baro Başkanlığı\'na seçilen Soner Karademir’i de ziyaret etti.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------
-Feyzioğlu\'nun açıklamaları
-Genel ve detay
HABER KAMERA: Hakan KABAHASANOĞLU/GİRESUN,(DHA)
==============================================
Cezaevi firarisi, polis lojmanlarında sahte kimlikle yakalandı
EDİRNE\'nin Keşan İlçesi\'nde cezaevi firarisi C.B., polis lojmanlarında üzerinde sahte kimlikle yakalanarak gözaltına alındı.
Olay, İspat Cami Mahallesi Kurtuluş Caddesi üzerindeki polis lojmanlarında meydana geldi. Lojmanlarda şüpheli bir kişinin izinsiz girdiği ihbarı üzerine olay yerine çok sayıda polis ekibi sevk edildi. Polis, şüpheliyi lojman bahçesinde yakalayarak gözaltına aldı. Şüphelinin üzerinden çıkan C.Ü. adına düzenlenmiş kimliğin sahte olduğu anlaşıldı. Yakalanan kişinin C.B. olduğu ve izinli çıktığı Edirne Açık Cezaevi\'nde geri dönmeyerek firar ettiği belirlendi. C.B.\'nin emniyetteki ifadesinde yerde bulduğu C.Ü.\'ye ait kimliğe kendi fotoğrafını yapıştırarak kullandığı, polis lojmanlarına ise tanımadığı bir kişinin kendisini kovalaması sonucu yanlışlıkla girdiğini söyledi. İşlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen C.B., çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak, Edirne Kapalı Cezaevi\'ne konuldu.
Haber: Ünsal YÜCEL/KEŞAN (Edirne), (DHA)
==============================================
Tekirdağ\'da 10 hektar ormanlık yandı
TEKİRDAĞ\'da piknikçilerin yaktığı mangaldan çıktığı tahmin edilen yangında 10 hektar fıstık çamı ormanı yandı. Alevler havadan söndürme ekipleri, karadan da itfaiyenin müdahalesiyle 4 saatte kontrol altına alınabildi.
Tekirdağ\'ın merkez Süleymanpaşa İlçesi\'nin tatil beldesi Kumbağ Mahallesi\'nin yüksek kesimlerindeki ormanlık alanda bugün öğleden sonra yangın çıktı. Alevler şiddetli lodosun da etkisiyle geniş bir alana yayılırken, alevlere havadan 2 söndürme helikopteri, Orman İşletme Müdürlüğü\'ne ait 5 araç, Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi itfaiye ekipleri ile jandarma ekipleri müdahale etti. Yaklaşık 4 saat süren çalışmada alevler daha da büyük alana yayılmadan kontrol altına alınarak, söndürme çalışmalarına başlandı. Yangında 10 hektarlık fıstık çamı ormanının yandığı belirtildi.
MANGAL BULUNDU
Tekirdağ Jandarma Komutanlığı\'na bağlı Kumbağ Jandarma Karakolu ekipleri, yangın bölgesinde yaptıkları incelemede bir yanar durumda mangal, çay sevameri, ekmek buldu. Jandarma, orman yangınına yakılan mangalın neden olduğu ihtimali üzerinde durarak, bölgedeki Mobese kameralarını da incelemeye alıp, soruşturmasını bu yönde sürdürüyor. Yanan orman bölgesinde arıcılık yapan Mehmet Ülker, \"Bu bölgede arıcılık yapıyorum. Geldiğimde yangın büyümüş ve yolu kapatmıştı. Buradan geçemedim. Bu güzelliklerin yanmasına çok üzüldüm. Biz burada çam balı üretiyoruz. Dolayısı ile bu yanan çamlardan arılarımız faydalanıyor. Bu ağaçlar bölgenin ciğerleridir. Mangaldan çıktığını tahmin ediyorum. Ama o bölgeye gelmediğim için mangalı kimlerin yaktığını göremedim. Çok yazık oldu\" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
----------------------------------
-Olay yerindeki itfaiye, belediye ve jandarma ekipleri
-Ekiplerin söndürme çalışmaları
-Helikopterin denizden su alması
-Helikopterin geçişleri
-Olay yerinde bulunan yanar vaziyetteki mangal ve ekmekler
-Arıcılık yapan kişinin konuşması
-Ormandan detay görüntüler
Haber-Kamera: Ruhan YALÇIN/TEKİRDAĞ,(DHA)
=========================================
Silifke\'de kinoa hasadı
MERSİN\'in Silifke İlçesi\'nin yüksek kesimlerinde ilk kez ekimi yapılan kinoa bitkisinin hasadı yapıldı.
Toroslar\'ın yüksek kesimlerindeki Mara Mahallesi\'nde deneme amaçlı ekilen kinoa hasadına Ziraat Odası Başkanı Cafer Doygun ile üreticimler katıldı. Burada değerlendirme yapan Başkan Doygun, bu yıl ilk defa deneme amaçlı hem sahilde hem de ilçenin yüksek kesimlerinde ekim gerçekleştirdiklerini, dönümünden 200 kilo ürün elde ettiklerini söyledi. Kendine has bir aroması olan kinoanın, baskın bir tadı ve kokusu olmadığını belirten Doygun, şöyle dedi: \"Lezzetli ve hafif bir besin olup, bulgur ve pilavın kullanıldığı yemeklerin tamamında kullanılabilir. Ayrıca kinoa garnitür olarak yemeklere eklenebilir, çorbalarda kullanılabilir ve pilavı yapılabilir. Un haline getirilerek kek, pasta ve kurabiye hamurlarına konulabilir. Tüketim alanı sınırsız diyebileceğimiz kinoa salatada da tüketilebilir. Çiftçiler alternatif ürün arayışında olması nedeni ile deneme ekimi yapıyoruz. 1 dönüm arazide iki çeşit kinoa tohumu ektik. Artık burada alternatif ürün olarak değerlendirebiliriz.\" Deneme amaçlı alternatif ürün olarak ektiği kinoa bitkisi hakkında bilgi veren üretici Ziraat Mühendisi Emine Çetrez ise şunları söyledi: \"Silifke\'de her yıl aynı ürünler yetişiyor. Halkımız alternatif bir ürün arayışına girmiyor. Silifke iklim koşullarında ne yapabiliriz?\' diye düşündüm, \'İnsanlara yeni bir ürünü nasıl tanıtabiliriz?\' diye arayış içerisine girdik. Daha sonra internette Kinoa bitkisine rastladım. Çölyak hastaları tüketebiliyor ve glüten içermiyor. Normal buğdaygillerden daha faydalı, yağ yakıcı özelliği var ve omega 3 içeriyor. Bunlar benim ilgimi çekti. Ben de böylelikle denemeye karar verdim.\" Dalları makaslarla kesilen kinoa bitkileri bir çuvala koyularak hasat edilirken, kesilen dallardaki tohumları daha sonra savurma ya da elemek suretiyle kabuklarından ayrılarak tüketime hazır hale getirilecek.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-----------------------
-Kinoa bitkisinin hasadı
-Kinoa ekilen araziden geniş görüntü
-Ziraat Mühendisi ve üretici Emine Çetrez\'in röportajı
-Silifke Ziraat Odası Başkanı Cafer Doygun\'un röportajı
-Kinoa bitkisinden detay görüntü
(Boyutu:320 MB) (Süresi: 04:02)
Haber-Kamera: Mehmet OKUR/SİLİFKE(Mersin), (DHA)
============================================
Adana Film Festivali\'nde sinemacılar onurlandırılacak
ADANA Büyükşehir Belediye Başkanı MHP\'li Hüseyin Sözlü, 25 Eylül- 1 Ekim 2017 arasında düzenlenecek 24. Uluslararası Adana Film Festivali\'nde birçok ilke imza atılacağını söyledi.
Sheraton Otel\'de düzenlenen tanıtım toplantısına Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, Adana Film Festivali Direktörü İsmail Dikilitaş ve Pink Organizasyon yöneticisi Namık Biçer ile belediye yetkilileri katıldı. Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, yaklaşık 6 milyon liraya mal olacak Uluslararası Adana Film Festivali\'nin bu yıl birçok ilke imza atacağını söyledi. Sözlü, \"Festivalde bu yıldan itibaren bir ilk gerçekleştirilerek vizyon sahibi yönetmen ödülü verilmeye başlanacak. Bu ödülle ülkemizde ve dünyada hak ettiği değeri yeterince göremeyen sinemacıların onurlandırılması ve keşfedilmesini amaçlıyoruz. Bu yıl Vizyon Sahibi Yönetmen Ödülü Nijerya asıllı ABD\'li Andrew Dosunmu\'ya veriliyor\' dedi. Yaşar Kemal Efsanesi belgesel filminin de ilk kez seyirciyle kendi topraklarında buluşacağını ifade eden Başkan Sözlü, \" Belgesel dünya prömiyerini yapacak. Büyük yazar Yaşar Kemal\'in doğumundan ölümüne, tüm herkesin tanıklığının aktarıldığı bir film bu\" diye konuştu.
ONUR ÖDÜLLERİ
Festival kapsamında verilecek onur ödülleri hakkında da bilgi veren Sözlü şöyle devam etti: \"Bu yıl onur ödülleri Türk Sineması\'na katıda bulunan usta sanatçılar Temel Gürsu, Hümeyra, Şemsi İnkaya ve Sami Şekeroğlu\'na verilecek. Adanalı yapımcı sinemacı Arif Keskiner de onur ödülü alacak. 5 ana kategoride Altınkoza Ödülleri dağıtılacak. Festivalde yeni yarışma kategorileri yer alacak. Var olanların muhtevası genişletilecek. Daha önce \'Adana\' başlığıyla hayata geçirilen kategori bu yıl Adana Kısa Filmi adı ve içeriği ile yapılacak. 12 ülkenin katıldığı Akdeniz Ülkeleri Kısa Film Yarışması\'nın kapsamında ise yeryüzünün her noktasından katılım ile sinemaseverlerin karşısına çıkacak. Geçmişte Ulusal ve Öğrenci filmleri adıyla düzenlenen kategori 24\'ncü Uluslararası Öğrenci Filmleri yarışması adında olacak. Her bir yarışma kategorisinin farklı dallarıyla birlikte eserler toplam 30 dalda Altınkoza Ödülünü kazanmak için jürinin ve halkın beğenisine sunulacak.\"
YILDIZLAR KALDIRIMI YAPILACAK
Adana Film Festivali Direktörü İsmail Dikilitaş ise 2 yıldır yapılmayan festival kortejinin bu yıl tekrar hayata geçirileceğini, Adanalı sanatçılar için yıldızlar kaldırımı yapılacağını söyledi. Dikilitaş, \"Sevgi korteji 2 yıl aradan sonra bu yıl 27 Eylül\'de Sheraton Oteli\'nde başlayıp, Galeria alanındaki Sinema Kültür Sanat Kasabası\'nda son bulacak. Festivalin bir çok ilkleri bulunuyor. Sinema Kültür Sanat Kasabası Adana\'da bir geleneği başlatmış olacak. Burası daimi bir festival alanına dönüşecek. Burada sinemaya ait her şeyi bulacaksınız. Bu yıl önemli bir ilk daha olacak. Atatürk Caddesi üzerinde Adanalı sanatçılar için yıldızlar kaldırımı olacak. Her yıl bunu arttıracağız. Barajyolunda, Adanalı yazarların kitaplarından oluşan bir kitap anıtı oluşacak. Bunun açılışı da gerçekleştirilecek. Bu yıl sinemaseverlere yüzde 60\'ı Türk olmak üzere 180 filmi 1850 gösterimde sunacağız\" dedi.
KONSERLER
Festival kapsamında ayrıca, 25 Eylül\'de Aleyna Tilki, 26 Eylül\'de Hadise, 27 Eylül\'de Yaşar konser verecek. Ahmet Selçuk İlkan ise 28 Eylül\'de şiir gecesi düzenlenecek. 29 Eylül\'de ise Feridun Düzağaç, 30 Eylül\'de Zeynep Casalini, 1 Ekim\'de Grup Mega konser verecek. Festival kapsamında açılacak olan Sinema Kültür Sanat Kasabası\'nda bir çok etkinlik de düzenlenecek. Festival süresince, kent genelindeki sinemalarda ücretsiz film gösterimleri yapılacak.
Görüntü Dökümü
----------------------------
- Toplantıya katılanlardan genel görüntü
- Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü\'nün konuşması
- Adana Film Festivali Direktörü İsmail Dikilitaş\'ın konuşması
- Detay görüntü
SÜRE: 05\'25\" BOYUT:330 MB
Haber:Murat KİBRİTOĞLU-Kamera:ADANA,(DHA)
© Tüm hakları saklıdır.