Gündem

DHA İSTANBUL BÜLTENİ - 2

 (ÖZEL)   1- SULTANGAZİ'DE "TACİZ" GERGİNLİĞİ; POLİS ŞÜPHELİYİ LİNÇTEN KURTARDI - Öfkeli kalabalık biber gazı ile dağıtıldı

06 Ekim 2018 14:35

 (ÖZEL)  
1- SULTANGAZİ\'DE \"TACİZ\" GERGİNLİĞİ; POLİS ŞÜPHELİYİ LİNÇTEN KURTARDI

- Öfkeli kalabalık biber gazı ile dağıtıldı.

Haber-Kamera: Emin YEŞİL - İSTANBUL DHA
Sultangazi\'de, bir kadını taciz ettiği iddiasıyla mahalleli tarafından linç edilmek istenen bir kişi polis tarafından kurtarılarak gözaltına alındı. 
Olay, saat 19.30 sıralarında Cebeci Mahallesi meydana geldi. İddialara göre, 20 yaşlarındaki bir kişi, evli bir kadını takip edip tacizde bulundu. Kadının eşi tarafından fark edilen şüpheli, mahalle sakinleri tarafından yakalanarak dövüldü. Çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine çok sayıda polis sevk edildi. Polis ekipleri, mahallede geniş güvenlik önlemi alarak şüpheliyi öfkeli kalabalıktan kurtarıp gözaltına aldı. 

BİBER GAZI KULLANILDI
Polis, kalabalık tarafından linç edilmek istenen şüpheliyi, bir binanın girişinde sakladı. Tüm uyarılara rağmen dağılmayan kalabalığa polis, biber gazı sıktı. Biber gazının etkisiyle oluşan kargaşadan faydalanan polis, şüpheliyi hızlıca binadan çıkarıp araca bindirdi. Şüpheliyi araçtayken de vurmaya çalışan kişileri, polis biber gazı sıkarak uzaklaştırdı. Ardından polis merkezine götürülen ve Suriyeli olduğu belirtilen şüpheli sorguya alındı.

Görüntü Dökümü:
-------------
-Polisin, şüpheliyi bir binanın girişinde saklaması
-Polis ile mahalleli arasındaki gerginlik
-Polisin, dağılmaları yönünde mahalleliyi uyarması
-Polisin, biber gazı sıkarak kalabalığı dağıtması
-Kargaşadan yararlanan polislerin şüpheliyi araca bindirmesi
-Polisin, şüpheliyi araçta linç etmek isteyen kişilere biber gazı sıkması
-Polisin araçla şüpheliyi uzaklaştırması
-Detaylar

06.10.2018 - 11.21 Haber Kodu : 181006039_

====================================

(ÖZEL) 
2- 2500 YILLIK YILANLI SÜTUN ÖNLEM ALINMAZSA YOK OLACAK

- Yılanlı Sütun için  \'korozyon\' uyarısı
 
- Uzmanlar, Tarihi Yarımada\'daki 2500 yıllık eserin kapalı bir müze alanında korumaya alınması gerektiğini belirtiyor.
 
- Yunanlılar tarafından özgürlüğü anımsatması için inşa edilen Yılanlı Sütun havadan da görüntülendi.
 
Haber-Kamera: Merve DUNDAR - Hüseyin ÇAKMAK / İSTANBUL, (DHA)- Antik dönemden günümüze kalan eserlerden biri olan Yılanlı Sütun, milattan önce 478-477 yılında Pers İmparatorluğu ile Batı Anadolu ve Ege Denizi çevresinde bulunan Kent Devletleri arasında uzun yıllar süren savaşın sonunda, Yunanlılar tarafından her zaman özgürlüğü hatırlatması amacıyla Apollon\'a sunulmak üzere için inşa edildi. 2 bin 500 yıllık geçmişi olan ve milattan sonra 4\'üncü yüzyıldan bu yana İstanbul\'da bulunan bu eser günümüzde yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Uzmanlar, açık havada birçok dış faktörden olumsuz yönde etkilenen eserin kapalı bir müze alanında korumaya alınması gerektiğini belirtiyor.
 
Ege Denizi\'nin iki kıyısında kurulmuş olan ve çocuğu Helen kökenli Kent Devletleri ile Persler arasında yaşanan uzun savaşların ardından, Yunan Devletleri\'nin kazanılan zaferin anısına yaptırdıkları eserlerden biri olan Yılanlı Sütun yüzyıllardır varlığını devam ettiriyor. İlk halinden bugüne birçok parçası eksilen eser, eski adıyla Hipodrom şimdiki adıyla Sultanahmet Meydanı\'nda asırlardır ayakta duruyor. Ancak açık hava koşullarında varlığını sürdürmeye çalışan Yılanlı Sütun için bazı tehlikeler söz konusu. Uzmanlar hava değişimi, nem, doğal afet gibi unsurlardan olumsuz yönde etkilenen eserin kapalı bir alanda sergilenmesi konusunda hem fikir.
 
\"HAVA DEĞİŞİMİ ESERDE KOROZYONA NEDEN OLUYOR\"
Daha önce Yılanlı Sütun\'un bir müzede koruma altına alınması konusunda bir yüksek lisans tezi yazan İstanbul Arkeoloji Müzesi arkeologlarından Gülbahar Baran Çelik eserin 2 bin 500 yıldır dışarıda olduğunu bu nedenle birçok özelliğini kaybettiğini söylüyor ve bu durumun sebeplerini şöyle açıklıyor: 
\"Maden eserler açık hava koşullarından çok fazla etkilenir. Çünkü sıcakta genleşip soğukta sıkışırlar ve kendilerini havanın sıcak veya soğuğuna adapte etmeye çalışırlar. Bu durum maden eserler üzerinde \'korozyon\' dediğimiz hastalığın başlangıcına sebep olur. Bu eserler aynı zamanda nemin değişkenliğinden de etkilenir. Oysa maden eserlerin sabit sıcaklık ve nem oranına sahip ortamlarda muhafaza edilmesi gerekir. Eğer eser dışarıdaysa da bu koşulların sağlanması ve koşulların sürdürülebilir olması gerekir. Ancak Yılanlı Sütun için şu anda böyle bir ortam sağlanamadığından eserin kapalı alana taşınması daha doğru olacaktır.\"
 
\"ÜZERİNDE BOYA İZLERİ, ETRAFINDA ÇÖPLER VAR\"
Eserin üzerinde çok önemli çatlakların olduğuna da dikkat çeken Çelik, \"Yağmurlu havalarda o çatlakların içinde giren su buzlanarak, genleşmeye ve çatlakların artmasına neden oluyor. Onun dışında karbondioksit, sülfürdioksit gibi atmosferde bulunan çok sayıda gaz da korozyon oluşmasına neden oluyor. Bunun dışında bir de fiziksel faktörlerden kaynaklanan sıkıntılar yaşanabiliyor. Deprem gibi, dışarıdan atılan sert cisimler gibi ya da esere zarar verecek boyalar, sıvılar gibi. Bugün hale üzerinde boya izlerini, aşağı atılmış çöpleri görebilirsiniz. Bu kadar değerli bir eserin bu koşullarda burada olması oldukça riskli\" diye konuştu.
 
ESERE AİT YILAN BAŞLARINDAN BİRİ ARKELOJİ MÜZESİ\'NDE
Yılanlı Sütun\'un yerinden kaldırılması için bir projelendirme sürecine ihtiyaç olduğunu belirten Çelik, bu çalışmada sadece arkeolog ve restoratörlerin değil farklı bilim dallarından uzmanların, sanat tarihçilerinin bir arada olması gerektiğini vurguladı. Eserin şu anda olduğu yere bir kopyasının koyulup orijinalinin kaldırılmasını ve önemli bir restorasyondan geçtikten sonra müzede sergilenmesinin doğru olacağını dile getiren Çelik, \"Yılanlı Sütun\'da yer alan 3 yılan başından biri şu anda İstanbul Arkeoloji Müzesi\'nde sergileniyor. Bu eseri de onunla birlikte sergileyebiliriz. Öncelikle bu işe liderlik edecek bir kurum lazım. Kültür Bakanlığı ve onun birimi olan Arkeoloji Müzeleri ya da Restorasyon Merkez Müdürlüğü bu çalışma için en uygun adresler\" dedi.
 
\"ESERİN MÜZEYE KALDIRILMASI OSMAN HAMDİ BEY\'İN DE VASİYETİ\"
Konuyla ilgili hazırladığı teze başlamadan önce İstanbul Arkeoloji Müzeleri\'nin de kurucusu olan Osman Hamdi\'nin bir mektubuyla karşılaştığını söyleyen Çelik, \"1895\'te Maarif\'e yazılmış duygusal bir mektuptu. Osman Hamdi Bey o mektupta ülkemizin çok değerli kültür varlıkları olduğundan ve bunların ülke için gurur kaynağı olduğundan söz ediyor. Ama bir o kadar sorumlu olduğumuzu hatırlatıp, bu eserin ne kadar önemli olduğundan ve bir sürü yayınının yapıldığından, bilim adamları tarafından çok değer verildiğinden ancak dışarıda hem yağmur hem de güneşe karşı korunmasız olduğundan, içine atılan çöplerden, üzerine atılan taşlardan bunun her ne kadar ilgililere söylense de önüne geçilemediğinden söz ediyor. Bu nedenle eserin müzeye taşınması ve yerine kopyasının yapılması önerisinde bulunuyor. Ama o öneri kabul edilmiyor. Bu anlamda eserin müzeye kaldırılması aslında Osman Hamdi\'nin de bir vasiyeti diyebiliriz\" ifadelerinde bulundu.
 
DÜNYADA ÖRNEKLERİ VAR
İstanbul\'un dünyanın dört bir yanından gelen eserlerle süslenmiş bir şehir olduğunu dile getiren sanat tarihçisi Hayri Fehmi Yılmaz da Yılanlı Sütun\'un artık yerinde muhafaza edilmesinin mümkün olmadığını ifade ediyor. Meydandaki eserin yerine bir replikasının (kopyasının) koyularak aslının müzeye kaldırılması gerektiğini belirten Yılmaz bu durumun dünyadaki benzerlerini şöyle örneklendiriyor:
\"İtalya\'da San Marco Kilisesi\'nin önünde yine İstanbul Hipodromundan götürülmüş olduğu düşünülen 4 tane bronz at heykeli vardı. Bunların kilisenin dışında, açık alanda bir galeride sergilenmesini restoratörler uygun bulmadı. Bu nedenle özgün eserler içeri alındı yerlerine replikaları koyuldu. Benzer şekilde Michelangelo\'nun Floransa\'daki meşhur Davut Heykeli Galleriadell\'Accademia\'ya kaldırıldı. Yerine bir replikası koyuldu.\"
 
\"BİR GÜN ANITIN PARÇALANDIĞINI GÖREBİLİRİZ\" 
Dünyada bu kadar eski ve hala bir meydanda duran tek eserin Yılanlı Sütun olduğuna dikkat çeken Yılmaz, \"Eserin üzerinde derin çatlaklar var.  Tıpkı üzerinde yer alan yılan başlarının daha önce kırılması gibi bir gün geldiğimizde anıtın parçalar halinde yere yığıldığını görebiliriz. Bu hem çok trajik olur hem de ülkemiz açısından prestij kaybına neden olur. Bu nedenle artık bu durumu tartışmamız, mümkün olduğu kadar çabuk karar vermemiz ve bu anıtın ömrünü uzatmak için projeler geliştirmemiz lazım\" dedi. 
 
4\'ÜNCÜ YÜZYILDAN BU YANA İSTANBUL\'DA
Milattan önce 479 yılında Perslerle Yunan Kent Devletleri arasında uzun yıllar devam eden savaşlar Platea Savaşı ile son buldu. Yunanlılar bu zaferin anısına Delphoi Apollon Tapınağı\'na çok sayıda adak heykeli sundu.  Bu heykeller arasında yer alan ve 3 parçadan oluşan Yılan Sütun (Burmalı Sütun) günümüze ulaşan ve en meşhur  olan eserdir. İlk yapıldığında birbirine sarılmış 3 yılanı ve üzerinde altın kaplama bir kazanı bulunan eser, savaşa katılmış 31 Kent Devleti\'nin ismini de üzerinde taşıyordu. İlk kayıplarını 100 yıl sonra vermeye başlayan Yılanlı Sütun\'un önce altın kazanı eritildi. Uzun süre bu kutsal alanda kalan eserin İmparator Konstantin  tarafından milattan sonra 324-330 yılları arasında İstanbul\'a getirildiği ve dördüncü yüzyıldan bu yana burada olduğu tahmin ediliyor.  Eserle ilgili elde edilen bilgiler arasında Osmanlı İmparatorluğu döneminde İstanbul alındıktan sonra yılanlardan birinin çenesinin kaybolduğu, saray tarihçisi tarafından verilen bilgiye göre ise 21 Ekim 1700\'de saat 17.20\'de bir gürültü ile yılan başlarının koptuğu biliniyor. İstanbullular anıtın, kenti yılanlardan koruyan bir tılsımı olduğuna inanıyordu. Kopan yılan başlarından biri şu anda İstanbul Arkeoloji Müzesi\'nde sergilenirken diğerlerinin nerede olduğu bilinmiyor.
 
Görüntü Dökümü:
-------------
//HAVADAN GÖRÜNTÜLERLE//
-Sultanahmet Meydanı ve Yılanlı Sütun\'un havadan görüntüleri 
-Yılan Sütun\'dan detaylar 
-İstanbul Arkeoloji Müzesi arkeologlarından Gülbahar Baran Çelik\'in açıklamaları 
-Arkeoloji Müzesi\'nde yer alan Yılanlı Sütun\'un parçasından detaylar 
-Sanat tarihçisi Hayri Fehmi Yılmaz\'ın açıklamaları 
06.10.2018 - 10.48 Haber Kodu : 181006029
============================

 (YENİDEN) 
3-  İSTANBUL\'UN DÜŞMAN İŞGALİNDEN KURTULUŞUNUN 95\'İNCİ YILI

Haber-Kamera: Hasan YILDIRIM -Taner YENER İSTANBUL DHA
İstanbul\'un düşman işgalinden kurtuluşunun 95\'inci yıl dönümü nedeniyle Taksim Cumhuriyet Anıtı\'nda tören düzenlendi
6 Ekim İstanbul\'un düşman işgalinden kurtuluşunun 95\'inci yıl dönümü nedeniyle Taksim Cumhuriyet Anıtı\'nda tören düzenlendi. Törene, İstanbul Vali Yardımcısı İsmail Gültekin, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Hayri Baraçlı, diğer yetkililer ve öğrenciler katıldı. Tören, İstanbul Büyükşehir Belediyesi çelenginin Taksim Cumhuriyet Anıtı\'na bırakılmasıyla başladı. Saygı duruşunda bulunulmasının ardından İstiklal Marşı okundu. Anıt özel defterini yazıp imzalayan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Hayri Baraçlı, \"95 yıl önce bugün işgalciler İstanbul\'umuzu hüsran ve zillet içerisinde terk ettiler.İşgale karşı tarihin en destansı savaşlarından birini yapan milletimiz kararlılığını tüm dünyaya göstermiştir. Biz de 6 Ekim\'i aynı duyguyla ve heyecanla daha da kenetlenerek yad ediyor barışın ve esenliğin adresi olmuş İstanbul\'a karşı hizmetlerimizi sürdürüyoruz. Bu düşüncelerle başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere İstiklal mücadelemizin tüm kahramanlarını şükran ve rahmetle anıyoruz\" dedi.
Tören, toplu fotoğraf çekilmesiyle son buldu.
 
Görüntü Dökümü:
------------
-Kapanan Tak-ı Zafer Caddesi
-Cumhuriyet Anıtı etrafındaki bariyerler
-Hayri Baraçlı\'nın İBB çelengini anıta bırakması
-Saygı duruşu ve İstiklal Marşı
-Hayri Baraçlı\'nın anıt özel defterine yazması ve imzalaması
-Toplu fotoğraf çekilmesi
-Genel ve detaylar

 
=========================================
 
4- BOĞAZ\'IN ÜSTÜNDE DOYUMSUZ \'HİLAL\' MANZARASI

Haber-Kamera: Hüseyin COŞKUN / İSTANBUL, (DHA)
İstanbul semalarında yükselen, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü ve Kız Kulesi ile birlikte görüntülenen hilal, doyumsuz görüntüler oluşturdu.
Tarihi Yarımada\'nın İstanbul Boğazı\'na bakan sırtlarından bakıldığında, hilalin Çamlıca Tepesi\'ne yakın bir noktadan doğarak manzaraya adeta yeni bir boyut kazandırdığı görüldü. Türk bayrağının simgelerden biri olan hilal, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü, Kız Kulesi ve Çamlıca Camii ile birlikte güzel görüntülere sahne oldu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-----------
- Hilalın görüntübü
- İstanbul Boğazı\'nda hilal
- Genel ve detay görüntüler

=================================

5- MALTEPE\'DE TRAFİK KAZASI: 4 YARALI

Haber-Kamera: Cengiz ÇOBAN-İSTANBUL-DHA
Maltepe D-100 karayolunda takla atan araçtaki 4 kişi yaralandı.
Kaza saat 08.30 sıralarında D-100 karayolu İdealtepe Mevkii Ankara istikametinde meydana geldi.  Sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybettiği otomobil takla attı. Kazayı gören vatandaşlar polise ve sağlık ekiplerine haber verdi. Kısa sürede olay yerine gelen sağlık ekipleri yaralıları çevredeki hastanelere kaldırdı. Kaza nedeniyle kısa süreli trafik yoğunluğu yaşandı. Kazaya karışan aracın kaldırılması ve temizlik çalışmasının ardından trafik normale döndü.
Polisin kaza ile ilgili soruşturması devam ediyor.

Görüntü Dökümü:
--------------------------
-Takla atan aracın görüntüsü
-Polis ve sağlık ekiplerinden görüntü
-Aracın kaldırılması
-Trafikten görüntü
-Genel ve detay görüntüler
 

06.10.2018 - 09.45 Haber Kodu : 181006009

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir