Gündem

DHA İSTANBUL BÜLTENİ - 2

1 - 3

14 Eylül 2018 15:43

1 - 3. HAVALİMANINDA İŞÇİ EYLEMİNE JANDARMA MÜDAHALESİ

İstanbul DHA
3. Havalimanı inşaatında çalışma koşullarını protesto eden işçiler,  iş bırakma eylemi başlattı. Yüzlerce işçi, yönetim binası önünde toplandı. Sloganlar atan işçiler, çalışma koşullarının düzeltilmesini talep etti. Eylem yapan işçilere jandarma biber gazı ile müdahale ederek dağıttı. 

Görüntü Dökümü:
--------
-Eylemden işçilerin paylaştığı görüntüler
-Müdahaleden görüntüler
14.09.2018 - 12.02 Haber Kodu : 180914044
=========================

2- İSTANBUL\'DA YAĞMUR ETKİLİ OLUYOR

Haber-Kamera: Zeki GÜNAL - Özgür EREN - Hüseyin COŞKUN - İSTANBUL DHA
İstanbul\'da aralıklarla yağmur etkili oluyor.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü\'nün uyarısını yaptığı sağanak yağmur dün akşam saatlerinde etkisini gösterdi. Gece şiddetini arttıran yağmur bugün de aralıklarla etkili oluyor. 

Görüntü Dökümü:
---------
-Taksim, Mecidiyeköy ve Eminönü\'nden görüntüler
14.09.2018 - 12.09 Haber Kodu : 180914045
==============================

 (ÖZEL)
3-  \"KAŞAR BANK\"TAN MESAJ VAR

\"1,1 MİLYON LİRA TOPLADIM ONU DA KUMARDA KAYBETTİM\"

Haber-Kamera : Alper KORKMAZ-Emin YEŞİL/İSTANBUL ,(DHA) 
İstanbul\'da \"kaşar ticareti yapacağız \" diyerek çok sayıda kişiyi dolandırdığı öne sürülen  Ülken Ö. \'nün mağdurlarla  whatsapp üzerinden yaptığı yazışmalar ortaya çıktı. Bulgaristan\'a ait bir GSM numarasından atılan mesajlarda parasını isteyen ve ameliyat olması gereken bir çocuğunun olduğunu söyleyen mağdura, \"1 milyon 100 bin lira topladım.Bu güne kadar herkes kazandı, ben battım. Çare,kurtuluş olarak kumara bulaştım kaybettim\" diyor. 
Sultangazi\'de çok sayıda kişi, Çiftlik Bank benzeri bir yöntemle dolandırılmış ve adına da \"Kaşar Bank\" demişlerdi. Mağdurlar kaşar ticareti yapacağını söyleyen bir kişiye binlerce lira vermiş ve dolandırıcının Bulgaristan\'a kaçtığı iddia edilmişti. Dolandırılan çok sayıda kişi savcılığa suç duyurusunda bulunmuştu. Yurtdışına kaçtığı söylenen Ülken Ö.\'nün Bulgaristan\'a ait bir GSM numarasından bazı mağdurlara mesaj attığı ve mesajlaştığı ortaya çıktı.

\"1 MİLYON 100 BİN LİRA\"
Whatsapp üzerinden yapılan mesajlaşmaların bir bölümünde verdiği 170 bin lirasını geri isteyen ve ameliyat olması gereken oğlu için para gerektiğini söyleyen mağdur Saim Demirbaş,  toplamda ne kadar topladığını soruyor. Ülken Ö. yanıt olarak, \"Saim abi herkese kazandırdım ben battım. Hayatınızı zehir ettim hakkınızı helal edin. 1 milyon 100 bin civarı abi. Bugüne kadar herkes kazandı ben battım. Kazanmayan yok ama ben battım. Çare kurtuluş olarak kumara bulaştım\" diye yanıt veriyor.

\"GELSEM ANINDA İÇERİ ALACAKLAR\"
Bir başka zaman da yapılan yazışmadaysa dolandırılan Saim Demirbaş , Ülken Ö.\'ye ülkeye dönmesini söylüyor.  Ülken Ö.\'de \" Utancımdan dönemiyorum. Gelsem anında içeri alacaklar. 30 tane dosya varmış savcılıkta. Tanıdık bir polis var direk içerdesin diyor abi\" şeklinde yanıt veriyor. 

\"170 BİN BORCUN VAR 70 BİNİ SİL. 100 KABULUM\"
Yazışmaların bir başka  bölümünde dolandırılan Demirbaş,  Ülken Ö.\'ye ameliyat olması gereken çocuğunun fotoğraflarını atıyor para göndermesi gerektiğini söylüyor. Ülken Ö. ise \" Nasıl yatırayım. Sen benim para toplayıp kaçtığımı mı düşünüyorsun eve dönecek param yok sana söz verdim ben her şeyi halledeceğim\" şeklinde yazıyor. Bunun üzerine Demirbaş, \"Nasıl halledeceksin? Ne düşünüyorsun? Daireni satalım alıcı bulurum. Bu hafta hallet. 170 bin borcun var 70 bini sil. 100 kabulum\" diye yanıtlıyor. Yine bir başka zamanda yapılan yazışmalarda ise bir  Ülken Ö. hakkında çıkan haberleri yalanlıyor. \"Gazetelere çıkmışım kaçmışım gitmişim ben böyle bir şey yapar mıyım herkesten para aldım herkese karlı para verdim.Ben battım kurtarmak içinde kumar illetine bulaştım. Her şeyimi herkesi kaybettiğim\" diye yazıyor. 
 
\"10 BİN LİRA İLE BAŞLADIK,170 BİN LİRA OLDU\"
Yapılan yazışmaları ve nasıl dolandırıldığını anlatan Saim Demirbaş, Ülken Ö.\'nün kendisine elinde 1 ton mal olduğunu ve 3 bin lira karı olduğunu söylediğini belirterek, \"Kaşar Bank\'tan dolayı arkadaş bize geldi. Kaşar alıp satıyoruz dedi. 10 bin lira ile başladık. 20,30,40,50 bin derken 170 bin lira kaşar banka kaptırdık. Şimdi arkadaş bizimle yazışıyor. Annesiyle görüştük yardımcı olacaklarını söylüyorlar. Bizde kaşar banktan dolayı çok mağdur durumdayız. Kaşar Bank diyip girdik başımıza gelemeyen kalmadı.Devletimizin bize yardımcı olmasını bekliyoruz. Üzerine su içebileceğimiz bir para değil az bir para değil. Whatsapp\'tan yazışıyoruz. Göndereceğini söylüyor. Arabamı, dükkanımı sattım. Bize deliller gösterdi, hile hurda yok dedi. Bizde güvendik bu işe girdik. Bulgaristan\'da şuan kendisi. Para götürmediğini iddia ediyor.Parayı kumarda kaybettiğini söylüyor\" diye konuştu. 

Görüntü Dökümü:
-------
-Mağdur ile röportaj
-Detaylar
-Arşiv 
-Ülken Ö\'nün görüntüsü
14.09.2018 - 12.28 Haber Kodu : 180914053_
==============================

4- ÇINAR\'A KAYYUM ATANACAK 

Hayati ARIGAN/İSTANBUL, (DHA)
Beşiktaş\'ın milli futbolcusu Caner Erkin\'in oğlu Çınar\'ın velayetini alabilmek için eski eşi Asena Atalay\'a açtığı davada mahkeme, kayyum atanmasına karar verdi. İstanbul Aile Mahkemesi, Çınar Erkin\'in davadaki haklarının korunması amacıyla kayyum atanması için Sulh Hukuk Mahkemesi\'ne ihbarda bulundu. 
Caner Erkin\'in oğlunu alabilmek için açtığı velayet davasında mahkeme çocuğu temsilen davayı takip açısından küçük Çınar\'a kayyum atanmasına karar verdi. İstanbul Aile Mahkemesi\'nde bugün görülen duruşmaya Caner Erkin\'in avukatı Nazlı Kara ve Asena Atalay\'ın avukatı Beyza Sındıraç katıldı. Karar aşamasına gelen davada Aile Mahkemesi Hakimi, Yargıtay Hukuk Kurulu\'nun \'çocukların hakların korunması için kayyum atanması\' yönünde nisan ayında bir karar açıkladığını, bu nedenle de velayet davalarında çocukları temsilen kayyum atandıktan sonra karar vereceğini belirtti. Hakim, Çınar\'a kayyum atanması için Sulh Hukuk Mahkemesi\'ne ihbarda bulundu. Sulh Hukuk Mahkemesi Çınar\'a bir kayyum belirledikten sonra, velayetin değiştirilmesi davasında Çınar\'ın anne Asena Atalay\'da mı yoksa baba Caner Erkin\'de mi kalacağına aile mahkemesi karar verecek. 

=================================

5- ESKİ BAKAN VURALHAN\'IN ÖLDÜRÜLMESİNE İLİŞKİN DAVA

SANIK: NE YAPTIĞIMI HATIRLAMIYORUM, KENDİME GELDİĞİMDE ERCAN BEY\'İN BAŞI ELİMDEYDİ  

Haber: Serpil KIRKESER - Şengüler YEŞİL / Kamera: İSTANBUL DHA
Fatih Sirkeci\'de eski Milli Savunma Bakanı Mehmet Ercan Vuralhan\'ı 5 ay önce boğazından 3 defa bıçaklayarak öldürdüğü gerekçesiyle  tutuklu yargılanan Yüksel Karababa, olay günü ne yaptığını hatırlamadığını belirterek, \"Kendime geldiğimde Ercan Bey\'in başı elimdeydi ve yanımda bulunan bıçak boğazına saplanmıştı.  Bıçağı kenara  bırakıp ellerimi kaldırarak içeridekilere polis çağırmasını söyledim\" dedi. Sanığın tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme heyeti, tanıkların dinlenmesi için duruşmayı erteledi. 

İLK DURUŞMA YAPILDI
İstanbul Adalet Sarayı\'nda bulunan 5. Ağır Ceza Mahkemesi\'nde görülen ilk duruşmada tutuklu sanık Yüksel Karababa hazır bulundu. Sanık Karababa, eski bakan Vuralhan ile arkadaşı Mustafa Y.K.  aracılığıyla 2014 yılında tanıştığını, çöplerden imalat ve geri dönüşüm işi yaptığını, kendisine ortak aradığı için Mustafa Y.K. ile görüştüğünü anlattı. Sanık Karababa, \"O da ortak olabileceğini fakat bir iki hafta kadar sonra eski savunma bakanı Vuralhan\'dan  200 bin Dolar alacağı olduğunu parayı alacağını söyledi. Ancak bu parayı vermesi için harç yatırması gerektiğini  söyledi. 500 Euro\'ya ihtiyacı olduğunu söyledi. İşinin görülmesi için 500 Euro Mustafa Y.K.\'ya  verdim. Vuralhan teşekkür etmek için beni yanına çağırdı, ben kendisiyle  yapacağım işi anlattım, o da olumlu yaklaştı\" dedi.

SANIK: NE YAPTIĞIMI HATIRLAMIYORUM
Vuralhan\'ın  ürünleri pazarlayabileceğini ancak bunun için paraya ihtiyacı olduğunu söylediğini anlatan sanık Karababa, \"Değişik sebeplerle üç yıl içinde benden 676 bin Dolar  peyderpey aldı.  Buna karşılık ürünlerimi pazarlama işini yapmadı. Paraları başkalarından aldığım için işlerim bozuldu. İş yerimi dağıtmak zorunda kaldım. Bundan dolayı da 350 bin TL zararım oldu  Olay tarihinden bir hafta kadar önce kendisiyle  konuştuk, bana rahat olmamı işleri halledeceğini söyledi. 17 Nisan 2018  günü verdiğim paraları ertesi gün alabileceğimi paranın saat 13.00 de kendi hesabında olacağını ancak 11.00\'e kadar farklı bir ödeme  için 2500 Dolar\'a ihtiyacı olduğunu söyledi. Kendisine bu parayı bulabileceğimi ancak somut bir belge görmek istediğimi söyledim. O da \'Tamam\' dedi. Saat 14.00\'e kadar yemek yedik, sohbet ettik. Paranın nerede kaldığını sorunca, \'Sen onu boş ver, arkadaşını çağır  bizim işi hallet\' dedi. Ben de 4 senedir aynı şeyi söylüyor, hep \'Bu son\' diyorsun, sana nasıl güveneyim\' şeklinde sözler söyledim.  Kendisi bana \'Sen verdiğin sözü tutmuyorsun, söz vermenin ne anlama geldiğini biliyorsun, ben ne yapayım kardeşim\' dedi.  Ben bu sözün içinden bana sözümü tutmayan biri olduğumu  ima ettiğini anladım. Çünkü kendisiyle benzer bir diyalogda  bulunmuştuk. Uzun süre yaşadığım gerginlikten ve o gün de söylediği  sözden sonra kendimi kaybetmişim. Ne yaptığımı hatırlamıyorum. Kendime geldiğimde Ercan Bey\'in başı elimdeydi ve yaptığım iş  gereği yanımda bulunan bıçak boğazına saplanmıştı. Ercan Bey korumayı önceden gönderdiği için yalnızdık, ben bıçağı kenara  bırakıp ellerimi kaldırarak içeridekilere polis çağırmasını söyledim. Beratimi talep ederim\" ifadelerini kullandı. 

BAKANIN KORUMASI:SANIK \'YAPACAK BİR ŞEYİM KALMADI\' DEDİ
Duruşmada \'tanık\' sıfatıyla dinlenen Vuralhan\'ın koruması Bahtiyar Yüzer de \"Sanığı, Bakan Bey\'in yanına  gelip gittiği sırada tanıdım, bir çok kez konuşmalarına şahit oldum. Sanığın bakan beye bir çok kez para verdiğini ve geri alamadığını biliyorum. Olay günü de Sirkeci\'deki bir kafede buluştuk. Bakan Bey \'Dünkü konuşmada geçen para ne oldu?\'  diye sordu. Yüksel de \'Para gelecek\' diye cevap verdi. Bakan Bey bana \'Biraz uzaklaş, ben yalnız görüşeceğim\' dedi. Ben de Sirkeci Gar\'ın oraya doğru uzaklaştım, orada dolaşırken bir kalabalık gördüm, oraya gittiğimde Bakan Bey\'in kanlar içinde, sanığın da masada  yalnız olduğunu gördüm. Yüksel\'e \'Kim yaptı?\' diye sordum. O da \'Yapacak bir şeyim kalmadı\' diye cevap verdi.  Benden bile defalarca para istemişti, kabul etmemiştim\" diye konuştu. Sanığın tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme heyeti, duruşmayı erteledi.

İDDİANAME
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı\'nca hazırlanan iddianamede, şüpheli Yüksel Karababa\'nın eski Bakan Ercan Vuralhan\'a 2014 yılından bugüne kadar peyderpey para verdiği belirtiliyor. Olay günü de Ercan Vuralhan\'ın borcunu ödeyeceğini söyleyerek  Yüksel Karababa\'yı Sirkeci\'deki kafeye çağırdığı,  burada Vuralhan\'ın tekrar 2 bin 500 TL istediği, şüphelinin de üzerinde taşıdığı bıçakla Vuralhan\'ı boyun bölgesinden üç defa bıçakladığı anlatılıyor. İddianamede Yüksel Karababa hakkında \"Kasten adam öldürme\" suçundan müebbet hapis talep ediliyor.
  
Görüntü Dökümü:
-----------------------
-ARŞİV GÖRÜNTÜLER
-Sanığın sağlık kontrolüne götürülemsi
-Emniyete getirilişi
-Olay yerinden detaylar
14.09.2018 - 11.27 Haber Kodu : 180914033_
===============================

 (ÖZEL) 
6- NAYLON ALTINDA YAŞAM

Haber-Kamera: Zeki GÜNAL/İSTANBUL,(DHA)
Zeytinburnu\'nda bir üst geçidin altında yağmurdan korunmak için naylonlarla üstünü kapatarak yatan çıplak ayaklı adam görenlerin yüreklerini burktu.
D-100 Karayolu yan yol Ambarlar mevkiinde bir üst geçit köprüsünün altında çıplak ayaklı ve üstünü naylonlarla kapatarak yerde yatan bir kişi dikkat çekti. Naylon açıldığında içinde yatan kişi, \"Yağmurda ıslandım onun için buradayım, yağmurdan korunmak için sığındım. İki haftadır burada kalıyorum\" diye konuştu. \"Gidecek yeriniz yok mu\" sorusu üzerine sessiz kalarak üstünü kapattı. Adı söylemeyen hikayesini anlatmayan kişinin çaresizliği yürekleri burktu.

Görüntü Dökümü
-----------
-D-100 yan yol üst geçit köprü altı
-Ayakları çıplak üstü naylonla kapalı yerde yatan kişi
-Naylonun açılması
-Yerde yatan kişinin konuşması
-Gidecek yeriniz yok mu sorusuna bakışları ve üstünü kapatması
-Genel ve detay görüntüler
14.09.2018 - 12.31 Haber Kodu : 180914055
===================================

7-  \'KÜÇÜK KIYAMET\'İN YIL DÖNÜMÜNDE İSTANBULLULARA \'TSUNAMİ\' UYARISI

* Prof. Dr. Ersoy,

\"Olası İstanbul depreminin arkası tsunami\"

Haber-Kamera:  Özgür Deniz KAYA-İbrahim MAŞE-Harun UYANIK / İSTANBUL, (DHA) 
İstanbul\'da 14 Eylül 1509\'da yaşanan ve \'Küçük Kıyamet\' olarak bilinen büyük depremin yıl dönümünde Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Doğa Bilimleri Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy\'dan, korkutan bir açıklama geldi: \" İstanbul\'da 7.7, 7.5 şiddetlerinde bir depremi öngörebiliriz. Arkası tsunami\" dedi.
14 Eylül 1509\'da İstanbul tarihinin en şiddetli depremini yaşadı. Küçük kıyamet (Kıyamet-i Suğra) denilen depremin ardından Marmara Denizi\'nde tsunami meydana geldi. Boyları 10 metreye kadar yükselen dev dalgalar şehirde tufan yaşattı. Yer bilimcilerin son yüzyılda Doğu Akdeniz\'de görülen en büyük doğal afet olarak tanımladığı depremin yarın yıl dönümü. YTÜ Doğa Bilimleri Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy, 1509 depremini \"İstanbul\'un en sağlam merkezi kesiminde meydana gelen, şimdiki büyüklüğüyle yaklaşık 7.7 diyebileceğimiz, enerji olarak yaklaşık 3 tane Kocaeli depremi büyüklüğünde, çok büyük bir depremdi\" şeklinde tarif etti.

\"1509\'DAKİ TSUNAMİNİN SURLARI AŞTIĞI SÖYLENİR\"
Olası bir İstanbul depreminde tsunami dalgaları oluşacağını kaydeden Prof. Dr. Ersoy, \"1509 depreminde tsunami de var. Surları aştığı söylenir. Marmara\'nın tsunami tarihi de sabıkalı. 4 bin yıl içerisinde kayıtlarda 100\'e yakın tsunami var. Yaptığımız kazılarda bunların izlerini bulduk. Kim,  \'Marmara kıyılarında tsunami dalgaları olmaz\' diyorsa, doğruyu söylemiyor. Bilimsel olarak yanlıştır. Marmara kıyılarında mutlaka tsunami dalgaları oluşabilir. Marmara\'nın içerisinde bin metreyi aşkın 3 tane çukur var. Bu çukurların yamaçlarındaki çamurlar, depremlerde sallandıkları takdirde denizaltı heyelanlarıyla tsunamiler oluşabilirö diye konuştu.

ÇİFTE DEPREM TEHLİKESİ
Bölgede \'çifte deprem\' potansiyeli olduğunun da altını çizen Prof. Dr. Ersoy, \"Marmara\'da bir depremi konuşuyorsak tsunamiyi de birlikte anmamız gerekiyor. Çünkü tarihsel olarak bunlar hep birlikte gerçekleşmiş. Marmara\'nın çifte deprem oluşturma özelliği de var. 1999 depreminde merkezleri Kocaeli ve Düzce olmak üzere 2 ayrı yerde 3 tane şiddeti 7\'den büyük deprem meydana geldi. Bunun benzeri 1912 ve 1766 yıllarında da yaşandı\" dedi.

\"TSUNAMİ DALGALARI 5 DAKİKA İÇERİSİNDE GELEBİLİR\"
Prof. Dr. Ersoy, tsunaminin sinsi bir şekilde geliştiğine dikkat çekerek şunları kaydetti:
\"Tsunami dalgası o kadar sinsi ki bazen cepheden değil, \'kıyı boyu akıntıları\' ile kıyıları süpürerek gelebilir. Hatta iç denizlerde dalgalar karşı kıyıya çarpıp 1 saat sonra dönebilir. Bu dalgalar 5 dakika içerisinde gelebilir. Uzak bölgelerde 20 dakikaya kadar çıkabilir ama her halükarda tsunamiden kaçış planları yapabiliriz. Deprem gibi değil. Kıyılarda, karaların içlerine doğru kaçmamız, yüksek yerlere çıkmamız gerekiyor. Sahildeysek, bir tekne içerisindeysek açık denize gitmemiz gerekiyor. Açık deniz, tsunami ve depremde en güvenilir yerdir. Çünkü deprem dalgaları suyun içerisinden geçmez. Tsunami dalgaları da açık denizde olmaz. Sadece kıyılarda olur. Açık denizler daha güvenlidir.\"

\"7.7 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM ÖNGÖREBİLİRİZ\"
Olası depremin büyüklüğü hakkında ise Prof. Dr. Ersoy, \"Bir grup araştırmacıya göre 30 yıl içinde yüzde 65 olasılıkla şiddeti 7\'den büyük bir deprem olacak.  Bunun 19 yılı geçti. Tehlikenin riski artıyor. Yarın da olabilir, 11 yıl sonra da.  Tekrarlanma aralıkları genellikle tutar. Sürenin yaklaştığını buradan öngörebiliriz. Marmara için en kötü senaryo 1509 depreminin tekrarlanmasıdır. Yaklaşık 7.7, 7.5 şiddetlerinde bir depremi öngörebiliriz\" yorumunu yaptı.

\"5 İLÇE DEPREMDEN DAHA ÇOK ETKİLENECEK\"
Özellikle Avrupa Yakası\'nın sahil kesiminin zemin olarak daha tehlikeli olduğunu kaydeden Prof. Dr. Ersoy,  \"Aksaray\'dan Zeytinburnu\'na, Bakırköy\'e, Küçükçekmece\'ye, Avcılar\'a, Büyükçekmece\'ye doğru giden sahil kesiminin zemini daha hassas. Dolayısıyla buradaki yapılar depremden daha çok etkilenecek. Bu bölgelerdeki kentsel dönüşümün hızına biraz daha ağırlık vermemiz gerekiyor.  İnşaatlar ilçenin zeminine özel yapılmalı. Maalesef sağlam kayalar üzerinde bile inşaat yapmasını bilmiyoruz. Kadıköy\'de yaptığınız bir binayı Avcılar\'da yapamazsınız. Avcılar\'da yaptığınız bir binayı Şişli\'de yapamazsınız. Zemin özellikleri birbirinden farklı\" dedi.

\"TABLO VAHİM\"
İstanbul\'da 4 milyon konut olduğunu söyleyen Prof. Dr. Şükrü Ersoy şunları kaydetti:
\"Marmara Bölgesi\'ndeki 11 ilde 25 milyon insan yaşıyor. 6 milyon konut var. Dolayısıyla tablo vahim. Geçmişte olduysa gelecekte de böyle bir deprem bizi karşılayabilir. Günümüzde de küçük depremler, gelecek depremlerin habercisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Geçmiş depremleri sağlam zeminler üzerinde yaşadık. Gelecek depremleri çürük zeminler üzerinde karşılayacağız. 150 bin ile 300 bin arasında insanın ölmesi demek\" diye konuştu.

DEPREMDE EN GÜVENİLİR YER SAĞLAM BİNALAR
Prof. Dr. Ersoy, vatandaşlara da görevler düştüğünü belirterek, \"Vatandaşlar her şeyi devletten beklemek yerine apartmanlarında, mahallelerinde, sitelerinde örgütlenmeli. İstanbul\'da her yıl büyük deprem tatbikatı yapılmalı. AFAD\'ın, Kızılay\'ın, karar vericilerin, kolluk kuvvetlerinin, arama kurtarma ekiplerinin ve herkesin olacağı deprem tatbikatını her yıl yapmamız gerekiyor.  Kentsel dönüşümü iyi yaparsanız depreme karşı güçlü yapılar ortaya çıkarırız. Depremde en güvenli yerler, sağlam binaların içleridir. İnsanları sokaklarda daha büyük tehlikeler bekliyor. Binalarımızı sağlam yapmalı ve eşyalarımızı da sabitlemeliyiz. Bina elbette sağlanacak, sallansın diye inşa edilir. İyi bir mühendislik görmüş bina yıkılmaz\" diye konuştu.


Görüntü Dökümü: 
---------------
-Prof. Dr. Şükrü Ersoy ile röportaj
-Detaylar
 

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir