Gündem

DHA İSTANBUL BÜLTENİ - 1 

1- BEYOĞLU'NDA AHŞAP BİNADA YANGIN   Haber - Kamera: Özgür EREN - Murat DELİKLİTAŞ / İSTANBUL (DHA) Beyoğlu'nda 2 katlı ahşap binada çıkan yangın paniğe neden oldu

31 Ocak 2018 12:01

1- BEYOĞLU\'NDA AHŞAP BİNADA YANGIN
 
Haber - Kamera: Özgür EREN - Murat DELİKLİTAŞ / İSTANBUL (DHA)
Beyoğlu\'nda 2 katlı ahşap binada çıkan yangın paniğe neden oldu. Ölen ya da yaralananın olmadığı yangın sonucu iki bina hasar gördü.
Hacıhüsrev Mahallesi Arapzade Dergahı Sokakta saat 19.30 sıralarında, kullanılmayan 2 katlı ahşap binada henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Mahalle sakinleri durumu itfaiye ekiplerine bildirirken alevler kısa sürede büyüyerek bütün binayı sardı.
Olay yerine Şişli, Beyoğlu ve Fatih itfaiye ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin yangına müdahale ettiği sırada, mahalle sakinleri kendilerini dışarı atınca kısa süreli panik yaşandı. Yangın nedeniyle, yan bina da zarar gördü. İtfaiye ekipleri yangına müdahale edebilmek için yan tarafta bulunan metruk binanın duvarını kırmak zorunda kaldı. Yangın ekiplerin yaklaşık 1 saatlik müdahalesiyle söndürüldü. Yangında ölen ya da yaralanan olmazken iki binada hasar oluştu.

Görüntü Dökümü 
-------------------------
-Yanan binadan alevli görüntü
-İtfaiye ekiplerinin müdahalesi
-Mahalle sakinlerinden detay görüntü
-İtfaiye erlerinin yan binanın duvarını delmesi
-Çıkan dumanlardan detay görüntü
-Genel ve yakın detaylar 

30.01.2018 - 20.43 Haber Kodu : 180130194

====================================

2- ÜMRANİYE\'DE  PALET DEPOSUNDA YANGIN 

Haber-Kamera: Cemil ÖZDEMİR - Ozan URAL  / İSTANBUL DHA
Ümraniye Dudullu Organize Sanayi Bölgesi Nasrettin Hoca Caddesi üzerinde bulunan bir palet imalat deposunda saat 02:30 sıralarında henüz bilinmeyen bir sebeple yangın meydana geldi. Çevredeki vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine çok sayıfa itfaiye ekibi ve ambulans sevk edildi. İtfaiye ekipleri 1 saatlik bir çalışmayla yangını kontrol altına aldı. Yangın sebebiyle depoda bulunan ahşap paletlerin bir kısmı kullanılamaz hale geldi.Yangına müdahale eden bir itfaiye eri dumandan etkilendi. Ambulansla olay yerinde müdahele edildi. İtfaiye ekiplerinin yangınla ilgili incelemesi sürüyor.

Görüntü dökümü:
--------------
-Yanan depo
-Dumanların yükselmesi
-İtfaiyenin müdahalesi
--Genel ve detaylar 

31.01.2018 - 04.04 Haber Kodu : 180131008

==================================

3- KARTAL\'DA TELEFON MAĞAZASINDAKİ SOYGUN KAMERADA

Haber-Kamera: Cemil ÖZDEMİR-Ozan URAL / İSTANBUL DHA 
Kartal\'da bir telefon mağazası silahlı 5 kişi tarafından soyuldu. Olay, Kartal Kordonboyu  Mahallesi Şehzade Caddesi üzerinde bulunan telefon mağazasında saat 02.30 sıralarında gerçekleşti. Edinilen bilgiye göre; otomobil ile mağazanın önüne gelen silahlı 5 kişi mağazanın kepengini kaldırıp kapıyı kırarak içeri girdi. Soygunu gören bir taksi şoförünü silahla tehtid ederek polisi aramasını engelleyen hırsızlar mağazadan çok sayıda telefon ve bir miktar para alarak olay yerinden geldikleri otomobille kaçarak uzaklaştılar. O anlar iş yerinin güvenlik kameralarıyla kaydedildi. Çevredeki vatandaşların ihrabı üzerine olay yerine polis ekibi sevk edildi. Olay yeri inceleme ekipleri mağazada geniş çaplı incelemede bulundu. Olay sırasında hırsızların düşürdüğü tornavida incelenmek üzere emniyete götürüldü.

\"3 GÜNDE 2 MAĞAZAMIZ SOYULDU\"
Mağaza müdürü Birol Şahin, \"Gece 02.40 civarlarında kepenki zorlayarak kaldırıyorlar. Kapıyı kırıyorlar içeriye giriyorlar. Bir buçuk dakika içerisinde boşaltıp çıkıyorlar. Yaklaşık parayla birlikte 50 bin lira civarında zararımız var. Alarm çalıyor şirket sahibi bize haber veriyor bizde mağazaya geliyoruz. Dışarıda taksici varmış taksiciye silah dayayıp etkisiz hale getiriyorlar, telsizini kapattırıyorlar, haber vermesin diye. Bu bizim 3 günde  ikinci mağazamız 100 bin lira zararımız var\" dedi. Güvenlik kameralarını inceleyen polis ekipleri şüphelilere yakalamak için çalışma başlattı.

Görüntü dökümü:
---------------
GÜVENLİK KAMERA GÖRÜNTÜLERİ
-İçeriye girmeleri
-İçerideki telefonları almaları
-Kasadaki paraları almaları
-Soygun sonrası kaçmaları
AKTÜEL
-Olayın gerçekleştiği telefon bayisi
-Olay yeri inceleme polislerinin çalışmaları
-Kırılan camlar
-Yerdeki tornavida
-Röportaj
-Genel ve detaylar

31.01.2018 - 05.23 Haber Kodu : 180131009_

========================================

4- İSTANBUL TABİP ODASI\'NDAN GÖZALTILARA TEPKİ AÇIKLAMASI

Haber-Kamera: Mehmet İlkay ÖZER / İstanbul DHA
İstanbul Tabip Odası, \"Zeytin Dalı\" harekâtıyla ilgili yaptıkları açıklama nedeniyle haklarında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı\'nca soruşturma başlatılan ve gözaltına alınan Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi üyelerine destek için basın açıklaması yaptı.
Basın açıklaması, İstanbul Tabip Odası Cağaloğlu binasında yapıldı. Açıklamaya, aralarında DİSK, KESK, TMMOB gibi sendika ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle, çeşitli siyasi parti temsilcileri katıldı.

\"İNSAN YAŞAMINI, SAĞLIĞI, BARIŞI, DEMOKRASİYİ SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ\"
İstanbul Tabip Odası üyesi İncilay Erdoğan tarafından okunan basın açıklamasında, \"Sabah saatlerinden itibaren Ankara, İstanbul, İzmir, Adana, Eskişehir, Diyarbakır ve Van\'daki TTB Merkez Konseyi üyelerimizin evleri, iş yerleri basılıyor, arama yapılıyor, gözaltına alınıyorlar. TTB\'nin hekimliğin binlerce yıllık değerlerini savunmaktan başka hiçbir ifade içermeyen basın açıklamasını hedef haline getirenlere, içinde hiç bir unsur olmayan açıklama için soruşturma açanlara, her birinin adresi belli olan arkadaşlarımızı ifadeye davet etmek yerine evlerini bastırarak gözaltına aldıranlara, yıllardır siyasi iktidarın bütün olanaklarını kullandığı halde TTB seçimlerini kazanamayıp, muhbirliğe soyunanlara cevabımızdır; Biz hekimiz, sağlıkçıyız. Tıbbın kurucuları İstanköylü Hipokrat\'tan, Bergamalı Galenos\'tan bu yana bu topraklarda vardık, varız, var olacağız. Topluma adanmış bir mesleğin onurlu üyeleri olarak insan yaşamını, sağlığı, barışı, demokrasiyi her zaman olduğu gibi bugün de yarın da savunmaya devam edeceğiz\" denildi. 

HEKİMLİK ANDI\'NI OKUDULAR
Açıklamanın ardından Tabip odasının kapısına inen hekimler burada Hekimlik Andı\'nı okudu. Polisin geniş güvenlik önlemi altında okunan Hekimlik Andı\'nın ardından, toplananlar buradan ayrıldı.

Görüntü Dökümü:
---------------------
-Salondan detay
-Basın açıklaması
-Sendika temsilcilerinin konuşmalarından detaylar
-Kapı önünde Hekimlik Andı\'nın okunması
-Genel ve detay görüntüler

30.01.2018 - 19.58 Haber Kodu : 180130186

===================================

5- DİYANET İŞLERİ BAŞKANI ALİ ERBAŞ İSTANBUL\'DAKİ \"KUDÜS\" TOPLANTISININ SONUÇ BİLDİRGESİNİ OKUDU
  
Haber: İstanbul DHA
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığınca, 25 ülkeden 100\'den fazla üst düzey temsilcinin katılımıyla İstanbul Başbakanlık Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı Konferans Salonu\'nda düzenlenen, \"Vahyin Kutsadığı Şehir: Kudüs\" toplantısının sonuç bildirisini okudu.
Toplantı kapsamında gerçekleştirilen oturum ve müzakereler sonucunda 22 maddelik bildiri kaleme alındı.
Erbaş, Kudüs\'ün Müslümanların aralarında fark gözetmeksizin iman ettikleri peygamberler şehri, Allah\'ın yeryüzünde tevhide adadığı ikinci mabedi Mescid-i Aksa\'nın bulunduğu mübarek belde olduğuna vurgu yaptı.
Mescid-i Aksa\'nın Hz. Peygamber\'in yeryüzünde ziyaret edilmesini teşvik ettiği, hayır ve hasenat yapılmasını tavsiye ettiği üç mescitten biri olduğunun hatırlatan Erbaş, şunları kaydetti:
\"İsra\'nın son, Mirac\'ın ilk durağı olan Kudüs, tarih boyunca bir çok sahabi, tabiun ve ulemanın yaşadığı ve ziyaret ettiği etrafı bereketli bir beldedir. Kudüs, İslam medeniyetinin tarihsel bilgi ve değerler hafızasıdır. Zira şehre bugünkü kimliğini kazandıranlar, tartışmasız Müslümanlar olmuştur. Tarihinde bir çok milletin hakimiyetinde yaşayan Kudüs, en adaletli ve hoşgörülü yıllarını Müslümanların döneminde geçirmiştir. Şehir, Müslümanların adil ve hoşgörülü yönetimlerinde ezan, çan ve hazanın birbirine saygı içerisinde varlığını devam ettirdiği, dünyanın nadir kentlerinden biri olmuştur. Ancak Kudüs bugün bu uyum ve saygıya hasrettir. Vahiyle kutsanan şehir Kudüs\'e barış; peygamberlerin dünyaya miras olarak bıraktıkları küresel adalet ve birlikte barış içerisinde yaşama anlayışının tekrar hakim olmasıyla gelecektir. Müslümanlar kendi hakimiyetlerinde, Kudüs\'te diğer dinlerin mensuplarına özgürce yaşama
imkanı tanımışlar; onların ibadetlerine ve ziyaretlerine hiçbir zaman engel olmamışlardır. Bu sebeple Kudüs ayrışmanın değil, birleşmenin; kendinden olmayanı dışlamanın değil kucaklamanın sembol şehri olmuştur.\" ifadelerini kullandı.
Erbaş, bildirinin devamında yer alan şu maddeleri okudu:
\"Kudüs, insanlığın kaynaştığı kutsal bir beldedir. Bütün insanlığı bir noktada toplayan şehir, kutsala saygıyı, ötekine hoşgörüyü ve anlayışı paylaşabildiği ölçüde güzel olmuştur. Kudüs, ancak bu değerleri içselleştirebildiği dönemlerde barışın şehri olarak adlandırılmıştır. Bugün bu güzelliğini kaybeden Kudüs, adına tezat barışla değil, İsrail\'in haksız ve adaletsiz eylemleriyle anılır hale gelmiştir. Kudüs, tarihi boyunca en sancılı dönemleri ve en acı felaketleri, şehre sahip olma hırsıyla diğer inanç gruplarının ötelendiği, dışlandığı ve engellendiği zamanlarda yaşamıştır. Oysa Kudüs\'ün bir adı \'doğruluk\' (sıdk/tsedek), diğer adı \'barış\' (selam/şalem) öbür adı ise \'kutsiyet\'tir (makdis/kodeş). Ancak bu kutlu şehir günümüzde, İsrail\'in şiddet ve nefret politikalarıyla bu özelliğini kaybetmiş durumdadır.\"

KUDÜS, FİLİSTİN\'İN EBEDİ BAŞKENTİDİR
İsrail\'in uluslararası hukuka ve BM\'nin kararlarına rağmen, bir oldu bittiyle Kudüs\'ün işgalini meşrulaştırmak istediğine dikkati çeken Erbaş, \"Hukuk ve adalet dışı aldığı pek çok kararla, şehrin diğer dinler için kutsiyetini inkar eden İsrail, bu inkarın bir tezahürü olarak güvenlik bahanesiyle Müslümanların şehre giriş-çıkışlarını ve yerleşmelerini engellemekte; Mescid-i Aksa ve Kubbetü\'s-Sahre başta olmak üzere Müslümanların kendi mabetlerinde rahat ibadet etmelerine izin vermemektedir. Bu, uluslararası insan hakları anlaşmalarına, kişi hak ve hürriyetine kesinlikle aykırıdır. Kudüs\'ün statüsünü değiştirme girişimleri, şehrin Müslüman kimliğini de yok etmeye sebep olmaktadır. UNESCO kararlarına rağmen, Harem-i Şerif\'in altında yapılan sözde arkeolojik kazılar, bilimsel gayelerden çok ideolojik ve art niyetli çalışmalar olup Müslümanların şehirdeki dini ve kültürel mirasına zarar vermekte, geleceğini tehdit etmektedir.\" diye konuştu.
Erbaş, İsrail\'in Kudüs\'te Müslümanlara ait pek çok yeri de sistematik işgalle yıktığını, Müslümanların asırlardır hakkı olan oturumlarını iptal ettiğini belirterek, bildiride yer alan şu maddeleri sıraladı:
\"Bu durum, en basit ifadesiyle bir insan hakkı ihlalidir ve asla kabul edilemez. Kudüs ve çevresinde Müslüman varlığını yok etmeye yönelik Yahudi yerleşim birimlerinin inşasının bir an evvel durdurulması gerekmektedir. Uluslararası kamuoyunun iradesi, BM\'nin de değişik kararlarında vurgulandığı üzere, Kudüs\'te hem Müslümanların hem de Hristiyanların hassasiyetleri mutlaka gözetilmelidir. Yahudi din adamları, özellikle de politikacılar popülizmden vazgeçerek Kudüs\'ün Müslüman kimliğine yönelik inkar merkezli kışkırtıcı açıklama ve eylemlere bir an evvel son vermelidir. Antisemitizm ve ötekileştirmeden yakınan Yahudilerden, İsrail\'in Kudüs\'e ve Müslümanlara yönelik haksız ve saygısız tutumları karşısında sessizliğini bozarak Müslümanların şehirle olan dini, tarihi ve sosyo-kültürel bağlarını yüksek sesle dile getirmeleri beklenmektedir. İslam dünyası Kudüs meselesinin, sadece Filistinliler\'in ya da Arapların değil, bütün Müslümanların ortak meselesi ve Kudüs\'ün, Filistin devletinin ebedi başkenti olduğu gerçeğini her vesileyle dile getirilmelidir. Filistin davasının yeni nesillere doğru bir şekilde aktarılması için Filistin, Kudüs ve Mescid-i Aksa\'yla ilgili dini ve tarihi bilgilerin eğitim ve öğretim müfredatlarına dahil edilmesi gerekmektedir.\"

\"MESCİD-İ AKSA ZİYARETLERİ HAC VE UMRE İBADETLERİNİN PARÇASI HALİNE GETİRİLMELİDİR\"
\"İslam dünyasında siyasi ve ekonomik menfaatlerini, küresel güçlerin emelleriyle birleştirerek Kudüs\'ün Müslümanlara ait bir şehir olduğunu gölgeleme çabalarının varlığı bir vakıadır.\" denilen sonuç bildirisinde ayrıca şu ifadelere yer verildi:
\"Bu kesimler, gaflet ya da hıyanetten sıyrılarak kayıtsız ve şartsız, şehrin asırlardır Müslümanlara ait bir kent olduğunu yüksek sesle ve cesaretle dile getirmelidir. Tüm dünya Müslümanları Filistin davası farkındalığını artırarak Kudüs ziyaretlerini çoğaltmalı, Mescid-i Aksa ziyaretini de hac ve umre ibadetlerinin bir parçası haline getirmelidir. Müslümanların Kudüs\'teki tarihi eserlerini araştıran kurum ve kuruluşlarının, keza Kudüs davasını savunmak üzere hizmet yürüten medya kuruluşlarının desteklenmesi gerekmektedir. Bu çerçevede başta Türkiye olmak üzere çeşitli ülkelerde Kudüs enstitüleri, araştırma merkezleri, Kudüs kürsüleri kurulmalı, farklı dillerde nitelikli akademik ve bilimsel yayınlar yapılmalı, arşiv belgelerine dayanarak temelsiz iddialar çürütülmelidir. Müslüman ülkelerin dini kurumları ve sivil toplum kuruluşları toplumdaki Kudüs bilincini güçlendirecek farklı etkinlikler yapmaya devam etmelidir. Bu amaçla Kudüs\'ü ve Mescid-i Aksa\'yı tanıtan film, belgesel ve benzeri görsel çalışmalar yapılmalıdır. Keza Mescid-i Aksa alanındaki tüm mimari eserleri farklı dillerde tanıtan dijital, sesli rehber hazırlanmasına öncülük edilmelidir. Ayrıca din hizmetlerinde bulunan görevliler tarafından Kudüs ziyareti teşvik etmeli, böylece Kudüs\'le olan dini, tarihi ve kültürel bağlarımız toplumun her kesimine yansıtılmalıdır. Miraç gecesi münasebetiyle geniş kapsamlı etkinlikler düzenlenmeli ve her yıl en az bir uluslararası Kudüs sempozyumu gerçekleştirilmelidir. İslam İşbirliği Teşkilatının Kudüs konusunda almış olduğu ortak karar ile ABD tarafından teşebbüs edilen Kudüs\'ün İsrail\'in başkenti yapılma tasarısının BM Genel Kurulunda 9\'a karşı 128 oyla reddedilmesi Kudüs\'le ilgili geleceğe yönelik umutları artırmıştır. Şer amaçlı bu teşebbüs, Allah\'ın izniyle hayra dönüşmekte ve İslam ümmetinin vahdetine vesile olmaktadır. Bu noktadan sonra İslam ümmetine düşen, etnik ve mezhebe dayalı kısır çekişmelerden uzaklaşarak Müslümanların meselelerini, hissi söylemlerden arındırıp, dış güçlerin müdahalelerine açık hale gelmeden birlik ve beraberlik ruhu içinde ele almaktır.\"
Sonuç bildirisinin ardından Başbakan Binali Yıldırım\'ın oğlu Erkam Yıldırım ve kızı Büşra Yıldırım\'ın da katılımıyla 20 kişiye Kudüs seyahati hediye edildi.

Görüntü Dökümü:
--------------------
-Erbaş\'ın sonuç bildirgesini okuması
-Kura çekimi

30.01.2018 - 18.49 Haber Kodu : 180130181
30.01.2018 - 18.51 Haber Kodu : 180130182

==========================

6-  BANGLADEŞ BÜYÜKELÇİSİ\'NDEN \"ROHİNGYALILAR\" AÇIKLAMASI

*Bangladeş Büyükelçisi Allama Sıddıkı,
\"(Myanmar\'dan kaçarak Bangladeş\'e sığınan Rohingyalılar) Biz onları kısa süreliğine kabul ettik. Onların varlığı bizim için pek çok konuda sorunlar oluşturuyor. Ekonomik olarak da bizi çok zorluyor. Ancak burada Türkiye\'nin Bangladeş\'e vermiş olduğu desteği takdirle karşılıyoruz\"

\"Komşumuz Myanmar ile ortak bir çalışma grubu oluşturduk ve Kasım 2017\'de bu çalışma grubunun sonucu olarak bir anlaşma imzaladık ve ortak bir çalışma grubu oluşturduk. Myanmar her hafta bin 500 Rohingyalı\'yı geri alacağına söz verdi ve 2 yıl içinde de hepsini geri alacaklar\"

Haber: Gülseli KENARLI - Kamera: Harun UYANIK / İSTANBUL DHA 
Bangladeş Büyükelçisi Allama Sıddıkı ve Bangladeş\'in İstanbul Başkonsolosu Manirul İslam basın toplantısı düzenledi. 
Beşiktaş\'ta bir otelde gerçekleştirilen basın toplantısında Büyükelçi Sıddıkı, Bangladeş ile ilgili ekonomik ve coğrafi bilgiler verdikten sonra Myanmar\'dan kaçarak Bangladeş\'e sığınmak zorunda kalan Rohingya Müslümanları hakkında açıklamalar yaptı.
Allama Sıddıkı, konuşmasında Myanmar\'dan kaçarak Bangladeş\'e gelen Rohingyalılar\'a dikkat çekti.
\"Rohingya krizi aslında 1980\'lerde başladı\" diyen Allama Sıddıkı, \"1948 yılında Myanmar özgürlüğünü kazandığında Rohingyalıları tanımıştı. Myanmar Bangladeş gibi değil. Bangladeş\'te biz hep Bengaliz, sadece 2 tane azınlığımız var, Myanmar sınırında yaşayan. Yüzde 98\'imiz aynı milliyetten, aynı dili konuşmakta. Myanmar da 135 değişik farklı topluluk var. Kuruluş aşamasında, Myanmar Rohingyalıları tanımış, vatandaşlık vermişti. Hatta bunlardan bazıları milletvekili olmuşlardı, bakan bile olmuştu içlerinden birisi. Zamanla Myanmar Rohingyalılar\'ın elinde bu hakları zorla geri aldı. 1982 yılında uygulanan şiddetten dolayı Myanmar\'dan Bangladeş\'e insanlar kaçmaya başladı. Daha sonra bunların bir kısmı geri döndü. 1991-92 yılında yine bu şiddet eylemlerine dayanamayanlar Bangladeş\'e geldi, bir kısmı tekrar geri döndü. 2012-13 ve 2016 yılında yine Bangladeş\'e bir geçişler oldu. Ancak Ağustos 2017\'den bu yana 750 binden fazla Rohingyalı Bangladeş\'e gelmiş durumda\" dedi.

\"ONLARIN VARLIĞI BİZİM İÇİN PEK ÇOK KONUDA SORUNLAR OLUŞTURUYOR\"
Büyükelçi Sıddıkı, Rohingyalıların Bangaldeş\'e gelmeleri konusunda ise, \"Biz onları kısa süreliğine kabul ettik. Onların varlığı bizim için pek çok konuda sorunlar oluşturuyor. Ekonomik olarak da bizi çok zorluyor. Ancak burada Türkiye\'nin Bangladeş\'e vermiş olduğu desteği takdirle karşılıyoruz. İlk olarak sesini yükselten ülke Türkiye oldu. Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan\'ın desteklerini yadsıyamayız\" şeklinde konuştu. 
Sıddıkı, \"Komşumuz Myanmar ile ortak bir çalışma grubu oluşturduk ve Kasım 2017\'de bu çalışma grubunun sonucu olarak bir anlaşma imzaladık ve ortak bir çalışma grubu oluşturduk. Myanmar her hafta 1500 Rohingyalı\'yı geri alacağına söz verdi ve 2 yıl içinde de hepsini geri alacaklar\" şeklinde konuştu. 

BANGLADEŞ\'E YATIRIM
Türkiye\'den Bangladeş\'e yatırım bulunduğuna dikkat çeken Sıddıkı, \"Ancak beklendiği kadar çok değil. Türklerin Bangladeş\'e yatırım yapması için pek çok yol var. Biz bunu tanıtmaya çalışıyoruz, iş adamlarını bilgilendirmeye çalışıyoruz. Türkiye büyük bir ülke, gelişmiş bir ekonomisi, teknolojisi var, Avrupa\'ya çok yakın ve Bangladeş\'te büyük bir iç pazar var. Kendi pazarı zaten çok büyük. Ayrıca Bangladeş az gelişmiş ülke olduğu için diğer ülkelere gümrüksüz ürün satabiliyor. Yatırımcılar bundan da faydalanabilir. Teşvikler var, sektörüne göre, 10-15 yıllık vergi indirimleri var. Altyapı son derece hızlı gelişiyor. Önümüzdeki yıllarda Türk iş adamlarının her zamankinden daha fazla ilgi göstereceğine inanıyoruz. Bangladeş\'te 100 adet özel ekonomik bölge kuruluyor. Biz Türkiye\'ye bu özel ekonomik bölgelerden birini kendi adlarına tahsis etmeleri için çağrıda bulunuyoruz. Bunu tanıtmaya çalışıyoruz\" dedi.  

\"ACI ANILARLA BANGLADEŞ\'E GERİ GELMEMELERİ İÇİN ELİMİZDEN GELENİ YAPIYORUZ\"
Sıddıkı, Rohingyalılar\'ın geri dönüşünün ne zaman başlayacağının sorulması üzerine, \"Süreç henüz başlamadı. Myanmar ile oluşturduğumuz çalışma grubu sürekli bu konu üzerinde çalışıyorlar. Güvenlik konusu bizim için de çok önemli, üzerinde önemle duruyoruz. İnsanların Myanmar\'a korkusuzca gitmeleri bizim için çok önemli. Tekrar acı anılarla Bangladeş\'e geri gelmemeleri için elimizden geleni yapıyoruz\" diye yanıt verdi. Sıddıkı ayrıca ülkelerinde bulunan toplam Rohingyalı nüfusunun ise 1 milyonun üzerinde olduğuna dikkat çekerek sorunun çözümünün Myanmar\'da olduğunu belirtti.  Büyükelçi, Rohingyalılar\'ın zaman zaman zorluklarla karşılaştığı yönünde haberlerin bulunduğunun sorulması üzerine ise şunları kaydetti: \"Dünya çapında moral destek ve insani destek aldık. Ancak maddi yardım çok az oldu. Bangladeş çok detaylı bir bağışıklık programı yaptı. Sağlıklı içme suyu temin etti, çocukların eğitimine önem verdi. Münferit birkaç olay oldu. Bu insanlar çok uzun süredir burada kalıyor. Bu tür olaylarla karşılaşmakta biz de korkuyoruz. O yüzden bunların sağlıklı bir şekilde Myanmar\'a geri dönmeleri için destek bekliyoruz\" 

TÜRK TURİSTLERİN İLGİSİ
Sıddıkı, Türklerin ülkelerine turistik ilgisinin nasıl olduğunun sorulması üzerine ise, turizm konusunda Türkiye\'den öğrenecekleri çok şey olduğuna dikkat çekti. Sıddıkı, \"İlk defa geçen hafta İstanbul\'da düzenlenen EMİTT fuarına katıldık. Önümüzdeki yıl Aralık ayında da İzmir turizm fuarına katılmayı planlamaktayız. Turistler için çok şey vaat etmekte, Şu an Türkiye\'de gelen turist sayısı çok fazla değil. Turistler özellikle Japonya, Kore, Amerika, Çin ve Hindistan\'dan geliyor. Ancak Türk Hava Yolları\'nın her gün direkt uçuşu olması Türkiye\'den gidecek olan turist sayısıyla da artış olacağını işaret ediyor\" diye konuştu. 

Görüntü Dökümü:
---------------
- Sıddıkı\'nın açıklamaları
- Detaylar 

30.01.2018 - 19.04 Haber Kodu : 180130185
 

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir