CSO’nun genç sanatçıları, 2007 yılının Ekim ayında yapılan sınav sonucunda orkestraya girmeye hak kazandı.
Bugün Avrupa’nın “iyi” orkestralarından birisi olarak kabul edilen CSO, kuruluş kanununun çıkarıldığı 1957’den bu yana, sezon konserlerinin yanı sıra, çok sayıda gençlik, halk, çocuk konserleri verdi, turnelerle Türkiye’nin farklı bölgelerinde konserler gerçekleştirerek, çok sesli müziği tanıtma, yayma, sevdirme alanında öncülük ediyor. Ünlü yerli ve yabancı solistlere ev sahipliği yapan, yerli/yabancı şefleri ağırlayan orkestra, yurtdışında verdiği konserlerle de, Türkiye’nin çok sesli müzikte geldiği noktayı başarıylsa tanıttı, tanıtmaya da devam ediyor.
Yüzlerce kişi arasından seçildiler
CSO’nun genç sanatçıları, 2007 yılının Ekim ayında yapılan sınav sonucunda orkestraya girmeye hak kazandı. CSO’nun eleman eksiğinin giderilmesi amacıyla açılan sınav sonucunda 7 keman, 4 viyola, 3 çello, 2 kontrbas, 1 flüt, 1 obua, 1 fagot, 1 korno, 1 tuba ve 1 vurmalı çalgılar olmak üzere toplam 22 kişi alındı. Sınava başvuran yüzlerce genç arasından seçilen 22 kişi “stajyer” olarak orkestraya dahil edildi. Bu gençler, 16 Aralık Salı günü bir sınava daha girecek. Bu sınavda başarılı olanların “stajyerlik”leri kaldırılacak.
Ekim - Mayıs ayları arasındaki konser sezonunda CSO, Perşembe ve Cuma akşamları konser veriyor. Ancak arada özel konserler ve turneler olabiliyor. Orkestra sanatçıları pazartesi, salı ve çarşamba günleri saat 10.00-13.00 saatleri arasında rutin provalarını yapıyor. Bazen konserin özelliği nedeniyle çift prova yapılıyor. O zaman prova saatleri 17.00, hatta 18.00’e kadar uzayabiliyor.
Günde en az 3 saat prova
Orkestranın gençleri, bir süre sonra yerlerini alacakları tecrübeli sanatçılara yetişebilmek, aradaki farkı kapatabilmek için daha çok çalışıyor. Orkestradaki rutin provalar dışında kendileri de ayrıca günde 3-4 saat enstrümanlarını çalıyor.
Türkiye’nin en eski sanat kurumu olan Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın, bu özelliğiyle dünyadaki sayılı orkestralar arasında yer aldığını vurgulayan genç sanatçılar, “CSO’da olmaktan, burada çalışmaktan onur duyuyoruz” diyor. Genç sanatçılar, Atatatürk’ün bu orkestraya verdiği değeri, önemi bildiklerini ve böylesi bir gelenekten geliyor olmanın farkındalığıyla çalıştıklarını anlatıyor: “CSO’da çalmak, Türkiye’deki diğer orkestralarda çalışmaktan çok daha farklı, daha özel ayrıcalıklı.”
Orkestranın “duayenleri” olan sanatçılarla ilişkileri de gayet iyi olan genç sanatçılar, “Onların tecrübelerinden, bilgilerinden yararlanıyoruz. Bu konuda bize çok yardımcı oluyorlar. Onlardan herşeyi öğrenmeye çalışıyoruz. Sonuçta onlar yerlerini bize bırakacaklar. Onların yaptıkları başarılı çalışmaların devamını bizlerin hakkıyla yerine getirmesi gerekir” diyorlar.