Politika

Devletin imkânları hiç bu kadar çarçur edilmedi

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ''Devletin imkânları hiç bir dönemde bu kadar siyasi gelecek için çarçur edilmemiştir'' dedi.

15 Mart 2009 02:00

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ''Devletin imkânları hiç bir dönemde bu kadar siyasi gelecek için çarçur edilmemiştir, peşkeş çekilmemiştir'' dedi.

Bahçeli, partisinin Tekirdağ'da Cengiz Topel Meydanı'nda düzenlediği mitingde, AKP'nin 6 yıl 3 ay 28 günden bu yana ülkeyi yönettiğini belirterek, ''Bu süre içinde ortaya koydukları politikaları ve aldıkları sonuçları ele aldığımız vakit, 3 ay, 6 ay veya 1 yıllık programlarla ülkenin tüm sorunlarını çözebileceği iddiasını taşıyan AKP, Sayın Başbakan'ın kendi ifadesiyle milletimize seslenerek, (3 yıl benden bir şey istemeyin. 3 yıl sonra her şey çok daha güzel olacak) vaadiyle yola çıkmıştır'' diye konuştu.

AK Parti'nin genel politikasını değerlendirdiklerinde, teslimiyetçi bir politika takip ettiğini öne süren Bahçeli, ortaya çıkan tabloda ülkenin kötü bir yönetimle muhatap olduğunun görüldüğünü ileri sürdü. Kontrollü bir istikrarsızlık ile kontrollü gerilim stratejisinin takip edilmekte olduğunu iddia eden Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Sayın Başbakan, özellikle de bu mahalli idareler seçimi nedeniyle vatandaşımızın huzuruna çıktığı zaman konuşması, davranışı itibariyle de siyaseti kirletiyor. Siyasi üslubu çirkinleştiriyor, siyasette argoyu yerleştiriyor. İftira, karalama, yalanla da siyasi partileri de suçluyor ve saldırıyor. Vatandaşa yapmış olduğu uygulamaları zaman zaman şimdi ne olduysa siyasi partilere de yapıyor. Devletin tüm imkânlarıyla toplantılar düzenliyor. İnşallah pazartesi günü de biraz dikkatli olun ve burada mitingler nasıl organize oluyor, kimler nereden geliyor, nasıl geliyor, kaç kişi görevli hepsini bir tespit edin. Bunlar sizin değerlendirmeniz olmalı. Size gelecekle ilgili ışık tutmalıdır. O sebeple bunları bilmekte yarar vardır.''

Devletin imkânlarının hiçbir dönemde bu kadar siyasi gelecek için çarçur edilmediğini öne süren Bahçeli, ''Bu gidişat hayırlı bir gidişat değildir. TOKİ gibi bir müesseseyi, bir Başbakanlık kuruluşunu, toplu konut ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla önemli hizmetler sunabilen ve her yerde de örneğini gördüğünüz bazı konutları inşa eden TOKİ, şu an Sayın Başbakan'ın seçim propagandasının ön hazırlığı olan açık hava toplantıları ve kürsüleri tanzim kuruluşu haline gelmiştir'' dedi.

Bahçeli, konuşmasında daha sonra ad vermeden Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e seslenerek, ''Sayın Cumhurbaşkanı, televizyonlarda her gün bunları görüyorsun. Bu nasıl bir başbakanlık kuruluşudur? Nerede bu Devlet Denetleme Kurulu? Bu Devlet Denetleme Kurulu neyi inceler? Neyi analiz eder? Hangi yanlışlığı düzeltir? Hangi yanlışlığın hesabını nasıl sorar?'' şeklinde konuştu.

TOKİ kuruluşlarının, müteahhitlerin, taşeronların parasını ödeyemez hale düştüğünü ileri süren Bahçeli, ''Binalar teker teker dökülür hale gelmiş, ama sayın Başbakanın sırtında palto, bir o tarafa volta atıyor, bir bu tarafa volta atıyor. Sola volta atarsa Cumhuriyet Halk Partisi'ne saldırıyor, sağa volta atarsa Milliyetçi Hareket Partisi'ne saldırıyor. Kendini, (Orta Doğu'nun eş başkanı, Davos'un fatihi), son zamanlarda da dalkavukların yeni sıfatlandırmasıyla da son Osmanlı padişahı kabul ederek, nasıl davrandığını görüyoruz'' diye konuştu.

Devlet Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Sayın Başbakan'ın bir de alışkanlığı var. Türkiye Cumhuriyeti Devleti sanki 1923'de değil de 2002 yılında kurulmuş. Her şey Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile başlamış. Ne varsa onu anlatıyor. 79 yılı yok farz ediyor. Her şey 2002 yılında başlamış. Tayyip Erdoğan 2002'de gelmiş, elinde bir sihirli değnek var. Söyle sallamış Tekirdağ'ın bu tarafı, böyle sallamış Tekirdağ'ın bu tarafı sanki organize edilmiş. 79 yılı inkâr eden bir yaklaşım, Türkiye Cumhuriyeti'ne hizmet edenleri inkar anlamını taşır. 79 yıl içinde 15 yıl Atatürk dönemidir, bir o kadar rahmetli İsmet İnönü'nün dönemidir, bir o kadar Celal Bayar, Adnan Menderes'in dönemidir, bir o kadar Turgut Özal'ın dönemidir, bir o kadar rahmetli Ecevit'in, bir o kadar sayın Süleyman Demirel'in dönemidir. Bu insanların, bu partilerin memlekete hizmetini yok farz edip (her şeyi ben yaptım) kibirliliğiyle nereye varmak istiyorsun?''

AKP etnik bölmeyi tırmandırıyor

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın etnik bölünmeyi tırmandırdığını iddia etti.

Bahçeli, partisinin Tekirdağ Cengiz Topel Meydanı'nda düzenlediği mitingde, şöyle konuştu:

"Sayın Erdoğan nereye giderse gitsin, fol yok yumurta yok, hiç bir şart altında da gerek yok. Çıkıyor kürsüye etnik bölünmeyi tırmandırıyor. Ne yapıyor? 'Türkiye'de 36 grup var' diyor ve başlıyor teker teker saymaya, ne gerek var. Kim kimdir, seni ne ilgilendirir? Hepsi Türkiye Cumhuriyeti'nin şerefli evladıdır ve milli kimliğiyle Türkiye'nin öz evladıdır. Bu 36 etnik unsur varsa, bunu kaşımanın, bunlarla bölünmeyi hızlandırmanın kime ne faydası var?"

Erdoğan'ın, partisinin aldığı oyu kendisinin dostu, karşısındakilerin tümünü ise düşman kabul ettiğini öne süren Bahçeli, "Dosta karşı her türlü imkânı sunmaya çalışıyor. Hasımı ise ezmeden başka bir şey yapmıyor. Onun için bu ülkede yandaşlar ve hanedanlar zenginleşti, vatandaşlar fukaralaştı" dedi.

Ekonomik kriz

Küresel ekonomik krize de değinen Bahçeli, şunları kaydetti:

"Ülkemizin durumuna bakınız, Sayın Başbakan, 'teğet geçti' diyor, 'Hamd olsun bize bir şey olmuyor' diyor. 'Kriz bizim ülkemizde ortaya çıkmadı' diyor ve kalkıyor 'Türkiye'de kriz vardır diyenler, panik yaratmak istiyor, felaket tellallığı yapmak istiyor' diye bir de suçlama yapıyor. Sayın Başbakan, bir ülkede, krizin belirtisi, halkımız tarafından nasıl hissedilir? Bir, yoksullaşma artıyorsa, iki işsizlik yaygınlaşıyorsa, üç ihtiyacı olan her şeyi satın alma gücüne sahip değilse, o ülkede artık krizin belirtileri var demektir. 2006 yılına kadar ülkemizin sağlamış olduğu kaynaklarla, AKP döneminde, özellikle 57. Hükümet döneminde alınmış olan bazı ekonomik tedbirler ve yapılan reformlarla Türkiye'de ekonomik yönden bazı iyileşmeler kendini gösterdi. Ekonomik büyüme önemli rakamlara sahip oldu ama 2007 yılından itibaren bir kriz kriteri ortaya çıktı.

Nereden diyeceksiniz? Yoksulluğa bakıyorsunuz, onun da kriteri var. Birincisi açlık sınırı, yani gıda harcamalarıyla sağlıklı beslenmek için 4 kişilik bir ailenin mutfak masrafları bugünkü araştırmalara göre 740 TL'dir. Bununla beraber, sosyal ihtiyaçlarını, eğitim, sağlık hizmetlerini karşılayabilmek için gerekli olan harcama 2 bin 241 liradır. O da yoksulluk sınırıdır. Yani ülkemizde yaşayan insanların bir kısmı açlık sınırının altında, bir kısmı yoksulluk sınırının altındadır. Şimdi soruyorum, asgari ücretle geçinen bir 4 kişilik aile, sağlıklı beslenmek için gerekli olan 740 TL'nin altında bir ücret almıyor mu? Emekli, dul ve yetimin hakkı bu manada ne kadardır? Esnafımız her gün dükkân kapatıyor. Her gün bir takım şeyler oluyor. Esnaflar 'devren kiralık', 'devren satılık' diyerek kepenk kapatıyor."

Türkiye'de tarım kesimi ve işsizlik

Türkiye'de tarım kesiminin zor durumda olduğunu savunan Bahçeli, şöyle konuştu:

"Bütün bunların yanında bir de ABD'de baş gösteren ve gittikçe de okyanusu aşarak Avrupa'yı ve Türkiye'yi sarmalayan bir başka kriz yaşanıyor. Bu krizin önü mutlaka önlenmeli, mutlaka bununla ilgili tedbir geliştirilmeli. 4-5 tane madde sayarak, krizi önce yok farz edip, şimdi kabullenerek çözümleneceğini iddia etmek yanlış bir yaklaşımdır. Bu ülkenin bilim adamları, sivil toplum kuruluşları, sanayisi, işvereni, esnafı, siyasi partileri var. Bu kriz önemlidir. Bu kriz, madem ki '100 yılın krizi' olarak algılanıyorsa, Sayın Başbakan, bunu hafife almamalısın."

Türkiye'nin, sosyal ve siyasi sıkıntıları da dikkate alındığında toplumsal patlamaya hazır bir ülke olduğunu ileri süren Devlet Bahçeli, şunları söyledi:

"5 milyon 680 bin işsiz var. Her evde bir işsizimiz bulunmakta. Yarın ekonomik krizin derinleşmesiyle birlikte, iş yerleri kapanıp, fabrikalar işçi çıkarmaya başlarsa sabahleyin evinden işe gidiyorum diye çıkan aile reisi, akşam evine dönerken işinden ayrılmış olabilir ama evine söyleyemez, çocuğuna söyleyemez, içine atar saklar. Çalışır gibi görünür, kahvelerde oturur vakit harcar. Bunlar birike birike toplumsal bir patlamaya hazır hale gelinir. Sayın Başbakan, bunları dikkate alman lazım. Bunları dikkate almadan, sağa, sola saldırmayla seçim kazanılmaz, kazansan da bir anlam ifade etmez."

Devlet Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İnsan halidir, varlık sahibi olursunuz, yoksulluğa düşerseniz. İnsan halidir yoksul bir ailenin çocuğusunuz, kabiliyetinizle bir yerlere gelir varlık sahibi olabilirsiniz. Bizim Anayasamızda, milli, laik, demokratik ve sosyal devlet olarak tarif ediliyor. Sosyal devleti de ihmal edemeyiz. Bu çok önemlidir.
Sosyal devlet yoksula, öksüze, kimsesize sahip çıkmaktır. Bunun için Başbakanlıkta Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu oluşturulmuştur. Hepimizin vergilerinden ve diğer kaynaklardan fonda para birikmektedir ve bunlar iki bayramda halkımıza, Valilik veya Kaymakamlık aracılığıyla vatandaşlara ulaşmaktadır. Dolayısıyla, bu kaynaklar kimin, bu kaynaklar sizin. Varlık sahibi olduğunuz zaman yoksula harcanmak için ayırdığınız fonlar. Yoksul olanın da devletinin kendisine sahip çıkma anlayışının bir gereği olarak, o varlığın sahibi ve ortağı. Onun için paket veriliyor, un dağıtılıyor, makarna dağıtılıyor, kömür dağıtılıyor. Şimdide moda oldu suyu elektriği yok, çamaşır makinesi, buzdolabı dağıtılıyor."

Yoksulluğun utanılacak bir şey olmadığını belirten Bahçeli, "Hakkınız olanı almak ayıp değildir. Kim size bir paket getiriyorsa, o sizin hakkınızdır ve helalinizdir. Alın. Onu alın kullanın, yiyin, için. Çünkü, devletin yoksula bakma görevi vardır. Bunu kim yaparsa yapsın Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak yapıyor demektir. Ne Recep Tayyip Erdoğan'ı, ne valisi, ne kaymakamı, bu devletindir. Onun için, bunu alırken üzülmeyin, utanmayın, saklanmayın ama bunları alırken sakın ola hür iradenize kement atıp boynunuzu köleliğe bağlamayın. Onun için diyorum ki (al paketi, vur tokadı)" şeklinde konuştu.

Partisinin Tekirdağ Belediye Başkan adayı Osman Tabak'ı da tanıtan Bahçeli, Tabak'ın seçilene kadar MHP'nin, seçildikten sonra da siyasi kimliğini bırakıp herkesin belediye başkanı olacağını ifade eti.

Bahçeli, konuşmasının ardından Tekirdağ'dan ayrıldı.

(AA)