Azınlık okullarında ‘soy kodu’ fişlemesi kamuoyunda yükselen tepkilere rağmen devam ediyor. Son olarak iki öğrenci Ermeni okullarına kayıt yaptıramadı. İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü’nden bir yetkili “Öğrencilerin soy durumuna bakıyoruz” açıklaması yaptı. Okullara alınmayan öğrencilerin velilerinin avukatı İsmail Cem Halavurt, “Bakanlık suç işliyor” dedi.
Babası Ermeni kilisesinde vaftiz olmuş, 5 yaşındaki bir öğrenci, sene başında, Ermeni anaokullarından birine kaydını yaptırdı. Okul idaresi, uygulama gereği, eğitim ve öğretim yılının ilk döneminde okula devam eden öğrencini kaydını İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bildirdi. İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nden ise, “Öğrenci hakkında yapılan araştırma sonucunda, soyunun Ermeni olmadığı anlaşıldığından, asli kaydının yapılmasının uygun görülmediği” yönünde bir yazı geldi. Agos’tan Uygar Gültekin’in haberine göre, yazıda, öğrenci velisine gerekli tebligatların yapılması, öğrencinin kaydının silinmesi ve sonucun da İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bildirilmesi isteniyordu.
Bir başka öğrenci de, amca çocuklarının okuduğu ve mezun olduğu bir Ermeni okuluna kayıt yaptırdı ancak aynı gerekçelerle İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından kaydı engellendi. Bakanlık okul idaresini uyararak , öğrencinin kaydının silinmesini istedi. Benzer durumda olan başka öğrenciler de var.
Konuyla ilgili bilgi veren Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilisi, şunları söyledi: “Öncelikle kişilerle ilgili nüfus bilgilerine, anne ve babaların soy bilgilerine bakılıyor. Soy bilgisi yoksa, zaten okul kayıt alamıyor. Bu nedenle ret cevabı gelmiştir. Biz, Ermeni, Rum, Yahudi hepsinin soy durumuna bakıyoruz. Bizim elimizde soy durumlarını gösterir bir bilgi bankası yok. Nüfus’a soruluyor.”
2013’te, Ermeni okulunda okumak isteyen bir öğrencinin de kaydı Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından reddedilmiş ve ret belgesinde, devletin vatandaşlarını soy durumuna göre fişlediği ortaya çıkmıştı. İstanbul İl Milli Eğitim Müdür yardımcılarından birinin imzasını taşıyan resmî yazıda, 1923 yılından bu yana “vukuatlı” nüfus kayıtlarının gizli ‘soy kodu’ taşıdığı belirtiliyordu. Aynı yazıda, ‘soy kodu’na örnek olarak “Ermeni vatandaşlarımızın soy kodu 2’dir” ifadesi yer alıyordu.
Okullara bırakın
VADİP Eğitim Komisyonu Üyesi Garo Paylan, Milli Eğitim Bakanlığı’nın uygulamasına tepkili. Uygulamadan vazgeçilmesi gerektiğini belirten Paylan, “Çocukların Ermeni olduğuna MEB’in karar vermesinin yasal hiçbir dayanağı yok. Öğrencilerin okullara kayıt olup olmayacağına dair inisiyatif, okullara bırakılmalı. Okul müdürlerimiz veya vakıflar tarafından oluşturulacak olan bir komisyon karar vermeli” önerisinde bulundu.
Mevcut durumda azınlık okullarında hangi öğrencilerin okuyabileceğine dair yasal bir düzenleme var. 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu, azınlık okullarını, “Rum, Ermeni ve Musevî azınlıklar tarafından kurulmuş, Lozan Antlaşması ile güvence altına alınmış ve kendi azınlığına mensup Türkiye Cumhuriyeti uyruklu öğrencilerin devam ettiği okul öncesi eğitim, ilköğretim ve ortaöğretim özel okulları” diye tarif ediyor. Öğrencilerin okullarda okuyup okuyamayacağına, Milli Eğitim Bakanlığı karar veriyor.
Kafalar karışık
MEB’in bu uygulaması nedeniyle, Ermeni okullarında da kafalar karışmış durumda. MEB’in uygulamasındaki kriterler belirli ve açık değil. Kimin Ermeni olup olmadığına karar verme yetkisi MEB’e ait. Ermeni kiliselerinde ailesi ve kendisi vaftiz olmuş olsa dahi, kaydı kabul edilmeyen öğrenciler var. Aynı zamanda, okullarda din hanesinde İslam yazan öğrenciler de var.
MEB suç işliyor
Son gelişmenin ardından öğrenci velileri, durumu mahkemeye taşımaya hazırlanıyor. Ailelerin avukatı İsmail Cem Halavurt, MEB’in uygulamasına tepkili. Daha önce soy kodu gerekçe gösterilerek okula alınmayan ailenin de avukatlığını yapan Halavurt, “Uygulama, tamamen hukuka aykırıdır. Herhangi bir yasal dayanağı yoktur. Irkçı, ayrımcı ve keyfi uygulamadır. Eğitim hakkı kısıtlanmaktadır. Eğitim hakkını düzenleyen uluslararası sözleşmeler var. Daha önce kazandığımız davada, mahkeme, açık bir şekilde bu uygulamanın hukuka aykırı olduğuna karar vermiş ve eğitim hakkının korunması gereken en temel haklardan olduğunu kaydetmişti. İdare, bu kararın ardından yasal düzenleme yapmadığı gibi, insanları mahkeme kapılarında uğraştırıyor. Hukuka aykırı işlem yapıyor ve suç işliyor. Bu uygulama ortadan kaldırılmalıdır.”
Halavurt, okul kayıtlarında, kararın okullara bırakılacağı bir sistemin hayata geçirilebileceğine dikkat çekti: “Okullara inisiyatif verilmelidir. Okul müdürleri, hangi öğrencinin okula alınıp alınmayacağına karar vermeli ve öğrencilerin önündeki bu engel kaldırılmalı. Bu yüzden insanlara mahkeme kapıları önlerinde çile çektirilmemeli.”