Geçmişte AKP’nin kurucuları arasında da yer alan, DEVA Partisi kurucularından Ahmet Faruk Ünsal, DEVA lideri Ali Babacan’ı eleştirdi, kurucusu olduğu partiden istifa ettiğini açıkladı.
DEVA Genel Başkanı Babacan tarafından söz verilmesine ve kamuoyuna deklare edilmesine rağmen “şeffaf olmayan” bir karar alma süreciyle partinin seçimlere sokulmadığını, milletvekili adaylarının Babacan tarafından “tek başına” belirlendiğini ifade eden Ünsal istifa açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Sn. Cumhurbaşkanı'nı Anayasa'ya uymamakla itham eden Sn. Genel Başkan'ın milletvekili listelerini hazırlarken parti anayasası niteliğindeki tüzüğün amir hükmü olan cinsiyet, genç ve engelli kotalarına uymayarak, yani kendi partisinin anayasasını açıktan çiğneyerek henüz yolun çok başında tüm siyasi iddialarımızla çelişmesi ve partinin en üst karar alma organı Genel Merkez Yönetim Kurulu'nun konuyu geçiştirmesi. Genel Başkan'ın, 16 Nisan 2017 referandum sürecinde tek adam rejimi kampanyasında evet için canhıraş çalışan veya ülkenin en kritik oylamasında hiçbir şey olmamış gibi sessiz kalanları, kamuoyu önünde ciddi bir özeleştiri dahi vermemelerine rağmen, siyasi olarak önde tutması, partinin ve Millet İttifakı'nın en önemli siyasi iddiası olan güçlendirilmiş parlamenter sistem konusunda Parti'nin samimiyetinin sorgulanmasına yol açması…
Yukarıda maddeler halinde paylaşılan konular hakkında parti yönetiminin bir türlü ikna edici izahta bulunamayışı ve kendi küçük iktidar alanlarında hukuku, katılımcılığı, şeffaflığı, liyakati, adaleti, hesap verebilirliği, öngörülebilirliği, kural bazlı yönetimi inşa edemeyenlerin ülke genelinde bunu başaramayacaklarına olan inancım ve ayrışan siyasi pozisyonlarımızın parti yönetimiyle uzlaşılamayacak noktaya ulaşması nedeniyle, kuruluş aşamasında yüzde 12-13’lerde teveccüh gören ama tüm ikazlara rağmen işlenen hatalar nedeniyle vatandaşlarımızın umudunu tüketen, teşkilatları boşalan ve pratikleriyle geleceğe dair yeni bir hikaye yazma umut ve takati kalmayan Deva Partisi'nden istifa ediyorum. Adaleti, bilgeliği, liyakati, cesareti, fedakarlığı, isabetli öngörüyü, yani yürek ve beyin emeğini ortak akılla buluşturarak, adil, barışçı ve müreffeh bir dünyaya ulaşma mücadelesinin başarılabileceğine inanan yol arkadaşlarıyla arayışa devam edeceğimi kamuoyunun bilgisine saygıyla arz ederim.”