Gündem

DEVA Partili Cengiz Sunar'dan, İstanbul il yönetiminin görevden alınmasına tepki: Erdoğan tarzı tepeden inmeci yönetim tarzının partimize taşınmasına itiraz ediyorum

09 Haziran 2021 16:06

T24 Haber Merkezi

DEVA Partisi İstanbul Kurucu Heyet Üyesi Cengiz Sunar, DEVA Partisi'nin geçen hafta İstanbul İl Yönetimini "görülen lüzum üzerine" açıklamasıyla görevden almasına tepki gösterdi. Sunar, il yönetiminin SMS'le görevden alındığını hatırlatarak, "AK Parti’deki kötü alışkanlıkların, Erdoğan tarzı tepeden inmeci yönetim tarzının DEVA Partimize taşınmasına itiraz ediyorum. AK Parti kökenli parti kurucularımızın yapacakları en kötü şey, bu antidemokratik kültürü bu taze partiye taşımak olur" dedi. 

DEVA Partisi İstanbul İl Yönetimi, geçen hafta görevden alınırken, açıklamada, "DEVA (Demokrasi ve Atılım) Partisi İstanbul İl Yönetimi görülen lüzum üzerine 04.06.2021 tarihi itibari ile görevden alınmıştır. İlçe başkanlarımız ve ilçe yönetim kurullarımız ise görevlerine devam etmektedirler. Yeni görevlendirmeler en kısa sürede gerçekleştirilecektir" denildi. 

Partinin İstanbul Kurucu Heyet Üyesi Cengiz Sunar da söz konusu görevden alınmaya tepki gösterirken,  "Gördüğüm lüzum üzerine partimizden aldığım SMS’e aynı usulde cevap olarak aşağıdaki hususları ifade etmem gerekiyor" diyerek kurucu üyelere mesaj gönderdi. Sunar mesajında Genel Merkez'in oy oranları konusunda muhasebe yapması gerektiğini savundu. 

DEVA Partili Sunar, açıklamasında şu ifadeleri kullandı: 

"Siyasete yeni bir üslûp getirme iddiasındaki partimizin gönüllü olarak vaktini ve nakdini harcayan gönüldaşlarını bir SMS ile “gördüğümüz lüzum üzerine” diyerek şeffaflıktan çok uzak bir yöntemle kurucu heyet üyeliği sıfatları dahil ve hatta hızını alamayarak, olmayan Disiplin Kurulu üyelerini de görevden alması hepimizi kırmıştır.

Başarılı veya değil, hiçbir yönetim kurulu ve komisyon üyemiz bu usulü hak etmemiştir. Bu yöntemi Türk siyasi tarihinde daha önce uygulayan yegane aktör iktidarın küçük ortağı MHP olmuştur.

1,5 yıldır ancak yüzde 2- yüzde 3 oy oranına ulaşmış olan partimizin bu durumunun sorumlusu 10 aydır yalnız bırakılan il teşkilatı olamaz. Bu konuda öncelikle muhasebe yapması gereken herhangi bir siyasi kriz karşısında tavır alamayan, söz söyleyemeyen Genel Merkez olmalıdır. Yoksa Genel Merkez’i eleştirmek AK Parti’de olduğu gibi burada da mı yasak? 'Anketler sağlıklı değil, medya ambargosu var' diyerek kendimizi kandırmaya daha ne kadar devam edeceğiz?

İstanbul’daki sorunları 6 aydır öteleyip kangrene çeviren Genel Merkez, çözüm olarak herkesi eşitleyen bir kıyımı tercih etti.

AK Parti’deki kötü alışkanlıkların, Erdoğan tarzı tepeden inmeci yönetim tarzının DEVA Partimize taşınmasına itiraz ediyorum. AK Parti kökenli parti kurucularımızın yapacakları en kötü şey, bu antidemokratik kültürü bu taze partiye taşımak olur. Umarım bu tecrübe, bir partide birlikte siyaset yapacak insanların, bir şirkete personel alıyor gibi CV ve mülakatla seçilemeyeceğini herkese göstermiştir. Türkiye'nin temel sorunlarında kafası net olmamak, iyi insan olmak, mesleğinde iyi olmakla kapatılabilecek bir eksiklik değildir. Herkese seslenmeye çalışmak, çoğu zaman hiç kimseye seslenememeye neden olabilir. Kendimiz olarak demokrat olmak kıymetlidir, kendimiz değilmişiz gibi davranarak demokratlık taklidi yaparak değil. Ülkemizin çok ciddi ekonomi sorunları var ama bir parti sadece ekonomiyi toparlasın diye seçenek olamaz, olamıyor. Bürokrasi yönetmekle parti yönetmek arasında ciddi farklar var. Eşit ve göz göze ilişki kuramadan birlikte bir yola çıkılamaz.

Sizleri tanıdığıma çok memnun oldum, hepiniz hakkınızı helal edin. Hep birlikte partimizi ayağa kaldırma ve milletimizle daha güçlü bir bağ kurmak için çalışmaya devam edeceğiz."