Büyük Birlik Partisi’nde (BBP) Mustafa Destici’nin başkan seçildiği 18 Ekim 2020 tarihinde yapılan 11'inci Kongresi’nin iptali istemiyle açılan davada Ankara Bölge Adliye Mahkemesi; yerel mahkemenin verdiği “usulen ret” kararını bozdu.
Gazete Duvar'dan Cihan Başakçıoğlu'nun haberine göre; Olaylı kongrenin ardından Destici’nin muhalifleri YSK’ye itiraz etmişti. Büyük Birlik Partisi Kurucular Kurulu Üyesi Avukat Muammer Çolak’ın kongrenin iptaline ilişkin açtığı dava ise ilk olarak Ankara 19'uncu Asliye Hukuk Mahkemesi'nce reddedildi. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25'inci Hukuk Dairesi, olaydan yaklaşık üç yıl sonra yerel mahkemenin kararını davacı lehine bozdu. Davanın yeniden görülmek üzere Ankara 19'uncu Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verildi.
Kararda, "Dava konusu olayda, ilçe seçim kurulu hakiminin seçimin işleyişine ilişkin verdiği kararın bir dava sonucunda verilmiş mahkeme hükmü olarak değerlendirilmesine imkân bulunmadığından kesin hükümden de söz edilemez. Bu durumda mahkemece, tarafların göstereceği deliller toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yargı yolunun caiz olmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine hükmedilmiş olması doğru görülmemiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-4 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur” ifadelerine yer verildi.
İstinafın dosyayı iade ettiği Ankara 19. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava yeniden başlayacak.
"Kararın mahkeme yoluyla bozulmasının ardından partiye dönerek aday olduğunu söyledi"
Olaylı kongrede Destici'nin karşısındaki aday olan Haşim Yanar, davaya ilişkin açıklamalarda bulundu. Kongrede yaşanan hukuksuzlukları anlatan Yanar, kongre yaklaşırken adaylık açıklaması yaptıktan hemen sonra hakkında ihraç kararı alındığını, bu kararın mahkeme yoluyla bozulmasının ardından partiye dönerek aday olduğunu dile getirdi. Seçimi kazanmaması için 10 büyük ilde kongrelerle yönetimlerin yenilendiğini, sadakat listeleri oluşturulduğunu söyleyen Yanar, tüm bu şartlara rağmen partililerin desteği ile aday olduğunu ifade etti. Olaylı kongre günü ise salona girmelerinin engellenmesi için 3 bin polisin konuşlandırıldığını söyleyen Yanar, yalnızca kendisinin değil Muhsin Yazıcıoğlu'nun dostlarının, akrabalarının da bulunduğu grubun içeri alınmadığına dikkat çekti. Daha sorasında içeri alındıklarını belirten Yanar, bu kez de konuşması esnasında sesin kısıldığını dile getirdi. Yanar, Muhsin Yazıcıoğlu'nun ağabeyi Yusuf Yazıcıoğlu'nun da kendisini desteklemesinden dolayı protokole oturtulmadığını vurguladı.
"BBP nezdinde kırılmalara, ciddi bir güvensizliklere neden oldu"
Tüm bu şartlarda bile yüzde 30 delege desteği aldıklarını belirten Yanar, bu durumun basına yansımasının engellendiğini ifade etti. Yaşananların ardından her türlü hukuki girişimde bulunduklarını söyleyen Yanar, “Siyaset tarihine kara leke olarak geçebilecek bir ucube kongre süreci yaşattılar. Biz bunun peşinden YSK'dan ilçe seçim kuruluna başvurular yaptık. Hepsinden olumsuz cevaplar aldık. En son Muammer Bey bununla alakalı dava açtı. Kongre iptal gerekçesi sayılabilecek hususları da içeren bir dava açıldı ancak yerel mahkeme reddetti. İstinafa taşıdığımızda istinaf yeniden görülmesine karar verdi. Bu olay BBP nezdinde kırılmalara neden oldu. Ciddi bir güvensizlik oluştu. Makama tutunma duygusunun bu kadar haksız, hukuksuz davranışlara meseleyi dönüştürüyor oluşunun oluşturduğu rahatsızlık halen konuşuluyor. İnsanların haksızlık yapıldığı yönündeki kanaati halen taze. Hukukun gerekeni yapacağına olan inancımızla bekliyoruz” dedi.
Destici'nin başkanlığının düşme ihtimaline ilişkin ise Yanar, "Eğer mahkeme tarafsız karar verir ve olayı doğru değerlendirirse genel başkanlığının düşmesi söz konusu. Orada yapılan kongrenin birçok ayrı sebepten iptaline ilişkin yaşanan hususlar var. Bunların hepsi de belgeli ve video kayıtları ile sabit" diye konuştu.
Ne Olmuştu?
BBP’nin 18 Ekim 2020 tarihinde yapılan 11'inci Kongresi’nde kavga çıktı. Haşim Yanar'ın Mustafa Destici'ye karşı aday olduğu kongrede çıkan olay ile ilgili Destici’nin muhalifleri YSK’ya itiraz etti. İtirazda, Destici ve BBP’nin yönetim kadrosundaki 12 kişinin AK Parti’den milletvekili adayı gösterildiği ve adaylığı nedeniyle BBP'deki "seçimle kazanılmış siyasi parti görevlerinin sona erdiği” ileri sürülerek, kongrede BBP’deki yönetici sıfatlarını kullanarak toplantılara katılamayacağını ve oy kullanamayacağı belirtildi. Destici’nin muhalifleri, dava dosyasında Destici’nin AK Parti’den aday olmasına karşın BBP’nin makam aracını ve gayrimenkullerini kullandığı da ifade etti. Siyasi Partiler Kanunu’nun 93'üncü maddesine aykırı olarak yeterli delegenin imzasına havi genel başkanlık adaylığı başvurusu olan Haşim Yanar'ın kongre salonuna alınmadığı da belirtilen itirazda, şu ifadelere yer verildi:
"Kanunlar, parti tüzük ve parti programı çerçevesinde toplumu ve devleti ilgilendiren konularla kamu faaliyetleri konularında karar alınmasına dair teklifleri karara bağlamak için bu tekliflerin büyük kongrede hazır bulunan üyelerin üçte biri tarafından yapılmış olması şart. Bu tekliflerin, büyük kongrece seçilecek bir komisyonda görüşüldükten sonra, komisyon raporuyla birlikte incelenip karara bağlanacağına dair hükme aykırı olarak tüzük değişikliği yapıldı. Değişiklikler görüşmeye açılmadığından lehte/aleyhte söz almak istemişse de söz verilmedi. Adı geçenler tüzüğe aykırı hareket ederek delege listelerini ilan etmedi. Katılan delege sayısından fazla parti üyesi olmayan kişilere görevlendirme yapılarak delegeler üzerinde baskı kuruldu. Kongre divan seçimi gizli oyla yapılmasına ilişkin imzalı önerge verilmesine rağmen oylama açık oyla yapıldı. Siyasi Partiler Kanunu’na aykırı olarak tüzük değişikliği yapıldı.”
YSK ise ilgili mevzuata atıf yaparak itirazı reddederken, bu kez Destici'nin muhalifleri aynı gerekçelerle dava açtı.