Biçer Karaca’nın sorunlarını dinlediği, üniversite mezunu olan ama iş bulamadığı için babası ile pazarcılık yapan Volkan Bilgin ise şunları söyledi: “Biyomedikal teknikeri olduğum halde bir hastaneye giremiyorum. Girmek istediğimde hastane önce beni AKP il teşkilatına gönderiyor, il teşkilatından kağıt verecekler bana, İl Sağlık Müdürlüğü’ne gideceğim. İl Sağlık Müdürlüğü uygun görürse, AKP’den onayım varsa veya AKP’ye üyeysem, beni ona göre Kocaeli Devlet Hastanesi’ne atayacaklar ya da diğer Kocaeli’ndeki hastaneye atayacaklar. Ben Denizli’de yaşıyorum şu an için babama yadım ediyorum, kendi işimi yapamıyorum. Bu düzenin değişmesini istiyorum, hak ederek girmek istiyorum, kimsenin torpilini istemiyorum.
KPSS’ye girerim kaç puan 70 mi 80 puan mı? Neyse ben onu istiyorum. Bu kadar ülkede liyakatsizlik olmaz, birilerine üye olmak, peşkeş çekmek, yağcılık yapmak zorunda değilim, kendi işimi yapmak istiyorum. Önce liyakatin düzelmesini istiyorum çünkü karşınızdaki kişinin sizden tek istediği “bize biat edin.” Ben de biat etmem, etmeyeceğim de. Kendi işimi yaparım ama bunlara boyun eğmem, eğdirmem de. Sıkıldım ama bu düzenin değişmesi lazım. Seçim gelsin, seçim zamanı görüşeceğiz. Onlar, sokaklarda gezerken, vaat anlatırken, millete yalan söylerken. Seçimde, sandıkta ben göreceğim, o zaman görüşeceğiz, ak koyunun kara koyunun kim olduğunu.”
"Eskiden oğlan vardı vardiya sistemi oluyordu"
Konfeksiyon atölyesi işleten bir esnaf da Biçer Karaca’ya dükkanına gelen elektrik faturalarını göstererek şu şekilde konuştu; “Bu benim günlük çalışmam kendi başıma. Geceli gündüzlü çalışsa benim bu 3 makineden 5 lira (5 bin TL) elektrik faturası kesin gelir. Yalnız çalışıyorum, sabah giriyorum akşam 8’de 9’da kapatıyorum, hiç sabahlamıyorum hep gündüz. Eskiden oğlan vardı vardiya sistemi oluyordu, oğlan olmuş olsa bu 5 lira (5 bin) gelirdi. Parçalar çok pahalı, torna tezgah parçaları. Şu tesisat 500 milyon lira (500 bin lira); bunu oğlana verdiğim zaman, tezgah borcu yok atölyesi hazır, benim oğlan batıyor. Çita tekstile güvenlikçiliğe yolladım, asgari ücrete.”
"İktidarımızda çiftçinin yüzü gülecek para kazanacak"
Çiftçi Bekir Enli de artan maliyetlerden dolayı kiraz ağaçlarını kesmeye karar verdiğini söyleyerek Biçer Karaca’ya şunları anlattı: “Bu sene 15 liraya düşürdüler. Neden? Mazot indi, gübre indi, her şey indiği için bizim işe 15 lira… Ben de 160 dönüm kiraz bahçesi vardı, 17 sene evvel işe başladığımda, 20 dönüm daha keseceğim. 15 liraya mal ediyorum 10 liraya satıyorum, bir tane de kurt yoktu. Siyaset yapmıyorum ama ben bu ovanın kalkınması için gece gündüz çalışanım, ben bittim. Mazot pahalı ekemiyorum, dikemiyorum. 2004’te çiftçiliğe başladım, benden başka çiftçi yoktu, ağaç diken yoktu. 60 dönüm bahçem var, 20 dönüm daha keseceğim 40 dönüm kalacak.”
Biçer Karaca ise Enli’ye “Sen bu sene kirazlarını kesme, biz seneye iktidarız. Bu çiftçilerin mazotunun üzerindeki yükü kaldıracağız, mazot yarıya inecek. Sizlere kırmızı mazot vereceğiz, maliyetinizi indirecek. Kirazlarınıza fiyat vereceğiz, tüccar almazsa devlet alacak, sizin adınıza satacak. Önümüzdeki yaz iktidarız iktidarımızda çiftçinin yüzü gülecek para kazanacak” dedi.