Politika

Deniz Feneri'ne derin soruşturma

Ankara Başsavcılığı İşçi Partisi'nin Deniz Feneri e.V. ile ilgili suç duyurusu üzerine harekete geçti. Davayı 5 ayır savcının araştıracağı bildirildi.

12 Eylül 2008 03:00

Ankara Başsavcılığı, İşçi Partisi’nin (İP) Deniz Feneri e.V. ile ilgili suç duyurusu üzerine harekete geçti.

İP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Cengiz, “Savcılık, suç duyurusu dilekçemizden 4 nüsha daha istedi. Konuyu suç türlerine göre ayırdıklarını ve 5 ayrı savcının araştırma yapacağını ifade etti” dedi. Suç duyurusunun işleme konulması, savcılığın dava açmasını ya da takipsizlik kararı vermesini gerektirecek.

Başsavcılık kaynakları, söz konusu dosyada suç türlerinin çeşitlendiğini, bu nedenle birden fazla farklı alanlarda uzmanlaşmış savcıların bilgisine ihtiyaç duyulabileceğini kaydetti. Kaynaklar, gerek duyulması halinde Alman makamlarıyla temas kurularak, dava dosyasının ve eklerinin bütününün istenebileceğini ifade etti.

Akman için Başbakan’ın izni şart

Suç duyurusunda, Deniz Feneri e.V. iddianamesinde yer alan bilgilere atıf yapılarak, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, RTÜK Başkanı Zahid Akman ile Deniz Feneri Derneği, Kanal 7 televizyonu ve iddianamede belirtilen Türkiye'de kurulu şirketlerin yöneticileri hakkında kamu davası açılması talep ediliyor. Mevzuata göre, savcılığın Erdoğan hakkında işlem yapma yetkisi bulunmuyor. Savcılığın, Akman hakkında soruşturma yürütebilmek için, eylemin göreviyle bağlantılı olup olmadığını saptaması gerekecek. 5785 sayılı yasayla, RTÜK üyelerinin, görevleriyle ilgili suçlardan soruşturulmaları Başbakan’ın iznine bağlandı. Savcılık, Akman’ın eylemini göreviyle ilgili bulmazsa izin almaksızın soruşturma yürütebilecek. Aksi halde, Başbakan’ın izni gerekecek.

İddianamede Akman adı 34 kez geçiyor

RTÜK Başkanı Zahid Akman, Almanya’da Deniz Feneri e.V. yöneticilerinin yargılandığı davanın iddianamesinde adının hiç geçmediğini iddia etti. Ancak 192 sayfalık iddianamede Akman’ın adı 34 kez geçiyor.

Akman, katıldığı bir televizyon programında “İddianamede adım geçmiyor. Ve ben şu anda sanık sandalyesine birileri tarafından oturtuldum. Çünkü benle ilgili işleri var. Benim varlığım onların o menfaatlerini engelliyorsa, benim oradan uzaklaşmam gerekiyor. Bu sistem yıllarca işledi. Ama bu dönemde işlemeyecek” diye konuştu.

Bu açıklamaya karşın, Akman’ın adı iddianamenin 17 sayfasında tam 34 kez geçiyor. Bunlardan çoğunda Akman’ın şirket hissedarı ve yöneticisi olduğu belirtiliyor. Ancak iddianamenin 115. sayfasında, Akman hakkında önceden bir soruşturma yürütüldüğü açıkça ifade ediliyor.

Söz konusu sayfanın ilgili bölümünde Weiss GmbH şirketinin sermayesinin Deniz Feneri e.V.’den karşılandığı belirtilerek şu ifadelere yer veriliyor:
“Weiss GmbH şirketinin sermayesi 500.000 euro olarak artırılmış ve 250.000 euro (ödenmiş) ödeyen şahıslar olarak da, haklarında ayrıca soruşturma yapılan Karaman, Karahan, Akman, Çelik ve sanık Gürhan gösterilmişlerdi. Derneğin gayri resmi muhasebesine de, Weiss şirketine karşı 250.000 euro ‘sermaye olarak ödendi’ ibaresi altında geçirilmiştir.”

Fener'in 5 değişmeyen ismi

Mehmet Gürhan, Zekeriya Karaman, Mustafa Çelik, İsmail Karahan ve RTÜK Başkanı Zahid Akman, işte bu 5 isim hep derneğin paralarının gittiği şirketlerle birlikte geçiyor

Deniz Feneri e.V’nin Almanya’da süren davasındaki bir numaralı sanıklar dernekten ‘borç’ para aldıklarını itiraf etmişti. Bu paraları ‘borç’ olarak verdiklerini söyledikleri şirketlerde Dernek Başkanı Mehmet Gürhan’ın yanı sıra 4 kişinin adı geçiyor: Kanal 7 yöneticileri Zekeriya Karaman, Mustafa Çelik, İsmail Karahan ve RTÜK Başkanı Zahid Akman.