Gündem

Demirtaş'tan TOBB'a: Bayrağını al, teröre karşı yürüyelim diyor; sanki Kürtler bayrağa saldırmış

'Demokratik özerklik sadece Güneydoğu için değil, İzmir’deki Konak, Ankara’daki Çankaya için de önemlidir'

16 Eylül 2015 14:22

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, yapılacak ‘Teröre hayır, kardeşliğe evet’ yürüyüşünü organize eden Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne (TOBB) yönelik eleştirilerde bulunarak şunları söyledi: “TOBB, ‘Bayrağını al gel teröre karşı yürüyelim’ diyor. Sanki Kürtler bayrağa saldırmış. Bu çarpıtmadır işte. Irkçılıktır, tehlikelidir. Gelin omuz omuza, el ele barış için yürüyelim”

DHA’nın haberine göre Demirtaş, beraberindeki Ağrı Milletvekili Leyla Zana, Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, Urfa Milletvekili Dilek Öcalan, Osman Baydemir, Gaziantep Milletvekili Celal Doğan’la Yüksekova’da 15 bin kişiye konuşma yaptı, ‘birlik ve beraberlik’ çağrısı yaptı.

HDP’nin demokratik ulus hedefinin olduğunu belirten Demirtaş, tek adam yerine demokratik özerkliği inşa etmeyi amaçladıklarını söyledi. Demirtaş, demokratik özerkliğin bölünme olmadığını belirterek şöyle konuştu: “Ortak ilkeler etrafında buluşmuş, farklı kimlikleri barındıran ulus yapalım dedik. Demokratik özerklik sadece bu bölge için değil, İzmir’deki Konak, Ankara’daki Çankaya için de önemlidir. Yerel yönetim bu bölgedeki ekonomi, dil, kültür, sorunlarını çözer. Küçük bir anayasa değişikliğiyle bütün ülke nefes alır. Yüksekova halkı kendini yönetirse ülke bölünür mü? Bu ülkede bayrağa, vatana saldırı yok. Bu bayrak, vatan savaşı değil; ‘Saray’ için savaştır. Asker, polis anneleri bunu bilmeli. Burada ölen her insana yazıktır.”

Konuşmasında TOBB tarafından organize edilen, 14 STK’nın 17 Eylül’de Ankara’da yapacağı yürüyüşü de eleştiren Demirtaş, kimsenin bayrağa saldırmadığını savundu.

Demirtaş, “TOBB, ‘Bayrağını al gel teröre karşı yürüyelim’ diyor. Sanki Kürtler bayrağa saldırmış. Bu çarpıtmadır işte. Irkçılıktır, tehlikelidir. Gelin omuz omuza, el ele barış için yürüyelim. Ama halkı tahrik etmekten kaçının. İnşaat işçileri Bolu Mudurnu’da yedi buçuk saat mahsur kaldı, yakılmak istendi. Ankara’da yürüyecek olan sendikalara sesleniyorum: Biriniz gidip Bolu’daki işçilerin yanında olsaydınız. Sendika değil misiniz? Utanmıyor musunuz? Barış, ateşkes, müzakere diyelim” dedi.