Politika

Demirtaş: PKK'nın sınır dışına çekilmesi haziran sonunda tamamlanır

Demirtaş, barışın kalıcı ve sürekli hale gelmesi için artık demokrasiyi savunan bütün kesimlerin de bir araya gelmesi ve taleplerini dile getirmesi gerektiğini söyledi

26 Mayıs 2013 12:37

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, PKK'nın silahlı güçlerinin tahminen haziran ayının sonuna kadar Türkiye'den çekilmiş olacağını vurgulayarak, “Eğer bu takvimi aynı zamanda demokratik reformlar için de bir ölçü olarak alırsak Parlamentonun bu yaz çok tatil yapmak yerine biraz daha fazla çalışması gerekebilir” dedi.

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, alkol tüketimiyle ilgili düzenleme hakkında da yasakların özendirici hale gelebileceğine de dikkati çekti. Demirtaş, "4. Murat örneği çok sık verilir. Ben onu tekrarlamak istiyorum, başarılı olsaydı 4. Murat başarılı olurdu" dedi.

Demirtaş, bir otelde düzenlenen Demokrasi ve Barış Konferansı'nda gazetecilerin sorularını yanıtladı.

"Konferansın, çözüm süreci kapsamındaki yeri ve çözüme ilişkin yol haritasında nasıl bir katkı sağlayacağına" ilişkin soru üzerine Demirtaş, süreçte demokrasi ve barışın birbiriyle yakın ilişkisi olduğunu vurguladı.

PKK'nın silahlı güçlerinin ülke sınırları dışına çıkışının başlamış olduğuna dikkati çeken Demirtaş, bu şekilde kısmi olarak gerçekleşen barışın kalıcı ve sürekli hale gelmesi için artık demokrasiyi savunan bütün kesimlerin de bir araya gelmesi ve taleplerini dile getirmesi gerektiğini söyledi.

Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bugün Ankara'da gerçekleştirilen ve partimizin de desteklediği bu konferans, tamda barışın nasıl kalıcı hale gelebileceğini, Türkiye'de barış ve demokrasi başlıklarının eş zamanlı olarak birlikte nasıl yürüyebileceğini, demokrasi adına neler yapılabileceğini, bu konuları netleştirecek düşüncelerin yol haritasını meydana çıkaracak ve ortaya çıkacak talepleri takip etme, bunları gerçekleştirme konusunda nelerin yapılabileceğini Türkiye kamuoyuna, Hükümete, bizlere, siyasetçilere deklare edecektir. Bizler de siyasetçiler olarak bu konferansta tartışılan her başlığı, dile getirilen her talebi, eleştiriyi dikkatle izliyoruz, yakından takip ediyoruz. Herkes şundan artık emin olmalı ki barış dediğimiz şey özgürlükler ve demokrasiyle taçlandırılacaksa tek başına Hükümetten beklenilebilecek bir durum değil. Sadece Hükümete güvenerek, bel bağlayarak, Hükümete inanarak Türkiye'de ne kalıcı barış ne de özgürlükler gelişmez. Özgürlük ve barış isteyen herkes, kendi taleplerini çok yüksek sesle ciddiyetle dile getirmeli, görünür hale getirmeli, herkesin duyacağı şekilde ifade edebilmelidir."

 

‘Resmi davet yapılmadı ancak bütün siyasi partilere çağrıda bulunuldu’

 

"Hükümet de keşke bu konferansı resmi düzeyde takip etseydi" ifadesini kullanan Demirtaş, "Eminim ki sonuçlarını ve mesajlarını Hükümet takip ediyordur ama gönül isterdi ki resmi olarak görevlendirdiği bir kişi veya heyet aracılığıyla bu konferansı takip edebilmiş olsaydı. Türkiye'de talebi olan kesimler ne diyor ne istiyor, bütün bunları Hükümetin duyması ve bunları dikkate alacak bir politikayı, programı önüne koyması lazım. Böyle olursa ancak biz kalıcı barışa doğru güvenli adımlarla ilerleriz"  diye konuştu.

İki gün sürecek konferansın ardından ortaya çıkacak yol haritasının herkes için takip edilmesi gereken güzergâhı göstereceğini belirten Demirtaş, "Hükümete konferans için resmi davet gönderilip gönderilmediği" sorusuna "resmi davet yapılmadığı ancak bütün siyasi partilere çağrıda bulunulduğu" yanıtını verdi.

Barışı, demokrasiyi, özgürlüğü konuşmak isteyen herkese çağrıda bulunulduğunu, Hükümetin de bu çerçevede katılım gösterebileceğini dile getiren Demirtaş, "Hükümetin davet edilmiş olmasına da gerek yok resmi olarak. Hükümet şu anda çözüm sürecinin aktörü olarak kendini tanımlıyorsa bütün bu çalışmaları yakından izleyip takip etmesi gerekiyor zaten. Hükümetin görevidir bu" dedi.

Demirtaş, "konferansa CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu'nun katılmasının" hatırlaması üzerine "Zannediyorum parti adına değil belki şahsı adına bir katılım olmuştur. Biz Cumhuriyet Halk Partisinin de demokratikleşmeyle, özgürlüklerle ilgili söyleyecek ne sözü varsa her platformda, Parlamentoda, konferanslarda söylemesini ve bütün bunları savunabilmesini arzularız" diye konuştu.

Diyarbakır'da 15-16 Haziran'da konferans düzenleneceği bilgisini veren Demirtaş, "Haziranın sonunda da Brüksel'de bir konferans planlanıyor. Erbil'de yapılacak konferansın tarihi henüz netleşmedi" ifadesini kullandı.

"İmralı'ya yeni bir heyetin ne zaman gideceği" sorusu üzerine de Demirtaş, "İmralı'ya yeni bir heyetimizin gidişi konusunda Adalet Bakanlığına bir başvuru yaptık. Geçen hafta sonu, perşembe, cuma itibarıyla gerçekleştirdik. Önümüzdeki hafta bu ziyaret olur mu olmaz mı, Bakanlığın cevabına göre gerçekleşmesini arzuluyoruz" dedi

Bu kez BDP Genel Başkan Yardımcısı Gülten Kışanak'ın İmralı'ya gitmesini arzuladıklarının bildiren Demirtaş, "İsimler çok önemli değil ama partimize bu başvuru bu şekilde sirayet etti. Sonucuna bakacağız. İsimler çok önemli değil, bu konuda çok ısrarcı değiliz" açıklamasını yaptı.

Demirtaş, PKK'nın silahlı güçlerinin tahminen haziran ayının sonuna kadar  Türkiye'den çekilmiş olacağını vurgulayarak, "Eğer bu takvimi aynı zamanda demokratik reformlar için de bir ölçü olarak alırsak Parlamentonun bu yaz çok tatil yapmak yerine biraz daha fazla çalışması gerekebilir. Parlamento bu kadar kritik bir sorunun çözümünün tartışıldığı bir dönemde tatil yapmak yerine yasal reformlar, toplumun beklentisi olan yeni anayasa konusunda biraz daha yoğun çalışabilir" değerlendirmesini yaptı.

 

‘Başarılı olsaydı 4. Murat başarılı olurdu’

 

Demirtaş, Parlamentodan geçen "içki düzenlemesi"ne de değinerek, Hükümetin toplumsal, kamusal düzene ilişkin tedbirleri güvenlikçi ve yasakçı bakış açısıyla ele almayı tercih ettiğini savundu.

Bunun BDP'nin tarzı olmadığını kaydeden Demirtaş, sigara ve alkol gibi toplumsal doku ve kişi sağlığına zarar veren maddelerle mücadele etmek gerektiğini ancak bunun yolunun Parlamento’dan yasaklayıcı hükümler çıkarmak ve uygulamada da kişilerin yaşam tarzına müdahale anlamına gelecek tavırlar olmadığını ileri sürdü.

Demirtaş, BDP olarak insan sağlığına ve toplum dokusuna aykırı maddelerle mücadeleye destek verdiklerini ancak bunun yolunun toplumun hayat tarzını etkileyebilecek yasakçı tedbirler olmadığını söyledi.

Mücadele için toplumsal bilinç yaratılması gerektiğini öne süren BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, yasakların özendirici hale gelebileceğine de dikkati çekti. Demirtaş, "4. Murat örneği çok sık verilir. Ben onu tekrarlamak istiyorum, başarılı olsaydı 4. Murat başarılı olurdu" dedi.

Konferansa katılan CHP Genel Başkan Yardımcısı Tanrıkulu da gazetecilerin sorusu üzerine, Demirtaş'ın "konferansa kişisel olarak katılmış olabileceği" yönündeki sözlerine "Ben aynı zamanda CHP Genel Başkan Yardımcısıyım" ifadeleriyle yanıt verdi.