Edirne F Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, dün akşam TV kanallarında düzenlenen ortak yardım yayınına ilişkin, "Dün akşam önemli miktarda kamu kaynağı, yardım adı altında ve denetlenemeyecek şekilde Erdoğan'ın emrine verildi. Madem kamunun elinde ve Erdoğan'ın kontrolünde deprem için rahatlıkla kullanılabilecek bu kadar para vardı, ne diye on binlerce insanın ölümünü, 10 şehrin yerle bir olmasını beklediniz?" değerlendirmesini yaptı.
Demirtaş, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, "Dün akşam, pek çok televizyon kanalında ortak yayın yapıldı ve yardım toplandı. Stüdyoda emek verenlerin ve kendi ceplerinden para gönderenlerin katkıları çok değerli. Bu yönler hariç, dün geceki "yardım" şovu tam bir aldatmacaydı. Büyük bir algı yönetimiydi. Neden mi? Halkın alın teriyle, emeğiyle oluşan kamu bütçesi tek adam sistemiyle zaten Erdoğan'ın elindeydi. Dün akşam önemli miktarda kamu kaynağı, yardım adı altında ve denetlenemeyecek şekilde Erdoğan'ın emrine verildi. Olup biten tam olarak bu" düşüncesini dile getirdi.
"Şovun kaybedeni yine halk oldu"
Demirtaş şunları kaydetti:
"Merkez Bankası, Ziraat Bankası, Vakıfbank, Halkbank gibi kurumlardaki halkın parasının ne kadarının kontrolsüz şekilde kendi emrine verileceğini, Erdoğan'ın kendisi belirledi. Kamu kurumlarının genel müdürlerine ve bürokratlara düşen de telefona bağlanıp bunu duyurmak oldu. Madem kamunun elinde ve Erdoğan'ın kontrolünde deprem için rahatlıkla kullanılabilecek bu kadar para vardı, ne diye on binlerce insanın ölümünü, 10 şehrin yerle bir olmasını beklediniz? Bu paraları, deprem bölgesindeki yapıları güçlendirmek için neden kullanmadınız? Üstelik, halkın parasını o cepten alıp bu cebe koyarken bir de vergi indiriminden yararlanıp karlı çıktılar. Dün akşam, yardım adı altında yapılan şovun kaybedeni yine halk oldu.
"İzledikçe kanım dondu, nefesim kesildi"
Kamu kurumlarının kasasında dururken iyi kötü bir denetime tabi olan 5 milyar dolar, şimdi yardım hesabında ve denetim dışına çıkıp bir tür örtülü ödeneğe dönüştü. Bu paraları, mesela seçimlerde kendi parti çalışmaları için kullansa bunu kim bilecek, kim denetleyecek? İzledikçe kanım dondu, nefesim kesildi. Alçalmanın dibi yok mu! Bunların bir de onlarca, yüzlerce milyon dolarlık kişisel servetleri, bir yanda da bu yoksulluk, bu acılar, bu yıkım... Öfkem iyice artıyor. Mücadeleye, dayanışmaya devam..."
