T24 - BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, 2010 genel seçimlerinde AKP'ye karşı; CHP, BDP, ÖDP, EMEP'li bir sol blok önerisinde bulundu.
Milliyet yazarı Aslı Aydıntaşbaş, Paris'te düzenlenen Sosyalist Enternasyonal Konseyi toplantısına katılan Demirtaş'ın, çarpıcı açıklamalarını bugünkü (16 Kasım 2010) köşesinde şöyle yazdı:
Burada tanıştığım Avrupalı siyasiler, eski CHP (ve maalesef Onur Öymen’le) ilgili korku hikâyeleri anlatıyor. Deniz Baykal ise 2007’de Celal Talabani geldi diye Sosyalist Enternasyonal’i terk etmiş, örgüt bir noktada CHP’yi atmayı bile düşünmüştü. Şimdi ise yeni bir CHP ve hummalı bir dönüşüm gayreti var.
PARİS
‘Sosyalist Enternasyonal nasıl bir şey?’ diye sorsalar, sol partiler için düzenlenmiş bir ‘resepsiyon’ derim. Bir zamanlar devrim, sosyalizm gibi idealler uğruna kurulmuş bu çatı, bugün artık daha ziyade ehlileştirilmiş Avrupa solunun ‘altın günü’gibi bir şey. Çoğunluğu Avrupalı sol liderler, düzenli aralıklarla bir araya gelip,‘Sol nasıl başa gelir?’, ‘Piyasa ekonomisinde eşit dağılımı nasıl sağlarız?’, ‘Kapitalizmde sosyal devleti nasıl koruruz?’ gibi konulara kafa patlatıyorlar.
Ama asıl olay, siyasetçilerin birbirleriyle tanıştığı, kartvizit değiş tokuşunun yapıldığı, ayaküstü memleket meselelerinin konuşulduğu fuayede oluyor. İngiliz İşçi Partisi İtalyan muhalefetiyle, Fransız Dışişleri Bakanı Iraklı sosyalistlerle oturuyor. Zamanla buralardan apayrı ittifaklar doğuyor. Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu hafta Paris’teki Sosyalist Enternasyonal’e gelişi, bir anlamda ‘yeni CHP’nin sosyal demokrat kimliğiyle ‘görücüye çıkması’...
‘CHP eskiden de sosyal demokrattı’ diyeceksiniz. Tam olarak değil. Eski CHP dış politikada katı milliyetçi, hatta izolasyonist; içerde ise sosyal demokrattan ziyade tek sesli bir ‘Türkiye laiktir laik kalacak’ korosuydu.
Burada tanıştığım Avrupalı siyasiler, eski CHP (ve maalesef Onur Öymen’le) ilgili korku hikâyeleri anlatıyor. Deniz Baykal ise 2007’de Celal Talabani geldi diye Sosyalist Enternasyonal’i terk etmiş, örgüt bir noktada CHP’yi atmayı bile düşünmüştü.
Yeniden sol haritaya yerleşme gayreti
Şimdi ise yeni bir CHP ve hummalı bir dönüşüm gayreti var.
Paris’de Kemal Bey’le sohbet ederken anlıyorum ki, karşısında sıkışmış bir kurultay ve seçim takvimi bile olsa, CHP’yi yeniden dünya sol haritasına yerleştirmeyi çok önemsiyor. AK Parti’nin ilk döneminde Batı ve özellikle Avrupa solundan aldığı desteğin içerdeki meşruiyetini nasıl arttırdığının farkında. Tabir-i caizse, AK Parti hükümeti ve Avrupa solu arasındaki romansı bozmaya kararlı.
Toplantıda Kılıçdaroğlu’nun yanında CHP’nin yeni yükselen yıldızlarından Gülsün Bilgehan, Umut Oran, Oğuz Oyan ve CHP’nin genç Brüksel temsilcisi Kader Sevinç var. Asıl olay, konferansta değil fuayedeki kafede dönüyor. Kılıçdaroğlu ve arkadaşları kâh İtalyan muhalefetiyle, kâh Kazakistan sol partisiyle oturuyor.
Kemal Bey’i uzaktan ilgi ve merakla izleyen ufak bir grup varsalonda: toplantıya gözlemci olarak katılan Barış ve Demokrasi Partisi. Partinin eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, CHP’deki değişimi yakın takip ediyor. Sohbetimizde ‘CHP’nin Tayyip Erdoğan’ı geçebilmek için yapabileceği tek şey, daha çok demokrasi talep etmek. Başka şansları yok.Keşke önümüzdeki seçimde içinde CHP, ÖDP, BDP, EMEP olan bir sol demokrasi cephesi olsa. AK Parti’ye karşı ciddi bir sol blok oluşabilir’ diyor. Önemli laflar. ‘Bunları yazıcam’ diyorum. ‘Siz bilirsiniz’ diyor.
Ancak henüz planlanmış bir BDP-CHP görüşmesi yok. Belki CHP için henüz çok erken; Kürtler de bunu anlayışla karşılıyor.
Önemli olan ‘dansöz’ değil son söz
Burada CHP’ye yönelik tüm ilgiye rağmen Sosyalist Enternasyonal’in iki gerçek yıldızı var: Yorgo Papandreu ve Celal Talabani. Papandreu’nun Obama tadındaki ‘Yes we can!’ konuşmasının özeti ‘Serbest piyasalara Tanrı muamelesi yapmayalım. Onlar insanlara hizmet için var; tam tersi değil.’
Celal Talabani ise 1970’lerden beri aksatmadan geldiği bu platformda aksayan ayağı, kilosunu zor taşıyan bastonuyla önemli bir sembol. Irak’ta nefes kesici bir at pazarlığından sonra cumhurbaşkanlığını bir kez daha kaptı. Kılıçdaroğlu’yla görüşmeye girmeden önce yanımdan geçiyor; keyfi yerinde.
Geçmişte Talabani, ünlü bir karikatürde ‘Orta Doğu’nun dansözü’ olarak çizildi. Yıllarca bu imaj peşini bırakmadı. Kılıçdaroğlu’yla görüşmesinde karikatür konusunu kendisi açıyor. CHP lideri de kendi dansöz karikatür vakasından espriyle söz ediyor.
Belli ki Sosyalist Enternasyonal’de önemli olan dansöz değil, son söz.