Gündem

Demirtaş İpek Medya'da: Bir hükümetin medya mensuplarına mafyavari davranması inanılır gibi değil!

HDP lideri Demirtaş, kayyum ataması yapılan İpek Medya'ya destek ziyareti yaptı

28 Ekim 2015 15:27

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kararıyla Koza İpek Holding bünyesindeki şirketlere kayyum atanması sonrası polisin kapılarını kırarak binasına giriş yaptığı İpek Medya Grubu'na destek olmak için Kanaltürk ve Bugün TV binasını ziyaret etti. Demirtaş, burada yaptığı açıklamada, "Hoşbulamadık maalesef. Herhalde sayısı binlerle ifade edilebilecek bir polis yığınağı var. AKP Türkiye'sinde bu görüntüler o kadar uzun yıllar tekrar tekrar kamuoyuna gelidi ki bizi şaşırtmadı maaalesef doğrusu. Bir hükümetin medya mensuplarına mafyavari davranması inanılır gibi değil" dedi.

Demirtaş'ın açıklamaları şöyle:

"Hoş bulamadık ne yazık ki, birkaç sokağa dolaşarak ulaştık. Binlerle ifade edilecek polis yığınağı var. Şaşırdık mı hayır, şok olduk mu hayır. AKP Türkiye’sinde bu görüntüler o kadar uzun yıllardır tekrar tekrar kamuoyunun önüne geldi ki bizi çok şaşıtmadı. Fakat çok üzücü tabii.

 

"Bir hükümetin medya mensuplarına mafyavari davranması inanılır gibi değil!"

 

Canlı yayın esnasında medya mensuplarına mafyavari, nobranca, toplumun gözünün içine baka baka devletin, hükümetin suç örgütü gibi davranması inanılır gibi değil. Türkiye zaten kurumsallaşmış bir demokrasiye sahip değildi ama talep vardı. Sıfır sorun beklentisinde değildik ama sorunlarımızı hukuk içinde çözebiliriz diye bir inanç vardı son yıllarda. O pratiği tümüyle kaldıran bir hükümet var karşımızda. Yargı yanlış kararlar da alabilir ama bunu uygularken zorbalıkla uygulamakla çalışmak suçun ve mağduriyetin katmerlenmesine yol açıyor. Kayyum atanmasının gaspa dönüşmesi, polisin kabloları kesmesi hiçbir yasada yok. Kayyumu atarsın, mahkeme geçici bir süre yönetici atar. Gazlamak, coplamak, kablo kesmek, mafyavari, çetevari usüllerdir.

 

"Seçim günü bir planınız mı var sorusu akla geliyor"

 

Toplumun haber alma hakkına çok ciddi bir saldırıdır. Mağdur olan sadece İpek Medya değil, toplumun tamamı haber alma hakkının engellenmesiyle karşı karşıya. İnsanların düşüncesini beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz, tam da buna saygı duymaktır demokrasi. Öte yandan bunun bir büyük gövde gösterisine dönüştürülmesi, polis gücüyle yapılması zorba güce dayalı bir hükümet anlayışının dışa vurumudur. Seçime birkaç gün kala, şaibeleri daha da artırmaktır. Seçim günü yapılacak yayınlarla ilgili bir tereddütünüz mü var, planınız mı var sorusu akla geliyor.

 

"Uzatmaları oynuyorsunuz. Çekin ellerinizi halkların yakasından"

 

Toplumun vicdanı olan büyük kesimi hukukun, adaletin yanındadır. Adalet herkese lazımdır, amasız, ancaksızdır. Herkesin bu haksızlığa karşı durması lazım.

Medya çalışanları ile İpek Medya ile yanyana olduğumuzu iletmek için buradayız. Hükümet şunu iyi anlamalı, bu şekilde 276 değil, 400 milletvekili de kazansanız, ne size, ne bize huzur var bu ülkede. Daha beterini de yapabilirsiniz. Talimat veriyorsunuz, uyguluyorlar ama bu şekilde 400 vekil de kazansanız bitmiş durumdasınız. Uzatmaları oynuyorsunuz. Çekin ellerinizi halkların yakasından. Haddinizi bilin, hepimizin haddi hukuktur. Herkesi terörist, bölücü, vatan haini ilan ederseniz ülkenin sorunlarının temel odağı olursunuz. Hiçbir soruna çözüm üretemeyerek sorun üreten bir merkeze dönüştü. Bütün bunlara demokrasi adına yer açmakta herkes zorlanacak, bütün dünya izliyor. AKP’nin utancıdır. Yargıyı bir partinin sopası haline getirenlerin utancıdır.

 

"Parti binalarımız böyle basıldı hep"

 

Biz hiç yabancı değiliz. Parti binalarımız böyle basıldı hep. İl merkezlerimiz. Ben genel başkanken gaz atıldı parti binasına. Sesimizi duyuramadık. Arkadaşlarımızı kelepçelediler, tutukladılar. Sahip çıkamadık. Çok yaşandı. Cumhuriyet tarihi bunlarla doludur. Son dönemde Türkiye’de yaşananlar yakın dönem tarihimize dair önemli dersler sunmuştur. Hepimiz ana ilkelerde birleşmeliyiz. Tek parti, tek lider etrafında değil, demokrasi ve evrensel insan hakları çevresinde birleşmeliyiz. Bu uygulamalar dolayısıyla AKP seçmenini de suçlamamak lazım. Bir grup elit AKP yöneticisi siyasi darbeyle yönetime el koymuştur. AKP tabanını suçlamamaya özen göstermeliyiz ki ötekileştirme ötekileştirici siyasete alternatif oluşturmamız lazım. Çok utanç verici, keşke hükümetten birileri olanlardan dolayı özür dilese ve hukuk işlese.  Tarafsız bir yargı olsa, herkes bunu gönül rahatlığıyla takip etse diye temenni ediyorum ama böyle bir hükümet yok maalesef. 

Buraya tayin edilen kayyum heyeti polis gücüyle girdi ve polisler herhangi bir tebligatta bulunmadılar, coplanan arkadaşlarımız var, bütün bina tutuldu. Adeta sıkıyönetim ilan edildi. Yayın engelleniyordu, müdahale ettim. Burayı bırakmıyorum, bıraktığım zaman birileri yayını kontrol edebilir. İki öğlen saatlerinde bir tebligat söz konusu oldu ve Ticaret Sicili Gazetesi’nde yayımlanmadı. 1 Kasım’da yayımlanmak suretiyle tekrar bakabilirler. İstanbul Emniyeti, Valilik, İçişleri Bakanlığı’na soru sordum. Polis hangi gerekçeyle baskın yaptı, insanları gazlamıştır. Neden hala bu binanın her yeri polis tarafından tutulmuştur? İzin verirseniz Garo Paylan ve Mithat Sancar’a soru sormak istiyorum.

 

Garo Paylan: Basının bütün renklerinin yanındayız

 

Garo Paylan: Basın özgür değilse biz de özgür değiliz. Gerçekleri duyamadığımız zaman biz zaten objektif bir görüş oluşturamayız. Basının bütün renklerinin yanındayız.

 

Mithat Sancar: Hükümeti zorbalık pratiklerinden vazgeçmeye çağırıyoruz

 

Mithat Sancar: ben de geçmiş olsun diyorum. Sadece şu kadarını vurgulayayım; amaca giden her yolun mübah sayıldığı dönemler yaşıyoruz. Bu dönemde Makyavelizm’in zirve yaptığı bir ülke olduğumuz kanısındayım. Makyavelli yaşıyor olsaydı “Çok abarttınız, ben bunu kast etmemiştim” derdi. Hükümeti çok apaçık hukuksuzluk, zorbalık pratiklerinden vazgeçmeye çağırıyoruz.

 

"Kayyum atamak, kanala her şeyiyle el koydun demek değildir"

 

Demirtaş: Atanmış İçişleri Bakanı ve Başbakan’a çağrı yapıyorum. Burada suç işlenmiyor, bu kadar polis yığılmasına gerek yok. Ortalığı bu kadar terörize etmenin anlamı yok. Bunun anlamı “Ben zorbayım” demektir. Kayyum atamak, kanala her şeyiyle el koydun demek değildir. Geçici bir yönetimdir. Bu durum hukuki bir mecraya girmeli. Zorbalık görüntüleri bir an önce ortaya çıkmalı. Geçmiş olsun, dayanışmamız sürecek sizlerle.