Gündem

Deizm Derneği: Hedef göstermeleri boşuna değil, din tüccarları koltuklarını kaybetmek istemiyor

"Deizm karanlığa karşı bir ışık olarak tehdittir"

12 Kasım 2018 14:57

Son günlerde Diyanet’in açıklamalarında öne çıkan Deistler dernek kurdu. Dernek Başkanı Özcan Pali "Bizi hedef göstermeleri boşuna değil. Din tüccarlarının koltukları tehlikede" diyor.

Dinlere ve peygamberlere inanmayıp bir yaratıcının var olduğuna inanan Deistler Türkiye’de Diyanet’in sıkça eleştirine maruz kalıyor. 

Birgün'de Can Uğur'un sorularını yanıtlayan Pali şu açıklamaları yaptı: 

► Neden bir dernek kurdunuz?
Bu ülke laik-devlet ve seküler-toplum hedefi üzerine kuruldu. Ancak bu anlayış çok partili döneme geçiş ile beraber sürekli baskılandı ve geriye dönüş arzulandı. Bu geriye dönüş, laikliği arzu etmeyen, dini referans alarak kanunlar yapma düşüncesidir. Laikliği anayasadan çıkarma düşüncesinde de bu yatar ve Sünni İslam’ı devletin kimliği halinde görme arzusudur. Hal böyle olunca, bu istek ve arzular, siyasal otorite ve diyanet kullanılarak yapılmakta. Bize yansıyan nedir? Siyasal otorite, dinsel söylemlerle toplumu ve diyanet, fetvalarıyla cemaatleri kışkırtmakla ve herhangi bir dine ait olmayan bizlere toplumsal, sosyal ve psikolojik baskı uygulamaktadır. Bu durum, baskıların ötesine geçip hakaretler etmeyi de gerektirmiş durumdadır. Diyanet çok yakın zamanda kendinden olmayan bizlere “sapık” diye beyanda bulundu. Bu demeç bizleri oldukça rahatsız etti ve toplumsal ve siyasal hedef haline getirdi. Bu tanım ile bizlerin, vicdansız ve aşağılık varlıklar olduğumuzu kamuoyuna ve inançlı topluma benimsetmeye çalışmakta ve koyunlarına o ağıldan ayrılmamaları için değnek göstermektedir.

Bizler şu anda iktidarın istenmeyen, ötekileştirmeye çalıştığı kişiler olarak, toplumda düşünce hakkımızın olmadığı bir yaşama mahkûmuz. Sokakta deist olduğunu söylemeye çekinen, ailede deist olduğunu gizleyen bireyler halindeyiz.
İlk nedenimiz şudur; Birilerinin ortaya çıkıp bu kadar siyasal, dinsel, toplumsal ve psikolojik baskı karşısında duruş alması gerekiyordu. Ve biz 12 kurucu deist yurttaş, Türkiye’de yaşayan 5 milyona yakın deistler adına, bu cesareti bir onur sayarak ortada olmayı, görünür olmayı ve deistler olarak kendimizi tanıtmayı, yanlış tanımlamaları temize çıkarmayı, iktidarın ve dinsel baskının karşısında bir direnç sergileyerek, zamanı gelirse de; “Durun bakalım, meydan boş değil, bizler buradayız ve lütfen haddinizi bilin!” demeyi, bu vesile ile haklarımıza sahip çıkmayı bulduk.
Bu derneği kurmamızın ikinci nedeni ise, insanların dinsel esaretten kurtulmalarını sağlamak. Şu anda özellikle ülkemizde, toplum, insan ürünü olan bir dinin kölesi durumunda. Dinsel retoriklerle, sahip oldukları dinin yukarıdan vahiylerle geldiğini inanmış, aksini düşünemez, sorgulayamaz durumdalar ve maalesef biat ederek hem kendi yaşamlarını hem de kendi gibi olmayanlara yaptıkları baskıdan dolayı başkalarının yaşamlarını mahvetmektedir. Avrupa Orta Çağ boyunca dinsel baskı yüzünde karanlıkta kaldı. Bu ülkede de dinsel baskı yüzünden, ruhban sınıflarının gücü sayesinde orta çağı yaşamaktalar.

Artık yeter demeli, deizmin ne olduğunu ne olmadığını ve insanların yakalarına yapışmış dinsel inançların tanrısal kaynaklı olmadığını birilerinin dile getirmesi gerekiyordu. Bizler bunu arzu ediyoruz. Martin Luther başlattığı gibi bir aydınlanma dahil olarak, dinlerle insanların nasıl kandırıldığını, nasıl sömürüldüğünü göstermek istiyoruz. Bu Türk toplumu uygarlığa yakışır bir toplumdur ve Arapoğlu’nun yerel dinine köle olmamalı diye düşünüyoruz. İnsanların dinlerinden arınmaları için çabalamaktayız. Şimdiki dinlerinin geleceğin mitolojisi olmasını arzu ederiz.

►Deizm Diyanet’in bahsettiği gibi gerçekten bir tehdit mi?
Deizm; Yaratıcının olduğuna inanan ama dinlerin insan ürünü olduğunu söyleyen bir felsefi düşüncedir. Deizm gerçekten de oldukça doğal bir dindir. Şöyle düşünün, dinsel hikayedeki Âdem ve Havva’yı düşünün. Bizler Âdem ve Havva hikayesine inanıyor değiliz ama yine onların kabulü üzerinden düşünelim. Onların ne dini ne peygamberi ne de kitabı vardı. Bir tek tanrı inançları vardı. Onlar da bizler gibi deist idiler. Şimdi soralım. Onlar kimlere tehdit idi? Onların kendi nesillerine deist varlıkları hangi açıdan tehdit idi. Hiçbir şekilde. Eğer Diyanet İşleri Başkanı ve taraflı basını bizlere sapık diyorlarsa Âdem ve Havva’ya da sapık demelidir. Ama bu benzetmeyle durumu açıklayamıyorlar.
Evet tehdittir diyebiliriz. Çünkü Deizm kurumsallaşmış dinleri mitolojilere dönüştürür ve dinsel kürsüler Avrupa da olduğu gibi masallar anlatan makamlara dönüştürür.

Deizm karanlığa karşı bir ışık olarak tehdittir. Kirli inançlarla insanların üzerinden geçinen din tüccarların ticaretine karşı bir tehdittir. Siyasal otoritelerin aydınlanmasını istemeyen halkı için, aydınlanma tehdidir ancak dünya barışı için asla bir tehdit olamaz tam tersi büyük ve muazzam bir nimettir.

Söyleşinin tamamı için tıklayın