Magazin

Dedektifler şirket peşinde

Dedektifler, eş takibinden çok şirket araştırmaları yapıyor.

23 Ekim 2008 03:00

Dedektifler Derneği Başkanı ve Mavi Ay’ın patronu İsmail Yetimoğlu “Hukuksal dayanağı olmayan hiçbir işi derneğimizin üyeleri almıyor. ‘Acaba eşim beni aldatıyor mu?’ taleplerine kusura bakmayın cevabı veriyoruz” dedi.


İsmail Yetimoğlu ekibini şöyle tanımlıyor; “Kadın - erkek karışık... Genelde genç, dinamik, sezgileri kuvvetli olan, iyi araç kullanabilen, çalışma saati konusunda sorun yaşamayacak enerjiye sahip olan kişiler.”

Milliyet yazarı Ali Eyüboğlu, tesadüfen fark ettiği Dedektifler Derneği’ne girer ve şöyleşisine başlar.

Eşlerden çok şirketlerin peşindeyiz

Ziverbey’deki bir apartmanın duvarındaki Dedektifler Derneği tabelasını görünce Kadıköy’e gitmek üzere bindiğim minibüsün şoförüne sağda inecek var dedim. Daireden içeri girip, kendimi tanıttım ve dernek yöneticilerinden biriyle görüşmek istediğimi ilettim.
Dedektifler Derneği ile Mavi Ay Dedektif Bürosu iç içe... Kapıyı açan kadın, Dedektifler Derneği’nin Başkanı ve Mavi Ay’ın patronu olan İsmail Yetimoğlu’nun bir iş görüşmesinde olduğunu, o nedenle biraz beklememi söyledi.
Birkaç dakika sonra misafiri gidince Yetimoğlu’nun odasına geçtik. Baktım masasının üstünde kişisel sitemden alınmış özgeçmişime dair bilgiler... Yetimoğlu’na ne bu hız böyle diye takıldım, yanıtı “İşimiz bu” oldu.
Özel Dedektifler Danışmanlar Araştırmacı ve Güvenlikçiler Derneği Başkanı Yetimoğlu ile Türkiye’de henüz yasası bile olmayan dedektifliğin bilinmeyenlerini konuştuk. Özel dedektifliği besleyen şeyin sanıldığı gibi eş takibi değil, büyük şirketlerin talepleri olduğunu öğrendik.

Dedektifler Derneği ne zaman kuruldu? Kaç üyesi var? Üyeleri şirketler mi, şahıslar mı?
3 Mayıs 2007’de kuruldu. İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Bursa ve Isparta’dan toplam 46 üyemiz var. Üyelerimiz arasında özel dedektif olarak hizmet verenler de var, bu hizmeti veren firmalar da...

Türkiye çapında dedektif olup size üye olmayan ne kadar kişi var?
Bu işi yasal olarak yapıp vergisini ödeyenlerin sayısı belli. Ancak internet üzerinden ya da gazete ilanlarıyla talep toplayan bir hayli dedektif var.

Türkiye’de özel dedektifliğin yasası yok ama derneği var. Derneğin bu konudaki kuralları neler?
Birincisi hukuksal dayanağı olmayan hiçbir işi derneğimizin üyeleri almıyor. Hukuksal dayanaktan kastım, araştırma konusu neyse, bu mutlak sürede bir hukuksal dayanak içinde olmalı. Yani bir firma kendi bayilerini inceletmek için bizden bir talepte bulunursa bunu kabul ederiz ama rakip firmanın açığını yakalamak ve sonra da bunu kullanmak için bir talepte bulunursa o işi almayız.
Bireysel araştırmalarda ise hiçbir aile veya hukuksal bağı olmayan kişilerin araştırılması isteğini de kabul etmiyoruz.
Talep edilen kişi birinci derecede aile yakını değilse ya da o şahısla ilgili bir mahkemelik durum söz konusu değilse araştırma kabul edilmiyor. Bu durumu özel haklara müdahale olarak görüyoruz. Talep aldığımızda dayanakları inceliyoruz. Eğer hukuksal açıdan bir dayanak gösteriyorsa sözleşme imzalıyoruz. Ücret dahil tüm koşullar müşteriyle birlikte inceleniyor ve alınan her ücrette de fatura kesiliyor. Bu noktada dayanağı olmamasından dolayı kabul etmediğimiz bu işler ticari kaydı kuydu olmayan dedektiflere gidiyor ve sonra da derneğimize şikâyet konusu olarak geliyor. İnsanlar, “Şu dedektif bana hizmet vermedi” ya da “Kişisel bilgileri bana karşı bir tehdit olarak kullanıyor” diye şikâyet ediyor.


‘Eş takibi 8-10 bin dolar’


Fiyatı neye göre belirliyorsunuz?
Hizmetin bölgesi veya gerektirdiklerini belirleyip bir maliyet oluşturuyoruz. Masrafları değerlendiriyoruz ve masrafın üzerine ticari kazancımızı koyup müşteriye fiyat teklifinde bulunuyoruz.
Önce işin içeriğinden haberdar olmalıyız. “Acaba eşim beni aldatıyor mu?” taleplerine kusura bakmayın cevabı veriyoruz. Çünkü şüpheye dayalı bir iş yapmıyoruz. Yani bugün toplumun neredeyse yüzde 80’i şüphe içinde. Biz bu tip taleplere cevap verirsek amacımızın dışına çıkmış oluruz. Biz somut delil olacak şeyleri araştırıyoruz. Aile içinde mahkemeye taşınan bir olay vardır örneğin bir çift boşanıyordur ve ortada açılmış bir dava vardır. “Bu sebeplerden dolayı aile birliğimiz bozuldu bu şüphelerimi somut hale getirmek istiyorum ve mahkemede delil olarak kullanılmasını talep ediyorum” diyor ve biz bu işi hukuksal boyut kazandığından kabul ediyoruz.
Boşanma davasına yönelik bir eş araştırması şayet İstanbul içindeyse yaklaşık 15 gün süreyle bir çalışma planlıyoruz. Bunu altı kişiden oluşan bir ekiple araştırıyoruz. Talep edilen bir eylemi belirlediğimiz zaman şahsı görüntülüyoruz. Biz orada kişilerin özel hayatına müdahale olacak sınırı aşmamaya özen gösteriyoruz. Böylesi bir işin maliyeti 8-10 bin dolar civarında.

Bir kişiyi, örneğin bir kafede oturuyorsa hemen yan masaya kadar izleyebiliyor musunuz?
Evet, biz o kişiyle birlikte dahil olduğu sosyal faaliyeti yaşıyor ve gerekli olan delilleri elde ediyoruz.

Kişinin durumu fark edip tepki göstermesi durumu söz konusu oluyor mu?
Fark edemez, çünkü bu koşullar oluşturuluyor. Bir deşifre olma durumu söz konusu olduysa o zaman geri çekilir durum değerlendirilir daha sonra başka bir organizasyonla aynı iş devam ettirilir. Allah’a şükür bugüne kadar bir deşifre olma durumu yaşamadık.

‘Yabancı firmalardan çok büyük talep var’

Özel dedektifliğin en büyük gelir kaynağı nedir?
Dedektif dendiğinde adam takip eden demek geliyor herkesin aklına ama Dedektifler Derneği Başkanı olarak karşıyım bu tanıma. Çünkü eş takibi iş portföyümüzün en fazla yüzde 5’idir. Oysa özel dedektifliği ayakta tutan şey ticari araştırmalar. Örneğin marka olmuş firmaların ürünlerinin sahteleri yapılıp piyasaya sürülüyor. Mağdur şirket bize başvuruyor. Biz bu tür işlerde tecrübeli arkadaşları devreye sokarak gerekli araştırmaları yapıp, imalatın yapıldığı yeri müşterimizin avukatlarına bildiriyoruz. Bizim işimiz o noktada sona eriyor. Yabancı şirketler bize başvurup, Anadolu’daki bayileri hakkında araştırma yapmamızı istiyor. Bayilerin, o firmanın belirlediği kurallar dahilinde çalışıp - çalışmadığını, şirkete verdiği teminatın çok ötesinde ekonomik risk alıp almadığını araştırıp şirkete rapor ediyoruz.


Şüpheler yüzde 90 doğru çıkar’

Peki, aldığınız bu işlerin kaçı başarılı şekilde tamamlanıyor?
Başarısız olduğumuz iş olmaz. Süresi içinde bitmemiş olabilir ama sonuçsuz olmaz.

Araştırma konusu olay genelde şüphelenen şekilde mi sonuçlanıyor?
Evet. Yüzde 90, şüpheler doğru çıkar.


Annesinden kaçırılan çocuğu bulduk’

Şimdiye kadar kayıp kaç kişiyi buldunuz?

Bu bağlamda aldığımız tüm işlerde başarıya ulaştık. Üstelik bunların çoğu samanlıkta iğne aramaktan farksızdı. Örneğin Anadolu’da bir işimiz vardı. Karı - koca bebekleri altı aylıkken ayrılmış, baba çocuğunu anneden kaçırmış. Anne üç yıl boyunca aldığı her duyumdan sonra bir memur alıp gitmiş ama sonuç alamamış. Bize başvurdu. Babanın bir yerde seyyar satıcılık yaptığını öğrendik ama anladık ki adamın çocukla ilgisi yok. Çocuğun, kendisini büyüten dedesini baba, babaannesini de anne olarak bildiğini ortaya çıkardık. İşi yargıya havale ettik ve anne çocuğuna kavuştu.

Başka?
Bir ailenin “Kayıp” dediği genç kızını araştırdık. Genç kızın Kıbrıs’ta kiralık anne olarak kullanıldığını tespit ettik ve kaç aylık hamile olduğunu, nerede yaşadığını aileye bildirdik.

Özel dedektif tutup, çocuklarını takip eden aileler de var.
En sevdiğimiz iş ... Toplumun kanayan bir yarası gençlerin uyuşturucu alışkanlığı. Aileler de bundan kaygı duyuyor ve bize geliyor. Durumu ele alıp çözüme ulaştırıyoruz.