Politika

DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel: Kayyım darbesine karşı direnmek en meşru haktır

''Halkın belediyeleri olmadığını iddia ediyorsanız hemen yarın seçimlere gidelim''

11 Eylül 2016 18:18

DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi eş başkanları ve ilçe belediye eş başkanları, aralarında 24 DBP'li belediye olmak üzere 28 belediyeye kayyım atanmasına ilişkin DBP Diyarbakır İl Örgütü binasında basın açıklaması yaptı. Tuncel, siyasi iktidarın atadığı kayyımlar ile belediye binalarına polislerce baskın yapılıp, belediyelerinin taşınmazlarına el konulabileceğini ama uzun vadede bundan sonuç alınamayacağı görüşünü savunarak "Bu bir darbedir ve bu darbeye karşı direnmek de en meşru haktır" dedi.

DİHA'nın haberine göre, belediyelerine atanan kayyımlara baktıklarında ise bunların vali yardımcıları ve kaymakamlar olduğunu gördüklerine dikkat çeken Tuncel, "Buradan da açığa çıkıyor ki, aslında AKP Hükümeti belediyelerimize kendisine bağlı il ve ilçe başkanları gibi çalışan vali yardımcıları ve kaymakamları kayyım olarak atamıştır" diye konuştu.

''12 Eylül'den farkı yok''

Tuncel, kayyım atanan belediyelere baskın yapan polislerin kullandığı "Yönetime el koyduk" söylemini de değerlendirdi. Tuncel, şunları söyledi: "Bu anlayış, 15 Temmuz'da yönetime el koyduğunu söyleyen Yurtta Sulh Konseyi'nden farklı bir durum değildir. Bugün AKP hükümeti kayyım atamasıyla benzeri bir yaklaşım sergilemiştir. Bizim için bu iki yaklaşım da aynıdır. Sadece Kürt halkının değil, Türkiye halklarının da bunu kabul etmemesi lazım. Bugün kanun hükmünde kararnameler ile ülkeyi yönetenler, bu ülkeye hak ve özgürlükler sunamazlar."

Sözlerinin devamında "Kaymakam ve Vali Yardımcılarının belediyelerde ne işi var?" diye soran Tuncel, "Bu belediyeler konusunda sorunuzunuz varsa, halkın belediyeleri olmadığını iddia ediyorsanız hemen yarın seçimlere gidelim. Bu halk da iradesini ortaya koysun. Ama Kürdistan halkı karşısında AKP'nin hükmü kalmamıştır. AKP hükümeti halkın evini başına yıkan, sivilleri katleden devlet gücüdür. AKP, Kürdistan'da sadece vali ve kaymakamlarla kalmıştır, başkaca da hükmü yoktur" dedi.

Tuncel, açıklamalarının devamında şunları kaydetti: 

"KHK hâlâ parlamentoda görüşülmemiştir. Torba yasada geçirilemedi. Bunu onaylamamızı istiyorlar utanmadan bizi tehdit ediyorlar. Kendilerine gelince sokağa çıkmak meşru bize gelince bunu suç sayıyorlar. Kabul etmemiz mümkün değil darbelere karşı mücadele edeceğiz ve sorunda kazanan halkımız olacak. Devletin zor ve zulüm politikasını bu halk en ince yöntemlere kadar yaşadı ama özgürlüğünden, demokrasiden vazgeçmedi.

''Yerel demokrasi askıya alınmıştır'' 

''Türkiye halklarına, tüm siyasi partilere sesleniyoruz. Bugün yapılan demokratik siyasetin askıya alınması, yerel demokrasinin tamamen ortadan kaldırılmasıdır. Bütün Türkiye halklarının buna karşı tepki göstermesi gerekiyor. Seçimlere 2 yıl var. Bu süreçte bunlar halka hizmet edebilecek mi halkın karşısına nasıl çıkacaklar. Halk onlara oy vermediği gibi son bir yılda işkencenin, zulmün ortağı oldular.
 
''Silopi’yi, Cizre’yi yerle bir eden, insanların diri diri yakılmasının emrini veren, Şırnak’ta saldırıların emrini verenler, Silvan’ı yerle bir edenler, Sur’u yerle bir edenler, zulmedenler, insanların ölümüne neden olanlar şimdi oranın yerel yönetiminden sorumlu kılınmıştır. Bu halka zulmedenlerin bu halka verecek neyi olabilir?

''Uzun soluklu bir mücadele olacak''

''Halkımızın demokratik mücadelesini geliştirmesi ve bugüne kadar ortaya koyduğu iradenin açığa çıkarılması gerektiğini söylüyoruz.Bütün sorunların nedeni devletin Kürt sorununa yaklaşımıdır. Halkımızı cezalandıran bu yaklaşıma karşı sessiz kalmak insanlık onurundan vazgeçmektir. Biz onurumuzdan vazgeçmeyeceğiz. Bu kayyımlar yok hükmündedir. Bu uzun soluklu bir mücadele olacak. Umudumuzu kırmak istiyorlar ama biz umudumuzu mücadelemizi büyüterek başarıya ulaşacağız halkımızın bundan kuşkusu olmasın.”