CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun seçim öncesi teröre karşı ortak bildiri yayınlama, kampanya boyunca bürolar dışında bayrak asmama ve aile mahremiyetlerine girmeme konularında “Tamam varız” yanıtını verdi. Cumhurbaşkanı’nın eleştirilmemesi konusunda ise bunun Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tarafsız kalıp kalmayacağına bağlı olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Bu konuda Sayın Davutoğlu, öncelikle Cumhurbaşkanı’na tarafsız kalmasını söylemeli, o cesareti göstermeli” dedi.
İmzayı hemen atarız
Seçim öncesi çevre ve gürültü yaşanmaması konusunda hep öneri getirdik, başından beri bunu savunuyoruz. Hem kirliği önleme hem partilerin tasarrufu açısından uygundur. Sadece bu seçimde değil bundan sonraki seçimlerde de benzer bir tavır izlenirse bence daha güzel olur. Teröre karşı ortak tavır izlemek, tüm partilerin ortak paydası olmak zorundadır. Daha önce de bu konudaki tavır ve tutumuzu ortaya koymuştuk. Her siyasi parti teröre ve terör örgütlerine açık, net tavır koymalı. Biz, eğer partiler belli bir metin üzerinde uzlaşırsa yine o metne rahatlıkla imzamızı atarız en ufak tereddüt göstermeyiz.
‘Ama'lı evet
Aile mahremiyetine girmeme konusunda biz son derece özenliyiz. Ama AKP bu olaylara da tek taraflı bakıyor. Benim kızım ve eşimle ilgili yalan haber üretildi. Gönül isterdi ki Davutoğlu ona da tepki göstersin. Özellikle aile mahremiyeti konusunda hep özen gösterdim, tüm arkadaşlarımı uyardım; yanlış yapanlar olduğunu açıkça söyledim. Ama benzer tepkiyi Sayın Davutoğlu’ndan da beklerdim. Benim eşim 4 bin kişinin önünde Fazıl Say’ın konserini izliyor ama hakkında bir yata bindi diye yalan haber çıkıyor. O günlerde ne Davutoğlu’ndan ne de AKP çevrelerinden tek eleştiri geldi. RTÜK’ün de sorumluluğu var ama yapılan bir şey yok. Peki bu haberleri yapan Beyaz TV kimin yönetiminde, kimin sahipliğinde? Kusura bakmasınlar, bu konuda kimse bizim elimize su dökemez, herhangi bir telkinde, tavsiyede de bulunamaz. Bu hassasiyetimizi öteden beri koruyoruz, koruyacağız da. Biz buna varız; ama onlar da objektif olarak, lafla değil, somut olaylar, somut iftiralar ortaya çıkınca benzer tepki göstersinler. Bu konuda da evet diyorum ama böyle evet.
'Ayrışıyoruz'
Cumhurbaşkanı’nı eleştiri konusunda ise Sayın Davutoğlu ile ayrışıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı tarafsızlığını koruduğu sürece hiçbir sorunmuz yok zaten. Tartışma konusu olması, kendisinin tarafsızlığı bir tarafa bırakıp belli bir siyasi partiden yana açık tavır alması, seçim mitingleri yapmasındandır. Sayın Davutoğlu’ndan, AKP’den yana tavır takınması, eş genel başkan gibi seçim meydanlarına çıkmasıdır. Ettiği yemine sadık kalsın. Namusu ve şerefi üzerine yemin etmişti, namus ve şerefe inanıp sadık kalacaksa yeterli. Sayın Davutoğlu, ‘Cumhurbaşkanı’nı eleştiri konusu yapmayalım’ derken Sayın Cumhurbaşkanı’na da ‘Anayasaya sadakatten ayrılmayacağı ve tarafsızlığı için namus ve şeref üzerine yemin etmişti bir cumhurbaşkanı, buna özen göstermeli’ dese çok daha şık olur. Teamüllere uygun olarak bana hükümeti kurma görevini vermesi gerekirdi Cumhurbaşkanı’nın. Ama Davutoğlu, tek laf etmedi, Cumhurbaşkanı’nın takdiri, dedi. Devleti yönetenlerin isteğine, arzusuna göre takdir olmaz. İstanbul’da teröre karşı miting yapıyorlar. Yani asıl görevi terörle mücadele olan bir iktidar partisinin terörle mücadeleyi miting yaparak önlemeye çalışacağını düşünmesi kadar vahim bir tablo olamaz. Terörü bu noktaya siz taşıdınız. Şunu açıklıklı söylüyorum; gelen şehitlerin tek sorumlusu AKP iktidarıdır. ”