Başbakan Ahmet Davutoğlu, dokunulmazlıkların kaldırılması için "Türkiye 90'lı yıllarda değil. Yasama yargının önünü açıyor. Yargı da Türkiye’nin imajı bakımından hassasiyetleri gözetir diye, inanıyorum" dedi.
Karar gazetesinde yer alan habere göre, Strasbourg dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Teklife, 'Milletvekilleri gözaltına alınamaz ama soruşturulur' gibi bir cümle eklemek söz konusu mu?" sorusuna verdiği yanıtta, "Evet, o konu gündeme geldi. Burada da yargıya güven duymak lazım. Türkiye 90’lı yıllarda değil. Biz yargılama yapmıyoruz, bunun altını özellikle çiziyorum. Dokunulmazlığın kaldırılması, milletvekilinin elinden bir hakkın alınması değil, sadece yargılanmasına izin verilmesidir. O milletvekili suçlu ilan edilmiş olmuyor. Sadece yargının önünü açıyoruz. Yasama yargının önünü açıyor, yargı da eminim yasamanın aldığı karar doğrultusunda kendi görevini yapar. Türkiye’nin imajı bakımından da hassasiyetleri gözetir diye, inanıyorum" şeklinde konuştu.
'Önce suç mu işleyeyim?'
"Kılıçdaroğlu, 'Başbakan, kendisinin dosyası olmadığı için hodri meydan diyor' demiş. Ne yapayım yani? Önce suç işleyip sonra mı dokunulmazlığı kaldırayım? Böyle saçma şey duymadım. Bu teklifi onlarla birlikte verseydik, 400’ü aşkın imza olsaydı, onlar da paye alırdı. Bunu yapmadıkları için, ‘dokunulmazlıkların kaldırılmasından kaçan parti’ damgasını yediler. İnşallah bu teklif geçecek, ama nasıl geçeceğine bakacağız? Bakalım birliklerini koruyabilecekler mi? Nihayetinde bu bir Anayasa oylaması ve gizli... Kimsenin peşine düşecek değiliz. Bundan sonra önümüze bakarız. Herkesin maskesinin düştüğü bir süreç oldu."
Anayasa çalışmaları
Davutoğlu, yeni anayasa çalışmalarında gelinen süreç hakkında da bilgi verdi. Davutoğlu, çalışmalarda belli bir olgunluğa gelindiğini söyledi, "Biraz da demlenmeye bırakmak lazım. İnsanların bunu düşünmesini temin etmek lazım" dedi.
"Anayasa reformunu bir yıllık takvimin içine koyduk. Altı ay komisyonun çalışacağını düşünmüştük. CHP yüzünden akamete uğrayınca, ritmi hızlandırdık. O günden bugüne de 6-7 kez benim yönettiğim toplantılar yaptık. ‘Şimdi yazım aşamasına geçeceğiz’ dedik. Üç ana başlık var: Bir, anayasanın gerekçesi, dibacesi, temel ilkesel çerçevesi ile ilgili konular... Diğeri anayasanın ruhu dediğim temel hak ve hürriyetlerle ilgili kısım. Üçüncüsü anayasanın iskeleti dediğim, yönetim sistemiyle ilgili kısım."
"Son karma heyet toplantısında birinci kısım ile ilgili hususları belli bir olgunluğa getirdik. Bunları ben MYK’ya da getirdim. Üç beş konu var. Hepsi ile ilgili bir genel anlayış oluşsun istiyorum. Bir yere doğru gittiğimizi hissedelim. Birinci konunun sağlıklı bir şekilde olgunlaştığını biliyorum. Biraz da demlenmeye bırakmak lazım. İnsanların bunu düşünmesini temin etmek lazım."
"...Optimum zamanlama önemli. Ne adım atmama gibi bir töhmetin altında kalırız ne de aceleye getiririz. Belli bir olgunluk içinde yürütürüz."
Şehit cenazelerinde Itri
Davutoğlu, "Özellikle şehit cenazelerinde 'Cenaze Marşı yerine Itri’nin Tekbir’i kullanılsın' tartışması başladı. Bu konuda bir çalışma var mı?" sorusuna da şu yanıtı verdi:
"Diyanet İşleri Başkanımız’la konuştuk, bizim de zihnimizde yara olan bir husustur. Başbakanlık Müsteşarımıza çalışma yapma talimatını verdim, ilgili kurumlarla istişare edilecek. Bu merasimlerin milletimizin duygularına, inanç dünyasına hitap eder tarza getirilmesi için bir çalışma yapılacak."
"HDP'lilere 'Ateşle oynuyorsunuz' dedim"
"PKK yöneticilerinden vites düşürür tarzda açıklamalar geliyor. Bu açıklamalar, çözüm süreci noktasında bir şey ifade ediyor mu?" sorusunu da Davutoğlu şöyle cevapladı:
"Silahlar bütünüyle terk edilip magmaya gömülene dek operasyonları devam ettireceğiz. Kimse operasyonların durması gibi bir beklenti içinde olmamalıdır. 15 Temmuz’u, HDP yöneticilerinin iyi hatırlaması lazım. 15 Temmuz’da Cumhurbaşkanımızın görevlendirmesiyle CHP, MHP ve HDP’ye gittim. HDP’lilere 'Yaptığınız işleri yakından biliyoruz, ateşle oynuyorsunuz' dedim. O günlerde, silahlı mücadele ve ayaklanma çağrısı yapıyorlardı. 'Bunları yapmayın, meşru bir siyasi parti gibi davranın' dedim. Yanlış hesap yaptılar, irademizi ve kararlılığımızı anlayamadılar. Devlet aklı bu konularda sabırla davranır ama bir kez işlemeye başladı mı sarsılmaz olması lazım... Zannediyorlar ki dil değişimiyle bizim irademizde yumuşama olur. Hayır, silahları terk edecekler. Siyasi faaliyetlerde herkes özgürdür ama silahlı hiçbir unsura alan tanınamaz. Bunlar şimdi, ‘hatalarını anladıklarını’ ifade ediyorlar. 'Hendek siyaseti yanlıştı' diyorlar. Günaydın! Bırakacaklar silahı."
"Kilis'te bazı roketler kasıtlı"
"Suriye’deki ılımlı muhalefet ile DAEŞ arasında sınırımızın hemen ötesinde büyük mücadele sürüyor. Kilis’e isabet eden roketlerin arka planında biraz da bu var. Bazı roketlerin bizim tarafımıza düşmesi, bazen de ‘kasıtlı’ olarak hedef alınmamız söz konusu. Topçularımız gerekli müdahalede bulunuyor. Türkiye’nin ulusal güvenliği için Suriye’deki muhalif unsurlara destek vermemiz zaruret."
"72 kriter tek haneye indi"
"Vize muafiyeti şartları itibarı ile ciddi yol kat ettik. Juncker ile de bunları konuştum, kimse bu kadar yüksek performans beklemiyordu. 72 kriter vardı şu anda tek haneye indi. Siyasi Etik Kanunu, Adli Suçluların İadesi Kanunu Meclis’te. 8 tane uluslararası sözleşmeyi bu hafta Komisyon’dan geçireceğiz. Volkan beyin elinde bir liste, devamlı check atıyoruz. Her bakanlar kurulunda neredeyiz diye soruyorum. Biz haziranda vize muafiyetini alacağız arkadaşlar. İnşallah. Birisi çomak sokar mı? Gayret sarf edenler olacak ama sürecin sağlıklı işlediğine en muhalif yaklaşım içinde olanlar bile yavaş yavaş bu işin olacağını kabul etmeye başladılar. Vize muafiyeti olmazsa sadece Türkiye kaybetmez herkes kaybeder. Herkesin kazanması tek yolla olur; onlar vize muafiyetini, biz de geri kabulü uygulayacağız."