Politika

Davutoğlu: Tuğrul Türkeş'e teşekkür ediyorum, büyük baskı altına alındı, dirayetle direndi

Davutoğlu: Huzur ve istikrar için bedel ödettik, ödeteceğiz

27 Ağustos 2015 14:12

Başbakan Ahmet Davutoğlu, MHP'nin kurucu Genel Başkanı Alparslan Türkeş'in oğlu Tuğrul Türkeş'in seçim hükümeti için yapılan bakanlık teklifini parti kararına rağmen kabul etmesiyle ilgili olarak, "Tuğrul Türkeş’e bir kez daha teşekkür ediyorum. Tüm baskılara karşı anayasanın gereğini ve devlet adamı ahlakını gösterdiği için bir kez daha teşekkür ediyorum. Büyük baskı altına alındı, dirayetle direndi" dedi.

Davutoğlu, koalisyon görüşmeleriyle ilgili olarak "Tüm genel başkanlarla hükümeti birlikte konuşmayı tercih ederdim. Telefonlarımız kapalı, kapılarımız kapalı, bütün bu nezaketsizlikten sonra. Sadece rencide edileceğimi bile bile aramamı kim bekleyebilir. Onların kapıları, telefonları değil, gönülleri kapalı" ifadelerini kullandı.

Başbakan Davutoğlu, AKP Genel Merkezi'nde, AKP İletişim Merkezinin (AKİM) 2 Milyon Gülen Yüz Ödül Töreni'nde konuştu.

Davutoğlu'nun açıklamaları şöyle:

Eskiden vatandaş sadece seçimlerde aranır, destek alındıktan sonra unutulurdu. Vatandaşlar milletvekileriyle görüşmek için aracı koyarlar, küçük bir istek iletmek için bile aracılarla günlerini haftalarını geçirirlerdi. Büyük hareketler çığır açıcı özellikleriyle kendilerini gösterirler. Bizim gönlümüz halk için atar ve halk için çalışır.Halkla bağ kuramayanların yürekleri zayıftır.

 

'Hiçbir parti 13 yılda'

 

CHP'ye bakıyoruz 100 yıllık geçmişe sahip.Hiçbir parti kısa süre içerisinde AK Parti gibi; 2 Cumhurbaşkanı, 3 Başbakan, 5 Meclis Başkanı çıkarmadı. Cumhurbaşkanımıza tekrar yaptığı öncülük ve liderlik için teşekkür ediyoruz, Allah yardımcısı olsun. Allah'ın izniyle daha nice devlet adamları bu kadrolar içerisinden yetişecek ve milletin kaderine hakim olacak.

 

'Bizim dava arkadaşlığımıza zerre zarar veremezsiniz'

 

Önümüze çıkardıkları engellerle hızımızı kesmeye çalıştılar ama hızımızı kesemeyecekler. Bu vefa partisi yoluna kararlılıkla devam edecektir. Biz erdem, irfan ve ahlak hareketiyiz. Bu hareketi kimse engelleyemeyecek. Bizim dava arkadaşlığımıza zerre zarar veremezsiniz.

 

'Bedel ödettik, ödeteceğiz'

 

7 Haziran sonrasında kritik bir süreçten hep beraber geçiyoruz. Milletimizin verdiği mesajın, aldığı kararın üstünde karar olmadığını ifade etmiştim ve ne olursa olsun Türkiye’yi hükümetsiz bırakmayacağız demiştim. O günden bu güne Türkiye’de herhangi bir kaosun oluşmasına imkan vermedik. Milletin birinci mesajının AK Parti’ye, en yakın partiye yüzde 16 nispetinde farkla destek vererek ülke sorumluluğunu bize verdiğini anlamıştık.

Ülkemizin güvenliği, istikrarı, huzuru için ne karar vermek gerekiyorsa verdik. En kapsamlı terör operasyonuna tereddütsüz başladık. Bu operasyonu AK Parti’nin seçim yatırımı gibi göstermeye çalışan çevrelere soruyorum: 7 Haziran sonrasında kim bu saldırıları başlattı?

Bunları kim yaptıysa savaşı onlar başlattı. Biz de Türkiye’nin huzuru için bedel ödetmeye kararlıyız. DEAŞ’a Suriye’de bedel ödettik. PKK’ya da Kandil’de bedel ödettik. Gerekirse yine bedel ödetmeye hazırız.

 

4,5 G ihalesi

 

Dünya ekonomik krizden geçerken Türkiye’nin ekonomik istikrarı için gereken her çabayı gösterdik. Kriz beklentisi içinde olanlar, ekonomik hamleyle herhalde şaşkınlığa düştüler. 4.5 G ihalesinde 13,2 milyar devlet hazinesine girdi. Bu çapta bir ihaleyi gerçekleştirebilmek, tamamıyla şeffaf bir ortamda bu ölçekte bir kazanç elde etmek ancak sağlıklı ekonomilerde başarılabilir.

 

Koalisyon görüşmeleri

 

Yine 7 Haziran’ın doğal bir sonucu olarak kapılarımız herkese açık olarak çalışmaya başladık. Dün yapılan bazı yorumları gördüğümde, milletimizin son 2 ayı nasıl iyi değerlendireceğini bir kez daha idrak ettim. Herkes baksın yaşananlara, hiçbir zaman meşruiyet, siyasi ahlak ve nezaket çizgisinden çıkmadık. O günden bugüne bizimle görüşmek isteyen herkesle görüştük.

13 Temmuz’da Sayın Kılıçdaroğlu’yla görüştüğümde hükümet oluşumu için zemin yoklama kararı aldık. Açık yüreklilikle, birlikte çaba sarf ettiler. İstikşafi görüşmeler sonrasında tekrar oturduk, koalisyon ihtimali üzerine konuştuk. Son derece seviyeli yürüyen istişarelere rağmen yapılan bazı yorumlar dolayısıyla, açık bir şekilde görüşlerimi ifade etmek istiyorum.

Görüşmelerde AK Parti’nin dış ya da eğitim politikaları tamamıyla değişmeli denildi.

Seçim hükümeti ve kapsamlı reformlar yapacak bir hükümetle seçime gidelim dedik.

Sayın Bahçeli’nin tutumuna gelince, başka partileri görevlendirmeler, şunlar şunlar koalisyon kursun, biz yokuz diyen Bahçeli’dir. Her konuşmasında kapıları kapatan, yeni fikirlere imkan ve ihtimal dahi vermeyen Sayın Bahçeli’dir. CHP ile görüşmelerde bir hedefe ulaşılamayınca, Sayın Bahçeli’yle görüşmede daha oturduğumuz anda daha biz teklif yapmadan hayır demiştir. Herhalde bu söylediğimin gerçek dışı olmadığını inkar edemeyecektir.

 

Rencide edileceğimi bile bile...

 

Son çağrımıza kulaklarını tıkayan kendileri değilmiş gibi, anayasa hükümleri üzerinden saldırıya geçtiler. Bu anayasayı biz yapmadık. Bu anayasa, uymak için hepimizin yemin ettiği bir anayasadır. Eğer TBMM’den bir hükümet çıkmamışsa 45 gün içinde, seçime gidilir. Madem istemiyordunuz, neden birlikte bir çözüme evet demediniz?

Ben istemez miydim bu isimleri genel başkanlarla müzakere edeyim... Başbakanlık teklifine evet diyenler onursuzdur gibi, kendi vekillerine baskı yapanlar TBMM'nin onuruyla oynamışlardır. Biz böyle bir şey söylemeyiz. Milletten onay almış her vekil, siyaseten bize karşı duruşa sahip olsa dahi, onurludur. Ama onlar böyle davranmadı. Baskı oluşuyordular. Kabul ederseniz, ahlaksız siyasete ortak olursunuz dediler.

Mektupla bakanlık teklifi

 

Kendi milletvekillerine dahi güvenmediler. Zarfı açarsanız, alet olursunuz dediler. Güneş Motel gibi çirkin benzetmeler yaptılar. Güneş Motel, CHP zihniyetinin ürünüdür. Biz hiçbir zaman bu hesaplar içinde olmadık. Rahmetle anıyorum Sayın Ecevit’i ama onun döneminde yaşandı. Siyasi ahlak dersi vermeye çalışanlar kendi geçmişine baksın. 

 

Tuğrul Türkeş'in bakanlık teklifini kabul etmesi

 

Bu çerçevede, isimlerden herkesin göreceği gibi 550 vekil arasında bakanlığı hakkında yerine getirecek isim vardır belki. Tecrübesiyle birikimiyle isimlere ağırlık vermeye çalıştık. Hiçbir partinin içişlerine karışmadık, karışmayacağız. AK Parti'nin içinde bir sürü dedikodu çıkaracak şekilde kampanya çıkarmaya çalışanlar bilsinler ki buna asla zemin vermeyiz. Bu teklifleri dün yaptık. Hepsine teşekkür ediyorum, cevap vermiş olanlara. Kabul edip etmemek onların iradeleridir.

Evet, Sayın Tuğrul Türkeş’e bir kez daha teşekkür ediyorum. Tüm baskılara karşı anayasanın gereğini ve devlet adamı ahlakını gösterdiği için bir kez daha teşekkür ediyorum. Büyük baskı altına alındı, dirayetle direndi. Dün kendisiyle olumlu cevabı aldıktan sonra kendisine de ifade ettim. Böyle dönemler ağır sorumluluk alma devlet ahlakına sahip olanları da, olmayanları da ortaya koyar.

 

Bahçeli'ye: Tarih hayır, hayır, hayır diyenleri...

 

Bahçeli dün yaptığı açıklamada bu tavrı tarihin yazacağını söylüyor. Tarih, sorumluluktan kaçanları da yazacak. Tarih "hayır, hayır, hayır" diyenleri de yazacak. Kahramanca şehit düşen mehmetçiklerimiz mücadele ederken, bir bakanlık görevini yapmaktan kaçanları da yazacak. Mehmetçiğin kanları üzerinden siyaset yapanları, istismar edenleri de yazacak.

Ahlakın nihai kriteri, ülkesi ve milleti için ne yaptığıdır. ikincisi ise anayasanın gereğidir. Bizim teklifimize ahlaksız teklif diyenler, Anayasa’ya bunu söylüyor. Biz bu anayasayı değiştirmek istiyoruz. Otoriter maddeleri değiştirmek istiyoruz. Ama bu anayasa geçerli oldukça da onun gereğini yapmak, siyasi ahlakın zorunlu bir gereğidir.

 

'Bu milletvekilinin haddini siz bildirin'

 

Sayın Kılıçdaroğlu’na bir çağrıda bulunmak istiyorum. Sümeyye Erdoğan’a dönük olarak yürütülen bu alçakça kampanya, siyasi ahlaksızlığın en çarpıcı örneğidir. Sayın Sümeyye Erdoğan sadece cumhurbaşkanımızın kızı değildir. Daha genç yaşında, ahlakıyla irfanıyla onurlu bir Türk hanımıdır. Ona yapılan hakaret, bütün genç hanımlara yapılmıştır. Nerede kadın hakları savunucuları? Nerede STK sözcüleri? Nasıl bir kara bulut çözmüş ki üstlerine, böyle ağır bir hakaret yapıldığında sessiz kalır. Sayın kılıçdaroğlu ile son iki buçuk aydır görüşmeler yaptık. Ailelerimizden bahsettik. Şimdi kendisine sesleniyorum. Bu milletvekilinin haddini siz bildirin.

İnsanların aileleriyle, siyasilerin aileleri üzerinden oyunlara kalkışanların haddini siz bildirin. Ama siz bildirmezseniz biz had bildirmeyi de biliriz.

Şimdi bu ağır sorumluluğu bir taraftan yürüteren, ben kılıçdaroğlu’nun çocuklarından birine hakaret edilirse şuradan söylüyorum, ilk ben savunacağım. O gün konuştuğumuzda, bizim hayatımızdan nasıl etkilendiklerini karşılıklı olarak dile getirmiştik. Peki bizim için geçerli olan sayın cumhurbaşkanımız ve Sümeyye Erdoğan için geçerli değil mi? Rakip siyasi partilerin genel başkanları olabiliriz ama hepimiz insanız, hepimiz insanız, hepimiz insanız.

Bütün genel başkanlara sesleniyorum. Gelin hep beraber siyasi ahlak dersini birlikte yapalım. Kılıçdaroğlu’ndan beklentim bu konuda sesini yükseltmesidir. Önemli olan onurlu Türk hanımlarının bir hakarete maruz kalması. Hepimiz sesimizi yükseltmeliyiz.