TSK'daki cunta yapılanması tarafından düzenlenen darbe girişiminin ardından Gülen cemaatine yönelik başlatılan soruşturma kapsamında tutuklanan Genelkurmay Komuta Kontrol ve Hava Füze Savunma Daire Başkanı Tuğgeneral Mehmet Arif Pazarlıoğlu, savcılık sorgusunda “Makamımın kapısını kilitleyip odamda oturdum. 1-2 kez tuvalete çıktım. Daha sonra uçaklar alçak geçiş yapmaya başlayınca odamdan hiç çıkmadım. Hatta tuvalet ihtiyacımı poşetlerle giderdim” dedi.
Hürriyet'ten Mesut Hasan Benli'nin haberine göre; Tuğgeneral Pazarlıoğlu’nun savcılık ifadesi özetle şöyle:
“İzin dönüşü 15 Temmuz 2016 günü sabah 09.00’da görevime başladım. 20 günlük boşluğu doldurmak için görevimizde yoğun olduğundan ve evraklar biriktiği için gün boyu çalışmalar yaptım ve akşam normal mesai saatinde de çıkış yapmadım. Saat 20.30-20.50 sıralarında hava kararmış vaziyetteyken silah sesleri duydum.
"Camdan baktım"
Odam ön tarafa bakıyor ve ben pencereyi açarak aşağı baktım. Birkaç askerin duvarın köşesinde yan yana siper almış vaziyette durduklarını gördüm. Bu sırada ara ara silah sesleri geliyordu. Hemen ardından koridorun sondaki büyük camdan aşağı baktım. Bu arada iki sivilin yerde yattığını, diğer iki üniformalının ise bu sivillerin üstüne bastığını gördüm. Bu arada bizim kattaki ismini hatırlayamadığım posta benim yanımdaydı.
"Herkes odasına çıksın' dediler"
Karşı odamda olan Alpaslan Çetin Paşa (Genelkurmay Başkanlığı Harekat Plan Daire Başkan Yardımcısı tutuklu) derhal harekat merkezine indi. Ardından ben de harekat merkezine indim. İndiğimde kimliğimi okuttum ancak geçersiz kart yazdı. Bu sırada görmediğim ancak şu an darbeci olduğunu değerlendirdiğim kişiler ‘komutanımızın emri giriş çıkışlar yasaklandı herkes odasına gidecek’ diye seslendiler. Bunun üzerine üçüncü kata çıktım.
"Odayı kilitleyip oturduk"
Harekat Başkanı izinde olduğu için yerine vekalet eden Tümgeneral Baki Kavun’un yanına gittim ve durumu izah ettim. Çatışma olduğunu, nizamiyenin kapatılmış olduğunu söylediklerini söyledim. Baki Paşa bana kendisinin de harekat merkezine alınmadığını söyledi. Bir saate yakın odasında oturduk. Karargah içerisinde silah taşımak yasak olduğu ve biz de silah olmadığı için güvenlik almak amacıyla odalarımızı kilitleyip içeride oturmaya karar verdik.
"Tuvalet ihtiyacımı poşetlerle giderdim"
Bunun üzerine ben 4. kattaki odama çıktım. Kapıyı kilitleyip odamda oturdum. 1-2 kez tuvalete çıktım. Daha sonra uçaklar alçak geçiş yapmaya başlayınca odamdan hiç çıkmadım. Hatta tuvalet ihtiyacımı poşetlerle giderdim. Sabah Alpaslan Paşa beni aradığında Baki Paşa’ya ulaşamadığını söyledi. Bende uluşamadığımı kendisine söyledim ve yukarıya çağırdım. ‘Tamam geliyorum’ dedi ve telefonu kapattı. Ondan sonra tekrar aradı ve Korgeneral İlhan Talu Paşa’nın aradığını benim de aşağı inmemi söylediğini söyleyince ben de aşağı indim.
"Başbakanlığa bildirin"
Harekat merkezinde durumun normal olduğunu gördük. Baki Paşa’yı aramaya devam ettik. Yaklaşık bir saat sonra Baki Paşaya telefonla ulaştık ve yanına gittik. Kendisinin rehin alındığını bize söyledi. Televizyonda darbe girişimine ilişkin haberleri izledik. Dışarıdan bağırış sesleri geliyordu. Tel örgüden girmesinler diye havaya ara ara ateş açılıyordu. Bu arada biz kahvaltı yaptık. Odalarımıza ayrıldık. Biz harekat merkezine indiğimizde Cari Harekat Daire Başkanı İlhan Kırtıl’ı aradık, burada nöbetçi ekip var, bu yüzden duyarlı olunmasını ve bu durumun Başbakanlığa iletilmesini bildirdik. İlhan Kırtıl yaptığımız görüşme sırasında durum hakkında bilgi aldı.
"Kilidi açtım, 'Ben buradayım' dedim"
Daha sonra yukarı çıkıp yukarıda bahsettiğim gibi kahvaltımızı yaptık. Saat 15.30 civarında darbecilere müdahale eden ekip, odalara bakıyordu ben de o sırada kilidi açtım ve kapıdan çıkıp ‘ben buradayım’ deyince beni yakaladılar ve yere yatırdılar. Ondan sonra gözaltına alındım. Darbeye teşebbüs öncesinde ve sonrasında ben kesinlikle bu konuya ilişkin bir emir almadım. Zaten 20 gün izindeydim.”