Fehmi Koru*
Kısa adıyla ’15 Temmuz Darbe Girişimi Komisyonu’ için ilk söyleyebileceğim şey, görüşlerinden yararlanmak üzere davet ettikleri kişiyi aralarına alana kadar geçen sürede olağanüstü nazik davrandıkları…
Onlar namına sizi arayanlar nazikçe davet ediyor; gerektiğinde saatinizi değiştirebilme teklifinde yine nazikçe bulunuyor ve sandalyenize oturana kadar her türlü konforunuz sağlanıyor…
Yıllar sonra yeniden Meclis Lokantası‘na girmem de Komisyon Başkanı Reşat Peteksayesinde oldu.
Sandalyeye oturur oturmaz hava değişiyor ama…
Hayır, davetliye herhangi bir saygısızlıkları olmuyor; kendi hesabıma olmadığını söyleyebilirim. Ancak, ellerinde önceden aldıkları notlar… bildiklerini sandığım konuları bile soruyor da soruyorlar…
Üç saatin sonunda ”Sizin hiç insafınız yok mu?” makamından ”Bitiremez miyiz?” demeye başlamamla oturumun sona ermesi arasında rahat yarım saat daha geçti.
Tam 3,5 saatlik bir oturum oldu bizimki…
Öğrenme aşkı diyebilirsiniz buna.
Mehmet Ağar’ın anlattıklarını dinleme fırsatı buldum
Komisyon 15 kişiden oluşuyor; Meclis’te yer alan dört partinin hepsi milletvekili üyelerle temsil ediliyor. Konuya ilgi duyan başka milletvekilleri de katılabiliyor oturumlara; gazeteciler de, Meclis’e girebilmeyi başarmış başka konuklar da…
Ben TBMM’nin kurduğu ‘darbe komisyonları’nın gediklilerinden sayılırım. 2012 yılında faaliyet gösteren 28 Şubat Darbesini Araştırma Alt-Komisyonu da davet etmişti ve o zaman da dinlenmiştim.
O alışkanlıkla, girer girmez en alt kata doğru yollanıyordum ki, genç bir görevli ”Bizim komisyon başka yerde” uyarısıyla beni iki kat yukarıda geniş bir salona soktu.
Gerçi ‘soruşturma’ değil bir ‘araştırma’ komisyonuydu bu defa kurulan, ama bir alt-komisyon da değildi.
Herhalde bu sebeple, üyeler, davetliler ve başka konukların kendilerini daha rahat hissedecekleri şimdiki geniş salon bu komisyona tahsis edilmiş…
Önceden belirlenen saatte gidip hemen salona alındığımda benden önceki konuk dinleniyordu. Salona heyecan hakimdi. AK Partili olduğunu düşündüğüm (bazılarını zaten tanıdığım) milletvekili üyeler konuğa olağanüstü saygıyla hitap ediyorlar, CHP ve HDP’li üyeler ise…
Hayır, onlar da nezaketi elden bırakmıyorlardı Mehmet Ağar‘a karşı…
Mehmet Ağar kaçın kurrası, benim salonda bulunduğum 40 dakikalık zaman aşımında bile, ertesi gün gazetelerin birinci sayfalarına girecek pek çok şey söyledi.
Sıkıştırıldıkça biraz daha açılarak…
O sıkıştırmaları görünce kendimi fazla rahat hissetmemeye başladığımı itiraf ederim.
Dugin gelecek ve Komisyon’a bilgi verecek
Komisyon çalışmalarına başlamadan önce bir usul kararı almış; o da şu:
”15 Temmuz yalnızca AK Parti’ye, hükümete, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a karşı yapılmadı, aynı zamanda TBMM’yi, demokratik sistemi ve ülkeyi de hedef aldı darbeciler; biz de komisyonda farklı partilerden üyelermiş gibi davranmayalım, birbirimizle didişmeden bu görevi sürdürelim.”
Bazen birbirlerine de lâf atsalar bile bu kurala genel olarak uydu bütün üyeler…
Salonda ‘kim kimdir?’ bilmeyen, üyelerin hiçbirini önceden tanımayan bir dinleyici, bazen‘işkence’ sözcüğünü kullanan, ‘mağdurlar var’ diyenlerin AK Partili olmadığına hükmedebilir, ama o kadar…
Gerçekleri öğrenip en titiz biçimde raporlaştırmak, 15 Temmuz’u ve sonrasında neler olup bittiğini öğrenmek isteyen herkese bir yol haritası sunmak kararlılığı hakimdi salona…
Oturduğum yerden bir yandan soruları alıp cevaplamaya çalışırken, bir yandan da masanın etrafındaki milletvekilleri dışında salonda bulunanlara ara sıra göz atıyordum.
Milletvekili danışmanı olduklarını sandığım gençten birileri, konuşmalar sırasında gözden kaçmış olabileceğini düşündükleri bazı görüşleri veya o görüşlere cevap teşkil edecek bilgileri not olarak üyelere sunuyorlardı…
Tabii, meslektaşlar da, biraz sonra TV kanallarında, ertesi gün gazetelerde haber olacak haberler çıkarmakla meşguldüler…
Ben de öyle…
Konuşurken bile ”Acaba haber olabilecek bir şey söylenir de, ben kaçırır mıyım?”ikircikliğindeydim.
İşte size bir haber: ‘‘Darbe yapılacağı haberini bir gün önce siyasiler ve üst düzey yetkililerle görüşürken dile getirdim” dediği gazetelere haber olmuş, ‘Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yakını’ bilinen Aleksandr Dugin de Komisyon tarafından davet edilmişti ya…
Geleceğini bildirmiş Rus siyaset bilimci… Biraz geç, 2 Mayıs’ta, ama gelecekmiş işte…
Kendisinden burada söz ederken, onun bir eserini eski başbakan Ahmet Davutoğlu‘nun vaktiyle mütevelli heyeti başkanı olduğu İlim ve Sanat Vakfı‘nın yan kuruluşu ‘Küre Yayınevi’nin yayımladığını da belirtmiştim.
T24'ün notu: Alexander Dugin 26 Ekim'de davet edilmişti
* Bu yazı Fehmikoru.com'da yayınlanmıştır